“Nisan-Mayıs’ta ağır vergiler gelebilir”
Prof.Dr. Işın Çelebi; “11 deprem ilinden sorumlu Olağanüstü Hal Valiliği Kurulmalı” derken; Dr. Mahfi Eğilmez; “Bütçe harcamalarının %100 arttığı bir yerde enflasyon %33’e düşmez” değerlendirmesini yaptı.
Altınbaş Üniversitesinin Ekonomi Söyleşileri’nde, Prof.Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, ‘Mali Politikalar, Bütçe Uygulamalarının Önemi’ni ve deprem sorunlarına çözüm önerilerini ele aldı.
Prof.Dr. Işın Çelebi, 11 ilde depremin yarattığı mali yükün 110 milyon dolar olduğunu, aradan bir yıl geçmesine rağmen hala yapacak çok iş bulunduğunu, Hatay’da yıkılan konutların %15’inin bugün teslim edilebildiğini söyledi. Deprem bölgelerinin yeniden kalkınabilmesi için 3.4 trilyonluk maddi kaynağa ihtiyaç olduğunu öngören Çelebi, acil eylem planıyla birlikte deprem bölgelerinden sorumlu olacak, Bakan yetkisiyle donatılmış bir Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kurulmasını önerdi. Bunun geçmişte uygulandığını anımsatan Çelebi, Maliye Bakanlığı’yla görüşülerek yeni deprem vergisi planlaması yapılabileceğini belirtti.
“Enflasyonla mücadelede başarılı olamadık”: Işın Çelebi, dünyada enflasyonla mücadele başarılı olma kriterinin tek haneli rakamlara inmesi olduğuna değindi: “%140’tan 50’ye düşürüldüğünde başarı kabul edilmiyor. Türkiye’de ise 2023 Ocak enflasyonu %64.3, 2024 Ocak’ta ilan edilense %64.7. Enflasyonla mücadelede başarılı olamadık. Ücretlilerin kemeri fazlaca sıkıldığı halde sonuç değişmedi. Çözüm üretim ve verimliliği arttırmaktan, teknolojiyi yükseltmekten geçiyor. Türkiye uluslararası alanda rekabetini arttıracak şekilde yatırımlarını geliştirmeli. Bütçe politikasında en önemli giderlerden biri olan yatırım harcamaları planlanırken, projelerin tek tek fizibilitesi, kârlılık ve fayda maliyet analizi yapılır. Ona göre ödenek tahsis edilir. Bugün bunlar yapılmıyor. En çok görev zararı veren 2 kuruluştan birincisi BOTAŞ, ikincisi EÜDAŞ ve görev zararları 150 milyarın üstünde. Bunlar niye görev zararı veriyor? Konuşmak gerekiyor. Meclisin ve Sayıştay’ın denetim yetkilerinin de o nedenle gelmesi lazım. Enflasyonla gerçekten mücadele edilecekse ağır tasarruf tedbirleri de almak lazım. Ama bütçe uygulamalarına baktığınızda bu tedbirlerin yeterince etkili olmadığını görüyoruz.”
“Gelir dağılımı bozukluğuna dikkat!”: Türkiye’de bir vergi reformuna da ihtiyaç olduğuna, vergi tahsilatındaki adaletsizliğe; dolaylı vergilerden elden edilen gelir %90 iken; kurumlar vergisi tahsilatının %50’de kaldığına, gelir dağılımındaki bozulmaya dikkat çeken Çelebi, “En tepeyle en dibin farkı 26.6 kata çıktı. Bu tarihi zirve. Toplam gelirin en üst gelir seviyesi olan %20’lik grup, toplam gelirin %50’sini; buna mukabil en alt gelir grup olan %20 de gelirin %5.9’unu alıyor. En üst gelir grubu toplam gelirin yani GSMH’nin %50’sini alırken nüfusun %80’i de geri kalan gelirin %50’sini paylaşıyor. Nisan-Mayıs’ta sıkılaştırma olacak, ağır vergilerin gelmesi durumuna karşı toplum hazırlıklı olmalı” açıklamasını yaptı.
“Deprem için 1 trilyon 140 milyar harcandı”
Dr. Mahfi Eğilmez, depremin getirdiği yükün de etkisiyle bütçede %100’ün üstünde sapma yaşandığını, şu ana kadar deprem hasarının giderilmesi için 1 trilyon 140 milyar harcandığını, 2024 bütçesinin de %9.3’ünün depreme ayrıldığını söyledi: “Bugüne kadar dış finansman olarak 2.08 milyar dolar geldi ancak bunlar yeterli olmadı.” 3 yıllık bütçe açığı rakamlarını da paylaşan Eğilmez, bütçe açıklarının enflasyonla mücadeleyi nasıl zorlaştırdığını anlattı: “2022 bütçesi 143 milyar açık vermiş. 2023’te bütçe açığı 1.4 trilyona çıkmış. 2024 bütçesi daha başlangıç aşamasında 2.7 trilyon açık veriyor. Bu, enflasyonla mücadele de bir programın uygulanamadığını gösteriyor bize. 2023’te Hazine’nin bütçe nakit açığı ile bütçe açığı arasında da büyük fark oldu. Nakit dengesinin 625 milyar açık vermesine karşılık bütçe 1.4 trilyon açık verdi, arada bu kadar büyük bir farkın olmaması gerekiyor. Bütçede gelirler tahsil edildiğinde bütçeye yazılır. Giderler ise harcama yap veya yapma tahakkuk ettirdiğin anda gider yazılır. Nakit çıkar veya çıkmaz. Burada 800 milyarlık bir tahakkuk yazılmış. Bunu da eklediğiniz de bütçe açığı 3.5 trilyona çıkıyor."
“Tasarruf tedbirleri en yukardan başlamalı”: Eğilmez, kamudaki tasarruf tedbirlerinin hayati önem taşıdığını, kırtasiye malzemelerini kısmakla değil, tasarrufun en yukarıdan başlayarak yapılması gerektiğini anlattı: “Geçmişte biz tasarruf tedbirleri yaşadık. ‘Bu lüks arabalar satılacak, lüks konutlar kiralanmayacak. Daha mütevazı olanlar kullanılacak’ denildi. Öyle de yapıldı. İnsanlar rol model olarak yöneticilerine bakarlar, onlar lüksten vazgeçmiyorsa ben neden yapayım diye düşünürler.”
“Kısa vadeli çözümler yeterli değil”: Bütçe harcamalarının %100 arttığı bir yerde enflasyonun da %65’ten %33’e indirilemeyeceğini öne süren Eğilmez, enflasyonla mücadelede kısa vadeli çözümlerin yeterli olmadığını paylaştı: “Türkiye’nin daha üst lige çıkabilmesi için gerçek verilerin üzerine uzun vadeli düşünerek, sadece faizi artırarak değil hukuk, eğitim gibi alanlarda da yapısal reformlar yapılması gerekiyor. 30 yıl önce başlasaydık biz bugün Avrupalıydık. Maliye politikasında vergilerden başlayarak ciddi bir sıkılaştırma bekliyorum.”