Güce Bağımlılık…
Güç, biliyoruz ki; bilgidir, erdemdir, tevazudur, hoşgörüdür, vefalı olabilmektir. İnsanın hayallerinin olmasıdır, yardımlaşmadır, cesarettir, öğrenme isteğidir, bir şeyler başarma duygusudur, iz bırakma hevesidir, özsaygıdır, karakterdir, güvenilir olabilmektir, dürüstlüktür, kimseye zarar vermemektir, duygudaşlıktır, başkaları için merak edebilmektir, hayvanlara düşkünlere, ağaca, böceğe merhamet ve sevgidir, saygıdır… Bahar geldi çattı ama ya içinizdeki bahar?..
Güçlü olmak ve gücü ele geçirmek her canlının yaşamında önemli yer tutar. Hayvanlar âleminde güç neslin ve sürünün devamı için gereklidir. Güçlü hayvan sürünün lideridir ve birisi gelip onu alaşağı edene kadar sürüye ve geleceğine yön verir.
İnsan âleminde ise güç oldukça karışıktır. Güç özellikle ‘erkeklikle’ özdeştirilir. Bazen yaptırım gücü olan kabalığı, hoyratlığı ve korkutmayı içerir. Bazen de sevgiyi, merhameti, cömertliği, saygıyı ve cesareti simgeler. İnsanın dişisi olan kadınlar için güç, çocuk doğurma, yuva yapma, yuvasını koruma ve geliştirme; zarafet, incelik, güzellik, zorluklara dayanma ve nezaketi simgeler. Yine her iki cinse özgü olarak güç, dediğini yaptırma, zorluklara direnme, düşmanı ve rakipleri korkutma, istediğini elde etme gibi özellikleri barındırır.
“Tek değer, değer değildir” şiarından yola çıkarak tek başına güç anlamsızdır da. Güç yıkıcı ise kimde olursa olsun amacından uzaklaşır. Ama güç; yapıcı, geliştirici, üretken, yol gösterici, barıştırıcı, caydırıcı ise faydalıdır ve o kadar da gereklidir.
Gücün kendisinde sorun yoktur. Güç, herkes için önemlidir doğru içerikte ve doğru ölçüde ama güce bağımlılık diğer bağımlılıklardan farksızdır ve tehlikelidir. Güce odaklandığında ve ele geçirmeye başladığında ve gücün tekeli olmaya başladığında hem o kişi, ulus ve topluluk hem de başkalarının zarar görme tehlikesi vardır. Zira güç içinde erdem, hoşgörü, sevgi ve saygı taşımıyorsa ve ölçülü değilse işte o zaman güce bağımlılık bir sorun olmaya başlar.
Gücün çeşitli şekilleri vardır. Para, fiziksel cazibe -kadında güzellik, erkek te yakışıklık- makam, mevki, toprak, mücevher bilgi, silah birer güç unsurlarıdır. Bu güçlerin nasıl kullanılacağı önemlidir. Bazen kışkırtıcı ve bazen de önleyicidir ama güç insan ve insanlık adına doğru ölçüde ve doğru yönde o kadar değerlidir.
Güce bağımlılığın arkasında insanın diğer canlılardan -aklı dışında- çok yetersiz ve zayıf olması yatar. Zayıflık tahammül edilemezdir insan için. Güçlü olmak ve gücü ele geçirmek için çeşitli, mücadele ve savaşlar verir. Kendini koruma ve geleceği garantileme arayışı güce yönelimin nedenidir. Dolayısıyla maddi unsurlar güç için daha değerli olmuştur ve güç; para, mal, mülk, mevki, otorite ile yani bir şeylere sahip olmak ile özdeşleşmiştir. Güç sadece bir şeylere sahip olmakla özdeşleştiğinde insanı erdemli kılacak, yaşamaktan haz duyacak ve geleceğe güvenli bakmasını sağlayacak sevgi, heyecan, çalışkanlık, onur, şeref, cesaret, bilgi, merhamet, yardımlaşma, saygı gibi değerlerden yoksun olunca mal, mülk, para ve sair güçlerin anlamı kalmayacaktır. Ve hırslı, haris bir insana dönüşecek, asla mutlu olamayacaktır. Kaybetme korkusu içinde yaşayacak. Korku içinde yaşarken daha çok güce sarılacak ve daha sonra kendini yok edecek duruma gelecektir. Tarih ders alanlar için böyle hikâyelerle doludur.
Oysa güç, biliyoruz ki; bilgidir, erdemdir, tevazudur, hoşgörüdür, vefalı olabilmektir. İnsanın hayallerinin olmasıdır, yardımlaşmadır, cesarettir, öğrenme isteğidir, bir şeyler başarma duygusudur, iz bırakma hevesidir, özsaygıdır, karakterdir, güvenilir olabilmektir, dürüstlüktür, kimseye zarar vermemektir, duygudaşlıktır, başkaları için merak edebilmektir, hayvanlara düşkünlere, ağaca, böceğe merhamet ve sevgidir, saygıdır…
Turgay Hocam, “Bunlar para etmiyor” derseniz, ben de; “Bir daha düşünün ve bu hipnozdan kurtulun derim!..”
Bahar geldi çattı ama ya içinizdeki bahar?..