Global marka olma yolunda atılması gereken adımlar
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, yurtdışında markalaşmanın önemini anlattı. Yamankaradeniz, yurtdışında marka haklarını koruma yollarını bizimle paylaştı.
İhracatçı firmalarımız yurtdışında marka haklarını neden korumalı?
Yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da marka haklarının tescil yoluyla koruma altına alınmasının pek çok getirisi olduğu aşikardır. Faydalanılabilecek destek ve teşvikler kapsamında maddi avantajların yanı sıra özellikle tescil sonrası sahip olunacak “prestij” büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte ihracat yapılan ülkelerde ürünlerin ülkeye kolayca girebilmesi, gümrüklerde sağlanan kolaylıklar, sunulacak hizmetlerin üçüncü şahıslar tarafından engellenmesinin önüne geçilmesi, sunum araçlarının toplatılması gibi riskler de marka tescili ile bertaraf edilebilmektedir.
Yurtdışında markalaşma ile ulusal ve uluslararası pazarlara hakimiyet, yasal hakların kullanılması, dış piyasada tanıtım, hedef pazarlarda taklitleri önleme, uluslararası anlaşmalar ve bunlara bağlı yaptırımların yanı sıra marka ve patent tescilleri sayesinde edinilmiş hakların kullanılması gibi faydaları bulunmaktadır.
Başvuru öncesi ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler ana hatlarıyla nelerdir?
Genel olarak, yurtdışında marka tesciline uygun olan adı seçmek suretiyle başlanılacak olan marka tescil çalışmalarını uzun soluklu bir süreç oluşturmaktadır. Bu sürecin iyi yönetilmesi ve başvuru dosyalarının ülkelerin ‘Resmi Kurumları’ tarafından incelenmesi aşamasında doğabilecek ret / uygunsuzluk gibi risklerin minimize edilmesi için alınan önlemler ve yapılan yönlendirmeler ise marka sahiplerine verilen vekillik hizmetinde önemli bir kriterdir. Şüphesiz yurtdışı tescil işlemlerinde gerek dosya sayısı gerekse başvuru yapılan ülke portföyünün zenginliği vekilin deneyim kazanmasını sağlamakta, bunun sonucunda marka sahibine kaliteli ve doğru bir vekillik hizmeti sunulmasına zemin oluşturmaktadır.
Yurtdışında tescil öncesinde ilgili markanın tescilinin mümkün olup olmadığına dair “ön araştırmanın” yapılması bahsi geçen riskleri aza indirgemek için izlenmesi gereken bir yoldur. Ancak ön araştırmanın yapılması tek başına yeterli olmayıp ilgili ülke kanunları ve tescil prosedürleri konusundaki deneyimler sonucu edinilmiş olan bilgiler ışığında alınacak önlemler de ciddi zaman ve maliyet kayıplarının önüne geçilmesinde rol oynamaktadır.
Esas itibariyle; “Markamı yurtdışında nasıl tescil ettirebilirim?” sorusu ile ilgili verilebilecek cevap markanın kaç ülkede, hangi ülkelerde tescil ettirilmek istendiğine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Bu nedenle öncelikle marka sahibinin yurtdışında marka tescili ile ilgili ihtiyaç analizinin yapılması ve bunun sonucunda hangi tescil sistemlerinden faydalanılacağının belirlenerek uygun yol haritasının oluşturulması gerekiyor.
Bu çerçevede dikkat edilmesi önemlilik arz eden hususları şu şekilde sıralayabiliriz;
• Ülke kanunlarına dikkat edilmeli
• Marka örneği redde sebep olabilecek unsurlar içermemeli
• Faaliyet alanına giren sınıf & emtia seçilmeli
• Ülkeye göre “kullanım esası” göz ardı edilmemeli
• “İhtiyaç analizi” iyi yapılmalı
• En uygun tescil sistemi tercih edilmeli
• “Ön araştırma” yapılmalı
• Konusunda “UZMAN” kişiler ile çalışılmalı.
Sonuç olarak; Türk firmalarının markalarını yurtdışında tescil ettirme çalışmalarına başlamadan önce marka teşvikleri, marka tescil sistemlerinin hangilerinin kendisi için uygun olduğu ve markasının yurtdışında tesciline engel teşkil edebilecek risklerin nasıl en aza indirilebileceği konusunda danışmanlık almaları gerek zaman gerekse maliyet açısından tasarrufta bulunmalarına yardımcı olacaktır.
Tescil sonrası hangi hususlara dikkat etmeli ve ne gibi tedbirler almalıyız?
Maalesef pek çok yatırımcıda markanın tescile bağlanmasının yeterli olduğu yönünde bir düşünce hâkim. Halbuki tescil sonrası markanın izlenmesi büyük önem arz etmektedir. Günümüzde pek çok ülkede benzerlik incelemesi yapılmadığını görüyoruz. Yani, eski tarihli benzer markalardan dolayı marka müracaatları inceleme aşamasında ‘Resmi Kurumlar’ tarafından reddedilmemektedir.
İşte durum böyle olunca da “marka izlemenin” önemi ortaya çıkmaktadır.
“Marka izleme” sayesinde tüm dünya genelinde hak sahiplerinin markalarına benzer olarak yayına çıkartılan tüm marka müracaatları, henüz bülten yayını aşamasındayken tespit edilip, tescile bağlanmadan önce itiraz işlemleri başlatılarak, hak sahibinin marka hakkı korunabilmektedir. Bu hizmet aynı zamanda sektör analizi de yapılmasına ve buna bağlı olarak aynı faaliyet ile iştigal eden firmaların marka tescili noktasında ne tür adımlar attıklarının tespit edilmesi ve bunlara göre yeni stratejiler belirlenmesine de olanak sağlamaktadır.
Şunu da belirtmekte fayda var; bazı ülkelerde tescil öncesi yayın sistemi varken (yukarıda ifade edildiği gibi), bazı ülkelerde ise tescil sonrası yayın sistemi uygulanmaktadır. Bu tarz ülkelerde de “marka izleme” sayesinde tescil sonrası yayına çıkmış markalar kolayca tesit edilip, marka tescillerine karşı hukuki işlemler başlatılabilinmektedir.
Ek olarak, az sayıda bazı ülkeler hariç olmak üzere, genel itibariyle tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde aktif olarak kullanılmayan marka tescillerine karşı, 3. kişiler tarafından “kullanılmamaya dayalı iptal davası” başlatılabilmektedir. Bu gibi durumlarda, aktif kullanımı ispat edilemeyen marka tescilleri maalesef iptal ettirilebilmektedir. Bu bağlamda, tescil edilmiş markaların aktif olarak ilgili pazarda kullanılması da önem verilmesi gereken bir diğer husustur.
Yurtdışı Marka Tescil Teşvikleri
Firmalar yurtdışında yapmış oldukları Marka Tescil Başvuru işlemleri için 4 yıl boyunca, yıllık 50.000 USD’ye kadar yüzde 50 oranında desteklenmektedir.
Yurtdışı Marka Tescil İşlemleri, ülkesel başvurularda yalnızca ticaret müşavirliğinin bulunduğu ülkelerde desteklenmektedir.
Destek kapsamında olan giderler
• Yurt dışında tescil ettirilmesine ilişkin resmi kurum hizmet ve harç bedelleri
• Danışmanlık giderleri
• Markanın o ülkede tescile uygunluğunun tespiti için yapılacak araştırma giderleri
• Yurt dışında tescil ettirilmiş markalarının korunmasına ilişkin avukatlık giderleri.
Marka tescil desteğinden yararlanmak için yurt dışı marka tescil başvurusunun yapılmış olması yeterlidir.
Marka yenileme giderleri destek kapsamında değildir.