‘KOBİ Zirvesi’nin Ardından...
Yeni normalde geleceği şekillendirmek istiyorsak dijital dönüşüm teknolojilerini kullanmaktan daha çok dijital dönüşüm teknolojilerini geliştirmeye, üretmeye ve ihraç etmeye yönelik politika ve stratejileri hayata geçirmeliyiz. Dijital Türkiye yolculuğunda öngördüğümüz dijital Dönüşümlerin milli ve yerli teknolojiler ile gerçekleştirilmesi temel koşul olarak görülmeli.
TOSYÖV tarafından, KOSGEB, TOBB ve TİM işbirliğiyle, DenizBank ana sponsorluğunda, KobiEfor Dergisi, Makine İhracatçıları Birliği ve LOGO Yazılım çözüm ortaklığında, “Pandemi Süreci ve İhracat” ana temasıyla, 8-9 Aralık 2020 tarihlerinde düzenlenen XVI. KOBİ Zirvesi, bu yıl pandemi nedeniyle dijital platformda gerçekleştirildi.
Zirve’de alanlarında en yetkin kişilerin oturum yöneticileri ve uzman konuşmacılar olarak yer aldığı; ‘KOBİ’lere Sağlanan İhracat Destekleri’, ‘Makine İmalat Sektörü’, ‘Ambalaj ve Plastik Sektörü’, ‘Bilişim ve Hizmet Sektörü’, ‘Gıda Sektörü’, ‘Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü’, ‘Kimya Sektörü’ başlıklı oturumlarda sorunlar ve çözüm önerileri izleyicilerle paylaşıldı.
Bu yıl ilk kez, ‘Gıda-Tarım’, ‘Ambalaj ve Plastik’, ‘Kimya’ sektörlerinde, alanlarında sektör öncüleri ve uzmanların üretim ve ihracatta yaşanılan sorunları ve çözüm önerilerini tüm boyutlarıyla ele almaları, Zirve’ye çeşitlilik, bir başka ifade ile zenginlik kattı.
TOSYÖV Başkanı Nezih Kuleyin’den edindiğim bilgiye göre; Zirve’yi 3250 kişi izlemiş olması, Zirve’nin gerek zamanlamasında gerekse konu ve konuşmacıların seçiminde isabet edildiğinin bir göstergesi olarak görülmeli.
Zirve’de ele alınan konulardaki görüş ve önerilerin, KOBİ’lerimize ve girişimcilere yönelik politika ve strateji belirleyicilerin, bu alanda çalışma yapan akademisyenlerimizin yararlanacağı bir yol haritası olarak değerlendirilmeli.
Pandemi öncesi dünya ve ülkemiz ekonomisinde yaşanmakta olan daralma, Pandemi etkisi ile giderek sorunların ağırlaşmasına neden olmuştur.
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde ekonomimizi yöneten ve yönlendirenlerce ülkemiz ekonomisinin dinamiklerinden KOBİ’lerin, pandemi etkilerini hasarsız atlatabilmek için bir dizi teşvik ve destekleri uygulamaya koydular.
Vergilerin ve kredi borçlarının ertelenmesi, kısa çalışma ödenekleri gibi kararlar hedef kitle tarafından olumlu karşılanmakla birlikte üretimde ve ihracatta yaşanılmakta olan sorunlar bu kesimce maalesef tam anlamıyla aşılamadığı görüşündeler..
Örneğin; Avrupa ülkelerinin büyükçe bölümünde halen kısıtlamaların sürmesi, müşteri ve pazar ilişkilerinde sıkıntıların sürdüğünün bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Ülkemiz ekonomisinde, katmadeğerli üretim ve bu bağlamda yapılacak “İhracat” bu sorunlardan çıkışımızda temel ilkemiz olmalıdır.
Zirve’nin “Pandemi Süreci ve İhracat” ana temasında ve oturumlarda seçilen konuların seçilmesi bu bağlamda doğru seçimdir.
Zirve’de dile getirilen görüş önerileri de dikkate alarak kişisel önerilerimi de katarak önümüzdeki süreçte yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
Ar-Ge ve inovasyona dayalı katmadeğerli üretim ve ihracatın önündeki engelleri aşmak için orta ve uzun vadeli, ülke ekonomisinin yüzde 99.8’ini oluşturan KOBİ’ler merkezli yeni bir stratejik plan oluşturulmalı.
İhracat yapan KOBİ sayımızı arttırabilmek için özellikle finansmana erişim sorununu, işletme ya da ihracat amacıyla alınan kredilerin oluşturduğu borç yükünden de çıkışı olacak uzun soluklu, sıfır faizli bir ödeme stratejili destekler ile Eximbank desteklerini zenginleştirerek ihracatta finansman desteğini mutlaka arttırmamız gerektiğini anımsatmak isterim.
Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması revize edilmeli, Birleşik Krallık ile serbest ticaret anlaşması yapılmalı.
Kaliteli ve nitelikli altyapıya sahip dijital bir zemin ve platformun ekosistemi oluşturulmalı. Dijital dönüşüm, sadece firmaların imalat süreçlerinin dijitalleşmesi ya da ürün veya sistemlerin akıllanması olarak değil, sektörel dijital iş modellerinin kurgulanmasını da içermek durumunda.
Örneğin; Pandemi sürecinde dijital teknoloji ve uygulamaların kullanımı ile krizlerin nasıl fırsatlara dönüştürülebileceği açıkça görülmüştür.
Yeni normalde geleceği şekillendirmek istiyorsak dijital dönüşüm teknolojilerini kullanmaktan daha çok dijital dönüşüm teknolojilerini geliştirmeye, üretmeye ve ihraç etmeye yönelik politika ve stratejileri hayata geçirmeliyiz.
Dijital Türkiye yolculuğunda öngördüğümüz dijital dönüşümlerin milli ve yerli teknolojiler ile gerçekleştirilmesi temel koşul olarak görülmeli. Uzun yıllar bu konularda emek verenlerden biri olarak 2021 yılında dünyada ve ülkemizde aşının en geniş bir biçimde uygulanması ile birlikte insanlarımızda oluşacak yeni moral değerlerin ekonomiye de yansıyacağına, bu bağlamda yeni strateji ve kararların alınmasıyla sorunların aşılacağına inanıyorum.
Yeni yılın tüm insanlığa, yurttaşlarımıza, iş dünyamıza önce sağlık diyerek, mutluluk, huzur ve başarı getirmesini diliyorum.