OSBÜK, Mobilite Çağrısı önemli bir fırsat
OSBÜK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TOBB işbirliğinde Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Mobilite Çağrısı Bilgilendirme semineri (webinar), OSB’ler ve OSB içerisinde yer alan firmaların da katılımıyla online gerçekleştirildi.
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğinde Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Mobilite Çağrısı Bilgilendirme semineri (webinar) online düzenlendi.
OSB’ler (Organize Sanayi Bölgeleri) ve OSB içerisinde yer alan firmaların da katılım sağladığı webinarda açılış konuşmalarının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Program Yönetimi Dairesi Başkanı Hakan Erten, Mobilite Çağrısı Sunumunu gerçekleştirdi. Sunum sonrası katılımcıların soruları cevaplandırıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Fatih Kacır, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyüksimitci, sanayiciler ve iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla yapılan seminerde, başvuru süreci başlayan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Mobilite Çağrısı ile ilgili bilgiler verildi. Mobilite Çağrısı ile orta-yüksek ve yüksek teknolojili ilgili sektörlerde yer alan 152 ürün ve 5 başlık altında 40 yenilikçi teknoloji alanındaki yatırımların destekleneceği anlatıldı.
Çıkılan çağrı ile otonom veya yarı-otonom konsept araçlar, sürücü destek ve güvenlik teknolojileri, ileri malzeme teknolojileri, batarya ve enerji yönetim teknolojileri, yeni nesil ileri kablosuz ve mobil teknolojiler gibi alanlarda Türkiye’de yerleşik sermaye şirketlerinin destek ve teşviklere tek pencereden erişimi sağlanacak ve ön başvurular 8 Haziran 2021’e kadar yapılabilecek.
“Türkiye’nin önünde büyük fırsat penceresi açılıyor”
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin en önemli gücünün genç nüfus olduğunu belirterek, ülke ekonomisinin kaydettiği gelişmeleri anlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın çalışmaları ve ekonomi alanında verdiği destekler konusunda bilgiler veren Kacır, Türkiye’nin güçlü teknoloji ekosistemine değindi. Kacır, Türkiye’de 1500’ü aşkın Ar-Ge ve Tasarım Merkezi, 87 teknoparkta 6 binden fazla Ar-Ge odaklı teknoloji şirketi, Ar-Ge şirketlerinin 40 binden fazla tamamlanan, 10 binden fazla devam eden Ar-Ge projesi bulunduğunu, yüksek teknoloji ihracatının 6 milyar dolara yaklaştığını, milli gelirden Ar-Ge’ye ayrılan payın yüzde 1’in üzerine çıktığını anlattı.
Mehmet Fatih Kacır, “Milli Teknoloji Hamlesi Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma ivmesini yakalaması, toplumsal refah artışını daha ileri noktalara taşımak aynı zamanda da bu zor coğrafyada tam bağımsızlığımızı güçlü şekilde tahkim etmek için atacağımız adımların, atmakta olduğumuz adımların bütünü aslında” dedi.
Ekonomik ve teknolojik tam bağımsızlığın sağlanmasından söz ettiklerini belirten Kacır, burada savunma sanayinin önemine değindi. Kacır, ekonomik ve tam bağımsızlığın sadece savunma sanayiyle sağlanamayacağını, sanayinin, teknolojinin diğer alanlarında; enerji, sağlık, gıda, tarım, finans teknolojilerinde kritik ürünleri yerlileştirmeden, milli ve özgün olarak geliştirmeden bugünün dünyasında tam bağımsızlıktan söz edilemeyeceğini söyledi: “Sürdürülebilir bir iktisadi kalkınmadan ve gerçek bir refah artışından bahsedebilmek için artık yüksek teknolojide liderliğe oynamak durumundayız. Milli Teknoloji Hamlesi’nin ana hedefleri, bu yönde attığımız ve atmakta olduğumuz adımları içeriyor.”
Kacır, ihracatımızda teknoloji seviyesi yüksek ürünlerin üretilmesini, 2023’te Türkiye’nin Ar-Ge insan kaynağını 300 bin kişiye çıkarmanın, küresel Ar-Ge liderliği sıralamasında daha fazla Türk firmasının yer almasını sağlamanın ana hedefleri arasında olduğunu anlattı.
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi’nde Mobilite Çağrısı’ndan sonra Üretimde Yapısal Dönüşüm, Sağlık ve Kimya Ürünleri ve Dijital Dönüşüm çağrılarına çıkacaklarını açıklayan Kacır, “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nın özü; yerli katmadeğerdir. Her bir projede, ne kadarlık yerli katmadeğer oluştuğuna odaklanıyoruz. Sadece teknoloji seviyesi yüksek ürünlerin üretilmesine değil, bu ürünlerin üretiminde ne kadar yerli katmadeğer oluşacağına bakıyoruz. Yatırımcılarımızdan da bunu önceliklendirmiş projelere başvuru yapmalarını bekliyoruz. Bütün girişimcilerimize yatırımcılarımıza çağrıda bulunuyorum, geliniz bu imkânı iyi değerlendirelim, Türkiye’nin önünde pandemi dönemi sonrasında büyük bir fırsat penceresi açılıyor” açıklamasını yaptı.
“Sanayimiz için önemli bir fırsat”
Seminerin açılışında konuşan OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, en büyük yapısal probleminin yeterli düzeyde katmadeğer üretememek olan Türk sanayisinin niteliksel bir dönüşüme ihtiyacı bulunduğunu, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nın bu dönüşümü sağlamak için önemli bir fırsat olduğunu söyledi: “Bugün, tüm iyileşmelere rağmen imalat sanayimizin teknolojik yapısı maalesef, düşük ve orta-düşük teknolojili ürün üretimine yönelik. İmalat sanayimizde yüksek teknolojili ürünlerin payı sadece yüzde 3.7. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 25.4 seviyesinde. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ve bu program kapsamındaki mobilite çağrısı ise sanayide niteliksel yeni bir dönüşüm ivmesi yakalamak için önemli bir fırsat” dedi.
Yerli sanayide yeni bir niteliksel dönüşüm hamlesi başlatılması için seferber olunması gerektiğini vurgulayan Kütükcü, “Bu dönüşümü başarmak için birçok sebep var. Üretmek isteyen, yatırım iştahı çok yüksek bir özel sektörümüz var. Kamu zaten bu işi istiyor ve imkanlar çerçevesinde destekliyor. Bu niteliksel dönüşüm hamlesini devlet-özel sektör-üniversiteler ve diğer kurumlarımızla birlikte işbirliği halinde başarmak zorundayız” diye konuştu.
“Yeni planlı sanayi alanları açılmalı”: Türkiye’nin yeni sanayi alanlarına ihtiyacı olduğunu da ifade eden Kütükcü, şunları dile getirdi: “Bir yandan mevcut sanayi parsellerimizde yeni yatırımları teşvik ederken aynı zamanda mevcut sanayi alanlarımıza yenilerini eklemek durumundayız. Bugün Türk sanayisinin, aynı sahada top koşturduğu veya kendisine rakip olarak gördüğü İtalya’da toplam sanayi alanı Türkiye’nin 7 katı. Fransa’nın toplam sanayi alanı Türkiye’den 5 kat, Almanya’nın ise 15 kat daha fazla. Dolayısıyla bizim, 783 bin kilometrekarelik yüzölçümümüz içerisinde sadece binde 4 olan sanayi alanlarımızı planlı bir şekilde artırmamız şart.”
Akıllı KOBİ Platformu hayata geçiyor
Özel sektörün sürdürülebilirliği açısından kritik önemde: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TOBB ve OSBÜK’ün birlikte hareket ettiğini aktaran TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyüksimitci, yapılan işbirliklerinin devam etmesi temennisinde bulundu. Pandemi sürecinin yerli üretime olan önemi daha da artırdığını kaydeden Büyüksimitci, şunları söyledi: “Türkiye açısından stratejik öneme sahip ürünlerin, yerli ve milli imkanlarla üretilmesi ekonomimizin ve özel sektörün sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip. Bu çerçevede Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız Türkiye’de katmadeğerli üretimin artırılması amacı doğrultusunda kamu tarafından sağlanan destek ve teşviklerin tek pencereden yönetilerek orta-yüksek ve yüksek teknolojili seviyeli sektörlere yoğunlaştırılmasına yönelik özel bir program olan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını başlattı. TOBB olarak hem sektör hem de ürün bazında çağrıların ve desteklerin olduğu hamle programının çok faydalı olduğunu görüyoruz ve önemsiyoruz.”
TOBB olarak KOBİ’lerin dijitalleşmesine büyük önem verdiklerini vurgulayan Büyüksimitci, KOBİ’lerin dijitalleşme sürecinde onlara rehberlik edecek, ihtiyaç duyacakları her türlü bilgiyi bulabilecekleri, teknoloji tedarikçilerinin dijitalleşme ürün ve hizmetlerine ulaşabilecekleri bir platform oluşturduklarını duyurdu: “Akıllı KOBİ adını verdiğimiz bu platform, şu an teknoloji tedarikçileri için açıldı, Haziran ve Temmuz aylarında da tüm KOBİ’lerin kullanımına açacağız.”
Başvurular www.hamle.gov.tr üzerinden
Mobilite Çağrısı Sunumunu gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Program Yönetimi Dairesi Başkanı Hakan Erten, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı tanıtarak, programın 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlanmada Türkiye’nin kendi yaklaşım çerçevesi olduğunu söyledi. Başvuruların yalnızca www.hamle.gov.tr adresi üzerindeki program portalı üzerinden elektronik ortamda yapılabildiğini belirten Erten, Program Yönetimi Dairesi olarak tüm programın yönetiminden sorumlu birim olduklarını, TÜBİTAK ve KOSGEB ile işbirliği yaptıklarını, başvuruların Program Değerlendirme Komitesi tarafından değerlendirildiğini anlattı.
2021 Yılı Çağrı Planlaması’na da değinerek bu yıl içerisinde 4 farklı tematik çağrıyı yürütmeyi planladıklarını kaydeden Erten, açtıkları Mobilite Çağrısı’nı yaklaşık Eylül sonunda karara bağlanacağını öngördüklerini dile getirdi: “Bu çağrıda yer alan ürünler; ulaşım, araçları, elektronik, elektrikli teçhizat ve makine sektörlerinden mobilite temasıyla uyumlu olan ürünler. Mayıs ayı sonunda Üretimde Yapısal Dönüşüm Çağrısı’nı açmayı hedefliyoruz, bu çağrı kapsamında makine sektörü ve kritik hammaddelerden seçilen ürünleri destekliyor olacağız. Haziran ayı sonunda Sağlık ve Kimya Ürünleri Çağrısı’nı açmayı hedefliyoruz, bu çağrıda da eczacılık, tıbbi cihaz ve kimya sektörlerinden seçilen ürünleri destekliyor olacağız. Yılın son çağrısını da Ağustos ayı sonuna doğru; Dijital Dönüşüm Çağrısı’nı açmayı hedefliyoruz, burada da elektronik, elektrikli teçhizat ve makine sektörlerinden seçilen ürünleri destekleyeceğiz.”
Çağrı akışının nasıl yürütüleceğini aktaran Erten, çağrı sürecini temelde 3 döneme ayırdıklarını paylaştı: “Başvuruların alındığı dönemin 60 gün, başvuruların detaylı incelenmesinin yapıldığı dönemin 55 gün, komite tarafından kararın verildiği döneminde de 25 gün sürmesini öngörüyoruz. Bir çağrının açıldığı tarihten itibaren yaklaşık 140 günde kararların verildiği döneme gelinmesini bekliyoruz.”
Mobilite sektörü ve Mobilite Çağrısı hakkında detaylı bilgiler veren Erten, Bakanlığın Mobilite Araç ve Teknolojileri Strateji Yol Haritası adlı detaylı bir çalışması bulunduğunu, haritanın henüz yayınlanmadığını, yayınlanmaya çok yakın olduğunu açıkladı: “Buradaki bilgileri dikkate alarak Mobilite Çağrısı’nı oluşturduk. İHA üretimi yapan ilk 6 ülkeden bir tanesiyiz. Mobilite araçlarında en az yüzde 75 yerlilik oranıyla üretimi, şehiriçi raylı sistemlerde ulusal marka çıkarmayı ve 3 yeni küresel pazara girmeyi, Avrupa’ya ihracat yapan otonomi ve bağlantılı araç markaları çıkarmayı, yakın mesafe gemi taşımacılığı için elektrikli gemi üretiminde dünya lideri olmayı, mobilite yazılım ve sistemlerinde küresel merkezlerden biri olmayı, ileri teknoloji alanlarından en az birinde de dünya lideri pazar payına veya marka değerine sahip en az 5 akıllı ürün çıkarmayı hedefliyoruz.” Hamle Programı’nda 23 akıllı ürünün 5’ini de mobilite sektöründen çıkarmayı hedeflediklerini paylaşan Erten, mobilite sektöründe otonom araçlarla çok hızlı bir paradigma değişikliğinin yaşandığına dikkat çekerek, ekosistemini bütün parçalarının işbirliği yapması gerektiğini kaydetti.
Ön başvuruların 8 Haziran’a kadar yapılması gerektiğini vurgulayan Erten, kesin başvuruların bitiş tarihinin de 3 Temmuz olduğunu belirtti. Erten, çağrı kapsamında sağlanan desteklerle ilgili de bilgiler aktardı: “5 grupta 40 yenilikçi teknoloji alanını Mobilite Çağrısı kapsamında desteklemeyi hedefliyoruz. Otonom ve Yarı-Otonom Konsept Araçlar başlığı çok önemli. Sürücü Destek ve Güvenlik Teknolojileri, Batarya ve Enerji Yönetim Teknolojileri, İleri Malzeme Teknolojileri (1-2), Yeni Nesil İleri Kablosuz ve Mobil Teknolojiler başlıkları da çok önemli. Program kapsamında 3 tür destek var. Mükerrer destek olamaz. Her bir yatırım unsuru, Yatırım Teşvikleri, KOSGEB KOBİ Desteği veya TÜBİTAK Ar-Ge Desteği’nden yalnızca biri tarafından desteklenir. Program kapsamında Ar-Ge harcamalarının KOBİ’ler için yüzde 75’i, diğer firmalar için yüzde 60’ı karşılanabilecektir: Personel giderleri, proje personeline ait seyahat giderleri, alet teçhizat ve yazılım ve yayın giderleri, malzeme ve sarf giderleri, yurtiçi ve yurtdışı danışmanlık hizmeti ve diğer hizmet alım giderleri, üniversiteler ve diğer Ar-Ge kurum ve kuruluşlarına yaptırılan Ar-Ge hizmet alım giderleri.
KOBİ’lere personel gider desteği haricindeki tüm giderler için uygulanacak destek oranı yüzde 60. Makine teçhizat desteği, yazılım gideri desteği, personel gideri desteği, referans numune gideri desteği, hizmet alım desteği unsurları için 6 milyon TL’yi aşmayacak şekilde, yüzde 30 geri ödemesiz, yüzde 70 geri ödemeli destek sağlanabilecek. Destek kararında yer alan geri ödemeli destek tutarının yüzde 35’i oranında erken ödeme yapılabilmektedir. KOSGEB’in sağlayabileceği destek 6 milyon TL’yi aşamıyor.
Hamle Programı kapsamında Stratejik Teşvik Yatırım belgesi düzenlenebiliyor. Stratejik yatırımlara; vergi indirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği (asgari ücret) Gelir Vergisi Stopajı Desteği, Faiz veya Kar Payı Desteği, Enerji Desteği, Nitelikli Personel Desteği, Sermaye Desteği, Kamu Alım Garantisi veriliyor. Proje bazlı yatırımlarda; Sigorta Pirimi İşçi Hissesi Desteği (Asgari Ücret) yok. Her iki teşvik uygulamasında da olan teşvikler ise şöyle: KDV İstisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Yatırım Yeri Tahsisi ve KDV İadesi. Sitemizin sıkça sorulan sorular sayfamızı; https://hamle.gov.tr/Home/sss incelemenizde fayda var. hamle@sanayi.gov.tr adresimize e-posta göndererek sorularınızı iletebilirsiniz, biz de yazılı olarak geri dönüş yapıyoruz.”
TOBB’tan Cahit Ceren’in sunduğu webinarın sonunda Hakan Erten soruları yanıtladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü Genel Müdürü Prof.Dr. İlker Murat Ar, sanayicilerin, iş insanlarının sorularını iletebileceklerini, bütün soruları yanıtlamaya hazır olduklarını ifade etti.
OSBÜK Temsilcisi Buse Yılmaz, çağrıyla ilgili faydalı geri dönüşler sağlanmasını umduklarını söyledi.
TOBB’dan Hasan Çağlayan Dündar, TOBB olarak sektör bazlı özellikle stratejik ürünleri çok önemsediklerini belirtti.