“İşyerinde Duygusal Zekâ Eğitimi”
Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışma Merkezi uzmanlarından Psikolog Doktor Ayşegül Önk Eray, çalışma ortamında “Duygusal Zekâ” eğitimlerinin önemini anlattı.
HABER
01.03.2017, 08:52 28.02.2017, 18:39
7502
İnsan beyni üzerine yapılan son araştırmalar; insan zekâsının önemli olduğunu ama hayat başarısı konusunda yeterli olmadığını düşündürmektedir. Parlak zekâlı olarak görülen birçok kişinin ilişkilerini sürdürme, diğer insanları anlama, kendilerini motive edebilme, duygularının farkında olma, duygularını ve kendilerini yönetebilme gibi alanlarda başarısız olabildiklerinin anlaşılmasıyla birlikte nedenleri de araştırma konusu olmuştur. Bu konuda yapılan çalışmalar bize hayat başarısı konusunda belirleyici olanın “Duygusal Zekâ” olduğunu göstermektedir.
İş hayatında da yıllarca zihinsel beceriler ön plana çıkarılmış, çalışanların duygusal yönleri hesaba katılmadan mantıklı hareket etmeleri beklenmiştir. Çalışanlar duygularını kontrol altında tutarak ya da baskılayarak daha istikrarlı, daha güvenilir hatta daha mı başarılı olurlar? Yaptıkları işi böylece daha mı iyi yaparlar? Yoksa duygularını yönetmeyi bilmek, onlara iş ortamında daha iyi bir gelecek mi sağlar?
Yapılan araştırmalara göre özellikle genç nesil için duygusal zekâ seviyesi giderek daha da düşmektedir. Şirketlerin çoğu için çalışanlarda işi öğrenme ve geliştirme konusunda motivasyon eksikliği gözlenmektedir. Çoğu, iş arkadaşları ile birlikte çalışma becerisine sahip değildir. Kendilerini disipline etme konularında da zorluk yaşamaktadırlar.
Günümüz İK yöneticileri için bir kişinin sahip olduğu zekâ düzeyi (IQ), onun işe alımına karar vermek için yeterli görülebilmekteydi. Oysaki ‘Duygusal Zekâsı’nın (EQ) onun kariyerindeki yükselişini belirlediği artık kabul edilmektedir. Teknik yeterliliklerine bakarak işe alınan birçok kişinin işindeki başarısı yüksek olmakla birlikte, yönetici pozisyonuna geldiğinde sadece teknik becerileri iyi bir yönetici olabilmesine yetememektedir. Artık en iyi performans gösterenler listesinin başında, iş arkadaşları ile sağlıklı iletişim kurabilen, ekip çalışmasına yatkın, motivasyonu yüksek duygusal olarak zeki kişiler yer almaktadır. Şirketler de bugün, duygusal zekâ ile ilgili becerilerin iş hayatında çok önemli olduğunu fark etmişlerdir. İleriyi gören, kurumunu geleceğe taşımak isteyen yöneticiler artık, çalışanlarının duygusal zekâlarını yükseltmeyi amaçlamaya başlamışlardır.
Duygusal zekâ, esas olarak iki yeterliğin bileşkesidir; “Kişisel Yeterlikler ve Sosyal Yeterlikler.”
A) KİŞİSEL YETERLİKLER
1. Kendi ile İlgili Farkındalık (Duygusal farkındalık, kendini değerlendirme, özgüven)
2. Kendini Yönetme (Kendini kontrol, güvenirlik, vicdanlı olma, yeniliklere açık olma, uyum yeteneği)
3. Motivasyon (Başarı yönelimi, bağlılık, girişimcilik, iyimserlik)
B) SOSYAL YETERLİKLER
1. Empati (Diğer insanları anlama, başkalarını geliştirme, hizmete yönelik olma)
2. Sosyal Beceriler (İletişim, etkileme/etki yaratma, çatışma yönetimi, işbirliği, ekip çalışmasına yatkınlık, ilişki kurmak, liderlik)
Yapılan birçok çalışma, ‘Duygusal Zekâ’nın öğrenilebildiğini göstermektedir. Bireylere yukarıda özetlenen duygusal zekâ becerilerini kazandırmak için biraz uzun bir sürece ihtiyaç olabilir. Ayrıca samimi bir istek ve çaba olmadan gerçekleşemez. Sadece kısa bir seminer veya bir başucu kitabı yeterli olamayacaktır. Bu konuda daha etkili bir öğrenme yönteminin seçilmesi bu açıdan çok önemlidir.
Bu amaçla “Yaşantıya Dayalı Grup Çalışması” yöntem olarak seçilmiştir. Son yıllarda “Yaşantıya Dayalı Eğitimler”e gittikçe daha sık yer verilmektedir. Yaşantıya dayalı grup çalışmaları bir anlamda katılımcılara yeniden geliştirebilecekleri bir çerçeve sunar. Çalışmalar sürerken katılımcılar, her an sürecin içindedirler ve yaşadıkları deneyimlerle kendilerine ait keşifler yapma imkânı bulurlar. Kendi potansiyellerini tanıma ve kendi repertuarlarında yeniden yorumlama şansına sahip olurlar. Yaşantıya Dayalı Grup Çalışması kapsamında; psikodrama, drama, geştalt gibi çeşitli tekniklerden faydalanılarak bir eğitim programı oluşturulmuştur. Program, amacına uygun olarak yapılanmış veya yarı yapılanmış oyunlar ve uygulamalar derlenerek dizayn edilmiştir. Grup çalışmaları sırasında katılımcılar yaratıcılıklarını geliştirirler, kendileri ve ilişkileri hakkında yeni farkındalıklar kazanırlar. Böylece katılımcılar kendi kişilik özelliklerini tanırlarken bu özelliklerinin yaptıkları işte ve iş arkadaşları üzerindeki etkilerini anlamaları söz konusu olur. Kendi yeterlik alanlarını tanımanın dışında geliştirilmesi gereken yönlerini de keşfetmeleri ve geliştirmeleri de mümkün olur. Ayrıca iş ortamında ve ilişkilerinde yaşadıkları problemlerin nedenleri hakkında da fikir sahibi olup ne yapabileceklerine bakabilmelerine olanak verir.
“BENDEN BİZE DUYGUSAL ZEKÂ EĞİTİMİ” adı verilen bu programın ilk etabı; iki günlük olarak programlanmıştır. Sonrasında ise izleme ve pekiştirme için ara çalışmalar amaçlanmaktadır. Birçok materyal kullanımı söz konusudur. Çalışmanın ilk günü, çalışmaya ısınma ve “Kişisel Yeterlikler” üzerine yapılandırılmış olup, ikinci günü ise “Sosyal Yeterlikler” üzerine ve ekip olmaya yönelik çalışmaları içermektedir. Çalışmalar katılacak şirketlerin ve departmanlarının özelliklerine uygun olarak hazırlanmaktadır.
Bu çalışmanın en önemli kısmı ise; yapılandırılmış her grup çalışması sonunda yapılan “PAYLAŞIM OTURUMLARI”dır. Katılımcıların yaşadıklarını ve birbirlerinden nasıl etkilendiklerini paylaşmalarına olanak verir. Grup yöneticisi (grup terapisti) katılımcıların bu paylaşımlarını, eğitimin amaçları doğrultusunda yöneterek; bireysel ve grup olarak farkındalık kazanılmasına destek verir (Her bir oturum, grup terapisi tekniği ile çalışılır). Ayrıca bireysel paylaşımlar sayesinde, iş ortamında stres yaratan faktörlerin, çatışmaların ifade edilmesi ile kişisel katarsis (biriken içsel enerjinin-gerilimin boşalması) sağlanması ve grup üyelerinin farkındalık düzeylerinin artması/iç görü kazanmaları, katılımcıların birbirlerine iç dünyalarını açarak kendilerini ve çalışma arkadaşlarını daha yakından tanımaları ve yakınlık duygularının artması, iletişim ve empati yapabilme becerilerinin gelişmesi, kişilerarası güvenin inşası, grup motivasyonunun artması, takım ruhunun geliştirilmesi ve tüm bu kazanımların çalışma ortamına taşınması amaçlanmaktadır.
Kişinin kendini tanıması, duygularının farkına varması, duygularını yönetebilmesi, öfke ve kaygısı ile başa çıkabilmesi, kendini motive edebilmesi ve diğer insanları anlayabilmesi, sağlıklı ilişki kurabilmesi iş ortamında en çok ihtiyaç duyulan becerilerdir. Bu beceriler geliştikçe kişilerin, yaşadığı sorunların çözümünü bulmaları daha kolaylaşır.
İş Yerinde Duygusal Zekâ Eğitimi, insanların kendilerini ve diğerlerini anlamaları, etkili ve uyumlu çalışabilmeleri, iş hayatında mutlu olabilmeleri için gerekli olan yaşamsal becerileri tanıtma ve bunları kazandırma yönünde, önemli bir adım atmayı amaçlamaktadır.