banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

Dijital Dönüşüm Ofisi; dijital geleceği inşa ediyor 

Dijital dönüşümün hızlı karar almayı ve fark yaratarak öncü olmayı tetikleyen bir süreç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, “Hedefimiz, çağın getirdiklerini okuyarak, dünün değil, yarının tarihini yazacak bir potansiyeli harekete geçirmektir.

HABER 01.02.2021, 00:01 27.02.2021, 12:43
21810
Dijital Dönüşüm Ofisi; dijital geleceği inşa ediyor 
banner625

Bu da ancak adanmışlık anlayışının hayat bulması ile mümkün olabilecektir. Gelin dijital geleceğimizi, bize özgü değerlerle, hep birlikte inşa edelim” diyor.
Yaşadığımız çağın en dikkat çeken özelliği; baş döndürücü bir hızla gelişmekte olan dijital teknolojiler ve bu teknolojilerin toplum üzerinde meydana getirdiği dönüştürücü etkileri.
Geliştirilen dijital teknolojiler, sınır tanımaz boyutlarda veri akışları oluşturuyor, insanların yaşam ve iş yapış şekillerini değiştiriyor, veri temelli bir ekonominin oluşmasına aracılık ediyor, kamu iş süreçlerinin daha hızlı, verimli, şeffaf ve hesap verebilir nitelikte olmasını sağlıyor ve beraberinde yeni meslekler ve iş fırsatları getiriyor.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, bu dönüşüm sürecinde, kurum ve kuruluşların ihtiyaçları doğrultusunda e-Dönüşüme ilişkin çeşitli çalışmalar yürüterek, dünya ile eş zamanlı bir gelişim sürecini takip ettiğini belirterek, şu bilgileri veriyor: “Ancak bu çabalarla dijitalleşme sürecinde belirli ölçüde yol alınmış da olsa; üst seviye koordinasyondan yoksun ve tekil ihtiyaçlara odaklı bu girişimler, makro düzeyde bir dönüşümü sağlayamamıştır. Bu soruna çözüm sağlamak amacıyla farklı kurumlarda ayrı ayrı sürdürülen e-Devlet ve siber güvenlikle ilgili çalışmalar Cumhurbaşkanlığı çatısı altında birleştirilerek, 2018 yılında yayınlanan, 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (CBDDO) kuruldu.”
Ali Taha Koç, “Dijital dönüşümü hayata geçirmede doğru vizyon ve stratejinin varlığı ne kadar önemliyse, sürecin bu alanda bir lider öncülüğünde yürütülmesi de dijital dönüşümün hayata geçirilmesi açısından kritik öneme sahiptir” diyor. Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı bugün Kamu Dijital Dönüşüm Lideri olarak tanımlanıyor. Kamu Dijital Dönüşüm Lideri, kamu kurumlarının performans ve hizmetlerinin verimliliğini artırmak ve kamunun dijital dönüşümüne öncülük etmek amacıyla kamuda dijital dönüşüm stratejilerinin oluşturulması ve uygulama süreçleri başta olmak üzere dijital dönüşüm yol haritalarının hazırlanmasından sorumlu.

“Dijital Dönüşüm’ün özünde insan var”
“Dijital dönüşüm denilince aklımıza genelde teknoloji geliyor, ancak esasında ‘Dijital Dönüşüm’, dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi yoluyla, ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında gerçekleştirilen bütüncül dönüşümü ifade etmektedir” diyen Ali Taha Koç, bu sebeple dijital dönüşümün sadece bir teknoloji dönüşümü değil, özünde insan ve iş süreçlerinin olduğu kültürel ve organizasyonel bir dönüşüm olduğunu aktarıyor ve yürüttükleri çalışmaları şöyle özetliyor: “Kurumların, altyapı ve teknik yetkinliğini artırmak amacıyla; On Birinci Kalkınma Planı’nda kritik teknoloji alanları olarak belirlenen yapay zekâ, büyük veri ve siber güvenlik alanlarının yanı sıra kamunun dijital dönüşümünde Dijital Türkiye hizmetlerinin sunumuna aracılık ederek, kurumlar arası işbirliğini artırmaya yönelik çalışmaları sürdürmekteyiz. Bu kapsamda, kamu hizmetlerinin kullanıcı odaklı bir bakış açısıyla, etkinliği ve birlikte işlerliğini sağlayacak modernizasyon ve süreç iyileştirmelerini yaparak, elektronik ortama taşınması ve e-Devlet Kapısı üzerinden sunulmasına yönelik çalışmalara hız vermiş durumdayız.”

e-Devlet Kapısına 2020’de 2 milyar giriş yapıldı
Aralık 2008 tarihinde açılışı yapılan e-Devlet Kapısı bugün 12 yaşında. O gün, 22 kamu hizmetiyle açılan e-Devlet Kapısı üzerinden, bugün 705 kuruma ait 5 bin 300’ün üzerinde hizmet sunuluyor. Kullanıcı sayısı ise 52 milyona yaklaşmış durumda.
“2008-2018 yılları arası 11 yılda e-Devlet Kapısına toplam giriş sayısı 2.635.151.321 iken; 2019 yılında 1.1 milyar olan giriş sayısı bu yıl 2 milyarın üzerine çıkmıştır” bilgisini veren Ali Taha Koç, sadece e-Devlet Kapısında sunulan hizmetlerin sayısının artırılmasına yönelik çalışmalara değil, aynı zamanda hizmet kapsamının genişletilmesi ve bütünleşik hizmetlerin dijital ortama aktarılmasına da hız verdiklerini söylüyor. Bu kapsamda, 9 Haziran 2020 tarihinde ilk bütünleşik hizmet olan “Araçlarım Bütünleşik Hizmeti”ni açtıklarını duyuran Koç, bu güne kadar 70 milyondan fazla kullanılan “Araçlarım Bütünleşik Hizmeti” ile kullanıcıların; araçlarına ait sigorta, ceza, muayene, otoyol geçişi ve borç durumu bilgilerini görüntüleyip ödeme işlemlerini yapabildiğini açıklıyor. Koç, çalışma hayatını oluşturan iş ve işlemlerin bütünleşik bir yapıda sunulması için “Çalışma Hayatım Bütünleşik Hizmeti” ile adrese dayalı iş ve işlemlerin bütünleşik bir yapıda sunulacağı “İkametgâhım Bütünleşik Hizmeti”nin açılması için çalışmaları sürdürdüklerini anlatıyor.

Endekslerde ilk 10 hedefleniyor
Dijital Dönüşüm sadece hizmet sunumu değil, iş süreçlerini de sadeleştirmeyi gerektiriyor. Özel sektör üzerindeki bürokratik yüklerin azaltılması amacıyla gerekli kanuni değişikliklerin yapıldığını hatırlatan Koç, böylece 111 sürecin sadeleştirildiğini kaydediyor: “Bu sayede hizmet başına düşen ortalama belge sayısı azaltılmıştır. Pozitif sonuçlarını almaya başladığımız, ‘Sıfır Belge’ politikası çerçevesinde çalışmalarımız devam etmektedir.”
Ülkemiz Temmuz ayı sonunda yayınlanan Birleşmiş Milletler 2020 yılı e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde 193 ülke arasında, Çevrim İçi Hizmet Endeksinde 22’nci, e-Katılım Endeksinde ise 23’üncü sırada yer alıyor. Benzer şekilde, 23 Eylül tarihinde yayınlanan ‘AB 2020 Yılı e-Devlet Endeks Çalışmaları’nda ise Kullanıcı Odaklılık başlığında 36 ülke arasından 4’üncü olunduğunu açıklayan Koç, “Endeksin genelinde 26’ncı sıradan 13’üncü sıraya yükselmiş bulunmaktayız. Amacımız bu tür endekslerde ilk 10 sıra içerisinde yer almak ve bunu sürdürülebilir kılmaktır. Bu başarılar yalnızca e-Devlet Gelişmişlik Endeksleriyle sınırlı değil. Daha güvenli bir dijital ortam için gerekli koşulları oluşturmak, riskleri tanıtmak ve yönetmek için doğru dijital beceri ve araçları sağlamaya çalışıyoruz” diye konuşuyor.
Ali Taha Koç, ülkemizde bu güne kadar e-Devlet politikalarının etkinliğini ölçmeye yönelik sürekli ve sistematik bir endeks çalışması bulunmadığına dikkat çekiyor. Bu doğrultuda, kamu, özel sektör, üniversiteler ve STK’lar arasındaki işbirliğinin geliştirilerek dijital dönüşüm ekosisteminin oluşturulması amacıyla Dijital Türkiye Endeksi çalışmaları başlattıklarını duyuruyor.

Açık Veri Portalı hazırlanıyor
Covid-19 salgını ile birlikte hız kazanan dijitalleşme sürecine bağlı olarak veri üretimi ve kullanımı her geçen gün artıyor. Koç, kamu sektöründe veriye dayalı bir kültür oluşturmak amacıyla, kamu kurumlarının tüm verilerine ilişkin standart ve tanımlamaların yer alacağı “Ulusal Veri Sözlüğü” çalışmalarını başlattıklarını açıklıyor. Kamunun operasyonel verimliliğini artıracak Ulusal Veri Sözlüğü sistemi yazılım alt yapısı “https://uvs.gov.tr” adresi üzerinden hizmet veriyor. Yapılan bu çalışmaların bir sonucu olarak, kamu kurumlarında ortak bir veri dili oluşturarak ulusal veri envanteri hazırlanıyor.
Ali Taha Koç, “Söz konusu verilerin açık devlet verisi olarak kamuyla paylaşılabilmesi için ‘Açık Veri Portali’ üzerinde çalışmaktayız. Kamu verilerinin açık devlet verisi olarak paylaşılabilmesi süreçleri teknik, yasal ve organizasyonel bir dizi süreci barındırmaktadır. Açık Veri Projesi kapsamında yürütülen açık devlet verisi portali olan ‘veri.gov.tr’nin yazılım altyapısı tanımlanmıştır.”
Ali Taha Koç, dijitalleşmenin en büyük zaaflarından biri olan, veri kontrolünün tekelleşmesi konusunun gündemlerinde olduğunu ifade ediyor: “Özellikle kişisel verilerin korunması kapsamında, veri gizliliğinin temel bir insan hakkı olduğu önceliğinden hareketle, veri güvenliği konusunu, sınırlarımızın güvenliği ile eşdeğer görüyor ve bu hassasiyetle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu kapsamda ‘Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’ni Temmuz 2020’de yayınladık ve karşılaşılan güvenlik risklerinin azaltılmasını hedefledik.” Koç verinin değere dönüşmesinin ancak yerli ve milli anlayışla mümkün olacağını paylaşıyor.

Yerli ve milli yapay zeka teknolojisi
Verinin değere dönüşmesinde kullanılan önemli araçlardan birisi de yapay zekâ teknolojileri. Ali Taha Koç, “Yapay zekâ alanında olmazsa olmazımız; Türkiye’nin verisinden değer üretebilmek, yerli ve milli yazılımlar geliştirerek toplumumuza ve ekonomiye katkıda bulunabilmektir” diyor ve Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi hazırlık çalışmalarına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte devam ettiklerini açıklıyor: “Stratejimiz; yapay zekâ teknolojileri alanında yol haritasını ortaya koymakta, kritik teknoloji alanlarına yönelik atılması gereken adımlar ile yapay zekâ alanında nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi ve toplumsal dönüşüm için yapılması gereken öncelikli çalışmaları içermektedir. Bu kapsamda; yapay zekâ alanı bir tercih meselesi olmayıp ‘Dijital Türkiye’ vizyonu ve ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ doğrultusunda kalkınma hedeflerimizin en büyük taşıyıcılarından biridir.”
Koç, Gazi Üniversitesi ile birlikte yapay zekâ algoritmaları ile MR görüntülerinin saniyeler içinde değerlendirilmesine imkân sağlayan Türk Beyin Projesi’ni geliştirdiklerini söylüyor.

Siber güvenlik
Dijitalleşmenin hayatın her alanına nüfuz etmesi beraberinde siber güvenlik risklerini de getiriyor. Siber tehditlerle mücadele edebilmek için ciddi bir savunma ve karşı tedbir geliştirme kapasitesine ihtiyaç bulunuyor. Koç, bu yeteneğin geliştirilmesi için kurumlar arası işbirliğini de dikkate alan bütüncül bir siber güvenlik yaklaşımının benimsenmesinin önemli olduğunu paylaşıyor: “Siber güvenlik alanında da yerli ve milli teknolojilerin kullanımını önemsiyoruz. Siber güvenliğin en zayıf halkası insandır, bu halkayı güçlendirmenin yolu da siber güvenlik bilincine sahip bireyler yetiştirmekten geçiyor. Bu alanda 81 İl’de 81 Siber Kahraman Projesi, Siber Güvenlik Eğitimleri, Hack İstanbul ve Hack Zeugma gibi yarışmalar, Dijital Tayfa çizgi filmi, kamu spotları ve sosyal medya paylaşımları ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Dijital dönüşümün ayrılmaz bir parçası olan siber güvenlik alanında ekosistemin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi hususundaki bütün çalışmaları destekliyoruz.”

5G teknolojisine destek
Ali Taha Koç, Türkiye’nin haberleşme alanındaki dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla 5G’ye giden süreçte mobil işletmecilerin şebekeye ilişkin yapacağı donanım ve yazılım ihtiyaçlarını karşılamak, elektronik haberleşme sektöründe yerli ve milli bir üretim ekosisteminin hayata geçirilmesini sağlamak amacıyla oluşturulan Haberleşme Kümelenmesi’ni, Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi’ni desteklediklerini anlatıyor: “Türkiye’nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK’ın Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde kurulum ve kullanımına öncülük ederek, ULAK’ın tüm operatörler tarafından tercih edilmesinde öncü rolü üstlenerek, yerli ve milli teknolojilerilerimizi destekliyoruz.Yazılım alanında yerli katma değerin artırılması ve güvenlik risklerinin azaltılması amacıyla açık kaynak kodlu yazılım ekosistemini destekliyor, bu alanda nitelikli insan gücü yetiştirilmesi hususunda çalışmalar yürütüyoruz. Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, kamu kurumlarımızda açık kaynak kodlu yazılımların yaygınlaştırılması ve bu alanda kurumsal kapasitenin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bu bilinçle, kamu kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulan ortak yazılım (veri tabanları, sunucu işletim sistemleri, ofis uygulamaları, güvenlik yazılımları vb.) ihtiyaçlarının başta Pardus İşletim Sistemi olmak üzere açık kaynak kodlu yazılımlar ile karşılanması için gerekli çalışmaları yürüterek, teknik yetkinliğin artırılması ve ekosistemin oluşturulması amacıyla kurumlarımızla işbirliği içerisinde çalışmaktayız. Pardus İşletim Sistemi ile beraber geliştirilen Ahtapot Bütünleşik Siber Güvenlik Sistemi, Lider Ahenk Merkezi Yönetim Sistemi ve Engerek Kimlik Yönetim Sistemi ürünleri ile kamu kurumlarının ihtiyaçlarına cevap veriliyor. Bu ürünlerin nihai hedefi, dönüşümü yapılan kurum veya kuruluşlarda herhangi bir sahipli yazılım ihtiyacına gerek kalmaksızın, bilişim alanında ortaya çıkan gereksinimlerin açık kaynak kodlu yazılımlar ile karşılanmasıdır.”
Dijital dönüşümün; hızlı karar almayı ve fark yaratarak öncü olmayı tetikleyen bir süreç olarak karşımızda durduğunu dile getiren Ali Taha Koç, “Hedefimiz, çağın getirdiklerini okuyarak, dünün değil, yarının tarihini yazacak bir potansiyeli harekete geçirmektir. Bu da ancak adanmışlık anlayışının hayat bulması ile mümkün olabilecektir. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi ‘Biz ancak bu yolu, kim var denildiğinde, sağına soluna bakınmadan, ben varım diyebilenlerle alırız.’ ‘Ben Varım’, Gelin dijital geleceğimizi, bize özgü değerlerle, hep birlikte inşa edelim…” diye konuşuyor.

Yorumlar (0)