banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

TSKB Ekonomik Araştırmalar’dan yeni rapor: “Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek”

Rapora göre; iç talep ağırlıklı büyümenin olası olumsuz yan etkilerinden kaçınmak için Türkiye’nin uzun vadeli ve hedef odaklı dış kaynak ihtiyacı var.

HABER 01.09.2020, 00:01 29.09.2020, 10:18
19365
TSKB Ekonomik Araştırmalar’dan yeni rapor: “Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek”
banner625

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan, “Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek” başlıklı yeni raporu, salgının ekonomiler üzerindeki süregelen etkilerini analiz ederken toparlanma sürecinde yapısal dönüşüm için çözüm önerileri sunuyor. Feridun Tur, Şakir Turan, Cem Avcıoğlu ve Gül Yücel’in hazırladığı çalışmada; dünya genelinde vaka sayılarındaki artışın sürmesinin ekonomik görünüm üzerindeki belirsizlikleri yüksek tuttuğu ve küresel toparlanmanın devamlılığına yönelik kaygıları beslediği belirtiliyor.
İkinci dalga kaygıları devam ederken COVID-19 salgınının küresel olarak kontrol altına alındığından söz etmek için erken olduğu vurgulanan raporda, orta vadeli küresel görünümde aşağı yönlü risklerin yüksek seyrettiğine dikkat çekiliyor: “Gelişmiş ekonomiler arasında her ülkenin geniş parasal ve mali destek alanına sahip olmaması önemli bir sorunken iç ve dış talepteki zayıflıklara ek olarak, gelişmekte olan ekonomilerin çoğunun salgın döneminde dış finansmana erişim konusunda güçlükler çekmesi, ekonomi politikalarında alanlarını sınırlıyor.”
Türkiye için dış finansmana erişim kritik önemde: Türkiye’de Merkez Bankası faiz indirimleri ve likidite desteklerinin yanında hükümetin aldığı mali ve yarı mali destek tedbirleriyle Mayıs ve Haziran’da toparlanma yaşandığı kaydedilen raporda, normalleşme sürecinin kapasite kısıtlamalarına yol açmasının döviz kurlarındaki yükselişle birlikte enflasyon üzerinde kısa vadeli riskleri artırdığı, enflasyondaki yükselişin TCMB’nin para politikasında manevra alanını sınırladığı, hizmet gelirlerinde yaşanan kaybın cari dengede bozulmaya yol açmasının makro-finansal riskler açısından ekonomi politikalarında temkinli bir duruşu gerekli kıldığına dikkat çekiliyor. Raporda, Türkiye’nin toparlanmasının sürdürülebilirliği için dış finansmana erişimin kritik önemini koruduğu belirtiliyor: “Küresel ticaret ve sermaye akımlarında kırılganlıkların yüksek olduğu bu ortamda, iç talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonunun olası olumsuz yan etkilerinden kaçınmak için Türkiye’nin uzun vadeli ve hedefe odaklı dış kaynak girişine ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.”

Raporda öne çıkan bazı satır başları şöyle:
Virüsün yarattığı eşine rastlanmamış olumsuz etkilerle turizm sektörünün toparlanma süreci önceki krizlere göre daha uzun sürecek.
Yurtdışı satışların, sektörün toplam satışlarında yüksek paya sahip olduğu; otomotiv, diğer imalat ve giyim gibi sektörlerde ihracat daralması daha keskin. Gelecekte Türkiye ve Avrupa’nın normalleşme sürecindeki senkronizasyonun ihracat performansı açısından belirleyici olması bekleniyor.
Küresel ekonominin karşılaştığı sorunlarla mücadelede uluslararası işbirliği önemini koruyor.
Pandemi kaynaklı resesyonun gelir dağılımı üzerinde olumsuz etkiler yaratacağına ilişkin çalışmalar dikkat çekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında elde edilen kazanımlar pandemi nedeniyle tehdit altında; gençlerin, kadınların ve düşük gelir grubundaki çalışanların uzaktan çalışma imkânlarının olmaması da krizin yol açabileceği yapısal sıkıntılara işaret ediyor.
Riskler ışığında toparlanmanın yapısal dönüşümü sağlayacak yatırımların desteğiyle gerçekleşmesi, bununla uyumlu iklim krizinin etkilerini de dikkate alan bütüncül bir çerçeve çizilmeli.
BM pandemi sonrası uygulanan politikaların “daha iyi toparlanmaya” odaklanmasını öneriyor, IMF “yeşil toparlanma” çağrısı yapıyor; ILO istihdamı gözeten toparlanmada “yeşil işler” vurgusu yapıyor.
Çok boyutlu sorunun çok taraflı mücadelesindeki önemli paydaşlardan biri de kalkınma finansmanı kuruluşları. Yeşil ve adil bir toparlanmayı hedefleyen, yapısal dönüşüm ve kalkınma odaklı fonlama imkânlarının önemi pandemi öncesi dünyaya göre daha da arttı. Türkiye’de de bu konulara odaklanan finansman imkanları, toparlanmanın daha iyi, daha yeşil ve daha adil olmasına katkı sunacak.

Yorumlar (0)