Durmayan yenilikleri pazarlama peşinde koşan ajans; Moni “Deneyim çok şeydir”
Hiç durmayan yeniliklerin, gelişmelerin, ürün ve hizmetlerin pazarlamasını yapan Moni, bireysel ve kurumsal firmalara bütünleşik pazarlama ve marka iletişimi konusunda yaratıcı çözümler sunuyor.
Marka ve markalaşma stratejilerini “her yerde iletişim” anlayışıyla destekleyip biçimlendiren Moni, 360 derece pazarlama iletişimi anlayışıyla iş ortaklarının tüm iletişim ihtiyaçlarını, tek çatı altında planlıyor, tasarlıyor ve hayata geçiriyor.
Moni İletişim Kurucu Ortağı Soner Erdoğan, standart çözümler yerine kurumun veya markanın ihtiyaçlarına uygun projeler ürettiklerini söylüyor. Erdoğan, müşterilerinin bütün kreatif, prodüksiyon, medya planlama ve satın alma, dijital çalışmalar ve etkinlik ihtiyaçlarına çözüm sunduklarını dile getiriyor: “Kurumsal kimliğin yaratımından başlayarak, stratejiye uygun planlamayı, o planlamaya uygun prodüksiyonları, prodüksiyonlara uygun medya planlama ve satın almayı, etkinlikleri ve dijital çalışmaları yapıyoruz. ”
Erdoğan, “Biz 24 yıllık bir iletişim ajansıyız, sayısız kriz atlattık ve yönettik, kendi krizlerimizi de yönettik. Ve çok deneyim kazandık, biz deneyimliyiz. Diğer taraftan genç bir ruhumuz var ve genç çalışanlarımız var. Firmalara ihtiyaç duydukları noktalarda destek verebilecek birbirinden bağımsız ekiplerimiz var, iletişimle ilgili ihtiyaçlarının çok büyük kısmını tek bir çatı altında, mümkün olan en yüksek kalitede alabilirler” diyor.
İletişimin, şirket, hizmetler ve ürünler yaşadığı sürece marka oluşumuna destek veren bir süreç olduğunun altını çizen Erdoğan’a göre; bir kampanyanın başarısı hedefine ulaşması: “Başarı, markanın veya kurumun, ürünün, hizmetlerin duyurulması ve hedef kitlede yarattığı güvendir. Reklam satışa yönlendirir. Kampanyanın sonuçlarını iyi değerlendirmek gerekiyor. Herşey satış değildir, güven olmadan pozitif imaj olmuyor, pozitif imaj olmadan da marka olmuyor. Müşteriyle doğru iletişim kuramazsanız, saygıyı ve güveni en başta oturtamazsanız, sonrası gelmiyor, enerji ve zaman kaybı oluyor.”
Erdoğan, başarılı kampanya için farklı mecra kullanımının önemine de değiniyor: “Televizyon da dijital de çok önemli, ancak tek başına olmaz. Mecralarda yayınladığınız iletişim mesajlarına maruz kalan insanları kesişen noktalarda yakalarsanız algıyı katlıyorsunuz. Farkındalık artıyor, bir süre sonra da ihtiyaç hissetmeye başlıyor. O yüzden frekans, süreklilik ve çeşitlilik önemli.”
“Marka, aşktır, amaçtır, hedeftir”: “Ben kendi işimi çok iyi biliyorum karşı tarafında kendi işini çok iyi bildiğini varsayıyorum” düşüncesiyle çalıştıklarını ifade eden Soner Erdoğan’ın marka tanımı şöyle: “Marka amaçtır. Bazı insanlar almayı amaçlar, hedef gibi görür, onunla kendini iyi hisseder. Marka, aşktır, amaçtır, hedeftir.”
Erdoğan, marka olmak için en büyük ihtiyacın ne olduğunu insanların gözden kaçırdığına dikkat çekiyor: “Marka olmak bir süreç gerektiriyor. Bence satın alınamayan tek gerçek var o da zaman. Marka olmak için zamana, bu zaman dilimi içinde kesintisiz sürekli iletişime, kaliteye, vaat edilenlerin tamamının ve hatta fazlasının yerine getirilmesine ihtiyaç var. Bunlar tamamlanınca marka olunuyor. Artık global bir ortamda yaşıyoruz, sınır kalmadı, markanın globale satış yapması gerekiyor.” Erdoğan’a göre Vestel, Beko ve Mavi Jeans, Ülker birer marka.
Çalıştıkları firmayla uzun soluklu güvene dayalı bir çalışmayı tercih eden Moni İletişim’in bir firmayla çalışma ölçütü; karşı tarafın açık fikirli olması ve onları partner olarak görmesi.
İletişimi kesmeyin
Erdoğan, değerli gördüğü TazeDirekt girişiminin sorunlar yaşadığından ve iki yıl gibi kısa sürede organizasyonel sorunlar ve ekonomik krizlerin de etkisiyle kapanma noktasına geldiğinden sözediyor. Gelişme sonrası ilginç paylaşımlar okuduğunu belirten Soner Erdoğan, yaşanan gelişmelerin pazarlama iletişimi açısından başarısızlık örneği olarak gündemde bu ölçekte yeralmasının önemli olduğunu vurguluyor:
“Her büyüklükten girişimlerin işbirliğine girdikleri iletişimcileri, tedarikçileri kadar önemlidir. Stratejilerin oluşturulması ve kullanılan ortak dil bütünleşik pazarlama iletişiminin disiplini olarak görülmelidir. Disiplinsiz atılan adımlar, doğru harcanmayan, kesilen bütçeler sonuçları etkiler. Unutmayalım biz ne anlatırsak anlatalım, hedef kişinin ne anladığı önemlidir! Ekonomik krizler sırasında kendimizi, ürünümüzü, hizmetimizi doğru anlatabilmek, hedef kitleye her noktadan ulaşmak için iletişimi arttırmak yerine kesmek bir çeşit intihardır. Sorununuzu çözmez, büyütür. Ülkemizde koşullar ne kadar zor olsa da girişimlerin artması, başarıyla yollarına devam etmelerinin yolu bütünleşik pazarlama iletişimleri için stratejilerini oluşturacak, aksiyonu planlayıp, hayata geçirecek deneyimli çözüm ortakları gerektirir. Krizler döneminde 3 Türkiye devinin ortaya çıkışında katkısı bulunan bir iletişimci olarak hep söylediğim gibi ‘deneyim çok şeydir.’ Tecrübem diyor ki kafanızı kabuğunuzdan çıkarın ve yol alın, pazarlama iletişiminizi bize bırakın.”
Moni; marketing ofnonstop innovation
Soner Erdoğan, Moni İletişim’in adının öyküsünü paylaşıyor: “İnsanların ihtiyaçları sürekli değişiyor. O ihtiyaçlar karşılandıkça yenilikler geliyor, ürettikçe bunların pazarlanması gerekiyor. Biz de o zaman dedik ki durmayan yeniliklerin pazarlaması olsun ajansın adı. İngilizcesi; marketing of nonstop innovation, bu sözcüklerin kısaltması: Moni.”
1992’de 3-4 müşteri ile yola çıkan Moni İletişim, müşterilerinin kreatif, fotoğraf, film, prodüksiyon ihtiyaçlarıyla büyümeye başlar. Erdoğan, 1995’te Türkiye’nin ilk animasyonlarından birisine, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri’nde yayınlanan bir reklam filmine imza attıklarını anlatıyor: “O dönem yurtdışına ciddi bir üretim yapmaya başladık. Bu gelişme Moni’nin prodüksiyon alanında uzmanlaşmasını sağladı. İlk web sitemizi 1998’de yaptık. O dönem çok uluslu bir networkün Türkiye’deki ajansıyla çalışan Alcatel firmasını müşteri olarak yalnızca mail adresimizin bulunması nedeniyle kazandık, o ajansın yoktu. Bu da ilginç bir durumdu."