Siber Güvenlikte Yerliliğin Önemi
Siber güvenlik elektronik sistemlerde işleyen veriden, bilişim sistemlerimizdeki bilginin korumasına kadar çok büyük ve geniş bir alanı kapsamaktadır. Günümüz teknoloji dünyasında kritik kurumlardaki sistemlerin korunmasına yönelik ihtiyaç artarken, ülkeler için de siber güvenlik konusu milli bir problem haline gelmiştir.
Yerlilik ve millilik kavramları savunma sanayii, enerji, iletişim gibi kritik önem taşıyan sektörler için önemli ve stratejik açıdan zorunlu bir durumdur. Bu kavramın en yoğun hissedildiği noktalar ise şüphesiz ki savunma sanayii ve bilginin değerli hale geldiği kritik sektörlerdir.
Son yıllarda savunma sanayiinde atılan adımlar ve gelişmeler ışığında üretici ülkelerin ihtiyaç duyulan parçaları veya ürünleri kriz durumlarında beklemeye alması veyahut ambargo uygulayarak yoksun bırakma yoluna gittiklerini de görmekteyiz.
Yerlileşme ve Yerli Üretim
Günümüzde savunma sanayiimizden son tüketiciye kadar hemen hemen her sektörde yerlileşme konusunda büyük adımlar atılmaktadır.
Ancak bu noktada büyük tartışmalar yapıldığını ve yerli ürünlerin sorgulandığını dahi görmekteyiz. Elbette ki ülkemiz içerisinde, ülke değerleri ile yerli olarak üretilen bir ürün için üretici firmanın bazı parçalarını dışarıdan temin etmesi olağan bir durumdur. Bu noktada yerli ürünlerin ARGE yaparak yerlilik oranlarını %90’ların üstüne çıkarabildiklerine de şahit oluyoruz.
Diğer bir yandan yabancı menşeli ürünlerin olası bir kriz durumunda destek vermemesi veya üretimini geri çekebileceği gibi kritik sorunlarla baş başa kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz.
Artık yaşamın siber dünya ile entegre olduğu bir teknoloji çağının içindeyiz. Bu çağda siber savaşlar ve siber saldırganlar azımsanamayacak kadar ağır darbeler vurabilir. Nitekim konvansiyonel savaşlardan önce yapılabilecek olan siber savaşlarla ülke halkını, orduyu ve siyasi güçleri yıpratmak ve tabiri caizse elini kolunu bağlayabilecek kadar etkili zararlar vermek mümkündür.
Bugünkü teknolojileri göz önüne aldığımızda iletişim sektöründen, enerji üreten tesislere kadar birçok alanda siber güvenlik ürünleri kullanılmaktadır. Böyle bir durumla baş başa kalındığında yabancı ürünlerin yedek parçadan yoksun bırakılması veya ürün desteğinin çekilmesi olası bir durumdur. Bu gibi durumlar da sonuçları ağır olacak süreçlere girilmesine sebep olabilir.
Kritik sektörlerde kullanılan ürünlerin yerlileştirilmesi veya yerli muadillerinin üretilmesi olası kriz durumlarında üretilmeme veya desteklenmeme gibi bir kaygıyı ortadan kaldıracaktır. Çünkü yerli ürünler, ülke sınırları içerisinde ve ülke kaynaklarıyla üretildiğinde krizden bağımsız ürün ve hizmet tedarikinde aksama yaşanma riski de kaybolacaktır.
Ulus devletlerin bu konuda ciddi adımlar atarak milyarlarca dolarlık bütçeler ayırdığını, yetişmiş insan kaynağı ihtiyacını gidermek için sürekli olarak siber ordularını güçlendirmeye çalışmakla beraber yerli ürünleri büyük bir özveri ile desteklediğini görmekteyiz.
Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı
Bu konuda ülkemizde atılan en önemli adım 2013-2014 yıllarındaki Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planıdır. 20 Haziran 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu plan dahilinde siber güvenlik mevzuatının geliştirilmesi, kritik altyapıların güvenliğinin sağlanması, toplumda siber güvenlik farkındalığının oluşturulması, siber tehditlerin tespiti ve önlenmesi konularında çalışmalar yürütülmüştür. 2013 yılından bugüne kadar birçok adım atılmış ve bu konu milli bir mesele haline gelmiştir.
2020 yılı sonu itibari ile yılın son kabine toplantısında, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı görüşülerek yeni adımlar atılmasına karar verildi. Kabine toplantısından sonra yapılan açıklamalarda güvenlikten sağlığa, eğitimden evde kullanılan aletlere kadar her alanda hayatın ayrılmaz parçası haline dönüşen dijitalleşmeyle birlikte siber tehditlerde de büyük artış yaşandığına dikkat çekildi. Ülkelerin fiziki sınırlarının korunmasıyla dijital altyapılarının ve verilerinin korunmasının aynı derecede önem kazandığı belirtildi. Aynı şekilde günlük hayatımızı kolaylaştıran teknolojilerin tamamının da dijital altyapılar üzerinde çalıştığına dikkat çekildi.
Son dönemde, diğer alanlarla birlikte dijital altyapılar ve siber güvenlik konularında da kimi zaman gizli kimi zaman açık engellemelere maruz kalınması sebebiyle yerli ve milli bir anlayışla yürümemiz gerektiğinin önemi vurgulandı. Elbette ki ülkemizin 2023 vizyonu için dijital altyapıları siber saldırılara karşı koruma konusunda ciddi adımlar atılacağı da belirtildi.
Beşinci Cephe Siber Güvenlik
Siber güvenlik birçok ülkenin savunma sanayisi kapsamına dâhil ettiği bir cephe haline geldi. Elbette, NATO’nun siber güvenliği beşinci harp alanı olarak kabul ettiğini de belirtebiliriz.
Berqnet Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu da Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi çalışmasına dikkat çekerek, “Rehberdeki 12 temel hedeften birincisi yerli ve milli siber güvenlik ürünlerinin kullanımını teşvik ederek ülkemizde siber güvenlik teknolojileri üretmenin önünü açıyor. Sadece bu hedef bile ülkemiz açısından çok önemlidir.” sözleriyle yerlileşmek konusunda ülkemizde atılan en önemli adımlardan birinin altını çiziyor.
Yeni nesil savaşların konvansiyonel silahlardan önce siber saldırılarla ön plana çıktığı, ülkelerin kritik sistemleri siber saldırılarla durdurularak büyük zararlar verilebildiği bir dünyayı yaşıyoruz. Ülkelerin kara, hava, deniz ve uzay cephelerine bir yenisi eklenerek siber ordulara ihtiyaç duyulmaktadır. Beşinci güç olarak adlandırılan siber cepheler, siber ordular ve siber silahlarla güçlendirilerek olası tehditlere karşı ülkelerin güvenliğini sağlamakla görevlendirilirken savunma alanında da yerli ürünlerle güçlü bir duruş sergilemeliyiz.
Bu noktada yetişmiş insan kaynağıyla birlikte yerli ve milli ürünler geliştirmek, gerçek anlamda siber güvenliği sağlamanın en önemli bacağını oluşturacaktır. Türkiye Cumhuriyeti olarak yeni dönem ulusal siber güvenlik stratejimiz arasında ülke ekonomisini geliştirmek, toplumsal yaşamı korumak, milli güvenliği sağlamak, ülkemizde güvenli biçimde işleyen bir siber ortama sahip olmak ve siber güvenlikte ülkemizi uluslararası marka haline getirme hedefleri konulmuştur.
Elbette ki bu stratejilerin hayata geçirilmesi için yerli ürünlerin geliştirilmesi, yerli ürünlere destek ve öncelik verilmesi gerekmektedir.
Pandemi Sürecinde Siber Güvenlik Riskleri Arttı
Pandemi süreci, dijital ortamlardaki verinin kritik bir öneme sahip olduğunu göstermiş; üretme, saklama ve kontrol altında güvenle tutabilmenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
İnternetin iş hayatımızın daha büyük bir parçası olmaya başladığı pandemi sürecinde siber saldırıların etkisi ve sayısında meydana gelen artış sonucunda kritik sistemlerin ve bilginin korunması konusunda önemli adımlar atılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Günümüz dünyasında siber güvenlik kavramı dijitalleşme ile büyük ölçüde değişimler de göstermektedir. Artık siber güvenlik kavramı için yetişmiş insan kaynağı ile birlikte yerli yazılımlara, yerli donanımlara ve yapay zekâ, makine öğrenim gibi yeni nesil sistemlerine de ihtiyaç duyuyoruz.
Ülkemiz de bu amaçla hem yerli hem de milli çözümler geliştirilmeye devam ediyor. Siber güvenlik alanındaki Firewall, Antivirüs, IPS, IDS, Mobil Güvenlik uygulamaları gibi ihtiyaç duyulan birçok alanda yerli çözümler geliştirildiğini, siber orduların yetiştirilmesi ve siber tatbikatlar için Cyber Range ürünlerinin üretilmeye başladığını görmek elbette ki çok önemli gelişmelerdir.
Geliştirilen bu ürün ve çözümlerin yanı sıra, yerli ekosistemlerin devlet kurumları tarafından desteklenmeye devam etmesi de ayrıca önemli bir durumdur. Yabancı menşeili ürünler yerine yerli ürünlerin belirlenen teşviklerle tercih edilmesi muhakkak ki bu alandaki gelişimeler için yardımcı olacak unsurlar arasında gelmektedir. Bu sayede yerli ürün ekosistemi büyüyerek bu alanda faaliyet gösteren firmalar ve bu alana yeni girecek girişimlerin sayısı artacaktır.
Ülkemiz öz kaynakları kullanılarak üretilen veya büyük bir çoğunluğu yerlileştirilebilen donanım ve yazılımlara duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Bu konuda çalışma yapan tüm kurum ve kuruluşların hatta bireylerin yerli veya milli siber güvenlik çözümlerini anlatabilmesi ve yaygınlaştırabilmesi adına atılan adımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu bir geleceğe adım atıyoruz.
Logo Siber Güvenlik ve Ağ Teknolojilerinin bir markası olan Berqnet siber güvenlik ürünleri, içinde bulunduğu sektörde %100 yerlilik oranına ulaşarak bu alanda çok önemli bir açığı kapatmaktadır. %100 yerli AR-GE’siyle, tamamen Türkiye’de geliştirilen teknolojisi sayesinde binlerce kurum tarafından tercih edilen Berqnet, artık ülkemizde önemli bir siber güvenlik oyuncusu olmakla kalmayıp ürettiği teknolojileri ihraç etme noktasında gelerek büyük bir başarıya imza atmaktadır.