Korona Öncesi ve Sonrası

Korona diğer adıyla Covid-19 küresel salgını tüm dünyanın feleğini şaşırttı her açıdan. İnsanlar eve kapandı, sanayi durdu, birçok alışkanlık değişti, insanlar ‘ne yapacağız?’ telaşına düştü, kayıplar oldu, kahramanlıklar baş gösterdi, bilim ve akıl öne çıktı; sağlık çalışanları bir anda en önemli kahraman olmaya başladı. Bu arada farklı karşı teorilerde farklı şekilde meşgul ediyor zihinleri.
Güzel gelişmeler de oldu. İnstagram da herkes kendi medyasını yarattı. Akşamları sohbetler, konuk ağırlamalar, bilgi ve sohbet paylaşımları arttı; bunun yerine televizyonlar daha az izlenmeye başladı, uzaktan eve servisler altın çağını yaşıyor. Uzaktan eğitim de (pek eğitim sayılmaz ama) mecburen hayatımıza girdi. Bilgisayardan teknolojiden uzak kalmaya çalışan insan şimdi teknolojiyi bir nimet olarak görmeye başladı.
Salgın sonrası, neler olacağını ve hayatın yeniden şekilleneceğini, çok şeyin eskisi gibi olamayacağını söylüyor. Bunlar birer öngörü ama acaba ne kadar gerçekçilik taşıyor ve kim en doğru tahmini yapacak tabii bu da ayrı bir yazı konusu. Şimdilik belkilerle idare edeceğiz…
Şu kesin ki nasıl daha önce milattan önce ve sonra diyorsak bundan sonra da KO ve KS diyeceğiz yani Korona’dan önce ve sonra. Yeni bir milat olacak bu kesin. Bunu ilk beyan edenlerdenim tivıtırda. Yine de insanların bazı davranışlarının çoğu değişecek eminim. Bazıları ise değişmeyecek zira nasıl lastiği çekersin uzar, bırakırsan eski halini alır ya, öyle olacak işte. Yeterince darbe alanlar etkilenecek bunun bir oyun olduğunu düşünenler de ise fazla değişim olmayacak gibi.
Selamlaşmalarımız, sarılmalarımız değişti kesin; psikologlar fazla mesai yapacak, takıntılar ve şüpheciliklerle ilgili. Yeni bir gelir kaynağı yaratılacak, birçok işyeri yerini başka işlere bırakacak; silahlanma yerine virüsleri de önemli bir düşman olarak algılayıp oralara para aktaracak devletler. Yeni iş kolları gelecek. Klasik çalışma yerine esnek model gelebilir. Milyonlarca insan iş aramak zorunda kalacak. Göçler, Allah korusun, sosyal çalkantılar insanlığın başına sorun olacakmış gibi görünüyor.
Belki biraz ülkeler arası düşmanlıklar azalır zira bu düşman, dost-düşman, zengin-fakir, genç-yaşlı tanımıyor. İşbirliği yapmayı, dost olmayı, ortak çalışmayı, daha duyarlı, hoşgörülü, insancıl olmayı, doğayı korumayı ve doğal yaşamayı öne sürüyor. Uçakla uçmayınca, arabalar yoldan çekilince, vapurlar işlemeyince; insan eve kapanınca doğal olarak doğa kendini baharla birlikte yenilemeye, değiştirmeye ve canlandırmaya başladı. Hava temizlendi, sahillere balıklar, yunuslar, foklar akın etti. Dağların tepeleri uzaktan görülmeye başlandı.
İnsanlar sevdiklerini çok özledi; olaylar da onların değerini bilmeleri, zaman ayırmaları ve daha yakın, anlayışlı olmaları için fırsat yarattı. Onlara ayrıca, “Bırakın, bir takım robotlar yaratmayı doğayı hor kullanmayı, kibri, egoyu, robotik programlar tasarlamayı” dedi ve ekledi: “Daha insanca bir yaşam için kolları sıvayın, birlikte çalışın, birlikte üretin ve hayatın tadını çıkarın” diye de fısıldamayı da unutmadı… Tabii duyana…