Türkiye Dijital Dönüşüm Ekosistemi’nin gücü
Ülkemizde güçlü altyapıların varlığı ve bu altyapılar üzerinden verilen hizmetlerin vatandaşlar tarafından erişilebilir olmasıyla birlikte pek çok alanda dijital dönüşüm yaşanıyor. Robotik alanında genç ve dinamik nüfusumuzla güçlü bir potansiyelimiz bulunuyor.
Ömer Abdullah Karagözoğlu
BTK (Bilgi Teknolojileri Kurumu) Kurul Başkanı
Dijital dönüşüm, artık bir tercih ya da seçim değil, tamamen zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Pandemiyle birlikte inanılmaz bir yükseliş gösteren teknoloji ve dijitalleşme, gelecekte de en çok kullanacağımız ve konuşacağımız konular arasında yer alacak. 2021 itibarıyla Dünya genelinde 4.6 milyarı aşkın insan internet, 5.2 milyarı aşkın insan da mobil telefon kullanıyor. Dünya genelinde Nesnelerin İnterneti bağlantısı olan cihaz sayısı 12.3 milyonu aştı. 2.2 milyarı aşkın M2M abonesi bulunuyor. Küresel bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının 2025 yılında 5 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin toplum ve ekonomi üzerindeki etkisi her geçen gün daha fazla hissediliyor. Bu etki, ekonomik ve sosyal değişimlerle birleştiğinde daha da büyürken, artan verimlilik ve yeni hizmetlere olan taleple ekonomik büyümeyi destekliyor. Araştırmalar, çoğu teknolojiyle ilgili sektörlerde olmak üzere 2030’a kadar, otomasyon ve dijitalleşmenin etkisiyle şu anda var olmayan 1.8 milyon iş yaratılabileceğini öngörüyor. Robotik alanında genç ve dinamik nüfusumuzla güçlü bir potansiyelimiz bulunuyor. Sayıları giderek artan veri alanında uzman mühendislerimiz ve veri yorumlayıcılarımız ile robotik alanında da önemli işler başaracağımıza inancımız tam.
Ülkemizde güçlü altyapıların varlığı ve bu altyapılar üzerinden verilen hizmetlerin vatandaşlar tarafından erişilebilir olmasıyla birlikte pek çok alanda dijital dönüşüm yaşanıyor. Haberleşme altyapılarının gelişimine şöyle bir bakarsak; 2013 sonunda yaklaşık 227.000 km olan fiber optik altyapı uzunluğunun 2021’in ikinci çeyreği itibarıyla 445.000 km’yi aştığını görüyoruz. Fiber altyapımızdaki bu gelişme internet hızlarının artışına da önemli katkı sağladı. 2010’da sabit genişbant abonelerin %94’ü 8 Mbit/sn altında internet hizmeti alırken 2021 Haziran ayı itibariyle abonelerin yaklaşık %56’sı 10-24 Mbit/sn, %31’i ise 24-100 Mbit/sn hızında internet hizmeti alıyor. Fiber uzunluğu ve internet erişim hızıyla birlikte fiber abone sayıları da günden güne artıyor. 2013’te fiber abone sayısı 1.2 milyon iken 2021 ikinci çeyrekte bu sayı 4.3 milyonu aşmıştır. Sabit ve mobil genişbant abone sayısı da bu süreçte hızla artmış, 2013’te 32.5 milyon olan toplam genişbant abone sayısı 2021 Haziran sonunda 85.7 milyona ulaşmıştır.
Ülkemizde şirketlerimizin BİT teknolojilerini ne ölçüde etkin ve verimli kullandığını anlamak bakımından KOBİ’lerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımına bakmanın önemli olduğunu değerlendiriyorum. Zira KOBİ’ler 2019’da toplam girişim sayısının %99.8’ini oluşturuyor. TÜİK’in Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına baktığımızda örneğin; 2021’de 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin internete erişim oranı %95.3 Bağlantı hızında bu girişimlerin %62.2’sinin 10-99 Mbit/s hız aralığında ve %28.1’inin ise 100 Mbit/s ve üzeri hızı tercih ettikleri anlaşılıyor.
Pandemi dönemi ile birlikte artan dijitalleşmenin de bir sonucu olarak ana sektörlerden biri de e-ticaret sektörü ve Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de önemli bir yer tutuyor. TÜİK verilerine göre ülkemizde 2021’de 16-74 yaş grubundaki bireylerde %82.6 olan internet kullanım oranı, e-ticaretin gelişimine katkı sağlayan en önemli unsurların başında geliyor. Nitekim 2020 sonunda e-ticaret hacminin bir önceki yıla oranla % 66 artış göstererek 226 milyar 200 milyon liraya yükselmesi, ülkemizin bu alanda kaydettiği gelişimin en önemli göstergelerindendir. Tüm Dünya’da ve ülkemizde ilerleyişini hızla sürdüren e-ticaret olgusu ile birlikte girişimcilik sektörü de adeta yeniden dizayn ediliyor. Değişen iş ve iş yapış şekillerine göre yeniden şekillenen girişimcilik sektörü, e-ticaret ile başarı oranlarını eskiye göre arttırmış durumdadır. Diğer girişimciliklere oranla daha düşük başlangıç sermaye gereksinimi ve geniş pazarlara ve kitlelere erişim olanağı sağlaması nedeniyle internet girişimciliği, diğer alanlardaki girişimcilere kıyasla çok daha hızlı ve daha az sermayeyle büyüme fırsatı elde edilmesi yönüyle de öne çıkıyor. Ülkemizde geçtiğimiz yıl 165 girişim 139 milyon dolar yatırım almıştır. Ülkemiz, geçen yıl 100 milyon dolar üzeri yatırım yapılan ülkelerden biri olurken Avrupa ülkeleri arasında 18. sırada yer almıştır. En çok yatırım alan ilk üç girişime baktığımızda yerel pazarla kalmayıp dünyaya açıldıklarını ve bu sayede öne çıktıklarını görmekteyiz. Oyun sektörü ülkemizde en çok girişimin olduğu sektör olarak öne çıkıyor. Geride bıraktığımız son iki yılda 141 oyun şirketinin kurulmuş olması ve yine geçtiğimiz yıl Türkiye’nin oyun şirketlerinin büyük rakamlarla uluslararası alanda değer bulması ülkemizde oyun sektöründe kaydedilen ilerlemenin göstergesi niteliğindedir. Ülkemizdeki başarılı girişimlere ve girişimcilere daha nicelerinin eklenerek çoğalmasını ve ülkemize olan katkılarının gün geçtikçe artmasını temenni ediyorum.