Türkiye, iklimlendirmede Avrupa’nın üssü olacak
Türkiye iklimlendirme sektörünün 2023 hedefi; global pazar payını 2 katı artırmak. Sektörün 2019 yılı ihracat hedefi; 5.5 milyar dolar.
Global iklimlendirme sektöründe; ısıtma, soğutma, klima ve tesisat ekipmanları dahil pazar büyüklüğü 2018 yılı itibarıyla 181 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2023 yılında pazar büyüklüğünün 251 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye iklimlendirme sektörü, global pazardan yaklaşık yüzde 2.5 pay alıyor.
Türkiye iklimlendirme sektörü; 2023 yılında global pazar payını iki katına çıkarmayı hedefliyor. İklimlendirme sektöründe uluslararası markaların da üretime başlamasıyla Türkiye, Avrupa’nın üretim üssü olmaya odaklandı.
İklimlendirme sektörünün ihracat ağırlığı; Avrupa Birliği ülkeleri. Türkiye’nin HVAC sistemlerinde en çok ihracat yaptığı ülkelerin başında 520 milyon dolarla Almanya geliyor. İngiltere (310 milyon dolar), İtalya (254 milyon dolar), Romanya (194 milyon dolar), Fransa (176 milyon dolar) gibi Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ise ilk sıralarda yer alıyor. AB ülkeleri dışında 150 milyon dolar ile Irak, 104 milyon dolar ile Özbekistan, 99 milyon dolar ile Azerbaycan da en çok ihracat yapılan ülkeler.
Ekonomide yaşanan dalgalanma, her sektörü olduğu gibi iklimlendirme sektörünü de etkiliyor. Isıtma, havalandırma, soğutma ve yalıtım ürünlerini kapsayan geniş bir ürün yelpazesine sahip sektör, 2018’in Ağustos ayından sonra yaklaşık yüzde 10 küçüldü. Ancak iklimlendirme sektörünün ihracattaki yükseliş trendi devam ediyor. 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 15 artışla 4.5 milyar dolar ihracat rakamına ulaşan sektör, tüm zamanların en yüksek ihracatını gerçekleştirdi. Buna karşın ithalatta kayda değer bir düşüş yaşandı. Sektör, ısıtma/soğutma sistem ve elemanları alanlarında dış ticaret fazlası verdi. 2019’un ilk 5 aylık verilerine göre sektör büyümeye devam ediyor. Türkiye iklimlendirme sektörü, 2019’da, 5.5 milyar dolar ihracat hedefliyor.
Birim fiyatı, genel ihracat birim fiyatından üç kat fazla
İklimlendirme sektör ihracatında son 5 yılda yüzde 7’lik bir artış oldu. İklimlendirme sektörünün kg başına ihracat birim fiyatı 4.5 dolar iken Türkiye’nin kg başına ortalama ihracat birim fiyatı 1.3 dolar. Birim fiyatı, Türkiye genel ihracatındaki birim fiyatından üç kat daha fazla olan sektör, orta vadede kg başına birim fiyatını 5.5 dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyor. Uzmanlar, birim fiyatının artışını sürekli kılmak için katmadeğeri yüksek ürün üretimine devam edilmesi ve Ar-Ge yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Yeni teknolojiler, çevre bilinci ile yenilenebilir enerjiler, hibrid sistemler ve düşük enerji tüketimli sistemlere doğru evrilen bir gelişme çizgisiyle sektörde; tüketiciye, çevreye ve topluma duyarlı, yenilikçi, markası güçlü firmaların pazarda söz sahibi olacağı öngörülüyor.
Dünya soğutma pazarı, yıllık ortalama yüzde 6.5 oranı ile büyüyor
Türkiye, dünya soğutma sektörünün aktif oyuncularından biri haline geliyor. SOSİAD (Soğutma Sanayii İş Adamları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş, soğutma endüstrisinin hız kesmeden büyümeye devam ettiğine dikkat çekiyor ve şu bilgileri veriyor: “Uluslararası bir araştırma şirketinin (VynZ Research) istatistik verilerine göre küresel endüstriyel soğutma pazarının 2024’te, yüzde 6.6’lık bileşik yıllık büyüme oranı ile 41.5 milyar USD hacmine yükselmesi bekleniyor.
Aynı araştırma şirketi, ticari soğutma ekipmanları pazarının ise 2019-2024 periyodunda yüzde 6.4’lük bileşik yıllık büyüme oranı ile 64 milyar USD hacmine çıkmasını öngörüyor. 2019-2024 periyodunda küresel soğutma kompresörü pazarının, büyüklüğünü iki katına çıkarması bekleniyor. Dünya soğutma sektörüne küresel ısınma ile mücadele, enerji ve çevre dostu soğutma konuları yön veriyor.
Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler gibi çok uluslu toplulukların gündeminin ilk sırasında iklim değişikliğine ‘dur’ demek var. İklim bilimciler, sıcaklık artışını 1.5 derece ile sınırlandırmanın; ancak karbon salımlarının 2030 itibarıyla yarıya indirmek ve 2050 itibarıyla da ‘net sıfır’ noktasına getirmekle mümkün olabileceğini söylüyor.
Atmosferdeki CO2 oranı son üç milyon yılın en üst seviyesine ulaştı. Küresel ısınmanın hızını kesemezsek 2035’te geri dönülemez noktaya ulaşmış olacağız. Küresel ısınmaya yol açan bazı soğutucu akışkanları kullanan sektörümüzde de çevreci soğutucu akışkanlara geçişi teşvik eden ve yeni nesil akışkanlarla güvenli çalışma koşulları hakkında bilgilendirici çok önemli etkinlikler ve projeler gerçekleştiriliyor. SOSİAD da bu amaca yönelik iki uluslararası projenin partneri olarak yoğun bir çalışma içinde.”
SOSİAD’dan küresel ısınmayla mücadelede iki önemli uluslararası proje
Turgay Karakuş, SOSİAD’ın AERA’ya (Air Conditioning and Refrigeration European Association) üye olmasıyla başlayan süreçte Real Alternatives 4 LIFE Projesi’nin sosyal partneri olduklarını açıklıyor. Projenin amacı; uluslararası yönetmelik ve standartların öngördüğü bazı kısıtlamalar nedeniyle yaygınlaşmaya başlayan alternatif ve doğal soğutucu akışkanlar konusunda servis verecek olan teknik elemanların, yeterli bilgiyle donatılarak yetkin hale getirilmesi, bunun için öncelikle eğitimcilerin eğitimini sonrasında bu eğitimcilerin de sahada çalışacak olan kişileri eğitmesini sağlamak. Projeyle tüm Avrupa çapında 228 bin kişiye bu konuda eğitim verilmesi planlanıyor.
Turgay Karakuş, kısaca Demonstrasyon Projesi olarak adlandırdıkları diğer uluslararası projelerinin ise; Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı’nın (UNIDO) “Türkiye Cumhuriyeti’nde Düşük Küresel Isınma Potansiyeline (GWP) Sahip Soğutkanların Teşviği Edilmesi için Tanıtım ve Pilot Faaliyetler Projesi” olduğunu söylüyor. Proje, küresel ısınmayla mücadelede çevre dostu soğutmanın önemine dikkat çekerek farkındalık sağlama hedefine yönelik bir çalışma.
“Soğutma komponentlerinde markalaşmaya ihtiyacımız var"
Turgay Karakuş, sektöre ilişkin sorunları ve çözüm önerilerini ise şöyle özetliyor: “Kur baskısı nedeniyle sektör temsilcileri ciddi sıkıntı yaşıyor. Yurtdışından ürünleri dövizle alan birçok üyemiz kur kumpasına sıkışıyor. Yedek parçalarımızın birçoğunu yurtdışından özellikle Avrupa’dan ve Çin’den ithal ediyoruz. Sektörde servis, montaj hizmeti verenler, inşaat müteahhitleri dahi kurlardan etkileniyor. Kurdaki belirsizlik ve ani dalgalanmalar sektöre yapılacak yeni yatırımları da etkiliyor. En büyük sıkıntımız; istikrar.
Bir diğer sıkıntımızı; bankacılık sektörü ile yaşıyoruz. Birçok sanayici, ciddi faiz yükleriyle firmaların üzerine giden bankalar yüzünden yok olup gidebiliyor ve olası yeni yatırımlar da engellenebiliyor. Bankaların sadece kendilerini güvenceye almaları adına diledikleri zaman kredilerini geri çağırmaları ile ilgili sanayiciyi koruyan bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin üretimini artırmaya ihtiyacı var ve bu; soğutma komponentlerine üretim yatırımı yapılmasını gerektiriyor. Bu noktada da ‘markalaşma’ büyük önem taşıyor.”