Hayata Pozitif Bakmak
Pozitif düşünmenin motive edici, cesaret veren ve zihni belli bir alana yoğunlaştıran bir etkisi vardır. Kafanızdaki düşüncenin gerçeklikten uzak olmasının hiçbir önemi yoktur. Önemli olan şey, kişinin kafasındaki düşünceye olan inancıdır. Kişi, o düşünceyi doğal bir gerçeklik olarak görmelidir.
Bu ay ki yazımda sizlere pozitif düşünce ve pozitif bakış açısının hayatımıza olan etkilerinden bahsetmek istiyorum. Geçirmiş olduğumuz pandemi süreci hepimizi değişik şekilde etkilemiş olup birçok şeyi sorgulamamıza ve kendimiz için radikal kararlar almamıza sebep olmuştur. Kurumlarda çalışan bir birey olarak ve ayrıca insan kaynaklarını yönetmek adına hayata pozitif bakmak bizlere birçok kazanımlar sağlayacaktır.
Bizler insan olarak ‘Alışkanlık’ adı altında kendimizin bile farkında olmadığı ve tamamen ezbere yaptığımız şeylere sahibiz. Bu şeyler ne kadar çok olursa hayatımızda bunlara teslim oluruz ve bir de bakmışız ki bilmeden ve farkında olmadan yaptığımız tüm alışkanlıklar bizim karakterimiz olmuş, kişiliğimizi oluşturmuşlardır. İşte bunların farkında mıyız, ne kadarına bilerek izin veriyoruz ya da ne kadarı bizim kontrolümüzde gerçekleşiyor? İşte tüm bu soruların cevabı bizim kendimizde, kendimiz olmamız için göstereceğimiz çaba ile direkt orantılı olacaktır. Siz ne kadar kendinizde kendiniz olursanız; otomatikten çıkar ve ezberlerinize göre değil farkındalığınızca hareket eden ve yol alan olursunuz. İşte hayata pozitif bakmak bu farkındalıklardan ve bizim için en önemli olan kavramlardan bir tanesidir.
Pozitif düşünmek, eğer düzgün bir şekilde yapılırsa; bizleri ruh hali değişimlerine karşı korur ve depresyondan uzak tutar. Depresyonun birçok nedeni vardır. Düşük özgüven, değersizlik veya yetersizlik hissi depresyonun başlıca nedenleri arasında gösterilir. Pozitif düşünerek düşünce sistemimizi değiştirmemiz mümkündür. Bu şekilde kendi iyiliğimiz için bir şey yapmış olur ve kendimize zarar vermeyi önlemiş oluruz.
Düşünmek, kişinin gerçeği algılamasına yardımcı olur. Olumlu düşünmeye ve alışkanlıkları değiştirmeye başlayarak hayatı önemli ölçüde değişen binlerce insan bulunmaktadır. Ancak bu metot herkeste aynı şekilde işlememektedir. Peki o zaman neden bir kişi bu yöntemi kullanarak hayatını daha güzel hale getirirken bir başka kimse bunu tam anlamıyla başaramıyor?
Pozitif düşünmenin motive edici, cesaret veren ve zihni belli bir alana yoğunlaştıran bir etkisi vardır. Kafanızdaki düşüncenin gerçeklikten uzak olmasının hiçbir önemi yoktur. Önemli olan şey, kişinin kafasındaki düşünceye olan inancıdır. Kişi, o düşünceyi doğal bir gerçeklik olarak görmelidir. Zihniniz neyin gerçek veya neyin fantezi olduğunu bilemez. Bu yüzden film izlerken bazen ağlarız veya güleriz; sanki gerçek olaylarmış gibi bu filmlerden etkileniriz. Beynimiz, çoğu zaman o filmdeki karakterle kendini özdeşleştirir ve filmdeki olaylara gerçek tepkiler vermeye başlar.
‘Olumlama’; düşündüğümüz ya da söylediğimiz herhangi bir şey olabilir. Düşündüğümüz ve söylediğimiz çoğu şey genelde negatiftir ve üzerimizde iyi bir etki bırakmaz. Düşünce sistemimizi değiştirip daha olumlu cümleler kurmaya başladığımızda hayatımızın da olumlu değiştiğini görürüz. Yüzümüz güler, yüz ifademiz karşı tarafa da geçer. Aslında farkında olmadan çevremizi de olumlu etkileriz.
Hepimiz küçükken Polyanna’yı seyretmişizdir. Zaman zaman da imrenmişizdir. Hayat acı tatlı her yönüyle yaşamaya değer ve keyfini ne kadar daha çıkarabileceğimizi maalesef bilmiyoruz. O zaman hadi bugünden başlayalım, değişime ‘evet’ diyelim.
Herkese pozitif, sağlıklı, neşeli, bol kahkahalı günler diliyorum. Hayatımızı kendi kontrolümüze alarak alışkanlıklarımızı değiştirenlerden olalım.