banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

TÜSİAD Dijital Türkiye Konferansı; OYUNUN KURALLARI DEĞİL KENDİSİ DEĞİŞTİ

TÜSİAD tarafından ‘Oyunun kuralları değil, kendisi değişti’ temasıyla online düzenlenen ‘Dijital Türkiye Konferansı’, Türkiye’nin dijital dönüşüm yol haritasını ele aldı: “Yeni normale uyum sağlanırsa Türkiye dijital devrimde lider olabilir.”

KAPAK 01.02.2021, 00:00 27.02.2021, 12:39
24099
TÜSİAD Dijital Türkiye Konferansı; OYUNUN KURALLARI DEĞİL KENDİSİ DEĞİŞTİ
banner625

TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) tarafından Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş yolculuğunda küresel rekabet gücüne katkı sağlamak amacıyla düzenlenen ‘Dijital Türkiye Konferansı’, 27 Ocak 2021 tarihinde ‘Oyunun kuralları değil, kendisi değişti’ temasıyla online olarak gerçekleştirildi.
Covid-19 salgınının ivmelendirdiği dijital teknolojilerle dinamikleri hızla değişen dünyada yeni iş modelleri, sanayide dijital dönüşüm ve yazılım sektörünün geleceği gibi dönüşüm sürecinin ana unsurları, Pandemi sonrası Türkiye ve dünyadaki dijitalleşme süreci ve dijital teknolojilerin ele alındığı Konferans’ta, 12 oturumda yerli ve yabancı alanında uzman 41 konuşmacının görüşlerini aktardı.

“Türkiye oyunda kalır”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, açılış konuşmasında, salgının oyunu ve oyunun kurallarını değiştirip dönüştürse de Türkiye’nin oyunda kalacak hız ve esnekliğe sahip olduğunu söyledi: “Konvansiyonel hangi kural değişirse değişsin, dijital dönüşümde biz büyük düşünüyor, büyük oynuyoruz. Ülkemizin dijital teknolojiler alanında insan sermayesiyle, yazılımıyla, donanımıyla ve altyapısıyla daha da güçlenmesi için bütüncül bir bakış açısıyla çalışıyoruz. Verinin giderek en değerli maden niteliği kazandığı günümüzde iş dünyamızla, üniversitelerimizle ve kuluçka merkezlerimizle el ele vererek değişen trendlerin öncüsü olacağımıza yürekten inanıyorum.”
Fuat Oktay, kamuda dijital dönüşüme azami önem vererek 735 kurumun 5 bin 517 farklı kamu hizmetini, 52 milyonu aşkın kullanıcı sayısına ulaşan e-devlete entegre ettiklerini, sıfır belge politikasıyla vatandaş ve iş dünyasından istenilen hizmet başına ortalama belge sayısını 3.47 seviyesinden 0.17’ye düşürerek bürokrasiyi azalttıklarını paylaştı. Oktay, dış ticareti kolaylaştırmak için gümrüklerde dijitalleşmeye yönelik projelere hız verdiklerini, dış ticarette tek pencere sistemiyle dış ticarete konu ürünler için gerekli tüm bilgi ve belgeleri tek bir başvuru noktasından sunarak süreci hızlandırdıklarını anlattı: “Hedefimiz dış ticarette çıkış ve varış noktaları arasındaki lojistik operasyonların optimizasyonunu sağlayacak fiziki, dijital ve yasal altyapıyı oluşturmaktır. Fiber altyapıya olan yatırımları destekleyerek, yüzde 11 ilerleme kaydederek, 413 bin 309 kilometreye ulaştırdığımız fiber uzunluğumuzu geliştirmeye var gücümüzle devam ediyoruz. Dönüşümde önemli göstergelerden olan makineler arası iletişim abone sayısı 2015’teki 3.2 milyon seviyesinden bugün 6.4 milyona yaklaşmış, 5 yılda yüzde 100’ün üzerinde artış gerçekleşmiştir. Bu çalışmalar sonucunda Birleşmiş Milletler e-Devlet Gelişmişlik Endeksi’ne göre ülkemiz Çevrim İçi Hizmet Endeksi’nde 27. sıradan 22. sıraya, Telekomünikasyon Altyapı Endeksi’nde 89. sıradan 79. sıraya ve e-Katılım Endeksi’nde 37. sıradan 23. sıraya yükselmiştir.”
Fuat Oktay, iş dünyasına seslendi: “Gelin 2021’i dijitalleşmede Türk iş dünyasının şaha kalktığı bir yıl olarak tarihe yazalım. Biz de hükümet olarak ekonomik ve mali alanda atılacak adımları hukuki reformlarla destekleyerek yatırımcılar için öngörülebilirliği artıracağız.”

“4. Sanayi Devrimi’nin öncü ülkelerinden biri olmayı hedefliyoruz”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ülke olarak yeni nesil teknolojilerin pazarı değil, geliştiricisi, 4. Sanayi Devrimi’nin öncü ülkelerinden biri olmayı hedeflediklerini söyledi. Ticaretten sanayiye, eğitimden sağlığa her alanda çok hızlı bir teknolojik dönüşümün söz konusu belirterek ‘türkiye.gov.tr’ye 2020 yılında 52 milyon vatandaşın 2 milyardan fazla giriş yaptığını kaydetti. Varank, yaygın dijitalleşmenin kayıt dışılığın azaltılması ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi gibi çok önemli pozitif etkileri bulunduğunu, kayıt altına alınmanın büyüme rakamlarına yansıdığını, IMF’nin 2020-2021 Türkiye büyüme öngörülerini revize ettiğini, yüzde 5 küçülme yerine yüzde 1.2 büyüme tahmin ettiğini, 2021’de Türkiye’nin yüzde 6 büyüyeceğini öngördüğünü paylaştı.
Bakan Varank, dijital dönüşümü 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin ana odağına aldıklarını, sanayi altyapısını rekabetçi hale getiren ‘model fabrika’ projesinde Ankara ve Bursa’da faaliyetlerin başladığını, Konya, Kayseri, İzmir ve Mersin’de yakında faaliyete geçileceğini aktardı.
Varank, Türkiye’de üretilen yazılımların niteliğini artırmak için yerli ve yabancı teknoloji şirketleriyle birlikte ‘Açık Kaynak Platformu’ inisiyatifini başlattıklarını, firmaların dijital dönüşümüne yönelik mali destekleri güçlendirmek amacıyla Türkiye’nin Dijital Avrupa Programı’na katılım sağlaması yönünde çalışmaların devam ettiğini açıkladı. AB ile yürütülen ‘Rekabetçi Sektörler Programı’ kapsamında yaklaşık 5 milyon avroluk bütçeyi ‘Akıllı Teknolojiler Tasarım, Geliştirme ve Prototipleme Merkezi’ projesine, 9.9 milyon avroluk bütçeyi ‘Endüstriyel Yetkinlik Merkezi’ projesine ve 10.5 milyon avroluk bütçeyi ise ‘Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün Dijital Dönüşümü’ projesine kullandırdıkları bilgisini veren Varank, işgücünü geleceğin mesleklerine yönlendirmek için çalışmalar yaptıklarını, Sanayi Doktora Programı kapsamında dijital teknolojiler alanında 19 farklı üniversitenin 27 farklı sanayi firması ile yaptığı 31 projeyi desteklediklerini, bu projeler kapsamında 123 doktora öğrencisini yetiştireceklerini ve doktora öğrenimleri sonrasında onlara istihdam desteği sağlayacaklarını ifade etti.
Varank, salgınla birlikte daha da hızlanan dijitalleşme sürecini çok iyi yöneterek Türkiye için fırsata çevirmek istediklerini vurguladı: “Dijitalleşmede bahaneye yer yok, imkan ve fırsat çok. Bu süreçte iş dünyamızla, sivil toplum ve meslek kuruluşlarımızla ve üniversitelerimizle birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Sivil toplum kuruluşlarımızın ve iş insanlarımızın reform taleplerinde daha cesur olmasını bekliyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, bizler bu yolda her türlü desteği vermeye hazırız.”

“Sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemine ihtiyaç var”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, toplumsal ve ekonomik tüm süreçlerde bir dijital dönüşüm yolculuğu içinde olunduğu bu sürecin başarısı için; yetkin insana, sağlıklı işleyen altyapıya, stratejik yatırımlara, etkili işbirliklerine, yüksek Ar-Ge ve inovasyon kapasitesine, sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Kaslowski, dijital dönüşümün itici güçlerinden olan yazılım sektörünün ve etkileşim içinde olduğu dijital sektörlerin toplam büyüklüğünün önümüzdeki 5 yıl içinde yaklaşık 2 kat artarak 4 trilyon dolara çıkmasının beklenildiğini paylaştı: “Bu dönemde şirketlerimizin dijital dönüşüm yatırımlarını, çevik ve stratejik bir planlama çerçevesinde gerçekleştirmeleri, etkinliği ve başarıyı belirleyen unsurlar olacak. Dönüşüm sürecinin insan kaynağından veri güvenliğine, iletişim altyapısından organizasyon yapılarına ve paydaşlarla işbirliklerine kadar her alanda bütünsel olarak ele alınması gerekiyor.”

“Teknolojilerin ülkemizde üretilmesi kritik önemde”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim, bu dönemde Çin ve Güney Kore’nin teknolojinin geliştirilmesinde önemli bir atılım içerisinde olduğuna değindi: “Bu gelişme devam ederse, ‘gelişmiş ülkelerin teknolojiyi, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri ürettiği’ uluslararası iş bölümünde köklü dönüşümler yaşanacak. Bu sebepledir ki gelişmiş ülkeler yazılım, sosyal medya ve bulut teknoloji şirketlerini global anlamda konumlamaya çalışırken; gelişmekte olan ülkeler ise girişimcilerini ve teknoloji sektörlerini geliştirip bilişim ithalatlarını sınırlamaya çalışıyor. Biz de TÜSİAD olarak artan bir vurgu ile teknolojilerin ülkemizde üretilmesinin gerek sanayimizin gelişmesi gerek ekonomimizin küresel rekabetçiliği ve gerek gençlerimizin istihdamı açısından kritik olduğunu belirtiyoruz.”

“Türkiye dijital devrimde lider olabilir”
Konferansın Konuk Konuşmacısı World Economic Forum (WEF-Dünya Ekonomik Forumu) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Schwab, salgının her zaman olduğu gibi iş yapmaya devam etmenin işe yaramayacağını gösterdiğini söyledi: “Dünyanın yenilenmeye ihtiyacı var. Ve bu sadece hükümetler, devletler kendi stratejilerini değerlendirip yaparsa mümkün olacak. Sanayi 4.0 devrimi yenilenmede önemli rol oynayacak. Ancak bu yeni teknolojinin kapsayıcı ve adil olması gerekiyor.”
Ekonomik ve jeopolitik açıdan önemli bir aktör olan Türkiye’nin dijital devrimin fırsatlarından en iyi şekilde istifade edebilme konusunda liderlik üstlenebileceğini öngören Schwab, şunları dile getirdi: “Teknolojinin değişim hızına ayak uydurmalıyız, teknoloji, inovatif ve yenilikçi adımları toplumun faydasına olacak şekilde kullanmalıyız. Doğru becerilerle işgücünün yeniden donatılması, hayat boyu öğrenme modelinin kurgulanması gerekiyor. Türkiye’nin genç ve dinamik bir nüfusu var. Gençler beceri ve yeteneklerini kullanıp ülkeyi küresel liderliğe yükseltebilir. Teknolojinin fırsatları kadar riskleri de barındırdığı unutulmamalı. Ülkelerin teknoloji ve inovasyonu dengeli bir şekilde yürütmesi gerekiyor. Burada doğru denge ve kontrol sistemi olmalı. Dijital dönüşümün adil ve kapsayıcı olacak şekilde yaygınlaştırılması için uluslararası platformların dayanışması ve işbirliğinin yürütülmesi gerekiyor. Temel durum rekabetçilik içinde işbirliğini yapmak. Dijital uçurumu ve eşitsizliği azaltmak için sağlık, eğitim ve finansta işbirliği sağlanmalı.”

“Post-Covid Dünyada Sanayi, Teknoloji ve İş Yapma Kültürü"
“Post-Covid Dünyada Sanayi, Teknoloji ve İş Yapma Kültürü” oturumunun moderatörlüğünü TÜSİAD Bilgi ve İletişim Teknolojileri Çalışma Grubu Başkanı, SabancıDx Genel Müdürü Burak Aydın yürüttü.
Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO Hüseyin Gelis, dijital dönüşümde ekosistemin sağlıklı olması gerektiğini belirterek, “Kültürler değişebilir. Ama değerlerimiz kalsın. Bu değerler; sorumluluk, zorunluluk, teknolojinin faydaları, birlik ve beraberlik olmalı. Bunlar olursa daha ahenkli bir ekosisteme ulaşabiliriz” dedi. Gelis, sanal dünyada iş yapmayı ‘külfet’ değil, ‘nimet’ olarak tanımladı. Yenilik ve inovasyonun, sorumlu şekilde yeni teknolojiler sunmanın önemini vurgulayan Gelis, teknolojik gelişimde insansız üretimin hiçbir zaman olmayacağına inandığını söyledi: “Robotların hayatımıza girmesi bir tehdit değil yardımcıdır. Endüstri 5.0’ın nimeti budur.” Gelis, her yer ofis konseptinin verimli olabileceğinin görüldüğünü, önümüzdeki dönem şehir dışına göçün yaygınlaşacağını öngördü: “Bunu desteklemek ve teşvik etmek lazım. Kamuya ve devlete sesleniyorum, bunu gerçekleştirmek için işbirliği, vergi teşviki gerekiyor.”
Microsoft Türkiye Genel Müdür Levent Özbilgin, teknoloji ve dijitalleşmenin ekonomik ve sosyal kalkınmanın anahtarı olduğunu, inovasyonu belirli kesimin değil tüm toplumun hayatını kolaylaştıracak ve kapsayacak bir kavram olarak gördüklerini belirterek, “Türk şirketlerinin dijitalleşme yolculuğunda adaptasyonu ve çevikliği ile Türkiye’yi birçok alanda ileriye taşıma kapasitesine fazlasıyla sahip olduklarını düşünüyorum” dedi. 5G teknolojisinin bulut bilişim ve inovasyonda kritik olacağını öngören Özbilgin, Türkiye’nin bu alanda müthiş bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdi: “Teknolojide ‘teknolojinin gücüne duyulan güven, inovasyonu tetikleyecek insan gücü ve yeni teknolojinin filizlenmesini sağlayacak teşvikler’ olmak üzere 3 ana başlığın önemine değinen Özbilgin, Türkiye’de 4 işletmeden 3’ünün teknoloji alanında yetkin insanlara ihtiyacı arttırdığını, büyük işgücü açığını kapatmak için tüm kurumların bu konuya odaklanması gerektiğini paylaştı.
Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Steven Young, Pandemi sürecinde sermayenin bir sektörden başka bir sektöre kaydığını, Türkiye’de bu dönüşümün iyi bir şekilde gerçekleştiğini, insanın ürüne gitmesi yerine ürünün insana gitmesinin başarıldığını dile getirdi: “Şirketlerin yapısı açısından belki de farkında olmadığımız çok güzel bir gelişme oldu, hiyerarşi azaldı. Ne kadar özgür, eleştiren, düşünen şirket kurarsak o şirket o kadar yaratıcı, darbelere karşı da güçlü olur, değişimi benimser ve değişimi yönetir. Bosch olarak üniversite mezununu CEO yapmıyoruz ama şirket içindeki farklı nesilden çalışanları hiyerarşi olmadan 10 kişilik çevik ekipler kurduk. Ben de grubun başkanı olarak değil takımın üyesi olarak oradayım. Bu modeli tüm kurumlara öneriyorum. 5 sene sonra şirket daha hızlı daha çevik, elemanlarının mutlu çalıştığı bir şirket olur.”

Türkiye’de Yazılım Sektörü
Türkiye’de Yazılım Sektörü (Mevcut Durum, Geleceğe Dönük Öngörüler) oturumunu yöneten TÜSİAD Yazılım Çalışma Grubu Başkanı, Arçelik Genel Müdür Yardımcısı (Strateji ve Dijital) Utku Barış Pazar, Türkiye’nin 100/150 bin yazılımcısı bulunduğunu, rekabet ettiğimiz Polonya’nın 380 bin yazılımcıyla 15 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini, ülkemizde yazılım ihracatının ise 800 milyon dolar civarında seyrettiğini dile getirdi.
Telenity CEO İlhan Bağören, yazılım sektöründe işgücü olarak uluslararası yetkinliğin yakalanmış olduğunu ancak teknolojiden para kazanılmadığını, ürünleştirmede başarısız olunduğunu ileri sürdü. “Bu sürecin 20 yıl gerisindeyiz. Bundan dolayı firmalarımızın çalışan başına geliri yıllık 20-25 bin dolar iken uluslararası rakiplerde bu oran 150 bin dolarda.” Ürünleşme yani ürün yönetiminde uluslararası rekabetçi şirketlerde 7 mühendise 1 ürün yöneticisi düştüğünü, Türkiye’de 140 bin yazılımcı için 20 bin ürün yöneticisine ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.
500 İstanbul Yönetici Ortağı Rina Onur Şirinoğlu, yıllık 60 bin mezun verdiklerini ve ümitsizliğe kapılamamak gerektiğini paylaştı: “Hindistan, Ukrayna, Çin’de katmadeğeri düşük, dışarı iş yapma yani taşeron kültürü gelişiyor. Bizim mühendislerimiz ise o tarafta değil, daha çok ürün geliştirmeye ilgili. Ürün geliştirmek katmadeğer demek. Makinenin içinde tüm mühendislerin A plus olmasına gerek yok. Kurum için yapılanmada dijitalleşme proseslerinde optimizasyonu sağlamak için yazılımla lise müfredatında tanışmak gerekiyor.”
Logo Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Tekbulut, yazılımın, geçen 40 yılda ekonominin dönüşmesine yön veren sektör olduğunu belirterek dünyanın en zengin kişileri listesinde genellikle yazılım şirketi sahibi iş insanlarının bulunduğunu anlattı. Türkiye’de yazılım sektörünün durumunun halen daha iyi olmadığını belirterek, “Çevremizdeki tüm ülkeler bizi geçti. Şu anda 800 milyon dolarlık yazılım sektörü ihracatı var diyorsak da bunu küçümsememek lazım. Çünkü üretilen katmadeğer tekstilin 10 katıdır” dedi. Yazılım sektöründe ürünleşmek gerektiğini vurgulayan Tekbulut, Logo’nun en büyük başarısının ürünleşmeye erken başlaması olduğunu hatırlattı. Tekbulut, yazılım sektörünün önümüzdeki dönemi için ise bulut tabanlı geliştirilmesi gerektiğini böylece küresel firma olunabileceğini açıkladı.

Dijital Dönüşüm Stratejisinde Bir Katalizör: TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Programı (TÜSİAD SD2)
Dijital Dönüşüm Stratejisinde Bir Katalizör: TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Programı (TÜSİAD SD2) oturumunun moderatörlüğünü yürüten TÜSİAD Başkan Yardımcısı ve Sanayi Politikaları Yuvarlak Masası Başkanı, Balorman Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Balkır, teknoloji kullanıcı ile teknoloji tedarik edici firmalar arasında kopukluğu gördükten sonra SD2 Projesini hayata geçirerek bu kopukluğu yok etmek için çalışmalar yürüttüklerini açıkladı.
Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi N. Ümit Boyner, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularının önemine değinerek, dijital dönüşümden ziyade dijital düşünmeye geçişi sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Boyner, dijital dönüşüm sürecinde aynı zamanda insan odaklı bir yaklaşım ortaya koyarak kapsayıcı, katılımcı, kimseyi geride bırakmayan demokrasi kültürüyle iş yapış modelini kurguladıklarını belirtti. Süreçte ekosistem ne kadar gelişirse toplumun da o oranda gelişeceğini öngören Boyner, tedarik zincirinde yer alan KOBİ ölçekli işletmelerle sürdürülebilir ilişki sağlamanın önemli olduğunu vurguladı.
TÜSİAD SD2 Görev Gücü Başkanı, İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci, projeyi yürütmeye başladıktan sonra tedarikçiler arasında güven duygusunun geliştiğini ve bilinçlenme yaşandığını anlattı: “Tedarikçimizde büyük ölçekli şirketlerle çalışma kültürü eksikliği vardı. İlk sene yaşadığımız zorlukların ikinci ve üçüncü sene değiştiğini gördük. Proje katılımcılarımız bütçe olayının iki tarafı olduğunu öğrendi. Bir projeye bütçe koyarsanız sonuç alındığını, çok büyük bütçelerde uygulama sorunu yaşandığını, dolayısıyla bütçe planına alınmayı öğrendi. Teknoloji firmaları ihtiyaca uyumu öğrendi bu da evirilmeyi getirdi, birlikte çalışma oluştu. Birlikte çalışmada ticarileşme kapısı açıldı.”
Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı ve SabancıDx Yönetim Kurulu Üyesi Kıvanç Zaimler, küresel trendleri kılavuz aldıklarını belirterek, ‘Sabancı Grubu’nun dönüşümünde SabancıDx’in katalizör görevi yürüttüğünü açıkladı. Dönüşüm sürecinde yeni teknolojik çözümlerin önemli rol oynadığını paylaşan Zaimler, “Dijital dönüşüm bizim toplumumuz için yeni bir kavram değil. Çıtayı daha ileriye taşımayı, en önemlisi insana, doğaya, topluma fayda sağlayacak projeler geliştirmek için uzun dönemdir yatırım yapıyoruz” dedi.

Geleceğin Teknolojileri
Geleceğin Teknolojileri oturumu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası Başkanı, Koç Holding A. Ş. Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Dr. Fatih K. Ebiçlioğlu, moderatörlüğünde gerçekleşti.
Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, dijitalleşme ve dijital dönüşüm arasında tanım farkı bulunduğunu, dijitalleşmenin verimlilik olarak tanımlanabileceğini kaydetti: “Dijital dönüşüm şirkete ne katacak? Esnaftan, KOBİ’ye oradan büyük ölçekli işletmelere kadar dijital dönüşüm sizlerin ayakta kalmanızı sağlayacak. Bulut ise dijital dönüşüm organizmanın kalbi. Onun yanında kesintisiz, sağlam, güçlü bağlantı ise organizmanın can damarı.” Özata, Turkcell’in data center alanında 40 bin m2 alana sahip olduğunu ve 2 milyar TL’nin üstünde yatırımı bulunduğunu anlattı: “Dijitalleşme özellikle KOBİ seviyesinde korku unsuru haline geldi. Burada işi teknoloji olan firmalara büyük sorumluluk düşüyor. Firmalarımız kendi işlerine odaklansın, biz onların dijital dönüşüm yolculuğunda güvenilir partneri olmalıyız.”
Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin,  pandemi sürecinin dijital yatırımı 6 yıl öne çektiğini hatırlatarak, geleceği konuşmak için doğru dönem olduğunu söyledi. Gelecek için KOBİ’den büyük işletmeye herkesin hazır olması gerektiğini vurgulayan Şahin, 5G altyapısı içinde çalışarak fabrikaların kendi işini yapmasını sağlayacak uçtan ucu bağlantıyı, kesinti, frekans kaybı olmadan sağlayabildiklerini duyurdu. Şahin, 5G, bulut, yapay zekanın önümüzdeki dönemi şekillendireceğini dile getirdi: “Ekosistemin yükselmesi için armoni içinde olmalı. Biz KOBİ’lerin dijitalleşmesini memleket meselesi olarak görüyoruz. Vodafone Business olarak kendimizi işletmelerin tüm teknolojik ihtiyaçlarına yanıt bulan bir dijital iş ortağı ve teknoloji danışmanı olarak konumluyoruz. Vodafone Business KOBİ Eğitim Platformu’nda e-ticaretten dijital tarıma, e-ihracattan dijital pazarlamaya kadar birçok başlıkta KOBİ’lerin ihtiyaç duyduğu 100’e yakın alanda sektörel ve temel eğitimler ücretsiz olarak veriliyor.”
OSD Yönetim Kurulu Başkanı, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, otomotiv sanayisinin, sektörden olmayan elektronik dünyası şirketleri tarafından ciddi bir tehdit altında olduğunu açıkladı: “Otomotiv dünyası olarak kendi kendimize yoğrulurken birdenbire geçtiğimiz 10-15 yıl içerisinde telekomünikasyon sisteminde ihtisaslaşmış ya da elektronik dünyada çok büyük paralar kazanmış şirketler, otomobil yapma hevesine girdiler ve tabii ki bunların tamamı elektrikli ve otonom araçlar. Dolayısıyla bir yıkıcı teknolojiden bahsediyorsak otomotiv sektörü buradaki en büyük hedeflerden birisidir.” Bugün otomotiv sektörünün kendi başına üretim yapmasının mümkün olmadığının altını çizen Yenigün, “Sektör geniş tedarik sanayisiyle ayakta duruyor. Tedarik sanayindeki her bir şirket Türkiye’de ve dünyaya yayılmış her bir şirketin aynı anda dijital dönüşümlerini tamamlamaları gerekiyor ki sistem harmonik olarak gerçek bir ekosistem gibi çalışsın. Bence sistemin en çok zorlandığı konu bu” dedi.

FireSide Chat
FireSide Chat oturumu TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masası Başkanı, Odak Group Yönetim Kurulu Üyesi İrem Oral Kayacık moderatörlüğünde gerçekleştirildi. TÜSİAD Başkan Yardımcısı ve Parlamento ve Kamu Kurumları ile İlişkiler-Enerji ve Çevre Yuvarlak Masa Başkanı/FİNA ve FİBA Holding Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin, startuplarla işbirliğinin bir seçim değil zorunluluk olduğunu ve nasıl olacağının temel soru olması gerektiğini paylaştı. Özyeğin, Grup olarak tüm sistemlerinin inovasyon üzerine kurulduğunu anlattı: “Dijital dönüşüm sürecinde perakende tarafında 3 yıl öncesi satış boyutunu 1 yılda yakaladık. Perakende tarafındaki toplam satışların yüzde 30’u online’a kaymış durumda. Farklı projeler yürüttük ve ziyaretçilerin satışa dönmesi yüzde 30 oranında attı. Bütün gelişmeler işbirliği sayesinde oluştu.”

Dijital Dönüşüm Yolculuğunda Start-up’ların Rolü
Dijital Dönüşüm Yolculuğunda Start-up’ların Rolü oturumunu TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masası Başkanı, Odak Group Yönetim Kurulu Üyesi İrem Oral Kayacık yönetti.
Aslanoba Capital Kurucusu Hasan Aslanoba, startup’ların dijital ekonominin ortaya çıkardığı yeni şirket türü olduğunu, klasik kurumlardan ise DNA’ların farklılığıyla ayrıştıklarını söyledi. Aslanoba, geleceğin ekonomisinin bel kemiğini bu tür şirketlerin oluşturacağını öngördü: “Startup’lar bugünün var olan geleneksel şirketlerini fasoncu konuma düşürecek. Mevcut geleneksel şirketleri kas gücü, startup’ları ise akıl gücü olarak tanımlayabiliriz. Startup’lara globalde 2011 ve 2013’te 70 milyar dolar yatırım yapıldı, 2014’te 100 milyara, 2018’de 330 milyar dolara, 2019’da 290 milyar dolara çıktı. Muazzam bir yatırım ekosistemi var. ABD süreci domine ediyor, yıllık 156 milyar dolar startup’lara yatırım yapıyor. Çin, 50 milyar dolar, ABD 46 milyar dolar. Ülkemizde yatırım oranı yetersiz.”
Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Bölüm Başkanı Burak Turgut Orhun, kas güçlerinin yanına yenilikçi startupları yani akıl gücünü de koyarak halihazırdaki iştiraklerinde daha fazla değer yaratma ve bu yakınsak alanlarda startupların getirdiği yeni teknolojileri kullanarak yeni büyüme platformları, endüstrideki uzmanlıklarıyla bu startupların akıl gücünü birleştirip  win/win oluşturma şeklinde bir işbirliğini hayata geçirdiklerini anlattı. Girişimcilerin ticari serüvenlerinde doğru yatırımcıları seçmesinin önem taşıdığını aktaran Orhun, işbirliklerinin artması için de yasa koyucunun çağa ve ihtiyaçlara daha uygun mevzuat ve destekleri ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Inventram Genel Müdürü Cem Soysal, Invertram A.Ş.’nin 11 yıl önce bir tohum sermayesi yatırım şirketi olarak ortaya çıktığını, son 4 yılda büyüdüğünü, yeni nesil bir yatırım şirketine dönüştüğünü, startup teknoloji şirketleriyle büyük kurumlar arasında köprü görevi gördüğünü aktardı: “Globalleşme katalizörüyüz. Teknoloji şirketlerini alıp gerekli donanımları çevresinde oluşturup mutlaka büyük pazarlara götürüyoruz. Bugün 9 tane yatırımı var Invertram’ın, 5 tanesi ABD’de konuşlanmış vaziyette. Bu 9 şirkette 200’e yakın çok yüksek kalifikasyonlu arkadaşımız çalışıyor. Bunun yüzde 60’ı da Amerikalı. Ancak hepsinin ortak bir noktası var hepsinin girişimcisi, buluşçusu Türk. Yani bunların hepsi milli teknoloji aslında.” Soysal, yatırım büyüklüklerinin ise 2 ile 10 milyon dolar arasında değiştiğini, patentli teknolojiler aldıklarını paylaştı.

Yeni İş Modelleri ile Dijital Geleceği Güvenle Tesis Etmek
Yeni İş Modelleri ile Dijital Geleceği Güvenle Tesis Etmek oturumunu yöneten TÜSİAD eTicaret Çalışma Grubu Başkanı, GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı, 2019’da küresel e-ticaret hacminin 3.5 trilyon dolara, 2020’de 4 trilyon dolara çıktığını, 2023’te 6.5 trilyon dolara ulaşacağının öngörüldüğünü paylaştı. Kantarcı, sektörün 4 yılda 2’ye katlanacağını paylaşarak yeni yatırımları buna göre planlamak gerektiğine dikkat çekti.
Yemeksepeti CEO Nevzat Aydın, dünya nüfusunun yüzde 60’ının internet kullandığını belirterek başarılı olmak için değişime hızlı adapte olmak gerektiğini vurguladı. Aydın, Pandemi sürecinde Yemek Sepeti olarak 32 bin yeni restoranı online siparişe hazır hale getirdiklerini, bunun yüzde 82’sinin mahalle restoranı olduğunu kaydetti.
Boyner Grup CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, “İşi inovasyon olan şirketler şu ikilemle karşı karşıya kalıyor. Elimdeki proje ana akım proje olur mu? Ya da zaman, kaynak, emek israfı yaratan heves mi olur? İkinci neden ağır bastığı için de yeni fırsatlara mesafeli yaklaşıyor” dedi. Boyner, Pandemide yüzde 20’lerde olan e-ticaret oranının yüzde 40’lara ulaştığını seneye belki yüzde 50’lere ulaşacağını öngördü: “Yaptığımız işi kanal bağımsız online olarak her kanadan müşteriye ulaşacağımız iş haline getirdik. Her noktadan müşteriye dokunuyoruz. Gelecekte ne olacağına ilişkin; müşteriyi dinleyerek planlarımızı uygularsak rekabette bir adım önde olacağımıza inanıyorum.”
Equinix Türkiye Ülke Müdürü Aslıhan Güreşcier, bütün pratiklerin kullanıcıya en yakın noktalara evrilmek zorunda olduğunu belirterek, önümüzdeki dönem uç bilişim, bulut bilişimin önemli konu haline geleceğini söyledi.

‘Dijital Dayanıklılık ve Yeni Normal'
Ana Tema Konuşması: ‘Dijital Dayanıklılık ve Yeni Normal’ başlıklı konuşmayı yapan IDC CRO (Chief Research Officer) Meredith Whalen, yürüttükleri ‘Kurumların değişime dayanıklılığı artıyor mu?’ araştırmasının sonuçlarını paylaşarak, dijitalleşmenin kurum ve kuruluşların dijital mevcudiyetini artıracağını kaydetti.

AB’de Dijitalleşme
AB’de Dijitalleşme oturumuna TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Küresel İlişkiler ve AB Yuvarlak Masası Başkanı, Map Yatırım Direktörü Can Yücaoğlu başkanlık etti.
BusinessEurope Dijital Ekonomi Görev Gücü Başkan Yardımcısı, The Information Technology Industry Council (ITI) Başkanı, IBM Avrupa Kamu İlişkilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Liam Benham, Avrupa Birliği’nin (AB) kendini düzenleyici makam olarak gördüğünü kaydetti: “AB daha fazla sorumluluk ortaya koymaya çalışıyor. Siber güvenlik yasası, başka düzenlemeler, elektronik kanunu gibi uzun bir listemiz var. Bu çalışmalar dünyanın geri kalanı için altyapı olacak. Sorunun olduğu yere çözümler getirmek lazım. Son derece dengeli, risk temelli mevzuat çalışması yapıyor. Buradaki endişeyi anlıyorsunuz. AB sadece yasama yapar, inovasyon yapar diye bir algı yok. AB temkinli davranarak prensipleri belirler.”
Arçelik Genel Müdürü Hakan Bulgurlu, AB Yeşil Mutabakatın önemli olduğunu belirterek sisteme entegre bir firma olarak yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgiler verdi: “Yeşil Mutabakat tüm dünyaya harika örnek oldu. AB tek vücut olarak çalışmaya devam eden bir ticaret bloku olduğunu gösteriyor. AB yolu gösterecek ve sürdürebilirliği sağlayacak. Romanya’daki fabrikamız 22 bin veri ile kendini iyileştirmeye devam ediyor. Her bir ürünümüzde yüzde 30 daha az enerji kullanıyoruz. Bu sistemi 23 fabrikamıza yayacağız.”
DIGITALEUROPE Altyapı, Gizlilik ve Güvenlikten Sorumlu Direktör Alberto Di Felice, salgının 750 milyar euroluk toparlanma paketini gündeme getirdiğini, paketin yüzde 20’lik kısmının dijitale gideceğini aktardı: “Fonlar aslında stratejiye bağlı olarak ortaya çıkıyor. Burada iş dünyası olarak daha derinlemesine destek veriyor olmak lazım.” AB’nin tek vücut halinde ilerlemesinin elzem olduğunu, üye devletler içinde yakınsama görmek istediklerini paylaşan Felice, AB şirketleri arasında veri akışının nasıl olacağının ve veriye erişim koşullarının OECD çapında ele alınmasını istedi.

Bu Gençlikte İŞ Var!
Bu Gençlikte İŞ Var! oturumunu TÜSİAD Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masa Başkan Yardımcısı Mazars Denge CEO’su ve Sürdürülebilirlik Elçisi İzel Levi Coşkun yürüttü.
StartupHR Kurucu Ortağı Müge Bezgin, startup’ların kendilerine ekip arkadaşları bulmasına yardımcı olduklarını kaydetti. Otsimo Kurucu Ortağı Zafer Elçik, özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için dijital eğitim vererek topluma kazandırmaya çalıştıklarını, şu ana kadar 300 binden fazla çocuğa ulaştıklarını duyurdu. e-Playout Kurucu Ortağı Berkay Kani, herkesin kendi cihazıyla bağlanıp sosyalleşeceği ve eğleneceği bir içerik sunduklarını kaydetti. FieldTech Kurucusu Selin Küçük, girişimleri hakkında bilgi verdi, ürünün ticarileştirilmesinde öz kaynakların yeterli olmadığını, özel desteklenmesi gerektiğini paylaştı.

Yorumlar (0)