31.03.2017, 09:00
6926
İhracat Böyle Artmaz!
Son beş yılda 150 milyar dolar civarında duran, hatta azalma eğilimine giren ihracatımızın ülkemizin en önemli sorunlarından biri olduğu açıktır. Bütün ihracat potansiyeli olan şirketlerin, mesleki dernek ile birliklerin ve ilgili kamu kurumlarının günümüzdeki en önemli meşguliyet alanı ihracatı arttırmaktır.
Ancak; aşağıdakiler gerçekleşmedikçe ihracatımızın anlamlı bir şekilde artmayacağından emin olabilirsiniz:
- İlgili bütün kurum, kuruluş ve şirketlerimizin bu konuda ‘Zihinsel bir Devrim’ yaşamak zorunda olduğumuzu fark edip, gerekli adımları atmadıkça,
- İlgili bütün kamu kurumları, STK’lar ve üniversiteler misyonlarını ‘cephede mücadele eden şirketlerimizdir, biz onlara ışık tutmak ve destek sağlamak için varız’ olarak netleştirmedikçe,
- Mesleki dernek ve birliklerinin ihracatı arttırma konusunda kilit rol oynadıklarını fark edip, performans göstergelerini üyelerinin ihracat artışına indekslemedikçe,
- Mesleki derneklerin yönetim kurullarına da ‘Yeni Ticaret Kanunu’nda’ şirketler için tanımlandığı gibi, ‘Yetkin’ ve bağımsız profesyonel yönetim kurulu üyeleri alınmadıkça,
- Kurumsal şirketlerdeki genel müdürlere benzer şekilde, mesleki dernek ve birliklerin genel sekreterliklerini yetkinliklerine göre seçip, güçlendirip, dernek hedeflerinden sorumlu tutmadıkça,
- İhracat ile ilgili bütün yöneticilerin ‘Küresel Pazar Analizi’, ‘Oyunlar Teorisi’, ‘Küresel Senaryo Analizi’ ve ‘Küresel Pazarlama’ konularında temel bilgilerini güçlendirmedikçe,
- Biz ülke olarak ‘500 Milyar USD’ ihracat hedefi belirlerken rakiplerimizin ‘Ellerinin armut toplamadıklarını!’ fark etmedikçe,
- Yabancı ülkelerdeki ticaret ataşelerimizi, ihracat sistemimizin ‘sinir uçları’ kabul edip, etkin olarak kullanamadıkça,
- Üniversitelerimiz ihracat dernek ve birliklerine etkin olarak ışık tutup, yol göstermedikçe,
- Sektörel seviyede yapılan 1-2 günlük çalıştay veya konferanslar düzenleyerek, ihracatı anlamlı bir şekilde arttıramayacağımızı görmedikçe,
- Sektörel olarak hazırlanan ‘sektör sorunları’ listelerinin üzerine hangi sektörün adı yazılırsa yazılsın, listenin büyük ölçüde doğru olduğunu ve bu listenin tek başına hiç bir işe yaramadığını fark etmedikçe,
- Birçok farklı kurum tarafından hazırlanan ‘Pazar analizi’ çalışmaları ‘Fark yaratacak’ öneriler getiremediğinden, bu çalışmaları inceleyerek ihracatını anlamlı bir şekilde arttırabilen şirket olmadığını fark etmedikçe,
- Dünyada giderek artan oranda etkili olan ‘Digital devrim’in gücünü fark edip, ‘Digital pazarlama’ esaslarını etkin olarak kullanmadıkça,
- Küresel çatı organizasyonlarda etkin olarak görev alıp, küresel gelişmeleri yakından takip etmedikçe,
- Sektörel dernek merkezlerinde küresel hareketleri dinamik olarak takip edip, anında uygun stratejileri geliştirecek ‘Harekat Merkezleri’ kurmadan ve oralarda ‘Bilgi Sistemleri’ yaklaşımlarını etkin olarak kullanmadıkça,
- Sektörel dernek ve STK’ların kurum kültürlerini ‘Topluluksal’dan, ‘Kar odaklı’ haline dönüştürmedikçe,
- Şirketlerimizde ‘Üretim odaklı’ olmak yerine ‘Pazar odaklı’ olmaya yönelik bir farkındalık ve faaliyet üretilmedikçe,
- Aynı sektörde olan şirketlerin ihracat kapsamında birbirlerini rakip olarak görmek yerine, birbirlerinin destekçisi olarak görmedikçe, ihracatımızın önemli bir artma göstermeyeceğinden emin olabilirsiniz.
Kısaca; ihracatımızı anlamlı bir şekilde arttırabilmemiz için ülke boyutunda ‘Zihinsel bir Devrim’ yaşamamız gerekmektedir. Aksi takdirde ‘Orta Gelir Tuzağı’ için küresel bir örnek olmaya güzel bir adayız.
Ancak; aşağıdakiler gerçekleşmedikçe ihracatımızın anlamlı bir şekilde artmayacağından emin olabilirsiniz:
- İlgili bütün kurum, kuruluş ve şirketlerimizin bu konuda ‘Zihinsel bir Devrim’ yaşamak zorunda olduğumuzu fark edip, gerekli adımları atmadıkça,
- İlgili bütün kamu kurumları, STK’lar ve üniversiteler misyonlarını ‘cephede mücadele eden şirketlerimizdir, biz onlara ışık tutmak ve destek sağlamak için varız’ olarak netleştirmedikçe,
- Mesleki dernek ve birliklerinin ihracatı arttırma konusunda kilit rol oynadıklarını fark edip, performans göstergelerini üyelerinin ihracat artışına indekslemedikçe,
- Mesleki derneklerin yönetim kurullarına da ‘Yeni Ticaret Kanunu’nda’ şirketler için tanımlandığı gibi, ‘Yetkin’ ve bağımsız profesyonel yönetim kurulu üyeleri alınmadıkça,
- Kurumsal şirketlerdeki genel müdürlere benzer şekilde, mesleki dernek ve birliklerin genel sekreterliklerini yetkinliklerine göre seçip, güçlendirip, dernek hedeflerinden sorumlu tutmadıkça,
- İhracat ile ilgili bütün yöneticilerin ‘Küresel Pazar Analizi’, ‘Oyunlar Teorisi’, ‘Küresel Senaryo Analizi’ ve ‘Küresel Pazarlama’ konularında temel bilgilerini güçlendirmedikçe,
- Biz ülke olarak ‘500 Milyar USD’ ihracat hedefi belirlerken rakiplerimizin ‘Ellerinin armut toplamadıklarını!’ fark etmedikçe,
- Yabancı ülkelerdeki ticaret ataşelerimizi, ihracat sistemimizin ‘sinir uçları’ kabul edip, etkin olarak kullanamadıkça,
- Üniversitelerimiz ihracat dernek ve birliklerine etkin olarak ışık tutup, yol göstermedikçe,
- Sektörel seviyede yapılan 1-2 günlük çalıştay veya konferanslar düzenleyerek, ihracatı anlamlı bir şekilde arttıramayacağımızı görmedikçe,
- Sektörel olarak hazırlanan ‘sektör sorunları’ listelerinin üzerine hangi sektörün adı yazılırsa yazılsın, listenin büyük ölçüde doğru olduğunu ve bu listenin tek başına hiç bir işe yaramadığını fark etmedikçe,
- Birçok farklı kurum tarafından hazırlanan ‘Pazar analizi’ çalışmaları ‘Fark yaratacak’ öneriler getiremediğinden, bu çalışmaları inceleyerek ihracatını anlamlı bir şekilde arttırabilen şirket olmadığını fark etmedikçe,
- Dünyada giderek artan oranda etkili olan ‘Digital devrim’in gücünü fark edip, ‘Digital pazarlama’ esaslarını etkin olarak kullanmadıkça,
- Küresel çatı organizasyonlarda etkin olarak görev alıp, küresel gelişmeleri yakından takip etmedikçe,
- Sektörel dernek merkezlerinde küresel hareketleri dinamik olarak takip edip, anında uygun stratejileri geliştirecek ‘Harekat Merkezleri’ kurmadan ve oralarda ‘Bilgi Sistemleri’ yaklaşımlarını etkin olarak kullanmadıkça,
- Sektörel dernek ve STK’ların kurum kültürlerini ‘Topluluksal’dan, ‘Kar odaklı’ haline dönüştürmedikçe,
- Şirketlerimizde ‘Üretim odaklı’ olmak yerine ‘Pazar odaklı’ olmaya yönelik bir farkındalık ve faaliyet üretilmedikçe,
- Aynı sektörde olan şirketlerin ihracat kapsamında birbirlerini rakip olarak görmek yerine, birbirlerinin destekçisi olarak görmedikçe, ihracatımızın önemli bir artma göstermeyeceğinden emin olabilirsiniz.
Kısaca; ihracatımızı anlamlı bir şekilde arttırabilmemiz için ülke boyutunda ‘Zihinsel bir Devrim’ yaşamamız gerekmektedir. Aksi takdirde ‘Orta Gelir Tuzağı’ için küresel bir örnek olmaya güzel bir adayız.