banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

5 ülke Hazar Denizi’nin hukuki statüsünde anlaştı

Kazakistan’ın Aktau şehrinde düzenlenen 5. Hazar Ülkeleri Devlet Başkanları Zirvesi’nde, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, İran ve Rusya olmak üzere 5 ülke Hazar Denizi’nin hukuki statüsünde anlaştı.

HABER 01.09.2018, 08:57 01.09.2018, 16:13
10962
5 ülke Hazar Denizi’nin hukuki statüsünde anlaştı
banner625

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in; “Hazar’ın hukuki statüsünün belirlenmesiyle deniz dibi ve yüzeyinin ülkeler arasında uluslararası hukuk normlarına uygun paylaşılmasının tamamlanmasını sağladık” diye değerlendirdiği yeni statü için Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, “Hazar Denizi artık barış, iyi komşuluk, karşılıklı anlayış ve güven bölgesidir” dedi.
Kazakistan’ın Aktau şehrinde, bu yılın Ağustos ayı içinde düzenlenen 5. Hazar Ülkeleri Devlet Başkanları Zirvesi’nde, Hazar Denizi’nin hukuki statüsü belirlendi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzası ile belirlenen hukuki statüye göre bundan böyle ekonomi, ulaştırma, güvenlik, çevre alanlarında ortak işbirliği yapılacak. İmzalanan bu önemli statü anlaşmasıyla ilgili olarak Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver’le konuştuk.

KobiEfor: Hazar Denizi’nin hukuki statüsü
 belirlendi. Bu önemli imza törenini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akkan Suver: Öncelikle belirtmek isterim ki artık Hazar Gölü yoktur, resmi adı ile Hazar Denizi’dir. Bu dahi önemli bir merhaledir. Aktau şehrinde uzun yılların semereli çalışmalarının ürünü olarak, dünyanın gözü önünde barış içinde gerçekleşen bu anlaşma önemlidir. Hazar Denizi’nin bu yeni statüsü ile Avrasya, bir istikrar merkezi olma yolunda ilerlemesini sürdürdüğünün yeni bir işaretini verdi. Bir Kuşak-Bir Yol Projesi ile Avrasya coğrafyasında başlayan ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeler Avrasya’nın Hazar Bölgesi’nde de barışa hizmet alanında ümit verici oluşumlar ortaya koymaya başladı. Bu ümit verici oluşumların gerçekleşme faktörüne Türkmenistan’ın yıllardır başarıyla uygulamakta olduğu tarafsızlık siyasetini de ekleyebiliriz.


KobiEfor: Bu anlaşmayı önemsediğinizi
 belirttiniz. Sizce bu anlaşma ile hangi hususlar öne çıkıyor?
Akkan Suver: Hazar Denizi’nde kıyısı bulunan beş ülke, Rusya, İran, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bu suların ekonomik ve askeri olarak hangi statüde kullanılacağı konusunda anlaşamıyordu. Hazar Denizi’nin statüsüyle ilgili olarak fikir birliğine varmanın kolay olmadığını, müzakerelerin neredeyse otuz yıla yaklaştığını anımsarsak, barış içinde nihayete erdirilen bu anlaşmanın önemi kendiliğinden ortaya çıkar.
Bir Kuşak-Bir Yol Projesi ile başlayan hareketliliğin ve Türkmenistan’ın bitaraftık siyaseti ile oluşan samimi havanın uzun yıllardır devam eden Hazar Denizi’nin paylaşımı sorununun çözüme ulaşmasında başarılı bir etken olduğunu da söyleyebiliriz. Hazar Denizi’nin kıyıdaş ülkeler tarafından paylaşılması ve kullanılmasına ilişkin 27 yıldan beri sürdürülen müzakereler nihayet bu ülkelerin geçen yıl Rusya’da prensipte vardıkları anlaşma ile geride bıraktığımız Ağustos ayı içinde çözüme ulaştı. Kazakistan’da toplanan Hazar Beşlisi Zirvesi’nde, uzmanlar tarafından “Hazar Denizi’nin Anayasası” olarak kabul edilen bir anlaşma imzalanarak, Hazar Denizi’nin hukuki bir statüye kavuşturulmasıyla istikrar ve kalıcı barış yolunda önemli bir adım atıldı.


KobiEfor: Anlaşmanın içeriğinden söz eder misiniz? Anlaşma taraf
 ülkelere neler kazandıracaktır?
Akkan Suver: İmzalanan anlaşmaya göre,  Hazar Denizi, kıyısı bulunmayan diğer ülkelere kapatılmış ve onların askeri varlığını kısıtlamıştır. Bu barış açısından büyük bir kazanımdır. Hazar Denizi’nin yüzey kısmının taraflarca ortak bir şekilde kullanılması karar altına alınmıştır. Dip kısmı ve maden rezervleriyse komşu devletlerin arasında, uluslararası hukuk temelinde anlaşılarak paylaşılacaktır ki bu suların altındaki doğalgaz ve petrol rezervlerinin de artık çıkarılarak dünya piyasalarına sunulması anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle tam bir enerji denizi olan Hazar böylelikle yeni bir enerji sinerjisinin kapısını aralamaktadır. Artık Hazar Denizi, dostluk, karşılıklı güven ve işbirliği denizine dönüşmüştür.


KobiEfor: ‘Yeni enerji sinerjisi’ni biraz daha detaylı açıklar mısınız? Ortaya çıkan bu
 yeni tablonun rakamsal değerleri nelerdir?
Akkan Suver: Hazar Denizi’nde bulunduğu tahmin edilen yaklaşık elli milyon varil petrol ve yaklaşık on trilyon metreküplük doğalgazın piyasa değerinin altı trilyon doları geçtiği söyleniyor. Şüphe yok ki bu getiri, Hazar Denizi’ne kıyı ülkeler arasındaki işbirliğini arttırma yönünde de önemli bir hareketlilik sağlayacaktır. Gene kıyıdaş beş ülkenin milli gelirlerinin artmasına, bu bölgede yaşayanların refahına, ülkelerin kalkınmasına da kaldıraç olacağı gibi, aynı zamanda bölgenin istikrarına ve barışına da neden olacaktır. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Rusya ve İran tarafından onaylanan bu anlaşma ile bir enerji deposu olan Hazar Denizi’nin bir barış denizine dönüşeceğine inanıyoruz. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ve bölgesel anlaşmalar yapılması,  ticari işbirliklerinin artması, bu bölge üzerinde genel politik havayı da olumlu bir şekilde etkileyecektir. Görünen o ki, Avrasya’nın son on yılı ile gelecek on yılı birbirinden çok farklı olacaktır.

KobiEfor: Verimli ve o nispette de Hazar Denizi’nin olduğu kadar
 Avrasya coğrafyasının dinamiklerini etkileyecek olan bu anlaşmanın Türkiye ile ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akkan Suver: Söz konusu olan beş ülke de Türkiye’nin vazgeçilmez dostlarıdır. Bu ülkelerin bir arada yaşaması, bir arada refahı yakalaması onlar kadar bizi de sevindirir. Refah, kalıcı barışı da beraberinde getirecektir. Ayrıca enerji konusunda; Türkiye üzerinden geçmekte bulunan enerji nakil hatlarında da yeni zenginliklerin oluşacağı bir gerçektir. Fakat her şeyin üzerinde bir başka önemli gerçek vardır. O da Hazar Denizi’nin artık bir barış denizi olduğudur. Bu gerçek her türlü değerin üzerindedir.

Yorumlar (0)