Ekonomik büyümenin öznesi değişiyor: Zenginlik kadında!...
Türkiye’de kadın-erkek sadece nüfusta eşit (50+50) hayatta kadın aleyhine, erkek lehine uçurum var ve dünya ülkelerinin en gerisindeyiz. Durum Türkiye’ye yakışmayacak kadar vahim; kadın girişimciliğini güçlendirmek sorunu çözmede en etkili yol olacak.
Türkiye kendine gelmeli. Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre, Türkiye cinsiyet eşitliğinde 130’uncu, kadınların işgücüne katılımında da 131’inci sırada. Bu uçurumun kapanmasında kadın girişimciliğinin artırılması anahtar bir önem taşıyor. Kadın-erkek yüzde 50-50 oranında bir nüfusa sahibiz. İş hayatına baktığımızda girişimci sayısında çok gerilerdeyiz.
“Kim düzeltecek; nasıl düzelir?” sorusunun tek yanıtı var: Bütün ekosistem içerisindeki partnerlere iş düşüyor; devlet, STK’lar, konusu bu olan ve olmayan bütün kurumlar… Hep birlikte ve kararlılıkla… Başka çözüm yok. Kadın çalışan sayısını ne kadar artırırsak, beraberinde ekonomide inanılmaz bir büyüme gelecek, bu bilimsel bir ölçüm.
Zenginlik kadının çalışması: Kadın istihdamında OECD ülkeleri seviyesine geldiğimiz zaman GSYH’de 250 milyar dolarlık artış olacağı öngörülüyor. Hesap böyle ise hiç beklemeden kadın girişimciliği imkan ve sorunlarıyla tanımalıyız.
2050 hedefi; Türkiye’nin kadın işgücüne katılım oranını yüzde 50’nin üzerine çıkarmak
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem ile Türkiye’de kadın girişimciliği üzerine konuştuk.
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, KAGİDER’in Tuborg desteğiyle Ipsos tarafından gerçekleştirilen Kadın Girişimcilik Araştırması Girişimcilik Endeksi Çalışması’nın kadın girişimciliği alanındaki faaliyetlere ışık tutacak ve yol haritasının gözden geçirilmesini sağlayacak veriler ortaya çıkardığını söylüyor.
En temel zorluk ve ihtiyaç; finansal kaynaklara erişim
Kadın girişimcilerin yurtdışına açılmak istediğini ve geleceğe yönelik değerlendirmelerinin umut vadettiğini aktaran Erdem, Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi’nin verileri dikkate alındığında Türkiye’de kadın girişimciliğinin önündeki en temel zorluğun ve en temel ihtiyacın finansal kaynaklara erişim olduğunun görüldüğünü dile getiriyor: “Pazarlama ve satış alanındaki destek konusu bunu takip ediyor. Kadın girişimcilerin pazarlara erişiminin desteklenmesi, kamu sektörü ihalelerinde onların dezavantajlarını giderici önlemlerin alınması önem taşıyor. Mentorluk ve network gelişimi, diğer bir deyişle ilişki ağının güçlenmesi de bir başka önemli konu olarak gündeme geliyor. Bütün bunlara ek olarak diğer girişimciler gibi kadın girişimcilerin de yüksek maliyetler, vergi oranları ve genel ülke ekonomisinde yaşanan zorluklarla mücadele etmeleri gerekiyor.”
Emine Erdem, “KAGİDER olarak 17 senedir ülkemizde kadın girişimciliğinin yaygınlaşması, kadın istihdamının artması ve genel olarak kadının ekonomik ve sosyal konumunun güçlendirilmesi için birçok çalışma ve program yürütüyoruz. Bu çalışmalarda özel sektör ve diğer STK’larla işbirliği yapıyoruz. Dernek olarak gerek Türkiye’deki Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarıyla gerekse de uluslararası platformlarla yakın ilişkideyiz. Kadınların durumunu iyileştirmek için ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan çeşitli toplantılara katılıyor ve ülkemizin girişimci kadınlarını temsil ediyoruz. Bu alandaki hukuksal çerçevenin ve politikaların oluşturulması sürecine destek veriyor ve bu süreci kadınların lehine yönlendirmeye çalışıyoruz” diye konuşuyor.
“Kadından Al-Malı, Memleket Kazanmalı”: KAGİDER, kadın girişimcilerin sayısının artması ve desteklenmeleri için birçok faaliyet yürütüyor. Bu çalışmalar arasında “Kadından Al-Malı, Memleket Kazanmalı” kampanyasına dikkat çeken Erdem, “KAGİDER’in bu kampanyayla hedefi, kamu ve özel sektörün satın alımlarında daha fazla kadın tedarikçiyi dâhil etmesi ve bu konuda hedef koyulması yönünde farkındalık yaratmayı sağlamaktır. Bir taraftan da tüm Türkiye’deki kadın girişimci dernekleri üyelerini aynı platformda bir araya getirerek gerek kamu gerekse özel sektör tedarikçileri arasına dâhil edilmeleri için Türkiye’nin kadın girişimci datasını çıkartmayı hedefliyoruz. KAGİDER ayrıca, kadın girişimcilerin uluslararası pazara erişimini artırma hedefi kapsamında yurt dışı programlar ve dış ticaret çalıştayları düzenliyor” diye konuşuyor.
Emine Erdem, KAGİDER’in kadın girişimcileri temel konularda bilgilendirmek, işlerinde yeni fırsatlar yaratmaları için teşvik etmek ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla Garanti Bankası işbirliğiyle Türkiye’nin farklı illerinde “Girişimci Kadın Buluşmaları” düzenlediklerine, 13 yıldır sürdürülen “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” ile de kadın girişimcilerin hikayelerini kamuoyunun dikkatine sunduklarına değiniyor.
Erdem, Microsoft ve Aydın Doğan Vakfı işbirliğiyle düzenlenen “Teknolojinin Kadın Liderleri” yarışmasıyla teknoloji alanındaki lider kadınların onurlandırıldığını aktarıyor.
KAGİDER’in kadın girişimcilere eğitim ve mentorluk çalışmaları kapsamında sunduğu bir diğer destek ise online olarak KAGİDER Pusula platformu (www.kagiderpusula.org) üzerinden verilen eğitimler. Işık Üniversitesi’nin akademik işbirliğiyle hayata geçirilen portalda işini kurmak isteyen girişimci adayları veya işini yeni kurmuş kadın girişimciler, konusunda uzman ve her biri girişimci olan KAGİDER üyelerinin İşimi Kuruyorum Eğitim Modülleri’ne, girişimciliğe dair akademik eğitim modüllerine erişebiliyor. Ayrıca işini büyütmek isteyen girişimciler, ileri aşama pusula eğitim videoları ile yararlı bilgilere, ilham veren başarı öyküleri ve finansa erişim bilgilerine sahip olabiliyor. Eğitimi tamamlayanlar sertifika alıyor.
Emine Erdem, internet dışında ise yılda 4 kez düzenlenen İşimi Kuruyorum eğitimleri ile işini yeni kurmuş veya iş fikri olan girişimci adaylarına girişimcilik yolunda aydınlatıcı olmak ve pratik bilgiler sunmak amacıyla kendileri hem eğitmen hem de girişimci olan KAGİDER üyeleri tarafından iş planı oluşturma, mali mevzuat, fikri mülki haklar, hukuk, pazarlama-satış, teknoloji ve insan kaynakları yönetimi gibi eğitimler verildiğini belirtiyor.
KAGİDER 15. kuruluş yılı olan 2018’de “Proje 15 Kadın Girişimci Destekleme Programı”nı başlattıklarını aktaran Erdem, proje kapsamında 15.000 kadın girişimciye uzaktan erişim sağlandığını paylaşıyor. Erdem, Coca-Cola Vakfı’yla (The Coca-Cola Foundation) düzenledikleri “Düş Ortağım” projesi ile kadın girişimcilere iş hayatına daha donanımlı başlayabilmeleri için gerekli tüm eğitim desteğini veren bir platform kurduklarını da ifade ediyor.
Emine Erdem, “Boyner Grup işbirliği ve Bank of America Merrill Lynch desteğiyle 2018’den itibaren ‘İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı’ kapsamında 8 haftalık eğitimler veriliyor” diyor.
2025 hedefi; toplam kadın girişimci sayısının 150 bine ulaşması
KAGİDER’in, gençlerde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak amaçlı çalışmaları da devam ediyor, iş hayatına yeni atılacak kadınlar için 8 yıldan bu yana Sanofi Türkiye ile birlikte “Geleceğin Kadın Liderleri” programını sürdürüyor. Erdem, “KAGİDER tüm bu çalışmaları, Türkiye’den iyi uygulamaları her sene Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda ve New York’ta Birleşmiş Milletler toplantılarında dünyaya anlatıyor. 2002’de ülkemizde yüzde 4 olan kadın girişimci oranı bugün yüzde 9’a yaklaşıyorsa bu gelişmede KAGİDER’in önemli bir payı var. KAGİDER, 2025 yılına kadar toplam kadın girişimci sayısının 150.000’e ulaşmasına ve yine bu tarihe kadar kadın ve erkek istihdamı arasındaki farkın yüzde 25 azalmasına; yani 3 milyon kadının istihdama katılarak kadın istihdamının en az yüzde 41’e ulaşmasına katkıda bulunmayı hedefliyor.”
Erdem, konuya algı düzeyinde bakıldığında öncelikle kadınla ilgili kültürel algıları ele almak gerektiğine dikkat çekiyor: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de kökeninde yer alan kültürel önyargılar, ev işlerini, çocuk bakımını kadınların ilgilenmesi gereken konular olarak belirliyor. Bu yaklaşım da kadınların iş kurmalarını veya bir işte çalışmalarını zorlaştırıyor. Sonuçta Türkiye’de genel olarak kadınların ekonomiye katılımları yetersiz düzeyde. TÜİK Haziran 2019 işgücü istatistiklerine göre ülkemizde çalışma yaş aralığında bulunan 31.075.000 kadının ancak 9 milyonu çalışıyor. Kadınların istihdama katılımı yüzde 30 civarında gerçekleşiyor. Bir başka deyişle her 100 erkekten 77’sinin iş yaşamına katıldığı ülkemizde, her 100 kadından yalnızca yaklaşık 33’ü işgücüne dâhil oluyor. Yani ülkemiz, nüfusun yarısını oluşturan nitelikli insan kaynağı potansiyelini kullanamıyor.
Girişimcilik açısından baktığımızda Türkiye’de kadınlarda erkeklere yakın girişimcilik potansiyeli olduğunu görmekteyiz. Yapılan araştırmalar erkeklerin yüzde 45'inin, kadınların ise yüzde 40'ının girişimciliğe olumlu baktığını gösteriyor. Ama kadınlardaki bu potansiyel hayata yansımıyor. Ülkemizde hayli düşük olan kadın girişimci oranı yüzde 8 civarında. Oysa kadınların girişimcilik konusunda kendileriyle ilgili algıları çok farklı. Kadın Girişimcilik Araştırması Girişimcilik Endeksi Çalışması bunu ortaya çıkardı. Kadın girişimciler kendilerini borcuna sadık olarak niteliyor ve özbenlik algılarında para yönetimi ile ilgili konular ve mütevazilik ön planda yer alıyor. Erkeklerle rekabet konusunda kendilerine güveniyorlar.
Burada yapılması gereken, kültürel önyargılarla, erkek egemen yaklaşımlarla başta iş dünyası olmak üzere her düzeyde mücadele etmek ve eşitlikçi değer yargılarını hâkim kılmaktır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, bu eşitsizliği yaratan kültürden ve ekonomik altyapıdan başlayarak ortadan kaldırmalıyız. Bunun için de kamu, iş dünyası ve ilgili STK’ların eşgüdüm içinde çalışmaları, bunu destekleyen uzun vadeli politikaların uygulanması gereklidir.”
Emine Erdem, kadın girişimcilere sağlanan desteklerin daha verimli ve efektif hale getirilmesi için KAGİDER’in önerilerini de özetliyor:
“• Türkiye’de girişimcilik zaten yeterince zor bir iş ve birçok sorunla mücadeleyi gerektiriyor. Ama girişimci kadın olunca bu sorunları iki veya üçle çarpmak gerekiyor. Kültürel önyargıların yanı sıra kadın girişimciler bilgiye, teknolojiye, pazara ve finansmana erişimde erkeklere kıyasla daha fazla zorluk çekiyorlar.
• Tüm bu sorunların çözümünde kamuya ve özel sektöre düşen görevler var. Kamunun kadın girişimcilerin finansmana, pazara, ilişkilere erişimini, işe girişlerini kolaylaştıracak ve onların üzerindeki yükü hafifletecek uzun vadeli politikaları uygulamaya koyması gerekiyor. Şirketlerin iş kültürlerini değiştirmeleri, kadınların profesyonel gelişimlerini desteklemeleri ve çocuk bakımı konusunda kreş gibi uygulamalarla hayatlarını kolaylaştırmaları önem taşıyor.”
500 milyon dolarlık iş potansiyeli oluşturmak
“Kadın girişimcileri ihracata teşvik etmeliyiz”: Türkiye’de kadın girişimci sayısını son derece yetersiz bulan Erdem, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 71.000 ihracatçıdan sadece 5.200’ünün kadın olduğunu belirtiyor ve özellikle kadın girişimcileri ihracata teşvik etmemiz ve ihracatın önündeki engellerin kadınların lehine değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor ve şu bilgileri veriyor: “Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin satın alma yetkilileriyle kadın girişimcilerimizi bir araya getiren önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyoruz.
Kadınlara gerekli araç bilgi ve networking sağlayarak onların rekabet gücünü ve sınır ötesi ticaret yapmalarına katkıda bulunmak amacıyla İstanbul’da çok önemli bir toplantıya evsahipliği yaptık. KAGİDER ev sahipliğinde T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın işbirliğiyle kadın girişimciler için Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) ortak kuruluşu Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) tarafından 5. kez Kadın Tedarikçiler Sergi ve Forumu WVEF (WomenVendorsExhibitionand Forum) düzenlendi. TİM, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Garanti Bankası’nın destekleriyle, kadın girişimcilere uluslararası pazarlarda yeni iş fırsatları yaratmak amacıyla gerçekleştirilen bu forum sayesinde 30’a yakın global şirket de satın almacı olarak katıldı. Katılımcılar online platform üzerinden toplamda 500 milyon dolarlık iş potansiyeli sunan satın almacılar ile bir araya getirildi.”
Emine Erdem, yeni dönemde uygulamaya koyduğu çalışmalarından birinin de AB hibe projesi kapsamında İş Dünyasında Kadın İletişim Ağı’nı kurmak olduğunu kaydediyor: Ayrıca gerek kamu gerekse özel sektörde satın almalarda daha fazla kadının tedarikçiler arasına girmesini sağlamayı, ticaretin kadınları portalını hayata geçirmeyi ve kadın girişimcilerin dış ticarete açılmalarını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”
2050’de hedef; kadının işgücüne katılım oranını yüzde 50’nin üzerine taşımak
Emine Erdem, KAGİDER’in 2050 ve 2025 vizyonlarını da açıklıyor: “2050 yılında Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme adına oldukça yol kat etmiş, işsizliği kalıcı olarak tek hanelere indirmiş, kadının işgücüne katılım oranını yüzde 50’nin üzerine taşımış, enflasyonu yüzde 5 hedefine ulaştırmış, Sanayi 4.0 hamlelerini zamanında yapmış ve meyvelerini almakta olan bir Türkiye öngörüyoruz. Bu sayılanların gerçek olması ancak bugünden doğru adımların atılması ile mümkün olabilir. Bugünden para politikası, maliye politikası, sanayi ve ticaret politikası gibi makro politikaların doğru adımlarla uygulanması, Sanayi 4.0’ın gerekleri olan nesnelerin interneti, yapay zekâ, big data, arttırılmış gerçeklik uygulamalarının üretim tesislerine entegre edilmesi ve istihdamın bu yönde eğitilmesi bizleri hazır bir şekilde 2050’ye ulaştıracak adımlar olacaktır. Kadın girişimciliğinin bu hazırlık esnasındaki rolü hem sürdürülebilir büyüme hem de büyüme ivmesinin artması açısından oldukça önemli.
2025 vizyonumuz; kurumlarda kadın çalışan ve üst düzey kadın yönetici oranının yüzde 50 olmasını, KAGİDER’in girişimcilik eğitimini tamamlayıp işini kuran kadınların sayısının 50 bine ulaşmasını, genel ve yerel yönetim fotoğraflarında erkekler kadar kadınların da görünmesini ve kamunun kadın girişimciliğinin artırılması için ihalelerde yer alan kadın tedarikçi oranının yüzde 50’ye ulaşmasını içeriyor.
Beklentilerimiz arasında 2025 yılına kadar medyanın iletişim dilinde kadın-erkek eşitliğini bütünüyle içselleştirerek, toplumda eşitlikçi dilin benimsenmesini sağlaması da bulunuyor. Ayrıca kadınların istihdama katılması ve istihdamda kalabilmesi için 20 bin kadın girişimcinin kreş açması ve hükümetin kreş teşviklerinde bulunması çağrısını da dile getiriyoruz.
Bir diğer önemli çağrımız da 2014’te G20 Brisbane Liderler Zirvesi’nde 2025’e kadar 3 milyon kadının daha istihdama katılması için imza atan Türkiye Cumhuriyeti’nin hedefini aşarak 5 milyon kadının işgücüne katılmasını sağlaması yönünde.
Bütün bu hedeflere ulaşmak çok çalışmayı gerektiriyor. Halen emekleme aşamasındaki girişimcilik ekosisteminin ayağa kalkması, bugün yüzde 30’ların biraz üzerinde seyreden kadın işgücüne katılım oranının artırılması gerekiyor. Nüfusumuzun yarısının enerjisini, aklını, bilgi birikimini yeterince kullanamıyoruz. Bu koşullarda teknolojiyi de girişimciliği de geliştirmek çok zor. KAGİDER pek çok etkinlik yürütüyor, bu alandaki politikaların oluşturulma sürecine katkılarda bulunuyor, kadın girişimciliğini yaygınlaştırmak, kadın istihdamını artırmak için çalışırken bir yandan da rakamsal hedeflerle bu süreci hızlandırmak için çaba gösteriyor. Türkiye bütün bunları hayata geçirecek ekonomik ve sosyal güce sahip. Yeter ki toplumda bu yönde kararlı bir irade olsun.”
Dijitalleşmenin getirdiği olanaklar kadınların iş yaşamındaki performansını ve başarısını da pekiştirecek kanallar açıyor. Emine Erdem’e göre burada sorun; bir yandan kadınların teknoloji sektöründeki varlıklarını artırmak, bir yandan da onların bulundukları sektörlerde ve toplumda teknolojiyi etkin kullanabilmelerini sağlamak:
“ Sadece Türkiye’de değil, dünyada da kadınların teknoloji sektöründeki konumları erkeklerle aynı düzeyde değil. Örneğin; bilişim sektöründeki kadın girişimci istatistikleri 2017 (Female Tech Entrepreneur 2017) çalışmasına göre karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Kadınların sahip oldukları teknolojik startup’ların oranı sadece yüzde 5. Bilgisayar teknolojileri konusundaki diplomaların ancak yüzde 28’i kadınların. İlk 100 Risk Sermayesi Şirketi’nin ortaklarının sadece yüzde 7’si kadın. Kadınlar bilişim sektöründeki işlerin sadece yüzde 25’ine sahipler. Silikon Vadisi’ndeki şirketlerde executive pozisyonlardaki kadın oranı ancak yüzde 11. İleri teknoloji sektöründe kadınların işten ayrılma oranı (yüzde 41) erkeklerin işten ayrılma oranından (yüzde 17) 2 kat fazla. Geçen yıl risk sermayedarları, kadınların liderliğindeki şirketlere sadece 1.46 milyar dolarlık yatırım yaparken erkeklerin liderliğinde olan şirketlere ise 58.2 milyar dolar yatırım yaptı. Genç kadınların yaklaşık yüzde 74'ü STEM alanlarına ve bilgisayar bilimlerine ilgi duyuyor.
Bu tablo Türkiye’de daha da kötüdür. Bu durumun değiştirilmesinin kadının güçlendirilmesi ve kadın girişimciliğinin yaygınlaştırılması sürecinde temel öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. KAGİDER’in yeni dönem hedefleri arasında kadınların dijitalleşme, bilim ve teknolojide güçlenmesi için çalışmak, bu konularda genç kadınlardan başlayarak farkındalık yaratarak onların STEM konularına ilgi duymalarını sağlamak da yer alıyor. Bunların yanı sıra; tarım, toplum ve ticaret konuları KAGİDER'in 2019-2021 stratejisi dahilindedir.”
Türkiye’nin ilk kadın girişimcilik araştırması sonuçlandı: Kadın girişimciler geleceğe umutla bakıyor
KAGİDER ve Türk Tuborg A.Ş.’nin destekleri ile gerçekleşen “Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi” çalışması, basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Kadın girişimcilerin profilini anlamak, iş kurma sürecindeki deneyimlerini, motivasyonlarını ve yaşadıkları zorlukları değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, kadın girişimciler finansal sıkıntılara rağmen geleceğe umutla bakıyor.
KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) ve Türk Tuborg A.Ş.’nin katkıları ile gerçekleştirilen ve basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşılan “Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi Çalışması” araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de kadın girişimcilerin sayısı erkek girişimcilerin yarısından az olsa da kadınlar daha iddialı.
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, kadın girişimciliği konusunda Türkiye’de ilk defa bu kadar geniş kapsamda bir araştırma yapıldığını belirterek, şunları söyledi: “KAGİDER’de 17 yıldır kadın girişimciliği ve kadın istihdamının gelişmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. İlk kurulduğumuz 2002 yılında Türkiye’de kadın girişimcilerin oranı yüzde 4’tü. Şimdi ise bu oran yüzde 8.8. Bu gelişmede payımız olduğunu bilmekten onur duyuyoruz. Yine de daha gidecek çok yolumuz var… Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi de gösteriyor ki kadınlar düşleri ve düşlerini gerçeğe dönüştürecek potansiyele sahip. Ekonomik ve toplumsal kalkınma adına bu potansiyelden faydalanmak için hükümet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu hep birlikte çalışmalıyız. Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi verilerinin bu çalışmalar için bir yol gösterici olacağını düşünüyoruz. Bu işbirliği için Türk Tuborg A.Ş.’ye teşekkür ederiz.”
Türk Tuborg A.Ş. CEO’su Damla Birol ise; “Kadınların başarıya giden yolları pek çok engelle dolu ve istihdama katılımda oranımız hala yüzde 34 civarında. Ev, aile ve işteki sorumluluklardan başlayıp çevreden gelen baskı ve önyargılar da eklendiğinde gitgide zorlaşan bir durum söz konusu olsa da biz Türk Tuborg olarak kadınların birbirine inanmaları, destek olmaları ve cesaretle devam etmeleri durumunda bu zorlukların bertaraf edilebileceğine ve aşılacağına kuvvetle inanıyoruz. Kadınları cesaretlendirmek ve hedeflerine ulaşmak için harekete geçen kadın sayısının artmasına destek vermek en büyük hedefimiz. Toplumumuzun kadın girişimci aynası olacak nitelikte bir araştırmaya birlikte imza attığımız için KAGİDER’e teşekkür ederiz. Ülkemizde kadın girişimci sayısını arttırmak için biz de payımıza düşeni yapmaya her zaman hazırız” diye konuştu.
438 kadın girişimci ile görüşüldü: Kadın girişimcilerin profilini anlama, iş kurma sürecindeki deneyimlerini, motivasyonlarını ve yaşadıkları zorlukları değerlendirmek üzere yapılan araştırma için Türkiye’de ağırlıklı olarak KAGİDER üyesi olan 438 kadın girişimci ile görüşüldü. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yüzde 67’si evli, yüzde 67’si çocuk sahibi, yaklaşık yarısı (yüzde 51) 40 yaş altı girişimcilerden oluştu. Katılımcıların eğitim durumu Türkiye genelinin oldukça üzerinde olan araştırmada kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak metropolden, diğer bir deyişle İstanbul, Ankara ve İzmir’den gelmesi bu sonuçta etkili oldu.
Kadın girişimcilerin üçte biri yurtdışında da faaliyet gösteriyor: Kadın girişimcilerin kurdukları şirketlerin faaliyet alanları incelendiğinde önde gelen sektörlerin toptan ve perakende ticaret ile imalat olduğu tespit edildi. Kadın girişimcilerin kurduğu şirketlerin yüzde 57’si 1-5 çalışanlı şirket statüsünde. Kadın girişimcilerin kurdukları şirkete yüzde 75 oranında sahip olduğu görülüyor ve kurulan her 3 şirketten 1’i hem Türkiye’de hem de yurtdışında faaliyet gösteriyor.
Global Girişimcilik İzleme Raporu’na göre Türkiye, 48 ülke içinde 15. sırada: Türkiye, 2018/2019 yılı global girişimcilik izleme raporuna göre, erken aşama girişimcilik aktivitesi toplamında 48 ülke içinde 15. sırada yer alıyor. Global Girişimcilik İzleme Raporu kapsamında, ülkelerin girişimciliği destekleyen koşulları ile 12 farklı kriter detayında ulusal girişimcilik durum endeksi (NECI) de ölçümleniyor. Türkiye 5.1 skor ile Avrupa ve Kuzey Amerika bölgesi içinde ortalama bir seviyede yer alıyor.
Türkiye’nin daha fazla kadın girişimciye ihtiyacı var. Türkiye, Global Girişimcilik İzleme Raporu’na göre; erken-aşama aktivite toplamında iyi bir konuma sahip. Girişimcilik aktivitesi açısından yoğun, iş fırsatı yaratma beklentilerinin de yüksek olduğu bir ülke olan Türkiye halen kadın girişimcilerin erkeklere oranı açısından geri kalan altı ülkeden biri olarak konumlanıyor. Kadın girişimcilerin erkeklerin yarısından az olduğu ülkeler; Slovenya, Yunanistan, İsveç, İsviçre, Birleşik Krallık ve Türkiye.
Türkiye’de girişimcilik yüksek oranda bir kariyer tercihi: Türkiye, girişimciliğin yüksek oranda bir kariyer tercihi olarak görüldüğü az sayıda ülkeden biri. Ülkenin ekonomik koşulları ve yeterli sayıda iş olmaması bunu tetikleyen unsurlardan biri olsa da iş fırsatı yaratma beklentisinin yüksek oluşu da toplumsal olarak bu konuya yaklaşımımızın bir göstergesi. Avrupa ülkelerinde girişimciliğin bir kariyer tercihi olarak görülme oranı düşük, bu konuda istisnalar (yüzde 80 ve üzeri ülkeler): Polonya, Hollanda ve Türkiye.
Girişimcilik geçmişi: Kadınlar girişim geçmişi açısından değerlendirildiğinde, kadın girişimcilerin kurdukları şirkete odaklanıp çoğu zaman başka bir işte çalışmadıkları, şirketin kuruluş aşamasında en çok aileden borç aldıkları, yakın geçmişte en fazla Türkiye’deki özel şirketler ile işbirliği yaptıkları görülüyor. Kadınların henüz şirket kurup, geliştirip, satma oranı oldukça düşük seviyede. Satış sebepleri ise iyi bir fırsat görüp değerlendirmekten ziyade anlaşmazlıklar ve maddi sorunlar olarak göze çarpıyor. Son on yılda girişimlerini satanların temel satış nedenleri arasında; ortaklarla anlaşmazlık, düşük karlılık ve kişisel gerçekler ön plana çıkıyor.
Kadının girişimcilik algısı: Araştırma kapsamında, Türkiye’deki kadın girişimcilerin, girişimcilik hikâyelerinin başlangıç aşamasına yönelik motivasyonları “ihtiyaç” ve “fırsat” içeren ifadelerle sorgulandı. Kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu girişimcilik hikâyelerinin temelinde ilgili dönemde bir fırsat görmenin ve değerlendirmenin yer aldığı ifadesine katılıyor. Kadın girişimcilerin özbenlik algıları ve erkek girişimcilere yönelik algıları bu alanda gelişimi etkileyen önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Araştırma kapsamında görüşülen katılımcılar için kadın girişimci olmak en fazla cesaret, güç, bağımsızlık, özgürlük gibi sıfatlarla özdeşleştiriliyor. Girişimcilik algısı metropollerdeki kadın girişimciler için daha çok cesaretken metropol dışı illerde ise güçlü olmak, diğer bir deyişle tüm zorluklara göğüs germek olarak yorumlanıyor.
Girişimcilik hikayesinin başlangıcında “fırsat yakalama ve değerlendirmek” olsa da girişimci olmaya yönelik temel motivasyonlar arasında “para kazanmak” ilk sırada. Bunun dışında; “heyecan duyulan ve sevilen işi yapma, kendi işinin patronu olma, yeni bir şey yaratma, topluma faydalı bir iş yapma, başkalarına istihdam sağlama ve yeni nesle rol model olma” diğer motivasyon faktörleri olarak öne çıkıyor.
Girişimci olmaya yönelik paylaşımlarda kadın girişimcilerin kuvvetli pozitif duygulara değinen yorumları bulunuyor. Kadın girişimciler kendilerini borcuna sadık olarak niteliyor ve özbenlik algılarında para yönetimi ile ilgili konular ve mütevazılık ön planda yer alıyor. Genç girişimcilerin kadın girişimci algısı daha iddialı.
Gelecek planları ve ihtiyaçlar
Kadın girişimcilerin eşleri ve ailelerinden sonra en büyük destekçisi, kendileri gibi iş kurmuş olan kadın girişimci arkadaşları. Ancak daha fazla kurum ile işbirliği kurma ve iletişim ağlarından yararlanmaları gelecekteki ihtiyaçları açısından önem arz ediyor. Kadın girişimciler yurtdışına açılmak istiyor ve geleceğe yönelik değerlendirmeleri umut vadediyor. Kadın girişimcilerin en fazla ihtiyaç duydukları konu finansal destek olarak gözüküyor.
Sonuç: Araştırma kapsamında oluşturulan Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi; ‘Davranış, Algı ve Gelecek’ olmak üzere üç ana bileşenden oluştu. Endeks, katılımcıların çoğunluğu KAGİDER üyesi olan kadın girişimcilerin 2018/2019 yılına ait resmini çekerek ilerleyen yıllarda girişimciliğe dair gelişimin takibini sağlayacak bir araç olarak kurgulandı. Skor 100 üzerinden 44 olup kadın girişimcilerin kurdukları şirketlerin yapısı, girişimciliğe yönelik algı ve beklentileri açısından gidecek daha fazla yolun olduğu sonucu ortaya çıktı.