Alternatif Finans Güçlendi
Ekonomide yeni bir yüksek büyüme dönemine, çok yönlü bir altyapı tahkimatıyla hazırlanıyoruz. Finans sektörümüz hedef büyütüyor.
KAPAK
01.02.2013, 07:00 01.02.2013, 07:00
9331
Büyüyen ve küreselleşen ekonominin gereksinimi
ALTERNATİF FİNANS GÜÇLENDİ
Güçlü bankacılık sektörümüzün yanısıra alternatif finans piyasalarının belli bir plan dahilinde adım adım güçlendirilmesi, 2013 yılının ikinci yarısından itibaren başlayacağından herkesin hemfikir olduğu ekonomide yeniden büyüme dönemine hazırlık olarak algılanmalı. Finansal piyasa araçlarının zenginleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla atılan İstanbul Borsası adımından sonra 13 Aralık 2012 tarihinde, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile bir başka adım daha atıldı.
Finansal Kiralama, Faktoring ve Tüketici Finansman Şirketleri BDDK çatısı altında faaliyet gösterirken 2013 yılı ile birlikte kendi BİRLİK’lerini kurup, kanunun ve birliğin belirlediği esaslar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürecekler. Faktoring Derneği, Finansal Kiralama Derneği (FİDER) ve Tüketici Finansmanı Şirketleri Derneği yasayla öngörülen “BİRLİK”i kurmak üzere çalışmalara başladılar. Adı geçen sektörler yasayla edindikleri yeni konumlarıyla hedeflerini büyütecekler, Türkiye için konulmuş 2023 hedefleriyle uyumlu hale getirecekler. Esasen bu sektörler gelişmiş ekonomilere göre ortalama 40 yıllık bir gecikmeyle Türkiye’de işe başladılar, 20-30 yıllık kısa tarihleriyle önemli bir ekonomik dinamizm olduklarını kanıtladılar.
FAKTORİNG
Faktoring sektörü bankacılıktan sonra Türkiye’nin ikinci büyük finans sektörü durumundadır. Türkiye’nin ihracatı hızla arttığı gibi çeşitleniyor; 170 kadar ülkeye örneğin 2013’te 160 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirecek. Artan ihracat, ihracatçı KOBİ sayısını da artırıyor; ihracatçı 100 bin KOBİ hedefleniyor. Ancak aşılması gereken şu tür engeller var: Türkiye’nin faktoring işlemlerine konu olan mal mukabili ihracat tutarı 85 milyar dolardır. Çoğu KOBİ olan ihracatçımıza güvenli ticaretin kapılarını açan, finansman olanakları sağlayan garantili faktoring hacmi, ihracata dayanan kalkınma modelimiz içinde, 2013 yılından başlayarak katlanarak artacaktır. Ülkemizde ihracat sigortası gelişmemiştir, sektörü cazip kılan bir diğer neden de budur. Bu nedenle bir çok üretici KOBİ, faktoringi de tanımadığı için ihracata ilgi göstermiyor. Kilidi çözebilecek olan ‘Faktoring Sektörü’dür. Sektör çok gençtir. Türkiye’de ilk faktoring işlemlerine 1988 yılında başlanmıştır. Sektör yeni yasayla yükseldiği yeni pozisyonu sayesinde ilgi odağı olacaktır; çünkü yasa fatoringin cazibesini artırıyor.
Dünya faktoring sektörünün işlem hacmi 2.5 trilyon dolar civarındadır. Türkiye’de ise yasadan önceki son durumda Faktoring Sektörümüzün işlem hacmi, ürettiğimiz GSMH’nın yüzde 7’sine; 73 milyar TL’ye ulaşmış bulunuyordu. Dünyada uluslararası faktoring hacmi yüzde 12 artarken Türkiye’de yüzde 44 artıyordu. Sektörün aktif büyüklüğü ise 18 milyar TL. seviyesine gelmişti. Sektör hacminin GSMH’ya oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 15’i bulurken Türkiye’de yarısıdır. Yasayla birlikte sektörün atılıma geçmesi, 2013 yılında 85-90 milyar TL işlem hacmine erişmesi, 2015 yılında ise 100 milyar TL’yi aşması beklenmektedir.
BDDK’dan izinli 76 şirket ile yaklaşık 70 bin müşteriye hizmet veren Faktoring bir alternatif finansman kaynağıdır ama KOBİ’ler için, Bankacılık sektörünün sağlamadığı ek bir güvence sağlamaktadır. Firmalarımızın yurtdışındaki alacaklarını garanti altına alarak ihracatçıya ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Yani KOBİ’lerimizin garantili mal satmalarına aracılık etmektedir.
70 bin Faktoring müşterisi imalat sanayi yüzde 70, hizmet sektörü yüzde 28, tarım sektörü ise yüzde 2 oranında dağılım göstermektedir. Faktoring hizmetlerinden tekstil, inşaat, toptan ve parakende ticaret ve metal ana sanayi en yoğun yararlanan sektörler olarak öne çıkmaktadır.
Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 5’i faktoring şirketleri tarafından garanti altına alınmaktadır. Bu alanda, elbette önce KOBİ’lerin sektör hakkında bilgilenmeleri temelinde alınacak uzun bir yol vardır; sektörün ufku bu anlamda da açıktır. İhracatçı KOBİ’lerin faktoring şirketleriyle buluşmasında Türkiye’de şaşırtıcı bir gelişme gerçekleşmiştir. Türkiye muhabirli ihracat faktoringinde Çin’den sonra dünyada ikinci sıradadır. Genel işlem hacminde ise sektör AB ülkeleri arasında 8., faktoring yapılan 70 ülke arasında ise 14. sıradadır.
Sektörün perspektifi çok güçlü
Türkiye’de ihracat faktoringi 2012 yılında yüzde 57 büyüme kaydetti. İhracatımız da AB’de daralan pazarını telafi ettiği Afrika ve Asya pazarlarına yönelerek büyüdü. Bu iki süreç birbirini tamamlıyor. Türk faktoring sektörü Doğu ile Batı arasında çok önemli bir yere oturuyor. Türkiye’den Çin’e kadar olan bölgede faktoring sektörü çok fazla uygulama alanı bulamadığı için Türkiye’nin dolduracağı büyük bir boşluk doğuyor. Türkiye, sadece coğrafi konumu dolayısıyla değil faktoring geçmişi, yasal mevzuat yapısı, mevcut faktoring uygulamaları açısından da artık dünya faktoring sektöründe Batı’nın kullandığı finansman modellemelerinin gelişmekte olan Doğu ülkeleriyle paylaşılmasında stratejik bir noktayı yakalamış oluyor. Yurtdışından da sektöre yönelik gerek fon sağlama, gerekse mevcut şirketlere ortaklık teklifleri şeklinde artan ilgi de sektörün güçlü perspektifini destekliyor.
Faktoring ihracatçı KOBİ’ye ne veriyor?
Alternatif finans kaynakları yaratmada güçlük çektiğimiz KOBİ’ler açısından Faktoring, adeta can suyu değerinde bir işlev görüyor. Özellikle de ihracatçı KOBİ’ler için: İhracat faktoring işlemlerinde; mal mukabili satışlardan doğan ihracat alacaklarının faktoring şirketine devredilmesiyle satışlar garanti altına alınıyor. İhracatın gerçekleşmesinin ardından finansman ihtiyacı duyan ihracatçılar, vadeli alacakların belli bir yüzdesi için faktoring şirketinden ön ödeme alabiliyor. Sağlanan bu finansmanla alacakların nakde dönüşümü hızlanıyor ve firmaların büyümesi için gerekli olan nakit herhangi bir dış kaynağa gerek olmadan ticari alacaklardan elde edilmiş oluyor. Finansal piyasalarda faktoring; garanti, tahsilat ve finansman hizmetlerinin tamamını kapsayabilen tek ürün niteliği taşıyor. Ayrıca alacakların yüzde 100’ünü garanti altına alıyor. İhracat faktoringine olan ilginin yüksek oluşu buradan kaynaklanıyor.
FİNANSAL KİRALAMA (Leasing)
Finansal Kiralama Sektörü, yeni yasayla, yasanın sektöre kattığı yeni cazibelerle 2013 yılında, sektörde hizmet veren 31 şirket ile birlikte büyük bir hamle yaşayacaktır. Ayrıca Yeni Teşvik Sistemi’nin yeni yatırımlara sağladığı çekici destekler de Finansal Kiralama sektörümüzün işlem hacmini hızlandıracak gibi gözükmektedir.
En önemli alternatif finans kaynaklarından olan Finansal Kiralama Sektörümüz, esasen yeni yasa yürürlüğe girmeden önce gelinen son noktada, KDV oranında yapılan büyük indirimin de kazandırdığı ivmeyle, beklenenden daha çok büyümüştü. 2011 yılında 8.4 milyar TL olan işlem hacmi sektörü 2012 yılı sonunda 9.6 milyar TL’ye yükseltmiş bulunuyordu. Sektörün 2011 yılında gerçekleştirdiği sözleşme adedi 14.648 adet iken 2012 yılında sözleşme adedi yüzde 21 oranında artarak 17.781 adete ulaşmıştı.
Sektör 2013 yılında yüzde 20’lere varan oranlarda büyüme ile 12 milyar TL civarında bir işlem hacmini yakalamayı hedefliyor. Yeni yasayla sektöre açılan perspektifin önemini leasing sektörüne yabancı sermayenin, özellikle de Avrupa sermayesinin ilgisinin kısa sürede artmış olması da destekliyor. Besbelli ki 2013’te sektörde lisanslı işlem yapan şirket sayısı artacak ve sektör büyüyecek hızlı bir büyüme açılımı yakalayacak. Yeni yasa sektörün kullandığı araçlara ve alanlara yenilerini katıyor.
Örneğin;
- Hizmet kiralaması,
- Satgeri kiralama,
- Software leasing,
- Bürokrasinin azaltılması,
- Birliğin kurulması gibi.
TÜKETİCİ FİNANSMAN
Türkiye’de 11 şirket Tüketici Finansmanı sağlıyor. Konut tüketiminde tekel bankaların elindeyken otomobil, beyaz eşya ve benzeri tüketimde talep Tüketici Finansmanı şirketlerine yöneliyor. Bazı mallarda, örneğin Mercedes marka otomobil satışlarında tek bir finansal kiralama şirketi, bütün satışların 1/3’ünü finanse edebiliyor. Tüketici Finansmanı sektörü 2012 yılında toplam yüzde 32.1 büyüdü. Bankacılık dışı finansal sektörün bütün kollarını yeni bir kimlik altında birleştiren yeni yasa ile birlikte Tüketici Finansmanı sektöründe de 2013 yılında, karlılık oranı ile birlikte işlem hacminin de hızla yükseleceği öngörülüyor.
Bankacılık dışı finans sektörümüzün değişik alanlarının performansını ve 2013 yılına bakışlarını kapak dosyamızın devamında; sektör derneklerinin başkanlarının görüşlerinden ve sektör şirketlerinden aldığımız profillerden izleyeceksiniz.
Finansal kiralama (leasing) sektöründe yeni dönem ve
Yeni ürünler
Yeni yasayla birlikte finansal kiralama sektöründe yeni bir dönem başladı. Operasyonel Kiralama, Satıp&Geri Kiralama, Bilgisayar Programlarının Kiralanması gibi yeni ürünleriyle finansal kiralama (leasing) sektörü hızla büyüyecek.
FİDER-Finansal Kiralama Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Taşar, tahminlerine göre 2012 yılını 5.2 milyar dolar civarında işlem hacmi ile kapatacaklarını söylüyor. Bu tutarın 2011 yılı işlem hacmi olan 4.9 milyar dolar ile karşılaştırıldığında yüzde 6 oranında büyüme anlamına geldiğini belirten Taşar, “5.2 milyar dolar tutarında ciro, özel sektörün makina ve ekipman yatırımlarının yüzde 5.3 oranındaki kısmının finanse edilmesi anlamına gelmektedir. Bu şekilde bakıldığında sektörümüzün Türkiye ekonomisi ve mali sektör içindeki önemi daha kolay anlaşılabilir” diye konuşuyor.
Bülent Taşar, 13 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6361 Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu (Kanun) ile sektörde yeni bir dönem başladığını, kanunla sektörün yeni ürünlere sahip olduğunu açıklıyor. Bu ürünler şöyle:
a. Operasyonel Kiralama: Finansal kiralama şirketleri artık operasyon kiralaması da yapabilecektir. Operasyonel kiralamanın belirgin özellikleri; kiralananın tüm bakım-onarım sorumluluğu leasing şirketindedir. Kiracılar belli bir dönem için ihtiyaç duydukları araç, makina ve teçhizatı operasyonel kiralama ile kiralayıp, kiralama konusu malı dönem sonunda leasing şirketine iade edeceklerdir.
b. Satıp&Geri Kiralama: Şirketler aktiflerinde bulunan taşınır ve taşınmaz malları leasing şirketine satıp, bedelini tahsil edecek, leasing şirketine kira ödemelerini ise uzun döneme yayılmış şekilde yapabileceklerdir. Bu sayede, orta ve uzun vadeli, sabit faizli işletme sermayesi kullanma olanağına sahip olabileceklerdir.
c. Bütünleyici parça veya eklenti niteliklerine bakılmaksızın asli niteliğini koruyan her mal tek başına finansal kiralama sözleşmesinin konusu olabilecek. Gemi motoru, asansör, yürüyen merdiven, dış cephe kaplaması gibi bütünleyici parçalar leasing’e konu olabilecek.
d. Bilgisayar programlarının kiralanması: Bilgisayar programlarının çoğaltılmış nüshaları (paket programlar) ‘leasing’e konu olabilecek.
Kanun, sektöre yeni ürünler kazandırmakla birlikte birtakım kolaylıkları da bereberinde getirmiş. Bu yenilik ve kolaylıklar sayesinde daha geniş kesimlerin finansal kiralamadan yararlanabileceğine işaret eden Taşar, sözkonusu kolaylıkları şöyle özetliyor:
a. Sözleşme süreleri serbest bırakıldı.
b. Sözleşmelerin noterde düzenlenmesi zorunluluğu kaldırıldı, yazılı yapılması yeterli bulundu.
c. Sözleşmeler Birlik’te merkezi şekilde tescil edilecek.
d. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği kurulacak.
e. Uzun imalat süresi olan mallar için malın tesliminden önce finansal kiralama kira bedelleri için faturalama yapılabilecek.
Garanti Leasing, Anadolu’da gücüne güç katacak
Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, “Önümüzdeki 5 yılda sözleşme adedindeki liderliğimizi sürdürmeyi ve pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz. Böylece 2018 yılına kadar işlem hacmimizi her sene daha da arttırarak büyüyeceğiz” diyor. Gökmen, bu nedenle de stratejilerini iş, inşaat makineleri ile makine ve ekipman üzerine kurduklarını anlatıyor: “Bu alanların 2013’te sektördeki payının daha da artacağını tahmin ediyorum, bu alanlar pazar paylarında belirleyici olacaktır. Ayrıca tekne leasingi de önemsediğimiz bir başka sektör, burada da büyümeyi hedefliyoruz. Sektörde fiyattan çok hız ve servis kalitesine önem verildiğini düşünüyorum. Bankacılıktaki gibi hızlı ve hazır işlem yapıyoruz. Kredi değerlendirme ve satın alma süreçlerinde oldukça hızlıyız, 2013 yılında bu alanlarda daha da hızlı olacağız.”
Yeni Finansal Kiralama Kanunu’nun yasalaşması ile birlikte sektörün önünün açıldığını düşünen Gökmen, şunları aktarıyor: “Yasayla daha önce gerçekleştiremediğimiz Sat-Geri Kirala, operasyonel Leasing ve yazılım leasingi alanlarında çalışmalara başladık. Bu 3 alanda işlem yapılması sektöre ilave bir büyüme getirecektir. Yeni yasayla operasyonel leasing de yapmaya başlayacağız, sağlık, iş ve inşaat makinelerinde satıcı firmalarla birlikte çalışmayı planlıyoruz.”
Ünal Gökmen, 2013 yılı projelerini şöyle özetliyor: “2013’te Anadolu’da, özellikle de satış tarafında güçlenmek adına satış kadromuzu daha da arttırmayı planlıyoruz. Bu yapacağımız artışın hepsini Anadolu’da değerlendiriyor olacağız. Önümüzdeki yıllarda işlem hacminin büyük kısmının Anadolu’dan geleceğini düşünüyorum. Sanal dünyada daha aktif olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Müşterilerimize sosyal medyadan daha rahat ulaşmak için bazı çalışmalar yapıyoruz. İnternet sitemizi yeniledik, yeni web sitemiz, müşterilerimizin bizi ve müşteri odaklı hizmet anlayışımızı daha iyi algılayabilmeleri ve direkt müşteri kazanımına katkı sağlaması hedeflenerek tasarlanmıştır. Müşteriye sağladığımız avantajlar, yeni kanun, detaylı leasing hesaplama motorumuz hakkında ayrıntılı bilgiye web sitemiz üzerinden de ulaşılabilmektedir. 2. el satışlarına yönelik www.leasingdepo.com alan adıyla yeni bir web sitesi kurduk. Leasingdepo web sitesi geniş kapsamlı ikinci el varlık satışına yönelik leasing micro web sitesi olma özelliğini taşımaktadır. Burada da yine web sitemiz, leasingdepo ve sosyal medya ağları ile paralel çalışacak projeler yürütüyor olacağız.”
Yapı Kredi Leasing liderliğini korumayı hedefliyor
Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Nurgün Eyüboğlu, Yapı Kredi Leasing’in geçen yıl 25. yaşını kutladığını belirterek, “Sektörde yüzde 19 pazar payı ile lider konumda olan şirketimiz 1987 yılında 1.1 milyon dolarlık sermaye gücüyle finansal kiralama sektörüne adım attı. Bugün Yapı Kredi Leasing olarak, 1 milyar TL’lik özsermaye ile yıllık yaklaşık 1 milyar dolarlık yeni iş hacmi gerçekleştiriyoruz. 25 yılda 100 bin farklı müşteriyi leasingle tanıştırarak, 10 milyar doların üzerinde finansman sağladık. İşlem hacmimizde doğrudan üretimle ilgili sektörlerin aldığı pay ise yüzde 80” diyor.
Büyümelerini sürdüreceklerini kaydeden Eyüboğlu, Yapı Kredi Leasing’in 2013 yılı hedeflerini ise şöyle özetliyor: “Bu yıl da her zaman olduğu gibi sektöre öncülük etmeye ve sektörü büyüten lider olmaya devam edeceğiz. Yeni yasanın getireceği tüm fırsatları sağlam bir yapıyla oluşturup bu alanlarda da portföyümüzü yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Yasayla gelecek yeni ürün ve fırsatları hızlı bir şekilde uygulamaya almak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Operasyonel Leasing, Sat ve Geri Kirala gibi ürünlerin avantajını kullanıp müşteri portföyümüzü daha da genişleteceğiz. Leasingin daha iyi anlatılması amacıyla 25. yıl etkinliklerimiz kapsamında Anadolu’da çeşitli illerde bilgilendirme toplantıları planlıyoruz.”
Nurgün Eyüboğlu, tüm müşteri profillerine hizmet edecek ürünlerle sektörü büyütmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirdiklerini, klasik leasing ürünlerinin yanısıra hâlihazırda yurtdışında da uygulanan yeni ürünlerle yeni müşteri kitlelerine de hizmet verdiklerini anlatıyor: “Ana sektörlerimiz olan inşaat ve imalat makinelerinde sektörde yapılan leasing işlemlerinin yüzde 21’ini gerçekleştiriyoruz. Ek olarak uzmanlık merkezimizin de desteğiyle özellikli sektörler olan enerji, uçak ve tekne leasingi de verdiğimiz hizmetler arasında. Ayrıca tekstil makineleri, deniz araçları ve gayrimenkul ürünleri de portföyümüzün yüzde 20’lik kısmını oluşturuyor. En önemli avantajımız, müşterilerimizin çalıştığı sektörleri daha iyi tanıyarak, sektörlerin dinamiklerini daha iyi takip edebiliyor, beklenti ve ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebiliyor olmamız. Ayrıca 12 değişik noktada müşterilere daha yakın hizmet veren bölge ve temsilcilik yapılanmamız, doğru kararlar almamızda ve yatırımcılara ulaşmamızda çok önemli bir farklılığımız. 25 yıllık süreçte oluşturduğumuz müşteri portföyümüz de ciddi anlamda bize güç katıyor.”
FİNANSAL KİRALAMAYA İLGİ ARTAR
BNP Paribas Finansal Kiralama Genel Müdürü Kağan Yaşa, 13 Aralık 2012’de yürürlüğe giren Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun mevcut kanun kapsamında yapılamayan bazı işlemleri yapılabilir hale getirdiğini söylüyor. Bu ürünler arasında; operasyonel kiralama, satıp geri kiralama işlemleri, bilgisayar yazılımlarının çoğaltılmış nüshaları ve asli niteliğini koruyan her malın bağımsız olarak leasinge konu edilebilmesi sayılabilir. Yaşa, Türkiye’de leasingin özel sektör yatırımları içindeki payının yüzde 4-5 arasında değiştiğini, Avrupa’da bu oranın minimum yüzde 15 seviyesinde olduğunu belirterek şunları aktarıyor: “Kanun değişikliğinin sağlayacağı yeni ürünlerle orta vadede leasingin yatırımlar içindeki payının (penetrasyon) Avrupa ortalamalarına taşıyacağını düşünüyorum. Ürün bazındaki değişikliklere ek olarak, uygulamada da önemli değişiklikler oldu. Bunlardan biri de sözleşmelerin noterlerde düzenleme şeklinde yapılması zorunluğunun kalkmış olması. Yeni kanunda sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması yeterli olacak ve sözleşmeler kurulacak olan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği’nde tescil edilecek. Tek başına bile bu değişiklik Leasing ürününün KOBİ’ler tarafından daha fazla kullanılmasını sağlayacaktır.”
Yaşa, yasa değişikliği öncesi leasing sözleşmelerine konu ekipmanların mülkiyet devrinin 2 veya 4 yıl olarak kısıtlandığını aktararak, “Artık vade kısıtlaması olmaksızın ödeme planı sonunda müşteriye devredilebilecek ya da geri alınabilecek. Tabii KDV oranı yüzde 1 olan ekipmanlarda FİDER’in etik prensiplerine uymamız gerektiğini özellikle eklemek istiyorum” diye konuşuyor. Yaşa, yeni kanunun leasing şirketlerine sermayelerinin yüzde 1’i ile yüzde 5’i arasında kredi kullandırabilme avantajı da getirdiğini hatırlatarak “Tutarlı olarak çok belirleyici olmasa da bu değişiklik sektöre bakışın olumlu olduğunun bir göstergesidir” diyor. Türkiye’nin 2023 ekonomi hedeflerine ulaşmasında leasing sektörünün büyümeye büyük katkı sağlayacağını belirten Yaşa, “Bizim ürünümüzü yeni değişiklikler sonrasında daha fazla tanıtmamız, ön plana çıkarmamız gerekiyor. Temelde, ekipmanın teminat olması başlı başına KOBİ’ler için ürünümüzün tercih edilmesini sağlamaktadır. Yeni kanunla gelen değişiklikler bu gerçeği daha da belirginleştirecektir” açıklamasını yapıyor.
Faktoring sektörü 2023’te, 150 milyar dolara koşuyor, amaç;
Bölge faktoring üssü
Türkiye’de KOBİ’lerin önde gelen alternatif finans kaynağı olan faktoring sektörünün bugünkü yaklaşık 73 milyar TL cirosunu, kavuştuğu yeni yasal çerçevede katlayarak büyütmesi öngörülüyor.
Faktoring, Türkiye’de finansal sistemi çeşitlendiren önemli ve güçlü bir sektör. KOBİ’lerin desteklenmesinde kritik bir noktada.
Faktoring Derneği, faktoringi tanıtarak, daha çok KOBİ’nin kendilerine sunduğu avantajlardan haberdar olmasını sağlayarak faktoring hizmetlerini Anadolu’da yaygınlaştırmak istiyor. Bu nedenle işbirlikleri geliştiriyor. Faktoring Derneği, TOSYÖV ve KOSGEB işbirliğiyle Anadolu genelinde gerçekleştirdiği “KOBİ’lere Sağlanan Destekler ve Alternatif Finans Olanakları” adlı toplantılarla önemli bir aşama kaydetti.
Faktoring Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Ataman, 2013’ün özellikle ihracata yönelen KOBİ’ler için önemli bir fırsat dönemi olduğuna inandığını belirterek, bu yönde Türkiye’de büyümenin lokomotifi olan ihracatçı KOBİ’lerin güvenli finansmanlarını sağlamak amacıyla Eximbank, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile ortak çalışmalar yürüteceklerini açıklıyor: “İhracat faktoringinin gelişmesi için TİM’in desteği ile Türkiye genelinde toplantılar düzenleyeceğiz. Türkiye’nin doğusunda yer alan, faktoringin gelişmekte olduğu ülkelere ise Eximbank işbirliği ile ulaşmak ve böylece Türkiye’yi faktoring uygulamalarının küresel dağılımdaki en yüksek paya sahip olduğu Avrupa’dan Batı Asya’ya taşınmasında doğuya açılan pencere olarak konumlandırmak ve bölgenin faktoring üssü yapmak istiyoruz. Biz ürünümüzle yapılan vadeli iç piyasa satışlarını ve ihracat işlemlerini faktoring ile garanti altına almak, alacakların tahsilatını yapmak ve işletme sermayesi sağlayarak, ülkemiz ticaretinin büyümesine katkıda bulunmak amacındayız. Şimdiye kadar Derneğimiz bünyesinde yürütülen bu tür işbirliği faaliyetlerinin 13.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na göre kurulacak Birlik bünyesinde de artarak devam edeceğine inanıyorum. Kanunun yasalaşması sektörümüz için bir kaldıraç etkisi yaratacak ve sektörümüzün gelişim ivmesini daha da artıracak.”
Zafer Ataman, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) verilerine göre 2012’nin üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre aktif büyüklükte sektörün yüzde 7 büyüyerek 16.3 milyar TL, işlem hacminde ise yüzde 2 büyüyerek 54 milyar TL ciroya ulaştığını ve reel sektöre 15 milyar TL’ye yakın kaynak yarattığını anlatıyor: “İşlem hacmimizin 43.5 milyar TL’si yurtiçi işlemlerden, 10.5 milyar TL’si de uluslararası işlemlerden kaynaklandı. Karlılık performansında da bir önceki yıla göre daha iyi sonuçlar alındı. Bu veriler Türkiye’de faktoring sektörünün geliştiğini ve reel sektöre sağladığı katkının her geçen gün arttığını gösteriyor. Yaklaşık 70 bin müşteriye hizmet veren sektörümüz, 2011’i 71 milyar TL işlem hacmiyle kapatmıştı, bu işlem hacmi ile dünyada ondördüncü, muhabirli ihracat işlemlerinde ise ikinci sırada yer alıyoruz. 2012 yıl sonunda 73 milyar ciro bekliyoruz.”
İhracatın desteklenmesinde faktoring
Türkiye ihracatının yüzde 60’ının mal mukabili ihracattan oluştuğuna dikkat çeken Zafer Ataman, 2013 yılı için öncelikli hedeflerini özellikle garantili faktoring işlemlerinde hizmet verdikleri yüzde 5’lik payı yüzde 10’lar seviyesine yükseltmek olduğunu belirtiyor: “Toplam işlem hacminde ise yüzde 10’luk bir büyüme bekliyoruz. Türk faktoring sektörü 1990 yılından bu yana işlem hacmi açısından yıllık ortalama yüzde 41 büyüyor. GSMH içindeki payı son 5 yılda yüzde 3.7’den 5.7’lere çıktı. Aktif büyüklüğü ise 7.4 milyar TL’den 15.7 milyar TL’ye ulaştı.”
150 milyar dolarlık hedef
Zafer Ataman, faktoring sektörüne ilişkin gelecek öngörülerini şöyle özetliyor: “Şu anda yüzde 5.7’lerde olan penetrasyon seviyesinin faktoringin yaygın olarak kullanıldığı İngiltere, İspanya, Tayvan gibi ülkelerdeki yüzde 10-12’lik oranlara çıkacağına inanıyoruz. Türkiye’nin öngörülen büyüme potansiyeline paralel olarak 2023 yılında faktoring hacminin ortalama yıllık yüzde 10 büyüme ile 150 milyar dolara ulaşacağını düşünüyoruz. Faktoring sektörünün uzun vadeli hedefleri, ülkemizin makroekonomik ve ticari hedefleriyle de yakından ilişkili. Faktoring ürünlerini, bu doğrultuda geliştirerek büyüteceğiz. Son derece önemli olduğuna inandığımız konulardan biri, Türkiye’nin 500 milyar dolarlık 2023 ihracat hedefine ulaşmasına destek verilmesi. Faktoring sektörü olarak biz de ihracatçılarımızın yanında yer almak istiyoruz. Bu konuda TIM önderliğinde Eximbank ile yapacağımız işbirliğinin tüm ihracatlarımıza ve Türkiye ekonomisine olumlu katkılarının olacağına inanıyoruz.” Zafer Ataman, 13 Aralık 2012’de yürürlüğe giren Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun her üç sektörün gelişimine de katkı sağlayacağına inandıklarını kaydediyor.
Sektörün beklentileri
Artık yasayla finansal kuruluşlar olarak kabul edilen faktoring sektörü, finansal kuruluşların yararlandığı vergi ve diğer avantajlardan faydalanmak istiyor. Bankacılık Kanunu'nun 53. Maddesi'nde usulleri Kurum (BDDK) tarafından belirlenen ayrılan karşılıkların, ilgili hesap dönemi içerisinde kurumlar vergisi matrahından düşüleceği açıkça belirtilmekte olup finansal kuruluşlar arasında yeknesaklığı teminen aynı hükmün faktoring, finansal kiralama ve finansman şirketlerine de uygulanması isteniyor. Faiz gelirlerinin dönem kazançlarına ilave edilme yönteminin netlik kazanmasına da ihtiyaç var. Sektörün ‘tahakkuk esası’ ve ‘dönemsellik’ esasına uygun muhasebe uygulamasının Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından kabulü bu sorunu çözecek gibi görülüyor.
Faktoring şirketlerinin müşterilerine sağladığı hizmetler karşılığında lehlerine oluşan faiz, masraf, komisyon üzerinden BSMV’ye tabi oldukları gibi aynı zamanda borçlu sıfatıyla kullandıkları kredilerin faiz, komisyon ve masrafları da BSMV’ye tabi. Bu da müşterileriye sunulan maliyetleri yükseltiyor. Bu nedenle faktoring şirketlerinin de kullandıkları kredilerde BSMV ve KKDF’den muaf tutulması isteniyor.
Kredi sigortası hala yaygınlaşmadı
Zafer Ataman, sektöre ilişkin gerçekleşmesini umdukları bir gelişmenin de kredi sigortasının yaygınlaşması olduğunu açıklıyor: “Faktoring hizmeti, alacakların ödenmeme riskini üstlenip üstlenmemesine göre garantili ve garantisiz faktoring olarak ikiye ayrılıyor. Bankacılık dışı finansal enstrümanların yaygın olarak kullanıldığı ve faktoring penetrasyon oranının yüksek olduğu Batı Avrupa ülkelerinde kredi sigorta sisteminin faktoring sektörüyle işbirliği içinde olması nedeniyle faktoring uygulamalarının neredeyse tamamı garanti hizmetini içeriyor. Ülkemizde yapılan faktoring işlemlerinin yüzde 80-85’i geri dönülebilir (garantisiz) faktoring çeşidinden oluşuyor. Kredi sigortası ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaya başlandığında ve faktoring şirketleri kredi sigorta sisteminden yurtdışı örneklerinde olduğu gibi etkin olarak yararlanabildiğinde çoğu KOBİ’lerden oluşan müşterilerine yurtiçinde de güvenli satışın kapılarını açabilecek ve daha fazla finansman olanağı yaratabilecek.”
‘Birlik’ olma yolunda
Finansal Kiralama Derneği (FİDER), Faktoring Derneği ve Tüketici Finansmanı Şirketleri Derneği (TUFİDER) Yönetim Kurulu Üyeleri ve Genel Sekreterleri; Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun getirdiği yenilikler ve Birlik olma yolunda yapılması gereken düzenlemeleri ele alan bir toplantıda biraraya geldi. Toplantıda çıkan ortak görüş şöyle: “21 Kasım 2012’de TBMM Genel Kurulu’nda onaylanan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından kurulması öngörülen Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği her üç sektörün de ortak hareketiyle daha kuvvetli bir yapıya sahip olacak ve Birlik bünyesinde yürütülecek çalışmalar hem sektörlerin hem de Türkiye ekonomisinin büyümesine olumlu katkı sağlayacaktır.”
Akdeniz Faktoring sektörlere özel çözümler üretecek
Bu yıl işlem hacmini yüzde 25 büyütmeyi, müşteri adedini, kurumsal, ticari ve KOBİ segmentlerindeki varlığını arttırmayı hedefleyen Akdeniz Faktoring, önceliği yurtiçi işlemlere verecek, sektörlere özel çözümler üzerinde çalışacak ve tedarikçi finansmanına yönelik adımlar atacak.
Temelleri 1940’lı yıllara dayanan Zülfikarlar Grubu firmalarından Akdeniz Faktoring A.Ş. 1993’te kuruldu. Akdeniz Faktoring Genel Müdürü Umut Ülbegi, müşteri odaklı hizmet anlayışları ve konusunda uzmanlaşmış ekipleriyle müşterileri ve sektörleri için değer yaratmayı, bilinirliliklerini ve pazar paylarını arttırırken hizmetlerini çeşitlendirmeyi, güçlü ve güvenilir bir finansal ortak olarak en çok tercih edilen faktoring şirketi olmayı hedeflediklerini söylüyor. 2009-2012 yılları arasında işlem hacmi ve alacaklarının 2.5 kat arttığını belirten Ülbegi, “Akdeniz Faktoring, yaklaşık 140 milyon TL alacak büyüklüğüyle sektörde banka dışı kurumlar arasındaki yerini bir önceki yıla göre geliştirmiştir. 2012 yılında bir önceki yıla göre ciro ve alacak bazında yüzde 15-20 seviyesinde büyüme gerçekleştirmiştir. Sektörde ‘güç’ ve ‘güven’ ‘faktör’ü Akdeniz Faktoring, yurtiçi faktoring alanında tedarikçi finansmanı da dahil olmak üzere ihtiyaca yönelik çözümleri hızlı ve uygun koşullarla sağlamaktadır” diyor.
Umut Ülbegi, 2013 yılında sektörün yüzde 10-15 seviyesinde büyümesini beklediklerini kaydediyor. Ülbegi, Akdeniz Faktoring’in 2013 yılı hedeflerini şöyle özetliyor: “Akdeniz Faktoring işlem hacmi anlamında yüzde 25 büyümeyi, müşteri adedini ve dolayısıyla kurumsal, ticari, KOBİ segmentlerindeki varlığını arttırmayı hedeflemektedir. Yurtiçi faktoring konusunda ulaşılacak çok müşteri, yapılacak çok iş olduğuna inanıyoruz ve önceliği yurtiçi işlemlerine vereceğiz. Sektörlere özel çözümler üzerinde çalışmalar yaparak ve tedarikçi finansmanına yönelik adımlar atarak bilinirliliğimizi ve pazar payımızı arttıracağız.” Sektörde müşteri çeşitliliğini destekleyecek her projeyi değerlendirdiklerini açıklayan Ülbegi, “2013 yılında şirketimizin gelişimine paralel olarak Kurumsal Yönetim İlkelerine Uyum ve Kredi Derecelendirme çalışmalarına hazırlıklarımızı yapacağız. ‘Bono-Tahvil’ ihracı için gerekli altyapının hazırlanmasıyla birlikte bu konuda gerekli aksiyonları alacağız” diye konuşuyor.
Alacak sigortası yaygınlaşmalı
Umut Ülbegi, sektörün ve dolayısıyla sektör oyuncularının sağlıklı ve sürdürülebilir büyüyebilmesi için ulaşılmış 70 bin müşterinin hızla arttırılması, haksız rekabet oluşturan unsurların ortadan kaldırılması, kanunla birlikte hem algı hem de mevzuat anlamında süreçlerin basitleştirilmesi gerektiğini vurguluyor: “Belli bir büyüklüğe ulaşmış şirketlerin küçülmesi beklenmeyeceğinden mevcut yapıda kalınması halinde mevcut pasta büyümezse sektördeki rekabet fiyat rekabetine ve dolayısıyla risk nosyonunun gitgide azalmasına yol açacak, küçük şirketlerin sektörden çıkma sürecini hızlandıracaktır. Alacak sigortasının yaygınlaşması, fatura akışını rahatlatacak sistemlerin oluşturulması, alternatif kaynaklara erişim imkanlarının artması, sektör algısının dernek, birlik ve düzenleyici kurumlarla birlikte iyileştirilmesi mevcut pastayı büyütecek adımları da beraberinde getirecektir. Bu anlamda sektöre katılacak yeni oyuncular ve müşterilerle birlikte gelişmiş ülkelerde GSMH’nin yüzde 10-12’si seviyesinde olan faktoring hacmine ülkemizde de hızla ulaşılması mümkündür.”
Türkiye’de sektörün yeni oyuncuların girişi ve kanunun getirdiği yapıların kurulmasıyla birlikte büyümeye açık olduğunu öngören Ülbegi, “100 bin müşteri 100 milyar dolar ciro hedefinin kısa sürede aşılacağı düşüncesindeyim. Bununla birlikte ülkenin büyüme potansiyeli, bankaların konumu ve risk iştahları da faktoring sektörünün gelişimini doğrudan etkileyecek unsurlardır. Faktoringle ilgili olumsuz algılar giderildikçe önyargılı müşterilerin de sektörden hizmet alması mümkün olacaktır. Sektörde fonlama imkanları gelişmektedir. Bu da faktoring sektörünün gelişimini desteklemektedir. Alacak sigortasının da daha cazip ve hızla uygulanabilir koşullarla faktoring şirketlerinin önüne getirilebilmesi halinde büyümenin daha da hızlanması beklenebilir” diye konuşuyor.
Yapı Kredi Faktoring ‘Tedarikçi Finansmanı’ ile KOBİ’lerin yanında
Yapı Kredi Faktoring, kısa vadeli ticaretin finansmanında, tahsilatında ve garanti altına alınmasında; firmaların ihtiyaçlarına birebir çözümler üreterek, esnek ve hızlı hareket imkanı sunuyor. Yapı Kredi Faktoring’in Eylül 2012 itibarıyla cirosu 7.3 milyar TL olarak gerçekleşti.
Yurtiçi faktoring işlemlerinde yüzde 11.3; ihracat faktoring işlemlerinde ise yüzde 27 olmak üzere toplam faktoring işlem hacmindeki pazar payı yüzde 14.3 seviyesinde olan Yapı Kredi Faktoring’den yapılan açıklamaya göre; kurum bu rakamlar ışığında 2001 yılından beri aralıksız ‘sektör lideri’ unvanını taşıyor, sektörde yurtdışı işlemlerde sağlanan finansmanın yüzde 34’ünü tek başına gerçekleştiriyor, bu da başta ihracat olmak üzere Türkiye’nin dış ticaretinin gelişmesine verdikleri önemi gösteriyor.
Yapı Kredi Faktoring, 2013 yılında da liderliğini sürdürmeyi hedefliyor, özellikle çek/senet almadan, çoğunlukla açık hesap satış yapan KOBİ’lere yeterli finansman temin etmesi amacıyla sunduğu Tedarikçi Finansmanı modeli ile KOBİ’lerin en kritik konusu olan nakit akışına önemli bir çözüm üretiyor.
Özellikle çek/senet almadan yapılan açık hesap satışların yoğun olduğu durumlarda KOBİ’ler bankalara yeteri kadar çek/senet teminatı sunamadıklarından ihtiyaçlarının altında kredi limiti alabiliyor. Yapı Kredi Faktoring, yeterli özkaynağa sahip olmayan KOBİ’lerin işletme sermayesi ihtiyacını çözme konusunda en önemli iş ortaklarından birisi. Kurulduğu günden bu yana tedarikçi finansmanına önem veren kurum, bu konuda uzmanlaşmış kadrosuyla tüm KOBİ’lere bu hizmetten yararlanma imkanı sunuyor. Bu sistemin en önemli özelliklerinden birisi KOBİ’lerin satışları arttıkça uzman kadrolarca mevcut limitlerin ihtiyacı karşılamayacağı tespit edilerek, ihtiyaca yanıt verecek yeni limit çalışmasının yapılmaya başlanması.
KOBİ’lerin Yapı Kredi Faktoring’e temlik ettiği alacağın kalitesi ne kadar yüksek olursa sundukları koşulların fayda oranı o derece artıyor. Yapı Kredi Faktoring, sadece satıcı ya da sadece alıcı firmanın kredibilitesine değil her iki tarafın kredibilitesine bakarak kararlarını alıyor, böylece çok daha esnek ve uygun çözümler üretebiliyor.
ULUSAL FAKTORİNG ŞUBELEŞMEYE DEVAM EDİYOR
Gebze Temsilcilik, İstanbul’da İkitelli ve Ümraniye Şubeleri’nin yanısıra 21 Ocak 2013 tarihinde faaliyete geçen İzmir Şubesi ile tabana yayılan Ulusal Faktoring, Ankara’da da hedeflerini büyütüyor. 2011 yılı başında faaliyete geçen Ulusal Faktoring A.Ş. Ankara Temsilciliği, 2 yıldır Ankara firmalarına verdiği faktoring hizmetlerinde Ulusal Faktoring kalitesi ve farkını sunuyor.
Ulusal Faktoring Ankara Temsilcilik Müdürü Sezgi Demir, 2012 yılını, yüzde 88 artış kaydederek 97 milyon TL ciro, yüzde 100 artış göstererek 29 milyon TL plasmanla kapattıklarını belirtiyor. Demir, aktif müşteri sayısında yüzde 50 artış kaydederek 140’a ulaştıklarını, bugüne kadar 220 müşteriyle faktoring sözleşmesi imzalandığını kaydediyor.
Sezgi Demir, 2013 yılı hedeflerini şöyle dile getiriyor: “Halen 4 personelin görev aldığı Temsilcilik için 2013 yılı her anlamda büyümenin beklendiği bir yıl olacaktır. Şubat 2013 itibarıyla personel sayısı 8’e çıkacak, Temsilcilik’ten Şube’ye dönüşülecektir. Bu bağlamda Ankara sanayisinin yoğun olduğu OSTİM’de faaliyete devam etme kararı alınmıştır. Sektör ayrımı yapmaksızın her sektörden müşteri ile çalışan, kurumsal müşterilerin yanısıra ağırlıklı olarak KOBİ’lere hizmet veren Ankara Temsilciliği, ‘Şube’ olmanın verdiği güç ve personel sayısındaki artışla birlikte aktif müşteri sayısını yılsonunda 400’e çıkartmayı, cirosunu yüzde 58, plasmanını yüzde 52 arttırmayı hedeflemektedir.”
Tam Faktoring’den kusursuz müşteri hizmeti
Küçük ve ortak ölçekli işletmelere nakit finansman desteğini modern, şeffaf ve kolay sunabilen KOBİ’lerin “tam zamanında” ve “tam yanında” olan Tam Faktoring, hizmetlerini özel olarak geliştirilmiş ve konumlandırılmış şubeleri aracılığıyla sağlıyor. Kasım 2011’de kurulan Tam Faktoring, Mayıs 2012’de BBDK’tan faaliyet izni almış ve Haziran 2012’de işlemlerine başlamış. Topçular, İkitelli, Beylikdüzü, Dudullu, Pendik ve Gebze olmak üzere toplam 6 şubesi olan Tam Faktoring, yüzde 100 Vecktor Yatırım Holding iştiraki. EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) Vecktor Yatırım Holding’e yüzde 9.5 oranında ortağı. Tam Faktoring Genel Müdürü Hasan Erkan Anlar, Tam Faktoring’in 82 milyon TL ile sektörün en büyük ödenmiş sermayelerinden birine sahip olduğunu söylüyor.
Hızlı bir başlangıç yaparak yılsonu itibarıyla 7 aylık bir sürede 1000’in üzerinde müşteriyle 70 milyon TL’lik işlem gerçekleştirdiklerini belirten Anlar, 2013 yılı ve uzun vadeli hedeflerini şöyle özetliyor: “Tam Faktoring 2013 yılında da hızlı bir şekilde müşteri sayısını artırmaya devam edecek. Bu yıl Mart ayından itibaren Anadolu’ya yeni şubelerimizle yayılmaya başlayacağız. Bu amaca yönelik önümüzdeki 2 yıl içinde şu anda 6 olan şube sayımızı 30’un üzerine çıkaracağız. Tüm bu yatırımları çok daha fazla sayıda küçük ve orta ölçekli müşterilere hizmet verebilmek, onlara daha yakın olabilmek amacıyla yapacağız. Müşterilerimize kolay, şeffaf ve güvenilir faktoring hizmetini, daha önce yaşamadıkları bir ‘faktoring deneyimi’ sunan modern Tam Faktoring şubelerimiz aracılığı ile vermeye devam edeceğiz. Biz bu deneyime ‘tam faktoring deneyimi’ diyoruz.”
Hasan Erkan Anlar, müşterilerine şubelerde yaşatmak istedikleri şube deneyimleri ve tam faktoring şubelerinde hedeflenen kusursuz müşteri hizmetini şöyle açıklıyor: “Müşterilerimiz sabah evlerinden işyerlerine doğru giderlerken, işyerlerine komşu olan, tam faktoring şubelerine uğrayıp kendileri için şube önünde ayrılmış otoparka arabalarını park edebilirler. Şubenin içinde güleryüzlü ve deneyimli müşteri temsilcilerimiz tarafından karşılanıp, modern bir ortamda günün ilk çayını veya kahvesini içebilirler. Müşteri temsilcilerimiz onların finansal ihtiyaçlarına destek olurken müşterilerimiz bu sırada kendileri için ayrılmış özel alanda gazete okuyup, televizyondan günün haberlerini izleyebilirler. Daha sonra şube içindeki hizmet alanımız olan ‘Banklink’ hizmetimiz sayesinde güvenli bir bilgisayardan çalıştıkları bankanın internet bankacılığı sitesine erişebilir ve hesaplarını kontrol edebilirler. Tam Faktoring’ten aldıkları finansman desteği ile internet bankacılığı sayesinde ödemelerini de hemen bizim şubelerimiz içinde yapabilirler.”
Hasan Erkan Anlar, 2012 yılında faktoring kullanımında inşaat ve tekstil sektörlerinin öne çıktığını, bunun yanısıra toptan ve perakende ticaret, metal ana sanayi, ulaşım araçları sanayi, makine ve teçhizat sanayisinin de başlıca sektörler olduğunu kaydediyor. Yeni yasayla sektöre olan ilginin piyasa, yatırımcılar ve müşteriler nezdinde daha da artacağını öngören Anlar, “Yasa ile birlikte sektörün kurumsallaşması hızlanacak, bilinirliliği artacak ve şubeleşme yaşanacaktır. Ağırlıklı olarak KOBİ’leri hedefleyen sektörümüzde, şubeleşmenin hızlanması ve farklı dağıtım kanallarının devreye girmesiyle temas edilen müşteri sayısında artış yaşanacak, müşteriler nezdinde ürünün bilinirliliği artacaktır” diyor.