Marmara Grubu Çinli Heyet ile biraraya geldi İpek Yolu: Barış ve refahtır
Marmara Grubu Vakfı, Çin Dışa Açılma ve Reform Forumu temsilcilerini İstanbul’da ağırladı. Toplantıda İpek Yolu Projesi özelinde Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ve kültürel işbirliği fırsatları konuşuldu.
HABER
01.10.2015, 08:49 01.10.2015, 10:05
6073
Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (Marmara Grubu Vakfı), Çin Dışa Açılma ve Reform Forumu temsilcileriyle İstanbul Malta Köşkü’nde ‘İpek Yolu Projesi’ni konuşmak için biraraya geldi. Toplantıya Marmara Grubu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akkan Suver, Dış İşleri Bakanlığı Asya Genel Müdür Yardımcısı Büyükelçi Hakan Kıvanç, Marmara Grubu Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Engin Köklüçınar, Marmara Grubu Vakfı Genel Sekreteri Fatih Saraçoğlu, Marmara Grubu Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve eski Milletvekili Yüksel Çengel, Marmara Grubu Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve eski Milletvekili Şamil Ayrım, Marmara Grubu Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Lale Aytanç Nalbant, Çerkezköy OSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler, Bosch Genel Müdürü Muharrem Yamaç, İşadamı Tarık Çetin, Avukat Ercüment Güvercin, Çin Dışa Açılma ve Reform Forum’dan ise; Li Jingtian, Yuan Maozhen, Wei Jiangong, Shen Genquan, Jiang Hailong, Pu Xiaoqing, Zhang Jia, Meng Changlin ile Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu’ndan Konsolos Ma Jian ile Konsolos Li Chunliang katıldı.
Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, “İpek Yolu Projesi’ düşüncesine inanan ve İpek Yolu’nu çağın felsefesi olarak nitelendiren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bugün İpek Yolu, birleştiği insanlar arasında barışın ve ortak refahın gerçekleşmesini sağlayacak yeni fırsatları, yeni potansiyelleri ve yeni umutları beraberinde getirerek dünya sahnesine bir kez daha çıkmaktadır” dedi. Tarihi İpek Yolu’nun yeniden hayata geçirilmesinin Avrupa, Karadeniz, Kafkasya, Hazar Denizi ve Asya arasındaki işbirliğinin yaygınlaştırılmasına ve bölgedeki ekonomik büyümeye hatırı sayılır bir ivme kazandıracağını öngören Suver, yeni kara ve deniz İpek Yolu düşüncesinin aynı zamanda bir ortak refah ve barış yolunu açtığını aktardı: “İpek Yolu, birlikte yaşama ve çalışma ruhuna dayanan bölgesel işbirliği projelerinin geliştirilmesi, daha iyi ve barışçı bir dünyaya açılan kapının anahtarıdır. Bu projeler, 21. yüzyılda küresel barışın yol haritasını oluşturacaktır. Umutlar ve meydan okumalarla dolu bir dönemde yaşıyoruz. Yeni bir barış vizyonu zemininde güçlerimizi birleştirmemiz gerekmektedir.”
Li Jingtian: Çin, dünya için tehdit değil fırsattır
Çin Dışa Açılma ve Reform Forumu Direktörü Li Jingtian, Çin ve Türkiye’nin antik medeniyetler olarak insanoğlunun medeni gelişimine katkı sağladığını belirterek, “Yeni bir yüzyılda iki ülke de sahip olduğu konuma göre yerini aldı. İki ülke güçlendi ve uluslararası sahnede güçlü bir yapıya büründü. Dünya ekonomisi için iki ülkenin elele ortak projelerde yeralması çok anlamlıdır” dedi. Toplantıda Türk katılımcıları dinlemek isteyen Jingtian, daha sonra yeniden söz alarak Çin’in tüm dünyada ‘tehdit’ olarak algılanmasını eleştirdi: “Çin’in gelişmesi tüm ülkeler için fırsattır, engel değildir. Çin Halk Cumhuriyeti yeni kurulduğunda çok fakirdi. Kişi başı GSMH’sı 27 dolar idi. Çin Halk Cumhuriyeti, tüm gücüyle kalkınmasını sağlayacak yerde yanlış yola girdi. Yanlış yola girme nedeni ise Sovyet modelinin aynen uygulanmasıydı. Sovyet Modeli’nde merkezi planlama yapıldı, dinamizm eksik, ağır sanayi ve askeri sanayi önemseniyor, tarıma yeterli önem gösterilmediği için insanların yaşam standartları düşük kalıyor. Siyasette uygulanan diktatör yönetim şekli ise demokrasinin gelişimini engelliyor. Çin de benzeri hataları yaptı. Oysa o dönem ekonomik kalkınmaya öncelik verilmeliydi…”
Çin’in şu anki gelişiminin çok gelişmiş olmasını simgelemediğini aktaran Jingtian, “Son zamanlarda Çin dünyada 2. büyük ekonomi olmasına rağmen ABD gibi ülkeler ile kıyaslanamaz. Çünkü Çin’in ekonomik büyüklüğü kişi başı GSMH’ya bölündüğünde Çin halkı dünyada gelişmişlikte 80. ve 90. sıralarda yeralmaktadır. Çin bir gün büyümüş ve gelişmiş olsa da güç ve tehdit olarak algılanmamalı. Çünkü 19. ve 20. yüzyılda çok büyük acılar yaşayan Çin, kendi yaşadığı acıları başkasının yaşamasını istemez” diye konuştu.
Konuşmasında son olarak Çin’de Bir Kuşak Bir Yol olarak anılan İpek Yolu Projesi’ne değinen Li Jingtian, projenin uygulanmasının hem Çin hem Türkiye için yeni fırsatlar yaratacağını dile getirdi. 3 kıtada güzergahı bulunan İpek Yolu’nun geçtiği alanlarda insanların fikir alışverişi, tesislerin entegre edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Jingtian, proje için oluşturulan Asya Altyapı Yatırım Fonu’nun önemine işaret etti.
Türkiye aleyhine Çin ile ticaret hacminin dengelenmesi için bir dizi öneride bulunan Jingtian, şirketler arası işbirliğinin teşvik edilmesini ve Türkiye’nin turizmde daha fazla Çinli çekmesi gerektiğini savundu.
Kıvanç: Çin’de aynı avantajları sağlamalı
Dış İşleri Bakanlığı Asya Genel Müdür Yardımcısı Büyükelçi Hakan Kıvanç, İpek Yolu Projesi’nin çok yönlü, kültürel, ekonomik, ticaret ve güvenlik gibi kavramları kapsayan derin bir proje olduğunu belirtti: “Kara ve denizden iki ayrı koldan, üzerinden ve yanından geçtiği ülkelere çok farklı boyutlarda katkı sağlayacaktır. Türkiye, proje için Asya Altyapı Kalkınma Fonu’na 2.6 milyar dolar sermaye koyarak 11. ortak olmuştur.” İki ülke arasındaki ticaret dengesizliğine de değinen Kıvanç, “Bu açığın kapatılması için Çin firmalarının Türkiye’ye doğrudan yatırım yapması önemlidir. Çünkü kısa vadede ticaret ile kapatılacak bir açık değildir. Biz Çinli işadamları için yasal düzenlemeleri acil olarak gerçekleştiriyoruz. Artık Çin’den gelen sade vatandaş veya işadamına e-vize uygulaması başlamıştır. Aynı kolaylığın Türkler için de yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Marmara Grubu Genel Sekreteri Fatih Saraçoğlu ise Çin’in dışa açılma ve dünyaya liderlik etme vizyonunun farkında olduklarını ve takdir ettiklerini belirtti.
Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yamaç ise iş dünyası adına Çinli heyete bilgi verdi. Türkiye’nin beyaz eşya üretiminde Avrupa’da 1. dünyada ise 2. sırada olduğunu, Çin’in ise dünyada 1. sırada bulunduğunu belirterek, “Bosch olarak 87 ülkeyi Türkiye’den yönetiyoruz. Türkiye köprü vazifesinde bir ülkedir. Çin de Türkiye’yi köprü olarak görerek Avrupa’ya ulaşabilir. Böylece ulaşım maliyetlerini de düşürerek rekabet edebilir” dedi.
Çerkezköy OSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler ise algı konusuna değindi: “Çin, Türkiye’ye rakip gibi bir ekonomik algı var. Oysa günümüzde rakiplerin ortak hareket etmesi kar marjı kadar önemli bir konudur.”
Marmara Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Şamil Ayrım ise uluslararası ihalelere Çin ve Türkiye’nin rakip olduğunu, ortak girdikleri ihalelerde başarılı olduklarını aktardı. Ayrım, Azerbaycan, Bakü, Tiflis ve Kars Demiryolu Projesi’nin, Marmaray ile de Londra Çin denizyolu bağlantılı karayolu projesinin İpek Yolu Projesi için önemli adımlar olduğunu dile getirdi.
Marmara Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Çengel ise iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesi ve derinleşmesi için yerel yönetimler ve STK’ların daha fazla ortak projelere imza atması gerektiğinin altını çizdi.
Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, “İpek Yolu Projesi’ düşüncesine inanan ve İpek Yolu’nu çağın felsefesi olarak nitelendiren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bugün İpek Yolu, birleştiği insanlar arasında barışın ve ortak refahın gerçekleşmesini sağlayacak yeni fırsatları, yeni potansiyelleri ve yeni umutları beraberinde getirerek dünya sahnesine bir kez daha çıkmaktadır” dedi. Tarihi İpek Yolu’nun yeniden hayata geçirilmesinin Avrupa, Karadeniz, Kafkasya, Hazar Denizi ve Asya arasındaki işbirliğinin yaygınlaştırılmasına ve bölgedeki ekonomik büyümeye hatırı sayılır bir ivme kazandıracağını öngören Suver, yeni kara ve deniz İpek Yolu düşüncesinin aynı zamanda bir ortak refah ve barış yolunu açtığını aktardı: “İpek Yolu, birlikte yaşama ve çalışma ruhuna dayanan bölgesel işbirliği projelerinin geliştirilmesi, daha iyi ve barışçı bir dünyaya açılan kapının anahtarıdır. Bu projeler, 21. yüzyılda küresel barışın yol haritasını oluşturacaktır. Umutlar ve meydan okumalarla dolu bir dönemde yaşıyoruz. Yeni bir barış vizyonu zemininde güçlerimizi birleştirmemiz gerekmektedir.”
Li Jingtian: Çin, dünya için tehdit değil fırsattır
Çin Dışa Açılma ve Reform Forumu Direktörü Li Jingtian, Çin ve Türkiye’nin antik medeniyetler olarak insanoğlunun medeni gelişimine katkı sağladığını belirterek, “Yeni bir yüzyılda iki ülke de sahip olduğu konuma göre yerini aldı. İki ülke güçlendi ve uluslararası sahnede güçlü bir yapıya büründü. Dünya ekonomisi için iki ülkenin elele ortak projelerde yeralması çok anlamlıdır” dedi. Toplantıda Türk katılımcıları dinlemek isteyen Jingtian, daha sonra yeniden söz alarak Çin’in tüm dünyada ‘tehdit’ olarak algılanmasını eleştirdi: “Çin’in gelişmesi tüm ülkeler için fırsattır, engel değildir. Çin Halk Cumhuriyeti yeni kurulduğunda çok fakirdi. Kişi başı GSMH’sı 27 dolar idi. Çin Halk Cumhuriyeti, tüm gücüyle kalkınmasını sağlayacak yerde yanlış yola girdi. Yanlış yola girme nedeni ise Sovyet modelinin aynen uygulanmasıydı. Sovyet Modeli’nde merkezi planlama yapıldı, dinamizm eksik, ağır sanayi ve askeri sanayi önemseniyor, tarıma yeterli önem gösterilmediği için insanların yaşam standartları düşük kalıyor. Siyasette uygulanan diktatör yönetim şekli ise demokrasinin gelişimini engelliyor. Çin de benzeri hataları yaptı. Oysa o dönem ekonomik kalkınmaya öncelik verilmeliydi…”
Çin’in şu anki gelişiminin çok gelişmiş olmasını simgelemediğini aktaran Jingtian, “Son zamanlarda Çin dünyada 2. büyük ekonomi olmasına rağmen ABD gibi ülkeler ile kıyaslanamaz. Çünkü Çin’in ekonomik büyüklüğü kişi başı GSMH’ya bölündüğünde Çin halkı dünyada gelişmişlikte 80. ve 90. sıralarda yeralmaktadır. Çin bir gün büyümüş ve gelişmiş olsa da güç ve tehdit olarak algılanmamalı. Çünkü 19. ve 20. yüzyılda çok büyük acılar yaşayan Çin, kendi yaşadığı acıları başkasının yaşamasını istemez” diye konuştu.
Konuşmasında son olarak Çin’de Bir Kuşak Bir Yol olarak anılan İpek Yolu Projesi’ne değinen Li Jingtian, projenin uygulanmasının hem Çin hem Türkiye için yeni fırsatlar yaratacağını dile getirdi. 3 kıtada güzergahı bulunan İpek Yolu’nun geçtiği alanlarda insanların fikir alışverişi, tesislerin entegre edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Jingtian, proje için oluşturulan Asya Altyapı Yatırım Fonu’nun önemine işaret etti.
Türkiye aleyhine Çin ile ticaret hacminin dengelenmesi için bir dizi öneride bulunan Jingtian, şirketler arası işbirliğinin teşvik edilmesini ve Türkiye’nin turizmde daha fazla Çinli çekmesi gerektiğini savundu.
Kıvanç: Çin’de aynı avantajları sağlamalı
Dış İşleri Bakanlığı Asya Genel Müdür Yardımcısı Büyükelçi Hakan Kıvanç, İpek Yolu Projesi’nin çok yönlü, kültürel, ekonomik, ticaret ve güvenlik gibi kavramları kapsayan derin bir proje olduğunu belirtti: “Kara ve denizden iki ayrı koldan, üzerinden ve yanından geçtiği ülkelere çok farklı boyutlarda katkı sağlayacaktır. Türkiye, proje için Asya Altyapı Kalkınma Fonu’na 2.6 milyar dolar sermaye koyarak 11. ortak olmuştur.” İki ülke arasındaki ticaret dengesizliğine de değinen Kıvanç, “Bu açığın kapatılması için Çin firmalarının Türkiye’ye doğrudan yatırım yapması önemlidir. Çünkü kısa vadede ticaret ile kapatılacak bir açık değildir. Biz Çinli işadamları için yasal düzenlemeleri acil olarak gerçekleştiriyoruz. Artık Çin’den gelen sade vatandaş veya işadamına e-vize uygulaması başlamıştır. Aynı kolaylığın Türkler için de yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Marmara Grubu Genel Sekreteri Fatih Saraçoğlu ise Çin’in dışa açılma ve dünyaya liderlik etme vizyonunun farkında olduklarını ve takdir ettiklerini belirtti.
Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yamaç ise iş dünyası adına Çinli heyete bilgi verdi. Türkiye’nin beyaz eşya üretiminde Avrupa’da 1. dünyada ise 2. sırada olduğunu, Çin’in ise dünyada 1. sırada bulunduğunu belirterek, “Bosch olarak 87 ülkeyi Türkiye’den yönetiyoruz. Türkiye köprü vazifesinde bir ülkedir. Çin de Türkiye’yi köprü olarak görerek Avrupa’ya ulaşabilir. Böylece ulaşım maliyetlerini de düşürerek rekabet edebilir” dedi.
Çerkezköy OSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler ise algı konusuna değindi: “Çin, Türkiye’ye rakip gibi bir ekonomik algı var. Oysa günümüzde rakiplerin ortak hareket etmesi kar marjı kadar önemli bir konudur.”
Marmara Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Şamil Ayrım ise uluslararası ihalelere Çin ve Türkiye’nin rakip olduğunu, ortak girdikleri ihalelerde başarılı olduklarını aktardı. Ayrım, Azerbaycan, Bakü, Tiflis ve Kars Demiryolu Projesi’nin, Marmaray ile de Londra Çin denizyolu bağlantılı karayolu projesinin İpek Yolu Projesi için önemli adımlar olduğunu dile getirdi.
Marmara Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Çengel ise iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesi ve derinleşmesi için yerel yönetimler ve STK’ların daha fazla ortak projelere imza atması gerektiğinin altını çizdi.