TEKSAN Burak Başeğmezler: “Her şey hayalle başlar”
İSO En Büyük 500 şirketinden biri olan TEKSAN, Grönland’dan Nepal’e 128 ülkeye jeneratör ihraç ediyor.
Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile çalışan hibrit jeneratörü Türkiye’de ilk kez üreten ve dünyada bu teknolojiye sahip sayılı şirketler arasında yer alan TEKSAN’ın ikinci kuşak yöneticilerinden TEKSAN Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler ile konuştuk. “Neden olmaz” değil, “nasıl olur” lafına odaklı çalışan ve “Her şey hayalle başlar” diyen Başeğmezler’in felsefesi;TEKSAN ile aynı; ‘Önce İnsan’.
Üç üniversite arkadaşının ortak girişimiyle kurulan ve bugün iki kuşağın bir arada çalıştığı Teksan Jeneratör, özellikle Ar-Ge ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapan, kendi teknolojisini geliştiren bir şirket. 1994 yılında kurulan Ata, Başeğmezler ve Teksan olmak üzere 3 ailenin ortaklığında yönetilen şirkette, ikinci kuşak aktif olarak yönetimde.
İSO En Büyük 500 ve TİM 1000 İhracatçı şirketi arasında yer alan TEKSAN, 2017’de Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi Belgesi de aldı. Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile çalışan hibrit jeneratörü Türkiye’de ilk kez üreten şirket, dünyada bu teknolojiye sahip sayılı şirketler arasında. Grönland’dan Nepal’e kadar farklı coğrafyalarda ürünleri sorunsuz çalışan ve 128 ülkeye ihracat yapan şirketin Türkiye’deki ikinci fabrikası Kocaeli Serbest Bölge’de. Yeni fabrika şu an Türkiye’deki en yüksek jeneratör üretme kapasitesine sahip.
Lefkoşa’dan İstanbul’a
TEKSAN’ın ikinci kuşak yöneticilerinden Burak Başeğmezler’in hikayesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC); Lefkoşa’da, 1978’de başlar. Anneannesi hemşire, dedesi devlet dairesinde memur, babaannesi ve büyükbabası terzi. Bir dönem modelistlik de yapan annesi dikiş öğretmeni, babası ise elektrik mühendisi. Ortaokulu Adana’da, liseyi Mersin’de ve üniversiteyi İstanbul’da okuyan elektrik mühendisi baba, mezuniyetin ardından bir süre Kıbrıs’ta yaşasa da Burak Başeğmezler bir yaşındayken aile, İstanbul’a taşınır.
İstanbul Gayrettepe’de mahalle arasında geçen mutlu ve keyifli çocukluk yıllarının ardından Burak Başeğmezler, 5 yaşında, Esentepe’de Şair Nedim İlkokulu’na başlar. İlkokuldan itibaren babası ve ortağı Eyüp Özener’in kurduğu proje taahhüt firması Prota Mühendislik şirketine gidip gelen Başeğmezler’in rol modelleri ikisi de elektrik mühendisi olan babası ve Eyüp Özener.
Babasının işi nedeniyle ortaokulun ilk yılını Kıbrıs’ta okuyan Burak Başeğmezler, sonrasında yine İstanbul’dadır. Altunizade’deki Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi’nden mezun olur, burs kazanınca üniversite adresi ise Kıbrıs olur.
Sıfırdan tepe yöneticiliğine uzanan başarı öyküsü
Üniversite yıllarında da yazları sürekli babasının işine gidip gelen Başeğmezler’in, işi öğrenmesi, kendi azmiyle olur. Ustaların incinmesin diye ona hiçbir işi ve iş aletlerini vermemesi, Burak Başeğmezler’i yıldırmaz, evden getirdiği iş aletleriyle kendi deyimiyle ‘kaçak göçek’ iş yapmaya başlar ve işi pratikte de öğrenir.
Yakın Doğu Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu Burak Başeğmezler, Prota Mühendislik’te şantiye mühendisi olarak işe başlar, sonrasında İç Anadolu ve Marmara Bölgesi bakım şefi olur. Artık 7 gün 24 saat telefonu açıktır. Prota devam ederken babası Teksan’ın ortakları arasına katılır. Dört yıl sonra İTÜ Çevre Mühendisliği ardından Yeditepe Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunu olan ablası ile karar verirler. Ablası Prota’ya devam eder, Burak Başeğmezler ise kariyerine sıfırdan başlayarak Teksan’a geçer. 2005’te Ar-Ge mühendisi olarak çalışmaya başlar, 2007’de Özel Projeler ve Test Sorumlusu, 2008’de Yurtdışı Satın Alma Müdürü olur.
Burak Başeğmezler’in deyimiyle daha eğlenceli hayatı böyle başlar. Fuarlar, tedarikçiler, yurtdışına iş seyahatleri… İlk seyahati Çin, Kore ve Japonya’ya olur. 21 gün Burak Başeğmezler’e çok farklı bir dünya ve mantalitenin olabileceğini gösterir. 2009’da Satın Alma Müdürü, sonrasında Yurtdışı Satış ve Pazarlama Müdürü olur. Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika ülkeleri ve Hindistan…
“Satışçının dini, dili, ırkı yok”
2014’te TEKSAN Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olan Burak Başeğmezler, “Satışçının dini, dili, ırkı yok” diyor ve önce dinleyip anlamanın önemli olduğunu vurguluyor. Artık sorumluluk alanına yurtiçi dahil bütün dünyanın girdiğini aktaran Başeğmezler, TEKSAN tecrübesinin global bakmayı öğrettiğini anlatıyor: “Dünyaya farklı pencerelerden bakmayı, farklı kültürleri öğreniyorsunuz. Prota 20-25 kişi istihdam ediyordu, TEKSAN’da 700 kişi istihdam ediliyor.”
Burak Başeğmezler, aynı zamanda TET (Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi, TÜGİAD (Türkiye Genç İşadamları Derneği) Sicil Disiplin Kurulu Üyesi ve İSO (İstanbul Sanayi Odası) Genç Girişimciler Kurulu Üyesi.
Denge önemli
“Her şey hayalle başlar” diyen TEKSAN Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler, hayatta her konuda dengeyi kurmanın önemini vurguluyor. Her zaman her şeyin daha iyisinin var olduğuna inanan Başeğmezler, sürekli hareket halinde, durağanlığı sevmiyor.
“Başarı, öğrendiklerini hayata uygulayabilmek”: İnsanlarla iletişimi güçlü olan Başeğmezler, çabuk arkadaş edindiğini, yeni bir ortama dahil olup yeni bir şeyler öğrenmeyi çok sevdiğini paylaşıyor: “Küçük bir çocuk bile olsa ondan yeni bir şey öğrenebiliyorsunuz, önemli olan başarılı olabilmek için öğrendiklerini hayata uygulayabilmek. Aldığınız bilgiler puzzle’ın (yap-boz oyunu) parçasıdır, yeri geldiği zaman yerine yerleştirirsiniz. İşte ve özel yaşamınızda puzzle’ın parçalarını doğru yere yerleştirmek bir sanattır.”
Ne istediğini net ifade eden ve ekip arkadaşlarından her zaman net bilgi isteyen Başeğmezler, çalışanlarına göre her zaman ulaşılabilir bir yönetici: “İşin her zaman bitmiş halini görmek isterim. Biraz hırslıyım. ‘Bunu yapalım’ dediğim zaman, ‘neden olmaz’ lafını değil, ‘nasıl olur’ lafını duymak isterim. Bir işi oldurmak için bazı tavizler vermek lazımdır, ancak onu yapıp, yapmamak bir karardır. Çalışırsanız yapabilirsiniz. Herhangi biri, bana ‘yapamayız’ dediği zaman, önce ‘nasıl olur, olması için ne yapmam gerekiyor’ diye bakarım. Microsoft’un Kurucusu Bill Gates, ‘Zor işleri tembellere verin, onu yapacak en kısa yolu bulurlar’ der. Pratik zekalıyım, bir işi, ‘En kolay nasıl yaparım, sonuca en kolay nasıl giderim?’ diye düşünür ona göre çözüm üretirim.”
“Önce İnsan”
Burak Başeğmezler’e göre iyi bir CEO veya lider sonuç odaklı olmalı, ekip ruhuna önem vermeli, takım oyununa inanmalı, insanların hayatının sadece işten ibaret olmadığını da iyi bilmeli: “Çalışanları boğduğunuz zaman o işin devamı gelmez. Çalışma arkadaşlarınızla eğlenceli zamanlar da olmalı. Biz TEKSAN olarak, yemekler, piknikler, bowling turnuvaları düzenliyoruz. İnsanlar zamanının çoğunu burada geçiriyor, burada mutlu olmazlarsa iş yürümez, çok çabuk demoralize olabiliyorlar, verimli olabilmeleri için mutlu olmalılar. İşteki mutsuzluk bütün hayatınıza yansır. Sıkılarak bir işe devam edilemez, hayat geçmez. TEKSAN’ın felsefesinde; ‘Önce İnsan’ var.”
Başeğmezler, başarı merdivenlerini tırmanırken şans faktörünün yanı sıra öngörülü olmanın, fırsatları yakalayıp iyi değerlendirmenin önemine de dikkat çekiyor.
Elektrik elektronik mühendisi Başeğmezler, bu sayede teknik bilgisi kuvvetli bir satış uzmanı olduğunu söylüyor: “TEKSAN markasının başarısının sırrı; standart değil, müşteri ihtiyaçlarına uygun özel ürünler sunmasında yatar. Terzi usulü jenaratör üretiyoruz. Dolayısıyla müşteriye teknik anlamda yeterli bilgi vermek ciddi bir güven oluşturuyor, şantiye tecrübem ise ürünlerin kontrolünde işe yarıyor.” Başeğmezler’in ilgi çekici bir özelliği de herhangi bir hatayı çabucak bulabilmesi. Bu özelliği üniversitedeyken bitirme tezini yazan kendisine ve arkadaşlarına da yararlı olmuş, TEKSAN’daki finans uzmanlarına da…
İngilizce, Almanca bilen Başeğmezler, bir dönem Çince öğrenmeye çalıştığını da belirtiyor. Önceliği ailesi olan Başeğmezler, aile ile yakalanan mutluluğun yaşamın tüm taraflarına mutluluğu yakalama şansı sağladığını düşünüyor.
Çocukken bile kendi oyuncaklarını söküp takan, özellikle elektrik ve elektronik eşyaların içini merak eden Burak Başeğmezler’in spora ilgisi, mahalle arasında arkadaşlarıyla futbolla başlar.
Lise yıllarında arkadaşlarıyla birlikte spor salonuna devam eden, üniversitede arkadaşlarıyla basketbol oynayan Başeğmezler’in spor tutkusu; araba yarışları ve dalış ile devam eder. Arabalara merakı, çocukluk yıllarından…Tuzla’da autodrom yarışları, ileri sürücülük eğitimleri ve yarışmalardan üçüncülük…Üniversitede kendi arabasını ufak bir modifiye ile başlayan serüven, sonrasında her arabasının iç tasarımına, gücüne ve performansına yönelik modifiye ile devam ediyor.
Haftada 3 gün Muay Thai: Almanca öğretmeni eşi; Güliz Başeğmezler ile birlikte dalış yapmayı seven Başeğmezler, araba yarışları ve dalış serüvenine çocukları küçük olduğu için ara vermiş, bugün hem sağlıklı kalmak hem de stres atmak için tercihi; Milli Takım antrenörlerinden biri olan spor hocası eşliğinde haftada 3 gün birer saat yaptığı Muay Thai’den yana. İşten sonraki tüm vaktini 8 yaşındaki oğlu Deniz ve 2 yaşındaki kızı Damla ile geçirmekten büyük keyif alıyor. Oğlu Deniz, babası gibi sporcu, okul takımında yüzüyor.
Gezmeyi seven Başeğmezler, çocukları biraz büyüyünce eşi ve çocuklarıyla birlikte dünya turu yapmayı da düşünüyor. Business casual tarzda giyinmeyi tercih eden Başeğmezler, bilim kurgu, korku romanları ve kişisel gelişim kitaplarını okuyor, oğluyla birlikte kitap saatleri yapıyor. Günlük gazeteleri internetten takip eden Başeğmezler, otomotiv dergileri, jeneratör ve elektrik-elektronik pazarları ile ilgili yayınları takip ediyor, KobiEfor okuyor.