banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

Adnan Bali, dövizde spekülatif talebe dikkat çekti: “FED’den boru döşetseniz bile…”

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, döviz kurlarında bütün meselenin spekülatif talebi uyarmamak olduğunu belirterek, "Spekülatif talebi uyardığınızda döviz kurlarında aşılmayacak seviye yoktur. Keskin ihtiyaç olduğunda hiçbir rezerv yeterli değildir. FED'den boru döşetseniz bile?" dedi.

HABER 01.09.2015, 08:54 31.08.2015, 14:20
5473
Adnan Bali, dövizde spekülatif talebe dikkat çekti: “FED’den boru döşetseniz bile…”
banner625
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bankanın 91’inci kuruluş yıldönümü kapsamında güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Döviz kurlarının Mayıs 2013’ten bu yana sepet bazında yüzde 46, dolar bazında yüzde 60 arttığına işaret eden Bali, yüzde 30’a kadarlık bir kur artışının, kredi riski açısından bakıldığında tolere edilebileceğini söyledi. Kurların ciddi seviyelere geldiğini aktaran Bali, şunları kaydetti: “Bunun maalesef belli işlerin fizibilitelerine ağır etkilerinin olabileceğini öngörmemiz gerekir. Henüz şu anda bu yönde çok önemli bir emare görmüş değiliz. Sektörde görmüş değiliz, biz kendi hesaplarımızda görmüş değiliz. Tabii vadeler var burada. Tahammül ne kadar edilip edilmeyeceğine dair, o döneme kadar koşulların düzelip düzelemeyeceğine dair imkanlar var. İşte bu bakımdan bunların yönetimi çok kritik.”

Spekülatif talebe dikkat
Aslında döviz kurlarında bütün meselenin spekülatif talebi uyarmamak olduğunu vurgulayan Bali,  şöyle devam etti: “Spekülatif talebi uyardığınızda bana göre aşılmayacak seviye yoktur. Bu, hiç doğru bir şey değildir. Rezerv politikaları da spekülatif talebe yetmez. Ben bunu şöyle ifade ederim sıklıkla; keskin ihtiyaç olduğunda hiçbir rezerv yeterli değildir. FED’den boru döşetseniz bile… O, kazanma saikine inanarak fiktif bir talebi ortaya koyuyor. Karşılamanız mümkün değil. Onun için beklentileri doğru yöneterek, güveni tesis ederek, istikrarı kazanmak suretiyle spekülatif talebin oluşmasına engel olmak lazım.” Adnan Bali, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) olası faiz artırımının Türk bankacılık sektörüne etkisine ilişkin ise şunları söyledi: “Tablonun oluşması halinde, özellikle Merkez Bankası’nın yürüttüğü fonlama politikaları ve likiditedeki sıkılaştırmaya bağlı olarak, mevduat ve uluslararası borçlanma maliyetleri ile fonlama açısından çok ciddi, majör bir yükseliş beklemiyorum. Gelişmekte olan ülkelere yönelik olumlu konjonktürün bir miktar sonuna gelindiğini anlaşılıyor. ‘Güvenli liman’ diye kabul edilen yerlerin gelişmekte olan ülkelere göre çok daha cazip bir alan haline geldiğini görüyoruz. Bu durumun Brezilya, G. Afrika gibi birçok gelişmekte olan ülkede faiz politikalarında değişikliğe yol açtı. Türkiye de bu etkiye maruz kalıyor. Bir de Türkiye, geçmiş dönemlerin aksine iç gündemleriyle de daha fazla etkileniyor. Eskiden iç gündemlerimiz bu eğilimleri bir miktar törpülüyordu, biz daha sınırlı yaşayarak bunları idare ediyorduk.” Geçmişte Merkez Bankası’nın politikalarının esneklik üzerine inşa edildiğini hatırlatan Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gerek iç sorunların, çok ciddi şekilde istikrarsızlıklar ve belirsizlikler de dahil olmak üzere, artmış olması, gerekse dış konjonktürün aleyhe doğru dönmüş olması bu esneklik yerine Merkez Bankası’nın daha basit, daha sade ve daha doğrudan yöntemleri kullanmasını gerektiriyor. Bugün maalesef karşılaştığımız sorunlar daha doğrudan yöntemleri, daha sade yöntemleri geçerli kılıyor, çok daha doğrudan müdahale gerektiren olaylar yaşıyoruz.” Bugün politika faizi ile fonlama maliyetinin başka seviyelerde olduğuna dikkat çeken Bali, şu anda yaşanılan hadiselerin, daha ileri bir parasal sıkılaştırmaya ihtiyaç olduğunu gösterdiğini belirtti.

“İşimize gücümüze bakıyoruz”
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye’de bir seçim olgusunun bulunduğuna işaret ederek, iç ve dış siyasi konjonktürün olağanüstü bir belirsizliğe girdiğini söyledi. Güvenlik sorunlarından jeopolitik sorunlara kadar birçok unsurun birarada bulunduğuna dikkati çeken Bali, “Çok da olumsuz ve karamsar düşünmemek lazım” dedi. Piyasalar açısından en olumsuz senaryonun belirsizlik ve öngörülemezlik olduğuna dikkati çekti.

Yorumlar (0)