Lojistik sektörü: “Stratejik Bölge Potansiyel Güç”
Türk lojistik sektörünün coğrafi konumu ve ekonominin dış ticaretteki esnekliği sayesinde orta vadede önü açık; buna karşın sektör, uzun vadede küresel rekabetten geri kalmamak için dijital teknolojilerdeki gelişimle uyumlu olarak dönüşümünü mutlaka gerçekleştirmeli.
Dünya ekonomisindeki kırılgan toparlanma eğiliminin yanında, jeopolitik belirsizlikler, ticarette korumacı eğilimler ve finansal piyasalardaki çalkantı geride kalan dönemde olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da taşımacılık ve lojistik sektörünün görünümü açısından belirleyici olacak. 2019 yılında dünya ekonomisinin ve ticaret hacminin daha yavaş büyüyeceği beklentisi taşımacılık ve lojistik sektöründe de talebin çok güçlü olmayabileceğine işaret ediyor.
KPMG Taşımacılık Sektörü Lideri Şirket Ortağı Yavuz Öner, “Geçtiğimiz yıllarda döviz kurlarında ve petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma sektörün finansman ve işletme giderleri üzerinde baskı oluşturdu. Bu durum mevcut küresel belirsizlikler içerisinde önümüzdeki dönemde de devam edebilir. Bununla birlikte sektör, yenilikçi teknolojiler sayesinde iş süreçlerini iyileştirirken verimlilik artışları ve maliyet avantajları elde edebiliyor. Bu eğilimlerin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği beklenirken uzun vadede sektörün gelişime açık olduğu düşünülüyor” diyor.
Türkiye’nin coğrafi konumunun etkisiyle taşımacılık ve lojistik sektöründe büyük bir gelişme potansiyeli olduğu görülse de altyapı yetersizliği, finansmana erişim ve dış ticaret akımındaki dalgalanmalar gibi nedenlerle sektör henüz arzu edilen noktaya erişemedi. Diğer bir açıdan ifade edersek yüksek potansiyel sunan sektörün Türkiye ölçeğinde kat edeceği ve ulaşacağı önemli rotalar var. Dış ticaretteki hızlı büyümenin yaşandığı dönemde GSYH’dan daha hızlı bir büyüme performansı yakalayan Türk taşımacılık ve lojistik sektörü, küresel kriz sonrası dönemde dalgalı bir seyir izledi. Bu dalgalanmalarda jeopolitik gelişmeler ve ticaret ortağımız ekonomilerin performansı önemli rol üstleniyor.
KPMG’nin Taşımacılık Sektör Raporu’nda; Küresel ticaretteki korumacı tedbirler ve İngiltere'nin AB'den çıkışı (Brexit) kaynaklı belirsizliklerden dolayı ekonomik aktivite yavaşlarken ticaret hacminin de ivme kaybettiği belirtiliyor. Bu nedenle dünya genelinde taşımacılık ve lojistik sektörü açısından kısa vadede zorlu bir görünüm ortaya çıkıyor. Dünya Bankası'nın yayınladığı, 160 ülkenin lojistik performanslarını değerlendiren 'The Logistics Performance Index' (LPI) 2018 raporunda Türkiye 3.15 puanla 47'nci sırada yer alıyor. Türkiye 2016'da listede 34'üncü sıradaydı.
Son yıllardaki zayıf performansına karşın yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisi devam ediyor. 4.7 milyar doları son 5 yılda olmak üzere sektöre son 15 yılda 7.1 milyar dolarlık yabancı yatırım girişi oldu. Öte yandan Türkiye'de son 15 yılda deniz taşımacılığının hem ihracatta hem de ithalattaki payı arttı. Buna karşın karayolu taşımacılığının gerilediği görülüyor. İthalat tarafındaysa boru hatlarıyla yapılan ham petrol ve doğalgaz taşımacılığı önemli bir yer tutuyor. Demiryolu ile yapılan yük taşımacılığı ise hem ihracatta hem de ithalatta hala son derece az bir paya sahip.
Dış ticarette taşımacılık
Türkiye’nin dış ticaret verilerine taşıma şekillerine göre bakıldığında, son 15 yıldır belirgin bir trend gözleniyor. Denizyolu taşımacılığının hem ihracatta hem de ithalattaki payının arttığı görülüyor. Buna karşın karayolu ile yapılan taşımacılık zaman içerisinde geriliyor. İthalat tarafında boru hatlarıyla yapılan ham petrol ve doğalgaz ithalatının taşımacılığı önemli bir yer tutuyor.
Karayolu taşımacılık
Yurtiçi yolcu ve yük taşımacılığında en çok tercih edilen karayolu taşımacılığında son 16 yılda önemli kalite iyileştirmeleri yapıldı. Toplam karayolu uzunluğu 2003 yılındaki 63 bin 244 km’den 2018’de 67 bin 891 km’ye yükselirken bunun içinde bölünmüş yolların uzunluğu beş kattan fazla arttı. Bununla birlikte otoyol uzunluğu da 2003 yılındaki bin 753 km’den 2018’de 2 bin 717 km’ye uzadı. Bununla birlikte, büyükşehirlerde trafiği azaltmak ve karayolu ulaşımını kolaylaştırmak üzere çok sayıda, köprü ve tünel yapıldı.
Karayolu ile yapılan yük taşımacılığı ise çok sayıda oyuncu tarafından yurtiçindeki faaliyetlerin çok büyük bir kısmını oluşturuyor. Karayolu ile yapılan yük taşımacılığı 2009 krizi dışında genel olarak artış eğilimini korurken yolcu taşımacılığı sadece 2008 yılında sınırlı bir azalış gösterdi.
Denizyolu taşımacılık
Dış ticaret verilerinde de görüldüğü üzere, denizyolu taşımacılığı büyük ölçüde ihraç ve ithal edilen malların taşınmasında kullanılıyor. 2002 yılında yüzde 47.2 olan ihracatın denizyolu ile taşınan kısmı, 2018 yılına gelindiğinde yüzde 62.8’e yükseldi. Aynı dönemde ithalatın denizyolu ile taşınan kısmının oranı yüzde 46.0’dan yüzde 59.6’ya çıktı.
Denizyolu taşımacılığının dış ticaretin yanında kabotaj ve transit amaçlı taşımacılık ile limanlarda elleçlenen yük miktarı da genel itibarıyla artmaya devam ediyor. 2003 yılında 190 milyon ton olan elleçlenen toplam yük miktarı 2018 sonunda 460 milyon tona ulaştı.
Denizyolu ile yolcu taşımacılığında ise son yıllarda çok dramatik gelişmeler yaşandı. 2011 sonrasında limanlara gelen kruvaziyer gemi sayısında başlayan düşüş eğilimi 2015 sonrası hız kazanırken yolcu sayısı da sert bir şekilde geriledi. 2015 yılında 1456 olan gemi sayısı 2018 yılında 247’ye gerilerken aynı dönemde yolcu sayısı 1 milyon 889 bin 370 kişiden 213 bin 771 kişiye indi.
Havayolu taşımacılık
Havayolu taşımacılığı sektörün serbestleştirilmesiyle ve kamunun büyük alt yapı yatırımlarıyla devamlı olarak gelişme gösteriyor. Havayolu taşımacılığında genellikle çabuk bozulabilen, değeri yüksek, hızlı ve güvenli bir şekilde taşınması gereken ürünler tercih ediliyor. Oldukça hızlı ve güvenli olmasına karşın göreceli yüksek maliyeti dolayısıyla yük taşımacılığında daha az tercih edilse de Türkiye’de havayolu ile taşınan yük miktarı 2002-2018 arasında 2012 yılı hariç sürekli olarak artış gösterdi. 2002-2003 yıllarında 1 milyon tonun altında olan yıllık havayolu yük taşımacılığı 2018 yılında 3.8 milyon tona ulaştı. İç hatlarda taşınan yük miktarı bu dönemde beş katına çıkarken dış hatlarda taşınan yük miktarı 0.7 milyon tondan 2.9 milyon tona yükseldi.
Demiryolu taşımacılık
Demiryolu taşımacılığının önemine dikkat çekilmesine ve Türkiye’nin son yıllardaki yüksek hızlı tren yatırımlarına rağmen demiryolu yük taşımacılığında kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Çoğunlukla yurtiçi yük taşımacılığında tercih edilen demiryollarında taşınan toplam yük miktarı 2002 yılındaki 15.9 milyon tondan 2017 yılında 28.6 milyon ton seviyesine çıktı.
Şehirleşme ile banliyö ve şehir merkezi arasında demiryolu ile yolcu taşımacılığı gelişirken şehirlerarasında yolcu taşımacılığı sayıları belirgin olarak azaldı. Banliyölerden demiryolu ile taşınan yolcu sayısı 2003-2017 arasında 3.5 katına yükselerek 160.5 milyon kişiyi aşarken şehirlerarasında yolcu taşımacılığı 27.3 milyon kişiden 15 milyon kişiye geriledi.
Yüksek hızlı tren (YHT) ile yolcu taşımacılığı ise henüz arzu edilen seviyelerde olmasa da çok hızlı gelişim gösteriyor. 2009 yılında 1 milyon kişinin altında olan YHT ile yolcu taşımacılığı yıllık toplam sayısı 2017 sonunda 7.2 milyon kişiye ulaştı.
Boru hattı taşımacılık
Boru hattı taşımacılığı, ham petrol ve doğalgaz gibi enerji ürünlerinin naklinde tercih edilen bir taşımacılık türüdür. Başlangıçtaki yatırım maliyetleri yüksek olduğundan uzun vadeli bir strateji ile ve genellikle de devletler arasında kullanılır. Türkiye coğrafi konumu ile enerji kaynaklarına yakın bir ülke olduğundan boru hattı ile taşımacılık önemli bir alt sektördür. 2002 yılında 4 bin 739 km olan doğalgaz boru hattı uzunluğu 2017 sonunda 14 bin 666 km’ye ulaştı.
Bu dönemde boru hattı ile taşınan doğalgaz miktarı ise 17 milyar sm3’ten 56 milyar sm3’e yükseldi. Öte yandan ham petrol taşımada kullanılan boru hattı ise bu dönemde miktar küçülse de daha yüksek verimde kullanılarak yıllık toplamda taşınan ham petrol miktarı 12.4 milyon tondan 36 milyon tona yükseldi.
Sektörün gücü ve fırsatları
• Coğrafi konumu itibariyle kara-deniz-hava ve demiryollarının enterge biçimde kullanılabilecek olması.
• Karayolu ağının geniş ve araç sayısının yeterli olması,
• Havayollarına yapılan yatırımlarla altyapı açısından ciddi bir büyüklüğe ulaşılmış olması,
• Limanlar ile demiryolları arasında bağlantının bulunması,
• Ağır sanayi merkezlerinin çoğunu içine alan bir demiryolu ağının olması,
• Limanların bölgesel konumu itibariyle önem ve transit taşımacılığa uygun olması,
• Denizyolu taşımacılığında filonun genç olması.
• Dijial teknolojilerdeki gelişmeler,
• Bölgedeki ülkelerin yeniden inşasında ihtiyaç olacak hizmetler,
• Dünya ticaret hacminin gelişmekte olan doğu ülkelerine kayması,
• Havacılık sektöründeki geniş ağ,
• Karayolu taşımacılığındaki deneyim,
• E-ticaret uygulamalarının ortaya koyduğu yeni ve büyüyüen iş alanı.
2018 yılsonu itibarıyla ülkemizde faaliyet gösteren 167 adet Hava Taşıma İşletmesi bulunuyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan raporda; 2017 yılında dünya genelinde havacılık sektörü hizmet ihracatında ABD birinci ve Birleşik Arap Emirlikleri ikinci ve 11.295 milyon dolar ile Türkiye üçüncü sırada yer almaktadır.
Türkiye’nin İlk 10 Hizmet İhracatçısı İçindeki Havacılık Kuruluşları
• Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı
• Güneş Ekspres Havacılık A.Ş. (SunExpress)
• Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.
• Ekol Lojistik A.Ş.
• Gap İnşaat Yatırım ve Dış Ticaret A.Ş.
• Tav Havalimanları Holding A.Ş.
• Rönesans Holding A.Ş.
• Netlog Lojistik Hizmetleri A.Ş.
• Odeon Turizm İşletmeciliği A.Ş.
• Atlasjet Havacılık A.Ş.
TURHAN ÖZEN
Türk Hava Yolları Genel Müdür (Kargo) Yardımcısı
Global hava kargo sektörü büyümeye ve gelişmeye devam edecek
Global hava kargo sektörü, sürekli olarak gelişen teknolojinin de etkisiyle yeni boyutlara evrilerek büyümesini sürdürüyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın verilerine göre; 2009–2018 yılları arasında tonaj olarak düzenli sayılabilecek bir büyüme gösteren hava kargo sektörünün, önümüzdeki dönemde dünya ticaretinde daha önemli bir pay alması beklenmekte. Halihazırda hava kargo sektörü; dünya ticaretinin hacimde yüzde 1’ini, değerde ise yüzde 38’ini oluşturan çarpıcı bir konuma sahip.
Global hava kargo sektörünün yanı sıra Türkiye’de de önemli gelişmeler ve müspet bir ivmenin olduğunu görmekteyiz. Eurocontrol verilerine göre; Türkiye’de 2009-2018 yılları arasında taşınan kargo miktarı yüzde 232 oranında artış gösterdi.
World Air Cargo Forecast- Boeing verilerine göre; global hava kargo sektörünün 2018-2037 arasında yıllık olarak yüzde 4.2 oranında büyümesi ve dünya kargo filosunun da yüzde 75'ten fazla büyümesi bekleniyor.
Turkish Cargo, 2023 yılında dünyanın ilk beş hava kargo markasından biri olmayı hedefliyor
Dünyanın en hızlı büyüyen hava kargo markası olarak, 20 yıl önce yıllık 100 bin ton civarında taşıma yapıyorken 2017 yılında 1 milyon ton barajını aşarak önemli bir eşiği geçtik. Birçok önemli taşıma operasyonunu gerçekleştirdiğimiz 2018 yılında ise; 1.4 milyon ton kargo taşıyarak, global tonaj pazar payımızı yüzde 3.6‘ya çıkardık ve dünyada 8. sırada yer aldık.
Filomuzda bulunan 24’ü kargo 344 uçağımızla 2019’da, yürüttüğümüz operasyonlarımız neticesinde, WACD’nin (World Air Cargo Data) Ağustos verilerine göre; yüzde -7.1’lik tonaj kaybıyla daralan sektörde, markamız yüzde; 7.5’lik tonaj artışı başarısı sergiledi ve hava kargo pazarında 8. sıraya yükseldik.
Dünyanın 126 ülkesinde, 88’i direkt kargo noktası olan 300’den fazla destinasyonda gerçekleştirdiğimiz operasyonlarımızla, büyüme ivmemizi sürdürürken uçuş ağımızı da geliştirmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde; Quito (Ekvator), Narita (Japonya), Ouagadougou (B. Faso), Harare (Zimbabwe), Sharjah (BAE), Addis Ababa (Etiyopya), Maputo (Mozambik), Yangon (Myanmar), Düsseldorf (Almanya) ve Guadalajara (Meksika) destinasyonlarını açmayı planlıyor ve Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılında, 120’den fazla direkt kargo destinasyonuna ulaşmayı hedefliyoruz.
Turkish Cargo, e-Ticaret odaklı yatırımlarına devam ediyor
Turkish Cargo olarak, limandan limana yapılan taşımalarda fazlasıyla deneyime sahibiz. E-ticaret odaklı yatırımlarımızla birlikte kapıdan kapıya taşımalara da odaklanıyoruz. E-ticaret marketi; yüksek hizmet standardı, düşük teslimat maliyeti, yüksek teknoloji, hız, kapı teslimi dinamiklerden oluşuyor. Turkish Cargo ise; ürün ve hizmet farklılaştırma, yükleme önceliği, hava posta gelişimi, iş ortaklıkları, hızlı transit bağlantılar, hub bağlanabilirliği, Bt çözümleri, porttan porta hizmet, paydaşlar ile anında veri paylaşımı, hava ve kara bağlantısı gibi çözümleri sunmaktadır.
Turkish Cargo, 2018 yılında e-Ticaret taşımalarında 32 bin ton kargo taşıması yaptı. Bu anlamda, Çinli ekspres kargo markası ZTO ve Hong Kong’lu PAL Air ile birlikte hayata geçirdiğimiz Hong Kong merkezli ortaklık ile E-ticaret alanında daha güçlü hizmet vermeye devam edeceğiz. ‘’We World Express’’ isimli şirketin hizmetleri arasında; kapıdan kapıya lojistik faaliyetleri, toplama, taşıma, adresten alma ve dağıtım, navlun taşıma, çapraz sevkiyat ve son noktaya kadar taşıma yer alacak.
KobiEfor lider KOBİ otoritesi olma vizyonuyla hareket ediyor
Türkiye ekonomisinde önemli bir yer arz eden KOBİ’lere destek olarak, lider bir KOBİ otoritesi olma vizyonuyla hareket eden KobiEfor Dergisi'nin başarılı çalışmalarını takip ediyor, kuruluşunun 20. yılını tebrik ediyorum.
MEHMET T. NANE
Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü
Teknoloji ve dijitalleşmeye odaklandık
Turizm, 2018 yılına büyük katkı sağladı. Biz bunun 2019 yılında da devam edeceğini ve buna paralel olarak da havayoluyla seyahat eden yolcu sayısının artacağını öngörmüştük. Planlamalarımızı buna uygun şekilde yapmıştık. 2019 yılı bizim için yine büyüme yılı olmaya aday ve göstergeler de doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
2020 yılında da büyümenin kontrollü şekilde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılına kadar filomuzun yarısını oluşturmasını hedeflediğimiz Airbus A320 ailesinin en büyük üyesi olan A321 Neo tipi uçaklarımızın ilkini Eylül 2019’da teslim aldık. Filomuzu yeni nesil çevreci uçaklarla adım adım genişletmeye devam edeceğiz.
Teknoloji ve dijitalleşme, son yıllarda odağımıza aldığımız en önemli konular arasında... Girdiğimiz dijital dönüşüm çerçevesinde internet sitemizi ve mobil kanallarımızı baştan aşağı yenilemenin yanı sıra havaalanı ve uçak içi seyahat deneyiminde birçok yeniliği de hayata geçirmeye başladık. 2020 yılında da dijital dönüşümümüzü yeni proje ve uygulamalarımızla sürdüreceğiz. Dünyanın ve ülkemizin en büyük kurumları ile işbirliklerimiz olacak. Bir diğer yatırım başlığımız da insan kaynağı olacak. Sektörde yeni istihdam yaratmak önümüzdeki dönem ana hedeflerimiz arasında.
“KobiEfor, KOBİ ve girişimcilerin küresel rekabet güçlerini artırmak için bir rehber niteliğinde”
Günümüz koşullarında kaliteli ve tarafsız bilgiye ulaşabilmek, iyi ve başarılı örneklerin hikayelerini öğrenebilmek özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için çok kıymetli. Bu bağlamda, “Küresel dönüşümde KOBİ’lerin gücüne güç katmak” misyonuyla kurulan KobiEfor Dergisi’nin ülkemizdeki KOBİ ve girişimcilerin küresel rekabet güçlerini artırmak için bir rehber niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Basın gibi zor ve meşakkatli bir sektörde uzun yıllardır varlığını sürdüren KobiEfor Dergisi’nin 20. yılını yürekten kutluyor, yayın hayatının devamında başarılar diliyorum.
ÖZGÜN ŞAHİN
MNG Kargo Ticari Faaliyetlerden Sorumlu Gn.Md. Yardımcısı
İnternet kargoculuğu dönemini başlattık
Son 2 senede verimlilik sağlayan ve sektörel ihtiyaçlara uygun operasyonel modellere uyum için pek çok yatırım yaptık. Özellikle aktarma merkezlerimizin otomasyonuna, şirketimizin IT altyapısına, ekiplerimizin kullandıkları teknolojik ekipmanlara yaptığımız yatırımlar önemli boyutlarda. Online şube ile internet kargoculuğu dönemini başlatarak kurulum gerektirmeden her türlü kargo işleminin tek bir platform üzerinden kolayca yapılabilmesini sağlayan bir sistem kurduk. Birer KOBİ niteliğinde olan acentelerimizi destekleyici satış ve dağıtım performansı odaklı bir hak ediş sistemi oluşturduk. Sisteme dahil olan acentelerimize ilk yılında farklı destek ve teşvikler sunarak işe kolay adapte olmalarını sağlıyoruz. Sektörümüzün gelişim potansiyeli heyecan verici, bu potansiyeli en verimli şekilde sonuçlara yansıtmak için operasyonlarımıza ve teknolojiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz.
KOBİ’lerin yanındayız
KobiEfor Dergisi’nin 20. yılını kutluyor, yaptıkları haber ve çalışmalarla KOBİ’lerin, girişimcilerin ve iş hayatındaki pek çok kişinin hayatına dokundukları için teşekkür ediyoruz. Biz de sizler gibi KOBİ’lerin ekonomimizdeki yerini ve önemini biliyor ve onlara verdiğiniz desteği gururla izliyoruz. KOBİ’lerin yanında olduğunu her zaman ifade eden ve hayata geçirdiği kampanyalarla bunu ispatlayan bir marka olarak aynı yolda olmaktan mutluluk duyuyoruz.
DAMLA ALIŞAN
Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Yatırımlarımıza devam ediyoruz
Lojistik sektörü, kendi iç dinamiklerinde yenilenmeye dönük olarak farklı iş stratejileri geliştiriyor. Büyük şirketler lojistikle ilgili yeni önlemlere ve iş alanlarına geçiş yapıyor. Dünya çapında hizmet veren büyük şirketler, lojistik hizmetlerini kendi bünyelerinde gerçekleştirmeye başladı. Günümüzde sektörün altyapı ve kapasitesinin, yurtiçi ve yurtdışı talepleri karşılayabilecek yeterliliğe sahip olduğuna inanıyoruz.
Alışan Lojistik olarak global pazar ihtiyaçları doğrultusunda yapılanmamızı güncel tutarak, konularında uzman ekibimizle müşterilerimizin ihtiyaç duydukları tüm kanalları en pratik ve yenilikçi çözümlerle sunmayı hedefliyoruz.
Sektör açısından zor bir dönem olsa da Alışan Lojistik olarak yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ülke çapında bütün ekonomik sıkıntılara rağmen başarılı bir yıl geçiriyoruz. Son olarak Gebze’de hayata geçirdiğimiz 15.000 palet kapasiteli yeni antrepomuzla birlikte toplam 300.000 palet depolama kapasitesine ulaştık. Aynı zamanda Ar-Ge ve inovasyon konusunda yatırımlarımızı da sürdürüyoruz. Sektörün geneli için büyük önem taşıyan inovasyonu, gelişim stratejimizin merkezine koyuyoruz. 2017 yılında başlayan Ar-Ge yatırımlarımız, gelişerek devam ediyor. Önümüzdeki süreçte Ar-Ge çalışmaları kapsamında firmamızın sahip olduğu inovatif yaklaşım ile tüm iş süreçlerimizi dijitalleştirmeyi ve eş zamanlı olarak müşterilerimize yaşattığımız deneyimleri ve mobilleştirme olanaklarını geliştirmeyi amaçlıyoruz. Hızlı tüketim malları ve kimyevi maddeler lojistiği alanında sektörün lider firmaları arasındayız ve bu bağlamda büyüme ve gelişme trendimizi sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz.
KobiEfor, öğrenme fırsatı sunuyor
İş dünyasına yönelik iletişim ve öğrenme fırsatı yaratan, oldukça faydalı olduğunu düşündüğümüz KobiEfor Dergisi’nin, sektörel gelişmeleri, yenilikleri duyurma ve sektör çalışanları arasında sinerji yaratma konusunda önemli bir işlevinin olduğunu düşünüyoruz. Ekonomi hakkında yapılan araştırmaları, pazardaki yenilikleri yayınlayan, lojistikle ilgili sorun ve çözümleri dile getiren bir yayın organı olarak faaliyet göstermenizi, lojistik sektörünün paydaşları açısından da son derece olumlu buluyoruz.
MEHMET KALAY
Borusan Lojistik Genel Müdürü
Yatırımlarımıza devam ediyoruz
Borusan Lojistik olarak Türkiye’nin önde gelen e-ticaret firmaları ile çalışmanın yanı sıra önde gelen firmaların online satış operasyonlarını destekliyoruz. Geliştirdiğimiz “randevulu teslim”, “ürünüm nerede” gibi yetkinliklerle alışverişçi deneyimini üst seviyeye taşıyan bir yapı sunuyoruz. Bu yapı müşterilerimizin sistemlerine entegre olduğu için uçtan uca kesintisiz bir tedarik zinciri oluşturuyoruz. Böylece “e-ticaret için e-tedarik zinciri” konseptini hayata geçiriyoruz.
Lojistik sektöründe 3 ana paydaş var: müşteriler, lojistikçiler ve tedarikçiler yani kamyoncular. Sektörde şu an karmaşık bir çalışma düzeni var. Bir tarafta taşınacak bir yük var. Müşteriler ya lojistik firmaları ile çalışıyorlar ya da bildikleri tanıdıkları aracılardan fiyat alıyorlar. Lojistik firmaları ve aracılar ya kendi araçları ile bu taşımaları yapıyorlar ya da bildikleri kamyoncuları arıyorlar, müsait olan biriyle o işi gerçekleştiriyorlar. Herkes bildiği tanıdığı kadar bu işi yaptırabiliyor. Kamyoncular açısından da bakıldığında birkaç kişiye bağımlısınız, onlardan iş geldikçe işiniz var. Dolayısıyla lojistik sektöründeki paydaşlar endişeli ve yalnız hissediyor. Borusan Lojistik olarak bu duruma yanıt vermek için platform iş modelinin, lojistik sektörüne çok uygun bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz.
eTA yükü olanlarla aracı olanları bir araya getiren bir dijital platform. Müşterilerimiz kendileri doğrudan eTA’yı kullanabildiği gibi, biz Borusan Lojistik olarak da kendi FTL taşımalarımızın tedarik süreçlerini eTA üzerinden yönetiyoruz. Bu da şu demek: eTA’da her zaman yük var.
Kamyoncular, eTA platformuna mobil aplikasyon üzerinden kayıt oluyorlar, rota bazında açık olan yükleri görebiliyorlar, ihalelere girip iş alabiliyorlar. Bu ihaleleri alırken gittikleri noktalarda açık olan yükleri de görebildiklerinden dönüş yolculukları için de ihale takip edip, teklif verebiliyorlar.
Türkiye’de yaklaşık 250 bin kamyoncu var ve şu anda eTA Platformu’nda 156 bin kayıtlı kamyoncu mevcut. Bu kamyoncuların 36 bini tüm süreçlerini telefonlarına indirdikleri mobil uygulama ile yürütüyorlar ve 6 bin kamyoncu eTA üzerinden her ay en az 5 sefer gerçekleştiriyor. Borusan Lojistik’in tüm yurtiçi kamyon tedarik süreçlerini eTA’ya taşıdığımız Haziran ayından beri eTA üzerinden ayda ortalama 40 bin sefer gerçekleştirdik. Bu geçtiğimiz seneye göre eTA’nın 5 kat büyümesini sağladı ve bu sayede sefer sayısı açısından Avrupa’nın 3. Büyük Dijital Lojistik Platformu haline geldik.
Bu yılın sonunda “eTA Kart”ı bir ödeme sistemi olarak devreye alıyoruz. Tedarikçilerimize ödemelerimizi bu kartlar aracılığıyla yapacağız.
Biz bugün Türkiye’nin en büyük akaryakıt alıcısıyız, Türkiye’nin en büyük İDO bayisiyiz. Çünkü seferlerimizin tutarlarının bir kısmını akaryakıt ve feribot geçişlerinin maliyetlerini kendimiz karşılayarak ödüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu tip işlemlerin hepsi eTA Kart üzerinden gerçekleşecek eTA Kart ile birlikte eTA’nın büyük bir pazaryerine dönüşeceğini de öngörüyoruz.
2020 hedeflerimiz arasında ‘eTA Platformu’nun kapsamını yurtdışı seferleri de kapsayacak şekilde geliştirmek var. 2020 yılındaki en büyük odak alanımız bu olacak.
KobiEfor, KOBİ’lere strateji sağlıyor
Derginiz 1999 yılından beri sektörün nabzını tutarak sürekli değişen ve gelişen piyasa koşullarında yenilik ve gelişmelere yer vererek, KOBİ’lerin kendilerini yenileme ve güçlendirmesi konusunda önemli çalışmalara imza atmıştır ve atmaya devam etmektedir.
Lojistik sektörünün önde gelen oyuncularından biri olarak 2012 yılından beri geliştirdiğimiz ve çıkış noktası KOBİ’ler olan eTA platformu bağlamından baktığımızda ise; eTA platformu ile biz de küresel dönüşümde KOBİ’lerin rekabet şartlarını iyileştirmek ve iş yapış şekillerine verimlilik sağlamak için yola çıktığımızdan derginiz ile ortak bir yol arkadaşlığı içinde olduğumuzu söyleyebiliriz.
KobiEfor dergisinin geçmişe dayanan ve sektörde kabul bulan performansı ile Türkiye ekonomisinin dinamosu olan küçük ve orta ölçekli şirketlerimizin stratejilerini geliştirme konusunda birçok başarılı projeye imza atmaya devam edeceğine inanıyoruz.
RECEP DEMİR
Fillo Lojistik Genel Müdürü
“Giyilebilir teknoloji cihazlarıyla fark yaratıyoruz”
2018’de İstanbul Avrupa Aktarma Merkezi’nde 3 milyon TL’lik yatırımla Sorter sistemi kuran Fillo, bu sayede günlük parça işleme kapasitesini yüzde 30 artırdı. Yatırımlarımızı doğru planlamalarımız sayesinde 2019 yılının ilk 8 ay içerisinde yüzde 20 oranında büyüdük. Dijital dönüşümü gerçekleştirdik. Bu sayede şirket genelinde kullandığımız tüm sistemleri mevcut yazılımlara dahil ederek iyileştirdik.
Mobil Uygulama platformlarına yatırımlar yaptık. Daha önce endüstriyel cihazlarla ve insan gücüyle yaptığımız tüm iş süreçlerinde mobil cihazlar kullanarak, uygulamalar geliştirerek, dönüşüm projesinde çok önemli bir noktaya geldik. 2019’un ilk çeyreğinde Ankara Aktarma merkezimize kurduğumuz konveyör bant sistemiyle zaman ve mekan tasarrufu yaparken operasyonel verimliliğimizi de artırdık. Sektörde teknolojiyi yakından takip eden bir lojistik şirketi olarak uluslararası şirketler tarafından kullanılan ‘Giyilebilir Teknoloji’ olarak adlandırılan ‘HandsFree Barkod Okuyucu’ cihazları mevcut sistemlerimizle entegre etmeye başladık. Parmaklara takılabilen barkod okuyucuları kullanan çalışanlarımız her iki elini de rahatça kullanabildiği için sistemli bir operasyon yapabiliyor.
AVM Lojistiği ile sektöründe farklılaşan Fillo Lojistik şimdi de sektöründe giyilebilir teknoloji cihazlarını kullanarak fark yaratmaya devam ediyor.