Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver anlattı: “Bir Güzel İnsanın Ardından...”
Ogan Soysal'ı kaybettik. Kuruluşunu birlikte gerçekleştirdiğimiz Marmara Grubu Vakfı'nın değerli mensubu arkadaşımın ardından yazmakta zorlanıyorum.
HABER
01.10.2017, 08:47 30.09.2017, 12:47
10327
Dikkat çeken bir simaydı Ogan Soysal... Seksen yaşını aşmış bulunan Ogan Soysal, sadece kendi çocuğu gözünde yaşlanmış görülen, oysa her dem genç bir insan, gerçekten güzel konuşan bir adamdı. Renkli, tatlı bir yaşantısı oldu. Parlak, batılı bir ANAP milletvekiliydi. Üzülmeyi pek sevmezdi. Üzülmezdi de… Tek üzüldüğü erken yaşta kaybettiği kardeşi Gazne Soysal’ın büyükelçi yapılmamasıydı.
Milletvekilliği yaptı. Amerika Birleşik Devletleri'nde, NATO’da ülkemiz adına müstesna hizmetleri oldu. Siyaseti sevmedi. Sivil toplum düşüncesine büyük önem verdiğinden tercihini bizden yana yaptı ve bizlerle beraber çalıştı. Ogan Soysal’la ülkemiz adına sivil toplum kimliğimizle muhteşem işler yaptık.
O’nunla birlikte sayısız projeyi gerçekleştirdik.
Öncelikle Avrasya Ekonomi Zirveleri’ni birlikte hayata geçirdik. 20 yıl önce bana inanan üç, dört arkadaşımdan biriydi.
Kültürlerarası Diyalog Konferansları’na, Sevgi ve Barış İftarları’na beraber karar verdik.
Azerbaycan’a gerçekleştirdiğimiz seyahatlere O’nunla birlikte başladık.
Brüksel’de Palais d’Egmont’da düzenlediğimiz “Avrupa Birliği ve İslam” konferansında bir aradaydık.
Paris’te Fransa Senatosu’nda “Laiklik Fransa’da 100, Türkiye’de 76 Yaşında” sempozyumunda protokolü, O yönetmişti.
Bükreş’te Prenses Margarita ve Prens Radu ile unutulmaz birliktelikleri, beraberce yaşadık.
Gene Bükreş’te Cumhurbaşkanları Ion Iliescu ve Emil Constantinescu ile değerli çalışmalara birlikte imza attık.
Sofya’da Cumhurbaşkanı Zhelyu Zhelev’le bir arada sayısız etkinliği gerçekleştirdik.
Viyana’da Viyana Ekonomik Forumu’nda tebliğleri birlikte sunduk.
Slovenya’da Bled Stratejik Forumu’nda ülkemizi sayısız defa temsil ettik.
Benim Montenegro (Karadağ) Fahri Başkonsolosluğu’mun Beratı’nı birlikte aldık. Bar, Podgorica, Kotor şehirlerini helikopterlerle birlikte gezdik.
Tiflis’te Türk-Gürcü ilişkilerine sivil düşünce adına önemli katkılarda bulunduk.
Tel-Aviv’de Türkiye Cumhuriyeti’nin Hayfa Fahri Konsolosluğu’nun açılışını yaptık.
Marmara Grubu Vakfı’nın Birleşmiş Milletler’e kabulünde, Sivil Toplum Komitesi’nde dönemin Büyükelçilerinden Engin Ansay ile birlikte savunmamızı yapan
Ogan Soysal’dı. 15 Ocak 2002 günü New York’tan hâlâ odamda duran faksta şunları yazmıştı;
“Sayın Dr. Akkan Suver, Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı
Bugün (15 Ocak 2002) New York’ta toplanan Birleşmiş Milletler NGO Komitesi, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’na Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Komitesi (EKOSOK) nezdinde Özel İstişari Statü tanınmasını ittifakla kararlaştırmıştır. Tebriklerimizle yüksek bilgilerinize sunarız.”
Ogan Sosyal’ın bütün bu çalışmaları yaparken bir sıfatı vardı. Arkadaşlarımızdan Cengiz Güldamlası ile birlikte onlara “Akıncı” adını vermiştik. Öncü veya Akıncı’ydılar.
Bir başka deyişle Akıncılar Grubu da bir mensubunu kaybetti.
Akıncılar Grubu, Marmara Grubu Vakfı’nda bir deyimdi. Ogan Soysal dikkatli ve titiz bir kişiliğin sahibi olduğu için, gerçekleştireceğimiz ulusal veya uluslararası etkinliklerimize yurt içindeyse herkesten önce, yurt dışındaysa mutlaka bir gün önce giderdi. Her şeyi tertipler, bizim gelmemizi beklerdi.
Ogan Soysal, “kubbede” bir hoş seda bırakarak aramızdan ayrıldı. Değerli Eşi Ela Hanımefendi’nin haklı acısını paylaşıyorum. Oğlu Cem’in O’nu yaşatacağına inanıyorum. Emektarı Viktorya Hanım’a sabırlar diliyorum.
Milletvekilliği yaptı. Amerika Birleşik Devletleri'nde, NATO’da ülkemiz adına müstesna hizmetleri oldu. Siyaseti sevmedi. Sivil toplum düşüncesine büyük önem verdiğinden tercihini bizden yana yaptı ve bizlerle beraber çalıştı. Ogan Soysal’la ülkemiz adına sivil toplum kimliğimizle muhteşem işler yaptık.
O’nunla birlikte sayısız projeyi gerçekleştirdik.
Öncelikle Avrasya Ekonomi Zirveleri’ni birlikte hayata geçirdik. 20 yıl önce bana inanan üç, dört arkadaşımdan biriydi.
Kültürlerarası Diyalog Konferansları’na, Sevgi ve Barış İftarları’na beraber karar verdik.
Azerbaycan’a gerçekleştirdiğimiz seyahatlere O’nunla birlikte başladık.
Brüksel’de Palais d’Egmont’da düzenlediğimiz “Avrupa Birliği ve İslam” konferansında bir aradaydık.
Paris’te Fransa Senatosu’nda “Laiklik Fransa’da 100, Türkiye’de 76 Yaşında” sempozyumunda protokolü, O yönetmişti.
Bükreş’te Prenses Margarita ve Prens Radu ile unutulmaz birliktelikleri, beraberce yaşadık.
Gene Bükreş’te Cumhurbaşkanları Ion Iliescu ve Emil Constantinescu ile değerli çalışmalara birlikte imza attık.
Sofya’da Cumhurbaşkanı Zhelyu Zhelev’le bir arada sayısız etkinliği gerçekleştirdik.
Viyana’da Viyana Ekonomik Forumu’nda tebliğleri birlikte sunduk.
Slovenya’da Bled Stratejik Forumu’nda ülkemizi sayısız defa temsil ettik.
Benim Montenegro (Karadağ) Fahri Başkonsolosluğu’mun Beratı’nı birlikte aldık. Bar, Podgorica, Kotor şehirlerini helikopterlerle birlikte gezdik.
Tiflis’te Türk-Gürcü ilişkilerine sivil düşünce adına önemli katkılarda bulunduk.
Tel-Aviv’de Türkiye Cumhuriyeti’nin Hayfa Fahri Konsolosluğu’nun açılışını yaptık.
Marmara Grubu Vakfı’nın Birleşmiş Milletler’e kabulünde, Sivil Toplum Komitesi’nde dönemin Büyükelçilerinden Engin Ansay ile birlikte savunmamızı yapan
Ogan Soysal’dı. 15 Ocak 2002 günü New York’tan hâlâ odamda duran faksta şunları yazmıştı;
“Sayın Dr. Akkan Suver, Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı
Bugün (15 Ocak 2002) New York’ta toplanan Birleşmiş Milletler NGO Komitesi, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’na Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Komitesi (EKOSOK) nezdinde Özel İstişari Statü tanınmasını ittifakla kararlaştırmıştır. Tebriklerimizle yüksek bilgilerinize sunarız.”
Ogan Sosyal’ın bütün bu çalışmaları yaparken bir sıfatı vardı. Arkadaşlarımızdan Cengiz Güldamlası ile birlikte onlara “Akıncı” adını vermiştik. Öncü veya Akıncı’ydılar.
Bir başka deyişle Akıncılar Grubu da bir mensubunu kaybetti.
Akıncılar Grubu, Marmara Grubu Vakfı’nda bir deyimdi. Ogan Soysal dikkatli ve titiz bir kişiliğin sahibi olduğu için, gerçekleştireceğimiz ulusal veya uluslararası etkinliklerimize yurt içindeyse herkesten önce, yurt dışındaysa mutlaka bir gün önce giderdi. Her şeyi tertipler, bizim gelmemizi beklerdi.
Ogan Soysal, “kubbede” bir hoş seda bırakarak aramızdan ayrıldı. Değerli Eşi Ela Hanımefendi’nin haklı acısını paylaşıyorum. Oğlu Cem’in O’nu yaşatacağına inanıyorum. Emektarı Viktorya Hanım’a sabırlar diliyorum.