Natus İletişim; İletişimin 5G’sini amaç ediniyoruz
Pandemi döneminde dijitalleşmenin, iletişimin ve bu alana yatırımın önemi daha da belirginleşti. ‘İletişimin 5G’sini amaç edinen Natus İletişim Kurucu Ortakları; Nazlı Tuğrul Yüksel ve Ayşe Ekin Gündüz, markaların hızlı ve güvenli iletişime odaklanmalarını önerdi.
KobiEfor: Natus İletişim’in kuruluş öyküsünü anlatır mısınız? Pandemide ve sonrasında markalar nasıl bir iletişim stratejisi izlemeli?
Natus İletişim Kurucu Ortağı Nazlı Tuğrul Yüksel: Salgın dijital devrimin katalizörü oldu ve dünya yeni bir döneme girdi. Tüm sektörlerde ciddi paradigma değişiklikleri meydana gelirken; ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar ve beklentiler pek çok sektörü olduğu gibi iletişim sektörünü de dönüştürüyor. Biz de Natus İletişim olarak tam da hayatımızın yeniden şekillendiği bu dönemde yeniden doğduk diyebilirim.
Natus, Latince’de “doğum” anlamına geliyor. Bu yeni dönemde biz de iş ortaklarımızın itibarını desteklemek ve yükseltmek için iletişimin 5G’sini amaç edinerek yeni bir marka olarak yola çıktık. İletişimin 5G’sini güçlü, güncel, güvenilir, gelişmiş ve geleceği öngören iletişim olarak tanımlıyoruz. Bu eksende iş ortaklarımızın tüm paydaşlarıyla olan iletişimini çağın gereksinimlerine uygun bir şekilde yürütüyoruz. İklimlendirme sektöründen ofis çözümlerine, FinTech dünyasından girişimcilik ekosistemine pek çok farklı sektörde 15 iş ortağımızla omuz omuza çalışıyoruz.
23 yılı aşkın iletişim ajansı kariyerim boyunca medya ilişkilerinden marka ilişkilerine, CEO iletişiminde KSS yönetimi ve paydaş iletişimine kadar markaların ve kişilerin ihtiyaç duyabileceği pek çok farklı alanda iletişim yolculuklarına eşlik ettim. Bugüne kadar 150’yi aşkın değerli markayla birlikte çalışma fırsatı buldum. Şimdi ise Natus İletişim olarak markalarımızın iletişim yolculuklarına; tecrübe, yenilikçi vizyon ve proaktif yapımızla eşlik ediyoruz.
Natus İletişim’i Aralık 2020’de kurduk. Yaş olarak genç, tecrübe olarak orta yaşlı bir ajans olarak şu an 5 kişilik bir ekibiz. Hedeflerimizde önceliğimiz, iş ortaklarımızın iletişim ihtiyaçlarını analiz ederek en doğru ve en akılcı çözümü üreterek onların iş planlarını desteklemek. Tabii tüm bunları keyifle yapmak, uyumlu, mutlu ve öğrenmeye açık ekip ruhumuzu korumak…
Natus İletişim Kurucu Ortağı Ayşe Ekin Gündüz: Günümüzde medya iklimi ve insanların bilgiye erişimi hızla değişiyor. Şirketlerin de bu çift yönlü değişime aynı hızda adapte olması zorunlu hale geliyor. Artık markalar, sürdürülebilir büyüme için sürekli kitlelerle etkileşim halinde olmalı. Bunun için dijital dünyada ayak izlerinin artması çok önemli. Natus İletişim olarak bizler hibrit medya düzeninde, tüm kanalları aktif kullanarak şirketlerin hikayesinin, kurumsal değerlerinin, marka vaatlerinin hedef kitleleri tarafından derinlemesine anlaşılmasını sağlıyoruz. İş ortaklarımıza, marka iletişiminden lider iletişimine, iç iletişimden paydaş iletişimine, içerik üretiminden kriz yönetimine, KSS yönetiminden etkinlik yönetimine kadar geniş bir yelpazede 360 derece danışmanlık hizmeti sunuyoruz, fikir ve çözümler üretiyoruz.
Kariyer yolculuğum; ulusal bir gazetede muhabir olarak başladı, aynı gazetede editör olarak devam ederken; Türkiye’nin en büyük finans haber sitelerinden birine genel yayın yönetmeni olarak transfer oldum. Yaklaşık 7 yıl süren gazetecilik serüvenimin ardından masanın diğer tarafını da merak edince aktif gazetecilik hayatımı sonlandırıp iletişim danışmanlığını tercih ettim. 4 yıl boyunca sektöründe öncü global ve yerel çok sayıda markanın yanı sıra Türkiye’nin önemli STK’larının medya ilişkileri direktörü ve marka direktörü olarak görev aldım. Ayrıca yeni girişimlere hizmet verdiğimiz bir kurumiçi girişime de imza atarak, Türkiye’nin çok değerli startup’larıyla çalıştım. 2020’nin son aylarında yaklaşık 3 yıl boyunca pek çok müşteride yan yana/omuz omuza çalıştığım Nazlı ile Natus’u kurduk.
KobiEfor: Ajansınızın hedeflerini Pandemi süreci ve sonrasına göre nasıl revize ettiniz?
Nazlı Tuğrul Yüksel: 2020’nin Aralık ayında kurulan bir şirket olarak, ilk beş ayımızı geride bırakırken iş ortağı sayımızı 15’e taşıdık. Yılın ikinci yarısında hem müşteri hem de çalışan sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Rakamsal hedefler elbette önemli ancak bizim asıl odağımız, işimizi olması gerektiği biçimde yani en iyi şekilde yapmak. Başarının anahtarının bu olduğuna inanıyoruz. Salgın herkesin hayatını çok hızlı bir şekilde dijital hale getirdi, bu değişimin en çok değiştirdiği alan ise iletişim oldu. Etkili iletişim kurma becerisi hiç bu kadar kritik olmamıştı. Örneğin; iletişim sıklığı, kullandığınız yollar, hangi paydaşla hangi tonda ve hangi araçlarla iletişim kurmaya karar vermek çok önemli. Bunlara ek olarak bunu sürekli hale getirmek, değişen koşullara göre yenilemek ve tabii bunu da mümkün olduğunca hızlı yapmak.
KobiEfor: Siz, markayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Ayşe Ekin Gündüz: Tek cümleyle bizim için markanın tanımı; sunulan ürün ve hizmetin iş ortaklarımızın müşterileri için bir anlamı ve müşterilerinin hayatında bir karşılığı olması yani bir değer vaadi sunmasıdır.
KobiEfor: Bir kampanyanın başarısında nelere dikkat edilmeli?
Nazlı Tuğrul Yüksel: Satış, tek başarı kriteri değil. Marka ürün ve hizmetlerindeki güçlü yönleri üzerinden tüketicisine bir değer vaadi sunar. Bu bir sözdür ve aynı zamanda sorumluluktur. Bu değer vaadini müşterisine iyi anlatan kampanyalar başarılı olur. Bu başarıda iki kritik unsur karşımıza çıkıyor. Büyük ya da küçük fark etmeksizin tüm kampanyalarda tüketiciyle kurulan iletişimin samimiyeti ve markanın sunduğu değer vaadiyle uyumlu bir mesaj içermesi.
Tüketici artık samimi, etik duruş sergileyen ve aynı zamanda da içinden geçtiğimiz yoğun belirsizliklerin olduğu bu süreçte kendilerine güven veren markaları tercih ediyor. Salgın öncesinde de başlayan ve salgınla birlikte daha da güçlenen ‘sorumlu tüketim anlayışı’ ve ‘sorumlu marka’ daha hızlı bir şekilde tüketici tercihlerini dönüştürmeye başladı. Salgın sürecinde kişilerin, kurumların ve markaların çevre başta olmak üzere tüm paydaşlarla iletişimi ve etkileşimi daha çok sorgulanmaya başladı. Marka hikayesi markanın davranışıyla uyumlu, tüketiciyle bağ kuran markalar, bugün daha önemli hale geldi. Salgınla tüketici davranışları ve beklentilerinin ciddi düzeyde değişikliğe uğramasıyla birlikte fayda ve hizmet odaklı iletişim ön plana çıktı.
Öte yandan her şeyden daha önemli olan; ‘sağlığımız.’ Çalışan ve paydaş sağlığı, en öncelikli durum. Marka iletişiminden önce markaya birinci derece bağlı olan tüm iç ve dış paydaşlara yönelik önce sağlık iletişimi yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Tüketicinin uzun süre evinde kaldığı bir süreç yaşanıyor. Markalar, tüketicilerinin ihtiyaçlarını oturduğu yerden hızlı, güvenli şekilde sağlayabileceğinin iletişimine odaklanmalı. İçeriklerin çeşitlenmesi ve çok kanallı iletişim kaçınılmaz oldu. Özetle; bu zorlu dönemde markaların, koşulsuz olarak tüketicinin ve tüm paydaşlarının yanında olmaları, bunu samimi bir şekilde hissettirmeleri önemli. Bu dönemde maliyet odaklı düşünmeden müşteri lehine alınacak kararların gelecekte mutlaka faydası daha net görülecektir.
KobiEfor: KOBİ’ler ve markalar, hangi kriterlere göre ajanslarını seçmeli?
Ayşe Ekin Gündüz: Öncelikle ajans ve müşteri kimyasının uyuşması ve karşılıklı güven çok önemli. İletişim ajansı markanın tüm süreçlerinin içinde yaşıyor. Dolayısıyla karşılıklı güven ilişkisi ve şeffaflık, kimya uyumu kadar önemli. Ajansın referansları, markalarla ve markayı temsil edeceği diğer tüm paydaşlarla ilişkileri, imza attığı işleri, markayla ilgilenecek ekibi de dikkat edilmesi gereken diğer unsurlar. Günümüzde medya ikliminin ve insanların bilgiye erişiminin hızlı değişimine ayak uydurabilecek, hibrit medya düzenini anlayan, bu yeni düzende tüm iletişim kanallarını aktif kullanabilecek bir ajans seçilmeli. Marka da bu yeni düzene hızla adapte olabilmeli.
İçinden geçtiğimiz süreçte en zorlayıcı konu; müşteri, ajans seçimlerinin online görüşmelerle yapılmak durumunda olması. Müşteri ve ajans arasındaki kimyanın tutup tutmayacağını online toplantılarla anlamaya çalışmak hepimizi zorluyor. Şirketler, ajans seçerken vizyoner bakış açısına mutlak dikkat etmeli. Proaktif, yenilikçi ve ortak akla önem veren, tüm ekibin kendisini hizmet verdiği şirketin bir üyesi gibi yani aileden gibi gören ajanslarla çalışmalarının büyük faydasını göreceklerdir.