İklimlendirmeye ‘Yeşil Bina’ dopingi
İklimlendirme sektörü 1950’lerden başlayan gelişim sürecini önümüzdeki dönem Ar-Ge ve Ür-Ge’ye yoğunlaşarak artırmayı hedefliyor.
İKLİMLENDİRME
01.06.2016, 08:50 01.06.2016, 14:55
6767
Ülke performansının üstünde büyüme rakamlarına ulaşan sektörü önümüzdeki dönem en fazla etkileyen gelişmelerden birini de yeşil bina trendi oluşturacak. İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı, “Yeşil binaların artışı iklimlendirme sektörü açısından pazarı büyütecek” diyor.
Tüm dünyada toplumların refah seviyesindeki artış, iç hava kalitesi bilincinin ve çevre ile ilgili duyarlılığın artması gibi etkenler iklimlendirme sektörünün gelişimini tetikliyor. İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı’ya göre ‘İklimlendirme Sektörü’ gelişimi devam eden ve gelecekte büyümesi hız kazanacak sektörlerin başında geliyor. Kalifiye işgücü, teknoloji, jeostratejik konum, nüfus ve Türk girişimcilerinin kendine duyduğu güven ile ‘Türk İklimlendirme Sektörü’ dünya firmaları ile rekabette avantajlı bir konumda yeralıyor.
Sektörde özellikle enerji verimli, yüksek konforlu ve en yeni standartlara uygun ürünlere yönelişin arttığını kaydeden Savcı, 2014 yılında devreye giren Klimalarda Enerji Etiketi Tebliği değişikliklerinin bu eğilimi destekleyeceğini belirtiyor. Sektör için diğer bir gelişme ise yeşil bina trendi; yeni projelerde yeşil bina sertifikasına sahip binaların yarattığı katmadeğer iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren firmaları da bu özelliklerde ürünleri pazara sunmak adına teşvik ediyor. Savcı, yeşil binaların artışının iklimlendirme sektörü açısından pazarı büyüteceğini belirterek, daha kaliteli ve enerji verimli ürünlere yönelme olacağını kaydediyor.
Rusya kan kaybettirdi
Sektörün mevcut durumunu rakamlarla detaylandıran Savcı, şu bilgileri veriyor: “Sektör ülkemizin genel büyüme düzeyinden de yüksek bir performans sergilemiş ve sektör ihracatı, 2013 yılında 4 milyar 199 milyon dolar iken 2014 yılında bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 5.5 oranında artarak 4 milyar 431 milyon dolar düzeyine ulaşmıştır. 2015 yılı durağan geçse de sektörümüz 3.7 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Ülkemizin içinde bulunduğu özel koşullar her sektörü etkilediği kadar bizim sektörümüzü de etkilemiştir. 2015 yılı verilerine göre Rusya’ya sektör ihracatımız 181.5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam ile Rusya sektörümüz için beşinci büyük ihracat pazarı konumundadır. Ancak 2014 yılında Rusya’ya ihracatımızın 298.8 milyon dolar olduğunu ve sektörümüz için üçüncü büyük pazar olduğunu da hatırlatmamız lazım. Bu rakamlarla Rusya 2014 yılında toplam sektör ihracatımızın yüzde 6.74’ünü oluştururken 2015 yılında ise toplam sektör ihracatımızın yüzde 4.96’sını oluşturmuştur. Rusya yerine ikame edilecek potansiyel bir pazar henüz yok, ancak yeni pazar arayışları ve mevcut pazarlara nüfuziyet artışı çalışmaları yapılmaktadır.”
URGE Projesi’yle yeni pazarlar aranıyor
İSKİD, Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) Projesi kapsamında sürekli dış pazarlarda rekabet, yeni pazar arayışları ve Türk üreticinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırıcı çalışmalara ağırlık veriyor. URGE Projesi’nin Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklendiğini açıklayan Cem Savcı, “Projeye 36 sektör firması katılıyor. Proje, “ihtiyaçların belirlenmesi”, “eğitimlerin verilmesi”, “danışmanlık hizmetleri” ve “yurtdışı pazarlama faaliyetleri” ile devam ediyor. Yurtdışı pazarlama faaliyetleri kapsamında bu yıl İran, Endonezya ve Suudi Arabistan’da fuarlara katıldık ve ikili ticari görüşmeler yapma fırsatı bulduk. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımız devam edecek. Bu çalışmalarımızın amacı ihracatçı sektör firmalarımızı yeni pazarlara dahil edebilmek. Yine de yeni pazarların keşfi, adaptasyonu ve rekabet gücü oluşturabilmek; zahmetli, maliyetli ve zaman alan bir süreçtir” diye konuşuyor.
Ar-Ge için desteğe ihtiyaç var
Küreselleşmenin getirdiği pazar ve rekabet şartlarında Ar-Ge ve Ür-Ge’nin mutlak zorunluluk olarak sektörün önüne çıktığını kaydeden Savcı, sektörün ağırlıklı KOBİ’lerden oluştuğunu belirterek, “Sektör için eğitim seviyesi yüksek de olsa Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına kaynak ve personel ayırmak kolay değil. Yeni Ar-Ge Kanunu maalesef KOBİ niteliğindeki firmalarımıza yarar sağlamıyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda uluslararası rekabette sektörümüzü zora sokabilecek. Ar-Ge desteklerinin KOBİ düzeyinde yaygınlaştırılması ve ilgili prosedürlerin kolaylaştırılması gerekli” diyor.
Sektördeki nitelikli işgücünün yetersizliğine dikkat çeken Savcı, şunları anlatıyor: “İş hacminin büyümesi acil nitelikli işgücü istihdamı gerektirmektedir, ancak nitelikli işgücü arzı henüz yeterli seviyeye ulaşamamıştır. Sivil toplum örgütlerinin düzenlediği meslek içi eğitimler ve devletin meslek lisesi ile yüksekokulların sayısını arttırması gibi çalışmalarla çözüm yolunda adımlar atılmaya başlanmıştır. İSKİD Üniversite Sanayi İşbirliği Komisyonu bu konuda uzun zamandır çalışmalar yürütmektedir. Makine mühendisliği fakülteleri ile yakın ilişkiler yürütülerek başarılı öğrenciler, iklimlendirme sektörünü tanımaya ve katılmaya davet edilmekte ve sektör hakkında bilgilendirmeler yapılmaktadır. Isıtma Soğutma Klima Araştırma vve Eğitim Vakfı’nın (ISKAV) önderliğini yaptığı, İSKİD’in destek olduğu çalışmalar neticesinde Yıldız Üniversitesi Makina Fakültesi’nde İklimlendirme Bölümü açılmış ve geçtiğimiz yıl ilk mezunlarını vermiştir.”
Savcı bir diğer sorun olarak da ÖTV’yi gösteriyor: “Soğutma içeren klima santrallerinde ve Fan-Coil cihazlarında halen ÖTV uygulanmaktadır. Oysa adı geçen ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı, ticari ürünlerdir ve üretim için zorunluluktur. ÖTV’nin bu ürünlerden veya enerji etkinliği yüksek olanlarından kaldırılması veya azaltılması gereklidir. Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği düşük cihazların yüksek enerji verimliliğine sahip cihazlara dönüşümü ile ilgili devlet teşvikine ihtiyaç vardır.”
İklimlendirmenin önemi
İklimlendirme, kapalı mekanın havasının istenen sıcaklık, nem, hava dolaşımı, temizlik ve tazelikte tutulması olarak ifade ediliyor. Bunların hepsinin olmasa da birkaçının kontrol altında tutulması da iklimlendirme olarak tanımlanabiliyor. İklimlendirilmiş ortamlar, işgücü veriminde artış ve sağlıklı bir yaşam sağlıyor. Cem Savcı, iklimlendirmenin önemine şu noktalara dikkat çekerek değiniyor: “Önceleri sadece sıcaklık ve nem kontrolü ile sağlanmaya çalışılan ortam hava şartları, ‘Kapalı Bina Sendromu (TBS-Tight Building Syndrom), Hasta Bina Sendromu (SBS-Sick Building Syndrom) ve Bina Bağlantılı Hastalıklar (BRI-Building Related Illness)’ olarak adlandırılan sağlık problemlerine yol açmıştır. Bunun sonucu olarak bu ortamlarda yaşayan insanlar farkında olmadan hastalanmış, birçok tesis verim kaybına uğramıştır.
Dünyada kabul edilmiş araştırmalara göre insanlar belli bir sıcaklık ve nem aralığında temiz havalı ortamlarda rahat ediyor. Bu aralık aynı zamanda konfor bölgesi olarak tanımlanıyor. (Bağıl nem yüzde 40-55 ± 5, sıcaklık 22-25C ±0.5) Sıcaklığın gereğinden fazla veya az olması rahatsız edici olarak açıklanıyor.” İklimlendirmenin insanın sağlığı yanında tasarrufa da önemli bir katkı sağladığının altını çizen Savcı, “Türk Halkı tasarrufu seven bir millettir bu nedenle enerji verimli ürünlere olumlu yaklaşıyor. Kış aylarında klima kullanımının yaygınlaşması gerektiğine inanıyoruz. Mevcut doğalgaz ve elektrik fiyatları göz önünde bulundurulursa COP değeri 3.5 üzerinde olan klimalar diğer tüm ısınma yöntemlerine göre daha avantajlı olmaktadır.
Ayrıca klimalar üzerinde bulunan filtreler sayesinde sirküle edilen hava içerisinde istenmeyen maddeler filtrelenebilmekte ve iç hava kalitesine katkı sağlanmaktadır” diye konuşuyor.
İklimlendirme endüstrisi, ISK-SODEX 2016'da buluştu
İklimlendirme sektörü temsilcilerini buluşturan ISK-SODEX İstanbul, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Deutsche Messe Yönetim Kurulu Üyesi Andreas Gruchow, DOSİDER Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye HVAC&R Başkanı Zeki Poyraz’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yıl fuara 46 ülkeden 1293 firma Orta Doğu, Avrupa, Eski Sovyetler Birliği ülkeleri ve Kuzey Afrika'dan birçok alıcı ile biraraya geldi. Fuarı dört gün boyunca 83.764 profesyonel ziyaret etti. Bu yılki ISK-SODEX İstanbul Fuarı aynı zamanda Sürdürülebilir İç İklimlendirme Konferansı'na da evsahipliği yaptı.
Fuarda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “İklimlendirme sektörü çok önem kazanan ve gelişen bir sektör olarak dikkat çekiyor. Özellikle enerji kaynaklarının verimli kullanılmasındaki ihtiyaç bu sektördeki Ar-Ge çalışmalarına da ayrı bir önem atfediyor” dedi. Türkiye’de en hızlı büyüyen ve gelişen sektörlerin başında inşaat sektörünün gelmesine rağmen iklimlendirme sektörünün 24. sırada yeralmasının Türkiye’ye yakışmadığını da söyleyen Işık, 2014 yılında iklimlendirme sektöründeki net satışların 6 yılda 7 milyar Türk lirasına ulaştığını ekledi. Işık, tüm sektörlerde olduğu gibi iklimlendirme sektöründe de katmadeğerli ekonomi seviyesini arttıracak çalışmalara odaklanılması gerektiğini açıkladı.
Daikin Türkiye iddialı hedeflerle büyüyor
Daikin, Türkiye çapında faaliyet gösteren bayileri ile Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da biraraya geldi. Daikin Europe Başkanı Masatsugu Minaka’nın da bayiler ile biraraya geldiği gezide, yeni dönem hedef ve stratejilerinin paylaşıldığı bir de toplantı düzenlendi.
“Kararlı ve sağlam adımlarla yürüyoruz” başlığıyla gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını yapan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, yaşanan gelişmeleri şu sözlerle anlattı: “Temmuz 2011’den bu yana Daikin çatısı altında faaliyet gösteriyoruz, alanında dünya lideri olan Daikin gibi bir markanın gücü ile son 5 yılda çok önemli işlere imza attık. Daikin Türkiye olarak büyürken, iklimlendirme sektörünün Türkiye’deki gelişimine katkıda bulunan çalışmalarımızı da devam ettireceğiz.” Bu 5 yıldaki büyümenin rakamlara da yansıdığını söyleyen Önder, sözlerine şöyle devam etti: “2011 yılında 339 milyon ciromuz ve 550 çalışanımız varken 2015 yılını 760 milyon ciro ve 888 çalışanla tamamladık. Bu sayede ilk 5 yılımızda ciro ve istihdamda yüzde 100’leri aşan oranlarda büyüme kaydettik. Yeni döneme ilişkin hedeflerimiz de aynı performansı sürdürmek üzerine kurulu. Bu yıl, ciromuzu 1 milyar lira seviyesine çıkarırken çalışan sayımızı da 1.000 kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz. Şu an sektörün en geniş ürün gamına sahip markasıyız; bireysel split klimalardan mucidi olduğumuz VRV denilen ticari sistemlere kadar farklı mekanlara farklı çözümler sunan bir şirketiz. Hedefimiz, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklimlendirme sektörüne öncülük etmek.”
DemirDöküm’den ‘Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri’
İklimlendirme sektörü markalarından DemirDöküm, geleceğe dönük stratejilerini, sektörü bekleyen gelişmeleri ve tüketicilerin beklentilerini paylaştı. "Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri" panelinde konuşma yapan DemirDöküm CEO'su Dr. Axel Busch, endüstride teknolojinin büyük itici güç olduğunu, yeni bir dönemin kapısının aralandığını, somutluklar döneminde tasarım ve kusursuz üretimin yeterli olmayacağını belirterek, şunları söyledi: "Akıllı bir dünyada yaşamaya başladık. Çok değil 10 yıl öncesine kadar üretim için aylarca emek harcıyorduk. Şimdi süreçler teknolojinin büyük desteğiyle aylardan, günlere indi. Artık yarış teknoloji, araştırma ve geliştirme sürecinde. Endüstri 4.0’ın konuşulmaya başladığı bu dönemde tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de şeffaflıklar dönemi başlıyor. Bu süreçte sektör oyuncuları ne kadar yakın çalışır, işbirliği geliştirirse sektörde faaliyet göstermeyen markalara müşteri kaptırmayacak.” Axel Busch, terimlerden arındırılmış, tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıran, hayatlarına verimlilik kazandıran yeniliklerin sektörde öne çıkacağını söyledi.
Baymak ihracata ağırlık verecek
Hollandalı BDR Thermea Grubu’nun bir parçası olan Baymak, Türkiye’de ürettiği Avrupa teknolojisine sahip ürünlerini dünyaya ihraç etmeye devam ediyor. Şirket olarak 2015’te cirolarını 360 milyon TL’ye çıkararak yüzde 6 oranında büyüdüklerini, faaliyet karını da yüzde 10 artırmayı başardıklarını söyleyen Baymak Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ender Çolak, geçen yıl gerçekleştirdikleri bu büyümeyi bu yıl da ihracatı da arkalarına alarak sürdürmeyi hedeflediklerini vurguladı.
“2016 yılında ihracatımızı yüzde 25 artırarak 17.5 milyon euroya çıkarmayı hedefliyoruz” diyen Çolak şöyle devam etti: “Geçen yıl BDR Therma Grubu’nun ihracatı yaklaşık 225 milyon euro olarak gerçekleşti. Biz, 2015 yılını 14 milyon euro ciro ile kapatarak, kurucu firmalar Baxi ve Dedietrich’ten sonra en çok ihracat yapan iki grup firmasından birisi olmayı başardık. Bu başarıyı ısıtma-soğutma sektörünün her alanında Avrupa Birliği standartlarına sahip ürün gamımıza borçluyuz.”
Çolak, bu yıl ihracatın ciro içindeki payını yüzde 15’e çıkarmayı, yakın zamanda ise bu oranın yüzde 30’lara ulaşmasını öngördüklerini açıklıyor.
Mitsubishi Electric’ten; Kirigamine Zen
Mitsubishi Electric, tasarımıyla dikkat çeken Kirigamine Zen serisi klimaları ile yüksek enerji verimliliğini estetikle buluşturuyor. İsmini Japonya’nın ünlü Kirigamine tepelerinden ve özünde sadeliği barındıran Zen felsefesinden alan Kirigamine Zen klimalar, soğutmada sezonsal verimlilik kriterlerine göre en verimli sınıf olan A+++ enerji sınıfında yeralıyor. Siyah, beyaz ve gümüş renkleri ile farklı zevklere hitap eden Mitsubishi Electric Kirigamine Zen klimalar, beş farklı kapasite seçeneği ile de her ihtiyaca uygun çözümü sunuyor. Mitsubishi Electric patentli üfleme ağzı, çift kanat tasarımı sayesinde ısıtma veya soğutma modunda havanın en konforlu ve homojen şekilde ortamda dağılmasını sağlıyor. Oluşturulan doğal akış, kullanıcıyı rahatsız edebilecek hava çarpmalarını engelleyerek ortamı hızlı ve verimli bir şekilde iklimlendiriyor.
Tüm dünyada toplumların refah seviyesindeki artış, iç hava kalitesi bilincinin ve çevre ile ilgili duyarlılığın artması gibi etkenler iklimlendirme sektörünün gelişimini tetikliyor. İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı’ya göre ‘İklimlendirme Sektörü’ gelişimi devam eden ve gelecekte büyümesi hız kazanacak sektörlerin başında geliyor. Kalifiye işgücü, teknoloji, jeostratejik konum, nüfus ve Türk girişimcilerinin kendine duyduğu güven ile ‘Türk İklimlendirme Sektörü’ dünya firmaları ile rekabette avantajlı bir konumda yeralıyor.
Sektörde özellikle enerji verimli, yüksek konforlu ve en yeni standartlara uygun ürünlere yönelişin arttığını kaydeden Savcı, 2014 yılında devreye giren Klimalarda Enerji Etiketi Tebliği değişikliklerinin bu eğilimi destekleyeceğini belirtiyor. Sektör için diğer bir gelişme ise yeşil bina trendi; yeni projelerde yeşil bina sertifikasına sahip binaların yarattığı katmadeğer iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren firmaları da bu özelliklerde ürünleri pazara sunmak adına teşvik ediyor. Savcı, yeşil binaların artışının iklimlendirme sektörü açısından pazarı büyüteceğini belirterek, daha kaliteli ve enerji verimli ürünlere yönelme olacağını kaydediyor.
Rusya kan kaybettirdi
Sektörün mevcut durumunu rakamlarla detaylandıran Savcı, şu bilgileri veriyor: “Sektör ülkemizin genel büyüme düzeyinden de yüksek bir performans sergilemiş ve sektör ihracatı, 2013 yılında 4 milyar 199 milyon dolar iken 2014 yılında bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 5.5 oranında artarak 4 milyar 431 milyon dolar düzeyine ulaşmıştır. 2015 yılı durağan geçse de sektörümüz 3.7 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Ülkemizin içinde bulunduğu özel koşullar her sektörü etkilediği kadar bizim sektörümüzü de etkilemiştir. 2015 yılı verilerine göre Rusya’ya sektör ihracatımız 181.5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam ile Rusya sektörümüz için beşinci büyük ihracat pazarı konumundadır. Ancak 2014 yılında Rusya’ya ihracatımızın 298.8 milyon dolar olduğunu ve sektörümüz için üçüncü büyük pazar olduğunu da hatırlatmamız lazım. Bu rakamlarla Rusya 2014 yılında toplam sektör ihracatımızın yüzde 6.74’ünü oluştururken 2015 yılında ise toplam sektör ihracatımızın yüzde 4.96’sını oluşturmuştur. Rusya yerine ikame edilecek potansiyel bir pazar henüz yok, ancak yeni pazar arayışları ve mevcut pazarlara nüfuziyet artışı çalışmaları yapılmaktadır.”
URGE Projesi’yle yeni pazarlar aranıyor
İSKİD, Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) Projesi kapsamında sürekli dış pazarlarda rekabet, yeni pazar arayışları ve Türk üreticinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırıcı çalışmalara ağırlık veriyor. URGE Projesi’nin Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklendiğini açıklayan Cem Savcı, “Projeye 36 sektör firması katılıyor. Proje, “ihtiyaçların belirlenmesi”, “eğitimlerin verilmesi”, “danışmanlık hizmetleri” ve “yurtdışı pazarlama faaliyetleri” ile devam ediyor. Yurtdışı pazarlama faaliyetleri kapsamında bu yıl İran, Endonezya ve Suudi Arabistan’da fuarlara katıldık ve ikili ticari görüşmeler yapma fırsatı bulduk. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımız devam edecek. Bu çalışmalarımızın amacı ihracatçı sektör firmalarımızı yeni pazarlara dahil edebilmek. Yine de yeni pazarların keşfi, adaptasyonu ve rekabet gücü oluşturabilmek; zahmetli, maliyetli ve zaman alan bir süreçtir” diye konuşuyor.
Ar-Ge için desteğe ihtiyaç var
Küreselleşmenin getirdiği pazar ve rekabet şartlarında Ar-Ge ve Ür-Ge’nin mutlak zorunluluk olarak sektörün önüne çıktığını kaydeden Savcı, sektörün ağırlıklı KOBİ’lerden oluştuğunu belirterek, “Sektör için eğitim seviyesi yüksek de olsa Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına kaynak ve personel ayırmak kolay değil. Yeni Ar-Ge Kanunu maalesef KOBİ niteliğindeki firmalarımıza yarar sağlamıyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda uluslararası rekabette sektörümüzü zora sokabilecek. Ar-Ge desteklerinin KOBİ düzeyinde yaygınlaştırılması ve ilgili prosedürlerin kolaylaştırılması gerekli” diyor.
Sektördeki nitelikli işgücünün yetersizliğine dikkat çeken Savcı, şunları anlatıyor: “İş hacminin büyümesi acil nitelikli işgücü istihdamı gerektirmektedir, ancak nitelikli işgücü arzı henüz yeterli seviyeye ulaşamamıştır. Sivil toplum örgütlerinin düzenlediği meslek içi eğitimler ve devletin meslek lisesi ile yüksekokulların sayısını arttırması gibi çalışmalarla çözüm yolunda adımlar atılmaya başlanmıştır. İSKİD Üniversite Sanayi İşbirliği Komisyonu bu konuda uzun zamandır çalışmalar yürütmektedir. Makine mühendisliği fakülteleri ile yakın ilişkiler yürütülerek başarılı öğrenciler, iklimlendirme sektörünü tanımaya ve katılmaya davet edilmekte ve sektör hakkında bilgilendirmeler yapılmaktadır. Isıtma Soğutma Klima Araştırma vve Eğitim Vakfı’nın (ISKAV) önderliğini yaptığı, İSKİD’in destek olduğu çalışmalar neticesinde Yıldız Üniversitesi Makina Fakültesi’nde İklimlendirme Bölümü açılmış ve geçtiğimiz yıl ilk mezunlarını vermiştir.”
Savcı bir diğer sorun olarak da ÖTV’yi gösteriyor: “Soğutma içeren klima santrallerinde ve Fan-Coil cihazlarında halen ÖTV uygulanmaktadır. Oysa adı geçen ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı, ticari ürünlerdir ve üretim için zorunluluktur. ÖTV’nin bu ürünlerden veya enerji etkinliği yüksek olanlarından kaldırılması veya azaltılması gereklidir. Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği düşük cihazların yüksek enerji verimliliğine sahip cihazlara dönüşümü ile ilgili devlet teşvikine ihtiyaç vardır.”
İklimlendirmenin önemi
İklimlendirme, kapalı mekanın havasının istenen sıcaklık, nem, hava dolaşımı, temizlik ve tazelikte tutulması olarak ifade ediliyor. Bunların hepsinin olmasa da birkaçının kontrol altında tutulması da iklimlendirme olarak tanımlanabiliyor. İklimlendirilmiş ortamlar, işgücü veriminde artış ve sağlıklı bir yaşam sağlıyor. Cem Savcı, iklimlendirmenin önemine şu noktalara dikkat çekerek değiniyor: “Önceleri sadece sıcaklık ve nem kontrolü ile sağlanmaya çalışılan ortam hava şartları, ‘Kapalı Bina Sendromu (TBS-Tight Building Syndrom), Hasta Bina Sendromu (SBS-Sick Building Syndrom) ve Bina Bağlantılı Hastalıklar (BRI-Building Related Illness)’ olarak adlandırılan sağlık problemlerine yol açmıştır. Bunun sonucu olarak bu ortamlarda yaşayan insanlar farkında olmadan hastalanmış, birçok tesis verim kaybına uğramıştır.
Dünyada kabul edilmiş araştırmalara göre insanlar belli bir sıcaklık ve nem aralığında temiz havalı ortamlarda rahat ediyor. Bu aralık aynı zamanda konfor bölgesi olarak tanımlanıyor. (Bağıl nem yüzde 40-55 ± 5, sıcaklık 22-25C ±0.5) Sıcaklığın gereğinden fazla veya az olması rahatsız edici olarak açıklanıyor.” İklimlendirmenin insanın sağlığı yanında tasarrufa da önemli bir katkı sağladığının altını çizen Savcı, “Türk Halkı tasarrufu seven bir millettir bu nedenle enerji verimli ürünlere olumlu yaklaşıyor. Kış aylarında klima kullanımının yaygınlaşması gerektiğine inanıyoruz. Mevcut doğalgaz ve elektrik fiyatları göz önünde bulundurulursa COP değeri 3.5 üzerinde olan klimalar diğer tüm ısınma yöntemlerine göre daha avantajlı olmaktadır.
Ayrıca klimalar üzerinde bulunan filtreler sayesinde sirküle edilen hava içerisinde istenmeyen maddeler filtrelenebilmekte ve iç hava kalitesine katkı sağlanmaktadır” diye konuşuyor.
İklimlendirme endüstrisi, ISK-SODEX 2016'da buluştu
İklimlendirme sektörü temsilcilerini buluşturan ISK-SODEX İstanbul, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Deutsche Messe Yönetim Kurulu Üyesi Andreas Gruchow, DOSİDER Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye HVAC&R Başkanı Zeki Poyraz’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yıl fuara 46 ülkeden 1293 firma Orta Doğu, Avrupa, Eski Sovyetler Birliği ülkeleri ve Kuzey Afrika'dan birçok alıcı ile biraraya geldi. Fuarı dört gün boyunca 83.764 profesyonel ziyaret etti. Bu yılki ISK-SODEX İstanbul Fuarı aynı zamanda Sürdürülebilir İç İklimlendirme Konferansı'na da evsahipliği yaptı.
Fuarda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “İklimlendirme sektörü çok önem kazanan ve gelişen bir sektör olarak dikkat çekiyor. Özellikle enerji kaynaklarının verimli kullanılmasındaki ihtiyaç bu sektördeki Ar-Ge çalışmalarına da ayrı bir önem atfediyor” dedi. Türkiye’de en hızlı büyüyen ve gelişen sektörlerin başında inşaat sektörünün gelmesine rağmen iklimlendirme sektörünün 24. sırada yeralmasının Türkiye’ye yakışmadığını da söyleyen Işık, 2014 yılında iklimlendirme sektöründeki net satışların 6 yılda 7 milyar Türk lirasına ulaştığını ekledi. Işık, tüm sektörlerde olduğu gibi iklimlendirme sektöründe de katmadeğerli ekonomi seviyesini arttıracak çalışmalara odaklanılması gerektiğini açıkladı.
Daikin Türkiye iddialı hedeflerle büyüyor
Daikin, Türkiye çapında faaliyet gösteren bayileri ile Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da biraraya geldi. Daikin Europe Başkanı Masatsugu Minaka’nın da bayiler ile biraraya geldiği gezide, yeni dönem hedef ve stratejilerinin paylaşıldığı bir de toplantı düzenlendi.
“Kararlı ve sağlam adımlarla yürüyoruz” başlığıyla gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını yapan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, yaşanan gelişmeleri şu sözlerle anlattı: “Temmuz 2011’den bu yana Daikin çatısı altında faaliyet gösteriyoruz, alanında dünya lideri olan Daikin gibi bir markanın gücü ile son 5 yılda çok önemli işlere imza attık. Daikin Türkiye olarak büyürken, iklimlendirme sektörünün Türkiye’deki gelişimine katkıda bulunan çalışmalarımızı da devam ettireceğiz.” Bu 5 yıldaki büyümenin rakamlara da yansıdığını söyleyen Önder, sözlerine şöyle devam etti: “2011 yılında 339 milyon ciromuz ve 550 çalışanımız varken 2015 yılını 760 milyon ciro ve 888 çalışanla tamamladık. Bu sayede ilk 5 yılımızda ciro ve istihdamda yüzde 100’leri aşan oranlarda büyüme kaydettik. Yeni döneme ilişkin hedeflerimiz de aynı performansı sürdürmek üzerine kurulu. Bu yıl, ciromuzu 1 milyar lira seviyesine çıkarırken çalışan sayımızı da 1.000 kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz. Şu an sektörün en geniş ürün gamına sahip markasıyız; bireysel split klimalardan mucidi olduğumuz VRV denilen ticari sistemlere kadar farklı mekanlara farklı çözümler sunan bir şirketiz. Hedefimiz, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklimlendirme sektörüne öncülük etmek.”
DemirDöküm’den ‘Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri’
İklimlendirme sektörü markalarından DemirDöküm, geleceğe dönük stratejilerini, sektörü bekleyen gelişmeleri ve tüketicilerin beklentilerini paylaştı. "Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri" panelinde konuşma yapan DemirDöküm CEO'su Dr. Axel Busch, endüstride teknolojinin büyük itici güç olduğunu, yeni bir dönemin kapısının aralandığını, somutluklar döneminde tasarım ve kusursuz üretimin yeterli olmayacağını belirterek, şunları söyledi: "Akıllı bir dünyada yaşamaya başladık. Çok değil 10 yıl öncesine kadar üretim için aylarca emek harcıyorduk. Şimdi süreçler teknolojinin büyük desteğiyle aylardan, günlere indi. Artık yarış teknoloji, araştırma ve geliştirme sürecinde. Endüstri 4.0’ın konuşulmaya başladığı bu dönemde tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de şeffaflıklar dönemi başlıyor. Bu süreçte sektör oyuncuları ne kadar yakın çalışır, işbirliği geliştirirse sektörde faaliyet göstermeyen markalara müşteri kaptırmayacak.” Axel Busch, terimlerden arındırılmış, tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıran, hayatlarına verimlilik kazandıran yeniliklerin sektörde öne çıkacağını söyledi.
Baymak ihracata ağırlık verecek
Hollandalı BDR Thermea Grubu’nun bir parçası olan Baymak, Türkiye’de ürettiği Avrupa teknolojisine sahip ürünlerini dünyaya ihraç etmeye devam ediyor. Şirket olarak 2015’te cirolarını 360 milyon TL’ye çıkararak yüzde 6 oranında büyüdüklerini, faaliyet karını da yüzde 10 artırmayı başardıklarını söyleyen Baymak Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ender Çolak, geçen yıl gerçekleştirdikleri bu büyümeyi bu yıl da ihracatı da arkalarına alarak sürdürmeyi hedeflediklerini vurguladı.
“2016 yılında ihracatımızı yüzde 25 artırarak 17.5 milyon euroya çıkarmayı hedefliyoruz” diyen Çolak şöyle devam etti: “Geçen yıl BDR Therma Grubu’nun ihracatı yaklaşık 225 milyon euro olarak gerçekleşti. Biz, 2015 yılını 14 milyon euro ciro ile kapatarak, kurucu firmalar Baxi ve Dedietrich’ten sonra en çok ihracat yapan iki grup firmasından birisi olmayı başardık. Bu başarıyı ısıtma-soğutma sektörünün her alanında Avrupa Birliği standartlarına sahip ürün gamımıza borçluyuz.”
Çolak, bu yıl ihracatın ciro içindeki payını yüzde 15’e çıkarmayı, yakın zamanda ise bu oranın yüzde 30’lara ulaşmasını öngördüklerini açıklıyor.
Mitsubishi Electric’ten; Kirigamine Zen
Mitsubishi Electric, tasarımıyla dikkat çeken Kirigamine Zen serisi klimaları ile yüksek enerji verimliliğini estetikle buluşturuyor. İsmini Japonya’nın ünlü Kirigamine tepelerinden ve özünde sadeliği barındıran Zen felsefesinden alan Kirigamine Zen klimalar, soğutmada sezonsal verimlilik kriterlerine göre en verimli sınıf olan A+++ enerji sınıfında yeralıyor. Siyah, beyaz ve gümüş renkleri ile farklı zevklere hitap eden Mitsubishi Electric Kirigamine Zen klimalar, beş farklı kapasite seçeneği ile de her ihtiyaca uygun çözümü sunuyor. Mitsubishi Electric patentli üfleme ağzı, çift kanat tasarımı sayesinde ısıtma veya soğutma modunda havanın en konforlu ve homojen şekilde ortamda dağılmasını sağlıyor. Oluşturulan doğal akış, kullanıcıyı rahatsız edebilecek hava çarpmalarını engelleyerek ortamı hızlı ve verimli bir şekilde iklimlendiriyor.