Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder; Girişimci lider
Hızlı karar alarak, hızlı aksiyona geçebilen ve girişimci liderliğin başarısına inanan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, “Bana göre girişimci lider, sahip olduğu liderlik potansiyelini, girişimcilik becerileri ile harmanlayan, takım kurmakla kalmayıp, kaptan olarak takımı ile birlikte sahada koşturan kişidir” diyor.
CEO
01.06.2016, 08:49 01.06.2016, 15:05
10199
Kendisini daha çok “girişimci bir lider” olarak gören Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, hızlı karar alarak hızlı aksiyona geçebildiğini söylüyor: “Bu da şirkette her zaman dinamik bir yapı olmasını sağlıyor. Bu, çalışma arkadaşlarıma büyük resmi görebilme yeteneği ve vizyon katıyor. Çünkü dinamik bir yapı da her zaman yenilikçi çalışmalar yapmak, sorumluluk almak ve hızlı aksiyon almak gibi özellikleri taşımanızı gerektiriyor.”
Hasan Önder, iyi bir yöneticinin, CEO’nun ve ‘girişimci lider’in öne çıkan özelliklerini şöyle vurguluyor: “Günümüzde bir lider, sadece takımını yöneten biri değil, ekip arkadaşları ile bizzat oyunun içinde yer alan biri olmalı. Elbette ekibine yön veren, mentorluk eden, vizyoner, hızlı karar ve aksiyon alan biri olmalısınız, ancak ekip arkadaşlarınızın da iş ve karar alma süreçlerine katılımını sağlamalısınız. Ben girişimci liderliğin başarısına inanan bir yöneticiyim. Bana göre girişimci lider; sahip olduğu liderlik potansiyelini, girişimcilik becerileri ile harmanlayan, takım kurmakla kalmayıp, kaptan olarak takımı ile birlikte sahada koşturan kişidir. Sadece karar alan, direktif veren ve denetleyen yönetici modelini demode buluyor ve ekibine kaptanlık yapan ve rehberlik eden girişimci bir lider olmayı tercih ediyorum. Girişimci lider; mevcut işlerin gelişmesini sağlayabileceği için mevcut işletmede yeni iş alanı oluşturabilir, yeni fikirleri hayata geçirebilir, yenilikleri destekler. Bunun için de girişimci lider, birbirini tamamlayan yetenekleri biraraya getirip doğru takımı oluşturmalı ve ortak amaç için onlarla birlikte çalışmalıdır.”
Girişimciliğe ilk adım
İşçi emeklisi bir baba ve ev hanımı bir annenin, 5 çocuğunun en küçüğü olarak 1969 yılında Diyarbakır’da doğan Hasan Önder, ilk ve orta öğretimimi Diyarbakır’da tamamlayıp ardından İzmir Maltepe Askeri Lisesi’ne gider. Sonrasında mühendis olmaya karar verir ve İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olur.Hasan Önder, iş hayatına, 1993 yılında mezun olduktan hemen sonra, bir mühendis olarak küçük bir mühendislik firmasında atılır. Önder iş hayatına attığı bu adımın onu girişimci yapan öyküsünü paylaşıyor: “Doğalgazın İstanbul’a yeni geldiği yıllar, potansiyel var, ben de koşturuyordum. Çok küçük bir firmada, neredeyse karın tokluğuna denilebilecek bir maaşla çalışıyordum ancak hem kendi potansiyelimi hem de bu sektörün potansiyelini burada görme fırsatı buldum. Öğrenciyken çok çalışkan olduğumu söyleyemem ancak bu ilk işyerimde ne kadar çalışkan olduğumu, bir işi üstlendiğimde mutlaka sonuca varmak istediğimi fark ettim. Girişimci yönümün ortaya çıkması da burada oldu. Aynı yerde çalıştığımız Hasan Usta’nın ‘Zaten her işe koşturuyorsun, sen kendi işini niye kurmuyorsun?’ diye verdiği motivasyonun da etkisiyle 1993 yılında girişimci olarak ısıtma-soğutma sektöründe yerimi aldım. Arkadaşım Cemil Bey ile birlikte Ha-Ce Mühendislik şirketini kurduk ve bu girişim; Daikin Türkiye ile yollarımızı birleştiren gelişmelerin de başlangıcı oldu.”
İlk ayları sıkıntılı geçse de Türkiye’de doğalgaz dönüşüm projelerinin başlaması ile Ha-Ce Mühendislik olarak güzel işler başardıklarını anlatan Önder, 90’ların ikinci yarısında Uzak Doğu’dan, Çin’den söz edilmeye başlandığını ifade ediyor.
Hasan Önder, 1998 yılında Singapur’a gider, amacı Uzak Doğu pazarını, Çin’i yakından tanımak. Hasan Önder, süreci şöyle özetliyor: “Aklımda bir iş fikriyle İstanbul’a döndüm. Klima işine girmek istiyordum, ancak o yıllarda bu konu Türkiye için çok yeniydi. Arkadaşlarımı ikna etmeyi başardım ve 10 arkadaş biraraya gelerek 1999 yılında Akfel Endüstriyel Pazarlama’yı kurduk. Akfel, Çin’den klima ithal eden ilk firmadır. İlk mobil klimayı biz getirdik. Zincir marketlerde ilk klimayı biz sattık. Bu çalışmaların sonucunda ortaya Airfel markası çıktı.
Airfel ile ısıtma-soğutma sektöründe hızlı bir büyüme yakalayan Akfel, 2001 yılında Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Sanko Holding ile ortaklığa gitti ve 10 yıl gibi kısa bir sürede sektörün en önemli oyuncularından biri haline geldi. Sanko’nun sağladığı finansman desteği gücümüze güç kattı. Fabrika yatırımları yaptık, ithalattan çok üretime yöneldik, yatay büyümeyle Türkiye’nin en fazla ürün gamına sahip şirketi olduk. Asıl büyümemizi ise 2010 yılında yaptık. Tüm sektör gibi Airfel de müthiş bir yıl yaşadı. 2001’de cirosu 1 milyon lira olan Airfel, 2010’da 203 milyon lira ciroya ulaştı.
Hedef; Türkiye’yi bölgenin iklimlendirme lojistik üssü yapmak
Airfel’in yakaladığı başarı uluslararası devlerin de dikkatini çekince Sanko Holding, hisselerini Japonya merkezli iklimlendirme devi Daikin’e devretme kararı aldı. Tüm bu süreci yürütürken Sanko Holding gibi ben de hisselerimi Daikin’e devrettim, şirketimiz Temmuz 2011 yılında Daikin bünyesine geçti. Daikin yönetimi CEO olarak şirkette görev almamı şart koşunca Daikin Türkiye’de CEO’luk görevini üstlendim. Hemen aynı yıl Daikin Europe Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim. Aynı zamanda CIS ülkelerinin sorumluluğu Daikin Türkiye’ye bağlandı. Biz de bütün bunların sonucunda bir yandan hızla yeniden yapılanmamızı tamamlarken diğer yandan hızla büyüdük.
Şu anda 900’e yakın çalışanımızla birlikte, 760 milyon lirayı bulan ciromuzu 1 milyar TL seviyesine çıkarma ve Daikin Türkiye’yi bölgenin üretim ve Ar-Ge üssü yapma doğrultusunda çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Daikin Türkiye olarak bir yandan istihdamı ve ihracatı ile şirketimizi büyütürken iklimlendirme sektörünün gelişimine katkıda bulunmak, diğer yandan da Türkiye’yi bölgenin iklimlendirme lojistik üssü yapmak için çalışıyoruz. Şu anda bütün planlarımız bunun üzerine kuruldu. 5’er yıllık hedefler ile hazırladığımız planlar dahilinde ekibim ve ben buna yoğunlaşmış durumdayız.”
Sektör büyüyecek
2016 yılında yaşanacak ekonomik gelişmeleri, Türkiye ekonomisinde beklenen yüzde 3.5-4’lük büyüme oranını, inşaat ve gayrimenkul sektörünün performansını, dış pazarlardaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini aktaran Önder, bu konuların özellikle kendileri gibi üretici ve yatırımcı firmaları doğrudan ilgilendirdiğini kaydediyor. Daikin gibi uzun vadeli hedef ve planlarla hareket eden firmaların sektörün gelişme ve büyüme potansiyelini değerlendirmek için çalışacağının da altını çizen Önder, bu faktörlerin sektörün 2016 büyümesini etkileyecek olsa da kentsel dönüşüm projelerinin devam etmesi, artan tüketici bilinci, yeni nesil cihazların pazara girmesi gibi faktörlerin iklimlendirme sektörüne satış olarak yansıdığına dikkat çekiyor: “Yatırımlarını ve yapılanmasını buna göre yapan iklimlendirme şirketleri 2016 yılında da büyümeye devam edecektir. Ancak yine de iklimlendirme sektörünün 2016 yılında büyük bir sıçrama yapmasını bekleyemeyiz. Türkiye’de halen ısıtma-soğutma pazarının büyüklüğü 2.7 milyar dolar seviyesinde. Sektörümüzün 2016 yılında, 2015 yılında olduğu gibi yüzde 8-10 bandında büyümesini bekliyoruz. Uzun vadede ise hedeflerimiz arasında Türkiye’yi Ar-Ge ve lojistik üssü yapmak var. Bunun için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.”
Enneagram eğitimleri veriyor
Hasan Önder’in bildiği yabancı dil; İngilizce. Uluslararası toplantılarda ortak dil İngilizce olsa da Japonca öğrenmeye de ilgi duyduğunu belirten Hasan Önder, “Çok uzun zamanlardan bu yana, kişisel gelişim sistemi Enneagram ile ilgileniyorum. İş hayatında faydalarını gördüğüm bu metodolojiyi özetlemek gerekirse kişilik tiplerini ve aralarındaki ilişkiyi anlamaya çalışan bir öğreti diyebilirim. Bu yöntemden yönetim kadroları ve özel proje ekipleri oluşturmada etkin olarak yararlanıyorum. Bunun yanısıra Enneagram konusunda eğitimler de veriyorum” diyor.
Kitap okumayı seviyor
İş dışındaki vakitlerinde özellikle kitap okumaya çalıştığını vurgulayan Önder, kişisel olarak bilim kurgu romanlarını okumaktan keyif alsa da o dönemde ilgilendiği konularla bağlantılı olarak iş yönetimi kitapları ve biyografi kitapları okumayı da seviyor. İşi ve katıldığı toplantılar gereği zaman zaman klasik takım elbiseler giymek durumunda kalsa da Önder’in kişisel kıyafet seçimi business casual ve spor kıyafetlerden yana.
Hasan Önder, iyi bir yöneticinin, CEO’nun ve ‘girişimci lider’in öne çıkan özelliklerini şöyle vurguluyor: “Günümüzde bir lider, sadece takımını yöneten biri değil, ekip arkadaşları ile bizzat oyunun içinde yer alan biri olmalı. Elbette ekibine yön veren, mentorluk eden, vizyoner, hızlı karar ve aksiyon alan biri olmalısınız, ancak ekip arkadaşlarınızın da iş ve karar alma süreçlerine katılımını sağlamalısınız. Ben girişimci liderliğin başarısına inanan bir yöneticiyim. Bana göre girişimci lider; sahip olduğu liderlik potansiyelini, girişimcilik becerileri ile harmanlayan, takım kurmakla kalmayıp, kaptan olarak takımı ile birlikte sahada koşturan kişidir. Sadece karar alan, direktif veren ve denetleyen yönetici modelini demode buluyor ve ekibine kaptanlık yapan ve rehberlik eden girişimci bir lider olmayı tercih ediyorum. Girişimci lider; mevcut işlerin gelişmesini sağlayabileceği için mevcut işletmede yeni iş alanı oluşturabilir, yeni fikirleri hayata geçirebilir, yenilikleri destekler. Bunun için de girişimci lider, birbirini tamamlayan yetenekleri biraraya getirip doğru takımı oluşturmalı ve ortak amaç için onlarla birlikte çalışmalıdır.”
Girişimciliğe ilk adım
İşçi emeklisi bir baba ve ev hanımı bir annenin, 5 çocuğunun en küçüğü olarak 1969 yılında Diyarbakır’da doğan Hasan Önder, ilk ve orta öğretimimi Diyarbakır’da tamamlayıp ardından İzmir Maltepe Askeri Lisesi’ne gider. Sonrasında mühendis olmaya karar verir ve İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olur.Hasan Önder, iş hayatına, 1993 yılında mezun olduktan hemen sonra, bir mühendis olarak küçük bir mühendislik firmasında atılır. Önder iş hayatına attığı bu adımın onu girişimci yapan öyküsünü paylaşıyor: “Doğalgazın İstanbul’a yeni geldiği yıllar, potansiyel var, ben de koşturuyordum. Çok küçük bir firmada, neredeyse karın tokluğuna denilebilecek bir maaşla çalışıyordum ancak hem kendi potansiyelimi hem de bu sektörün potansiyelini burada görme fırsatı buldum. Öğrenciyken çok çalışkan olduğumu söyleyemem ancak bu ilk işyerimde ne kadar çalışkan olduğumu, bir işi üstlendiğimde mutlaka sonuca varmak istediğimi fark ettim. Girişimci yönümün ortaya çıkması da burada oldu. Aynı yerde çalıştığımız Hasan Usta’nın ‘Zaten her işe koşturuyorsun, sen kendi işini niye kurmuyorsun?’ diye verdiği motivasyonun da etkisiyle 1993 yılında girişimci olarak ısıtma-soğutma sektöründe yerimi aldım. Arkadaşım Cemil Bey ile birlikte Ha-Ce Mühendislik şirketini kurduk ve bu girişim; Daikin Türkiye ile yollarımızı birleştiren gelişmelerin de başlangıcı oldu.”
İlk ayları sıkıntılı geçse de Türkiye’de doğalgaz dönüşüm projelerinin başlaması ile Ha-Ce Mühendislik olarak güzel işler başardıklarını anlatan Önder, 90’ların ikinci yarısında Uzak Doğu’dan, Çin’den söz edilmeye başlandığını ifade ediyor.
Hasan Önder, 1998 yılında Singapur’a gider, amacı Uzak Doğu pazarını, Çin’i yakından tanımak. Hasan Önder, süreci şöyle özetliyor: “Aklımda bir iş fikriyle İstanbul’a döndüm. Klima işine girmek istiyordum, ancak o yıllarda bu konu Türkiye için çok yeniydi. Arkadaşlarımı ikna etmeyi başardım ve 10 arkadaş biraraya gelerek 1999 yılında Akfel Endüstriyel Pazarlama’yı kurduk. Akfel, Çin’den klima ithal eden ilk firmadır. İlk mobil klimayı biz getirdik. Zincir marketlerde ilk klimayı biz sattık. Bu çalışmaların sonucunda ortaya Airfel markası çıktı.
Airfel ile ısıtma-soğutma sektöründe hızlı bir büyüme yakalayan Akfel, 2001 yılında Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Sanko Holding ile ortaklığa gitti ve 10 yıl gibi kısa bir sürede sektörün en önemli oyuncularından biri haline geldi. Sanko’nun sağladığı finansman desteği gücümüze güç kattı. Fabrika yatırımları yaptık, ithalattan çok üretime yöneldik, yatay büyümeyle Türkiye’nin en fazla ürün gamına sahip şirketi olduk. Asıl büyümemizi ise 2010 yılında yaptık. Tüm sektör gibi Airfel de müthiş bir yıl yaşadı. 2001’de cirosu 1 milyon lira olan Airfel, 2010’da 203 milyon lira ciroya ulaştı.
Hedef; Türkiye’yi bölgenin iklimlendirme lojistik üssü yapmak
Airfel’in yakaladığı başarı uluslararası devlerin de dikkatini çekince Sanko Holding, hisselerini Japonya merkezli iklimlendirme devi Daikin’e devretme kararı aldı. Tüm bu süreci yürütürken Sanko Holding gibi ben de hisselerimi Daikin’e devrettim, şirketimiz Temmuz 2011 yılında Daikin bünyesine geçti. Daikin yönetimi CEO olarak şirkette görev almamı şart koşunca Daikin Türkiye’de CEO’luk görevini üstlendim. Hemen aynı yıl Daikin Europe Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim. Aynı zamanda CIS ülkelerinin sorumluluğu Daikin Türkiye’ye bağlandı. Biz de bütün bunların sonucunda bir yandan hızla yeniden yapılanmamızı tamamlarken diğer yandan hızla büyüdük.
Şu anda 900’e yakın çalışanımızla birlikte, 760 milyon lirayı bulan ciromuzu 1 milyar TL seviyesine çıkarma ve Daikin Türkiye’yi bölgenin üretim ve Ar-Ge üssü yapma doğrultusunda çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Daikin Türkiye olarak bir yandan istihdamı ve ihracatı ile şirketimizi büyütürken iklimlendirme sektörünün gelişimine katkıda bulunmak, diğer yandan da Türkiye’yi bölgenin iklimlendirme lojistik üssü yapmak için çalışıyoruz. Şu anda bütün planlarımız bunun üzerine kuruldu. 5’er yıllık hedefler ile hazırladığımız planlar dahilinde ekibim ve ben buna yoğunlaşmış durumdayız.”
Sektör büyüyecek
2016 yılında yaşanacak ekonomik gelişmeleri, Türkiye ekonomisinde beklenen yüzde 3.5-4’lük büyüme oranını, inşaat ve gayrimenkul sektörünün performansını, dış pazarlardaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini aktaran Önder, bu konuların özellikle kendileri gibi üretici ve yatırımcı firmaları doğrudan ilgilendirdiğini kaydediyor. Daikin gibi uzun vadeli hedef ve planlarla hareket eden firmaların sektörün gelişme ve büyüme potansiyelini değerlendirmek için çalışacağının da altını çizen Önder, bu faktörlerin sektörün 2016 büyümesini etkileyecek olsa da kentsel dönüşüm projelerinin devam etmesi, artan tüketici bilinci, yeni nesil cihazların pazara girmesi gibi faktörlerin iklimlendirme sektörüne satış olarak yansıdığına dikkat çekiyor: “Yatırımlarını ve yapılanmasını buna göre yapan iklimlendirme şirketleri 2016 yılında da büyümeye devam edecektir. Ancak yine de iklimlendirme sektörünün 2016 yılında büyük bir sıçrama yapmasını bekleyemeyiz. Türkiye’de halen ısıtma-soğutma pazarının büyüklüğü 2.7 milyar dolar seviyesinde. Sektörümüzün 2016 yılında, 2015 yılında olduğu gibi yüzde 8-10 bandında büyümesini bekliyoruz. Uzun vadede ise hedeflerimiz arasında Türkiye’yi Ar-Ge ve lojistik üssü yapmak var. Bunun için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.”
Enneagram eğitimleri veriyor
Hasan Önder’in bildiği yabancı dil; İngilizce. Uluslararası toplantılarda ortak dil İngilizce olsa da Japonca öğrenmeye de ilgi duyduğunu belirten Hasan Önder, “Çok uzun zamanlardan bu yana, kişisel gelişim sistemi Enneagram ile ilgileniyorum. İş hayatında faydalarını gördüğüm bu metodolojiyi özetlemek gerekirse kişilik tiplerini ve aralarındaki ilişkiyi anlamaya çalışan bir öğreti diyebilirim. Bu yöntemden yönetim kadroları ve özel proje ekipleri oluşturmada etkin olarak yararlanıyorum. Bunun yanısıra Enneagram konusunda eğitimler de veriyorum” diyor.
Kitap okumayı seviyor
İş dışındaki vakitlerinde özellikle kitap okumaya çalıştığını vurgulayan Önder, kişisel olarak bilim kurgu romanlarını okumaktan keyif alsa da o dönemde ilgilendiği konularla bağlantılı olarak iş yönetimi kitapları ve biyografi kitapları okumayı da seviyor. İşi ve katıldığı toplantılar gereği zaman zaman klasik takım elbiseler giymek durumunda kalsa da Önder’in kişisel kıyafet seçimi business casual ve spor kıyafetlerden yana.