Çin Halk Cumhuriyeti, sivil düşüncenin önderlerini Nanjing’de biraraya getirdi
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Nanjing şehrinde, 22-26 Eylül’de düzenlenen 3. Küresel Vakıf Liderleri Forumu’na, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı adına katılan Dr. Akkan Suver ile Çin’i ve İpek Yolu’nu konuştuk.
HABER
01.10.2015, 08:58 01.10.2015, 12:45
14624
Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Afrika, Avustralya ve Kanada’nın önde gelen kanaat önderleriyle gerçekleşen 3. Küresel Vakıf Liderleri toplantısında Türkiye’yi temsil ettiğini belirten Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, “Açılışta şeref konuğu olarak söz aldım. Ayrıca Deniz ve Kara İpek Yolu Toplantısı’nda, Marmara Grubu Vakfı’nın görüşlerini ortaya koydum” dedi.
Akkan Suver, toplantıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Çevremizde çeşitli ihtilafların yaşandığı bugünlerde dünyanın önde gelen sivil toplum önderleri biraraya gelerek barışın önemini vurguladı, diyalogun; insandan insana temasın, barış ve güvenlik için gerekliliğini belirtti. Foruma katılan Çinli düşünce kuruluşlarının yetkilileriyle dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kanaat önderleri; ekonomik gelişmenin ve adaletin, insan haklarının önemli bir safhasını oluşturduğunu gündeme getirdi.” Dijital teknolojinin de insan hakları konusunda gelecekte bir tehlike oluşturup oluşturamayacağının da konuşmaların gündemini teşkil ettiğini ifade eden Suver, 27 ülkenin temsilcilerinin dünyayla ilgili endişe ve gelişmeleri geleceğin yeni şartları içinde ele aldıklarını kaydetti: “2500 yıl öncesinin abaküs adlı hesap makinesiyle yapılan hesaplamaların yerini bugün Lenova ‘notebook'unun aldığı, yakın bir gelecekte televizyonun, gazetelerin, radyonun yerini, sosyal bir armoni olarak adlandırılan dijital medyanın alacağı dile getirildi. Paranın dahi kullanılmayacağı, ‘uçan para-flying money’in alışveriş dünyasına yön vereceği iddia edildi.”
Akkan Suver, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kara ve Deniz İpek Yolu projesi kapsamında, Marmara Grubu Vakfı olarak uzun zamandır çalışmaları bulunduğunu aktardı: “Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Xi Jinping tarafından Kazakistan’da 3 yıl önce gündeme getirilen sözkonusu projeye Türkiye Devleti büyük önem vermektedir. Başkanlığını yaptığım Marmara Grubu Vakfı da büyük bir sorumlulukla bu projenin sürdürülebilir olması için 3 yıldır çalışmalar ve etkinlikler yapmaktadır. Bugüne kadar bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti’nde 12 etkinliğe katıldım. Ayrıca Bakü’de, Bükreş’te, Kişinev’de uluslararası toplantılarda bu konuyu gündeme getirdim. İstanbul’da ise Çin Halk Cumhuriyeti ile 7 ayrı etkinlik düzenledik. Yine, İstanbul’da 3 yıldır düzenlediğimiz uluslararası Avrasya Ekonomi Zirveleri’nde İpek Yolu projesini tartışmaya açtık. Bütün bunları söylüyorum, çünkü bu proje çağın projesidir, bir medeniyet projesidir. Yalnız ekonomik boyutu yoktur. Elbette ‘kazan-kazan’ ekonomik fikri vardır. Ama sosyal ve kültürel ağırlığı bana göre ekonomik ağırlığı nispetindedir. Zira Çin Halk Cumhuriyeti ile İngiltere, Kuzey Afrika ile Moğolistan, Kazakistan ile Mısır, Rusya Federasyonu ile Hindistan bu projede biraraya gelmektedirler. Müslümanlık Budizm ile Hıristiyanlık Musevilik ile biraradadır. Kısacası dünya nüfusunun 4 milyarı bu projenin içindedir.”
Akkan Suver, Türkiye’nin Proje’deki yerinden sözetti: “Yeni bitirilen ikinci Süveyş Kanalı ile Hint Okyanusu, Atlas Okyanusu ile birleşecektir. Türkiye bu birleşmede Akdeniz’de yeni bir merkez oluşturacaktır. Türkiye’de İstanbul’da Marmara Denizi’nin altından geçen tren yoluyla Pekin’i Londra’ya bağlamaktadır. Ayrıca Türkiye Kars-Tiflis-Bakü demiryoluyla da demirden İpek Yolu’na hizmet etmektedir. İpek Yolu’nun başarısı bilgi teknolojilerinin etkin kullanımının yaratacağı rekabet ortamında gelişecektir. İnovasyon ve çevreyle uyumlu ticarete verilecek önem, finansal hedeflere ulaşılmasında anahtar rolü oynayacaktır. Elbette Orta Asya ülkelerinin, Hint Okyanusu ülkeleriyle gerçekleştirecekleri ticaret hacminin büyümesi ve ‘kazan-kazan’ prensibinin dengeli olarak gerçekleşebilmesi rekabet ortamından çok, inovasyonla ilgili olacaktır. İnovasyon ve çevre İpek Yolu projesinin yol haritası olacaktır.”
Akkan Suver, dünyanın gelişen şartlarında Proje’nin uyum ve başarı şansını özetledi: “Kara ve Deniz İpek Yolu Ekonomik Kuşağı projesi, BM Şartı’nın amaçları ve ilkeleriyle aynı doğrultudadır. ‘Barış İçinde Bir Arada Yaşama’nın beş ilkesini (birbirinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı olarak saygı gösterme, karşılıklı saldırmazlık, birbirinin iç işlerine karşılıklı olarak müdahalede bulunmama, eşitlik ve karşılıklı menfaat ve barış içinde yaşama) desteklemektedir. Proje işbirliğine açıklıkta ısrarcıdır, tarihi İpek Yolu bölgesini kapsamaktadır; fakat bununla sınırlı değildir. Ortaklaşa gösterilen çabaların sonuçlarından daha fazla bölgenin faydalanabilmesi amacıyla tüm ülkelerin ve uluslararası ve bölgesel örgütlerin katılımına açıktır. Kara ve Deniz İpek Yolu Ekonomik Kuşağı, Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları boyunca uzanmaktadır, bir uçta canlı Doğu Asya ekonomi çevresini diğer uçtaki gelişmiş Avrupa ekonomisine bağlamakta ve ekonomik kalkınma için büyük bir potansiyele sahip olan ülkeleri içine almaktadır, Çin’den Orta Asya’ya, Rusya’dan Avrupa’ya; Çin’den Orta Asya ve Batı Asya boyunca Basra Körfezi, İkinci Süveyş kanalıyla Akdeniz’e bağlamaya; ve Güneydoğu Asya’dan, Güney Asya ve Hint Okyanusu’na ulaşmaya odaklanmaktadır. Özetlersek; Kara ve Deniz İpek Yolu Ekonomik Kuşağı yatırım ve ticaret konusunda işbirliğinin öncüsü olacaktır.”
3. Dünya Küresel Vakıf Liderleri Toplantısı Katılımcıları
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Dışında Katılan Ülkeler: Türkiye-Marmara Grubu Vakfı, Tayvan-Budist Tzu Chi Vakfı, Hongkong-Uluslararası Dostluk Vakfı, Pakistan-Benazir Gelir Desteği Vakfı, Hindistan-Vivekananda Uluslararası Hindistan Vakfı, Tayland-Tayland Kadınlar Vakfı, Suudi Arabistan-Suudi Arabistan İnsan Hakları Komisyonu Vakfı, Japonya-Japonya Dostluk Vakfı, Maldivler-Maldiv Otizm Vakfı, Güney Afrika-Matomela Vakfı, Mısır-Milli Kadın, Konseyi Vakfı, Nijerya-Orji Uzar Kalu Vakfı, Fas-Kral Mohammed V Dayanışma Vakfı, Senegal-Mozdahir Uluslararası Vakfı,
