banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

Gagavuzya Türk işadamlarını bekliyor

“Gagavuzya coğrafyası iş dünyası için bir cazibe merkezi olmaya aday!” Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver başkanlığındaki Marmara Grubu Vakfı Heyeti Gagavuzya’yı ziyaret etti. Dr. Suver izlenimlerini KobiEfor’a anlattı.

HABER 01.12.2017, 08:41 01.12.2017, 16:29
7674
Gagavuzya Türk işadamlarını bekliyor
banner625
Geride bıraktığımız Kasım ayı içinde Gagavuzya’yı ziyaret ettim. Dolayısıyla seksen altı yıl önce oluşan Türkiye-Gagavuzya ilişkilerinden söz etmek istiyorum. Bu vesileyle de üç değerli insanı anarak onların ortaya koydukları birlikteliğimizin önemini gündeme getirmek arzusundayım.
Gagavuz coğrafyasının ‘Büyük Bilim Adamı Mihail Çakır’.

Türk milliyetçiliğinin önemli ismi Hamdullah Suphi Tanrıöver.

Ve ‘Büyük Atatürk’.
1861 ile 1938 yılları arasında yaşamış olan ‘Büyük Bilim Adamı Mihail Çakır’, İncil’i Gagavuz diline çevirmiş kişidir.
Gene Mihail Çakır, Gagavuz dilinin yaşamasını sağlamış bir şahsiyettir.

Önemli kitabı, “Besarabyalı Gagavuzlar’ın İstoryası”nda aynen şunları yazmıştır:

“Başka milletler Gagavuzları, yumuşak huylu, barış sever, çabuk anlaşıp kaynaşabilen insanlar olarak kabul etmişlerdir. Bütün bunlar, Gagavuzlar’ın karakteri, hissiyatı, adet ve alışkanlıklarını ifade ediyor ki; Gagavuzlar halis Türk’tür. Dilleri de halis Türk dilidir. Bütün meşhur tarihçiler ifade ediyorlar ki; Gagavuzlar, Oğuzlar’dan yani onların soyundan gelmektedirler.”

Bu düşüncenin sahibini 1931’de tanıyan Türkiye’nin Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mihail Çakır’ı ‘Büyük Atatürk’e haber verir. Yaptıklarını öğrendikten sonra ‘Büyük Atatürk’, eserleri ve düşünceleri ile Gagavuzlar’a milli bir kimlik kazandıran Mihail Çakır’a hizmetlerinden dolayı diploma ve madalya göndermiştir.

Mihail Çakır’ın ortaya koyduğu değerli bilgilerin ışığı altında Büyükelçi Hamdullah Suphi Tanrıöver, Gagavuzya’nın gençlerini okutmaya Türkiye’ye göndermiş ve İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasına kadar da her yıl bu göndermeyi sürdürmüştür.

Mihail Çakır’ı, Hamdullah Suphi Tanrıöver’i ve ‘Büyük Atatürk’ü anmayı Türk-Gagavuzya ilişkilerinin başlangıcı olması açısından bir kadirbilirlilik olarak anmak istiyorum.

Binaenaleyh Gagavuzlar, bizim kardeşlerimizdir. İnsanlık tarihinde her türlü olaya rağmen Gagavuzlar gibi geleneklerini ve dillerini korumuş bir başka topluluk yoktur. Gagavuzlar, Türkiye-Moldova işbirliğinde, bu işbirliğine renk katmak, güç katmak bakımından çok önemli bir köprüdür. “Beraber çalış, beraber kazan, beraber yaşa” düşüncesinde Moldova’nın zenginliğinde katmadeğer sahipleridir.

Şimdi günümüze dönelim.

Elverişli iklimi, eşsiz coğrafyası, zengin toprakları ve biyolojik çeşitliliği Gagavuzya’yı tarım, gıda, tekstil ve sanayi alanlarında cazibe merkezi kılmaktadır. Bugün Gagavuzya'da altmışın üzerinde Türk şirketi bulunuyor. Bu sayı yeterli değildir.

Artması gereklidir. Ben bu konuda, yıllardır önemli bulduğum bir meseleyi bugün burada yeniden gündeme getirmek istiyorum.

Gagavuzya, İstanbul’da, Ankara’da ve İzmir’de mutlaka bir temsilcilik açmalıdır. Diplomatik olarak Moldovalı kardeşlerimiz, incelik ve feraset gösterip devlet hükümranlık haklarını muhafaza ederek, Gagavuzlar’ın temsilcilik açmalarına izin vermelidirler. Bu temsilcilik siyasi veya diplomatik temsilcilik olmayıp ekonomik bir temsilcilik ofisi olmalıdır. Dolayısıyla bu ofis iş dünyamıza Gagavuzya’yı yakınlaştırmayı hedef alacak ve Gagavuz kardeşlerimizin özel kimliklerini koruyup geliştirmelerine, daha refah içinde yaşamalarına hizmet edecektir. Bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip Moldova’da tüm Moldovalılar gibi Gagavuzlar’ın mesut yaşamaları, Moldovalılar’ı olduğu kadar Türkler’i de mutlu kılacaktır.

Bu ofis, Moldova Devleti’ni rahatsız etmemeli, etmeyecek bir şekilde de yapılmalıdır. Bundan netice alınması Türkiye-Moldova ilişkilerine ayrı bir güç katacaktır. Daha geniş bir deyimle Moldova ile Türkiye halklarını birbirine daha da yakınlaştıracağına olan inancımla böyle bir ofisin ekonomik açıdan verimli hizmetler vereceğini ümit ediyorum. Zira Türkiye Devleti, Moldova ilişkilerine büyük önem vermektedir.

Seksen altı yıl önce başlayan muhteşem ilişkilerimiz, ümit ediyorum ki, gelecek yıl cumhurbaşkanımızın ziyaretleriyle daha da büyük bir ivme kazanacaktır. 

Yorumlar (0)