30.09.2016, 09:00
6202
Girişimciliğe Girişmek...
Girişimcilik, adı üstünde, birşeyler yapmayı, üretmeyi, tasarlamayı, söylemeyi, bulmayı, değiştirmeyi; gerekiyorsa yıkmayı ve yeniden yapmayı göze almak, sorumluluğunu üstlenmek ve gerçekleştirmektir.
Bütün insanlar doğuştan yani 7-10 yaşına kadar muhteşem bir öğrenci ve girişimcilerdir; sonra, eğitim denen ve gerçekten yanlış anlaşılan ve anlatılan olgu yüzünden kayıplar vermeye başlanır ve çocukların yetenekleri ve girişimci enerjilerinin önü kesilir ve birden tembelleşmeye, işten kaçmaya, değersiz olduklarına inanmaya başlarlar ve çok az zararla yetişkinliğe adım atarlar. Bir örnek verecek olursak; “her yıl bir ülkenin nüfusunun yeni doğan çocuklarının yüzde 2’si üstün zekalı ve yetenekli olarak doğar” der bir araştırma. Bu çocuklara verecek eğitim olmadığı için doğru dürüst, heba olup gitmektedirler.
Siz normal zekalı doğan milyonlarca çocuğunuzu doğru dürüst eğitemiyorken -bir avuç özel azınlık hariç- üstün yetenek ve zekalı doğan binlerce çocuğunuza yeterli ortam ve koşullar sağlayamadığınızdan dolayı sıradanlaştırıp hayata salıyor ve sonra da mutsuzluklarını seyrediyoruz.
Aslında özel veya normal yetenekli olsun; bütün çocuklar birer “öğrenme şampiyonudur.” Önemli olan bunların evrensel ve güncel bilgilerle yeteneklerinin keşfedilip bu alanda doğru bir yönlendirme ile her açıdan donanımlı, sorun çözme yetisi ve duygusal zekası gelişmiş bireyler haline getirebilirseniz bu kuşak hem kendilerini hem de ülkelerini uçurur.
Girişimciliğe dönersek tekrar, girişken bir kişiliktir girişimciliğin temeli. Girişken bir kişinin hayalleri vardır, birşeylerden memnun değildir veya olan veya yapılanları beğenmiyordur, dolaysıyla onları değiştirmek için önce kendileriyle sonra çevresiyle bir çatışmaya girecektir.
Bu normaldir; gençlere ve dolayısıyla girişimcilere ortam sağlanması, onlara kendilerini gerçekleştirecek imkanlar sunulması onları geliştirecektir.
Girişimcilik, deli cesaretine sahip olmak ama deli olmamaktır; öngörüdür, benzersizliktir, inançlı olmak ve ne yapacağını bilmek kadar ne yapmayacağını da bilmektir. Sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak ve muhteşem bir odaklanma ve sebat gibi becerilere sahip olmak demektir aynı zamanda. İnanıyorum ki bunu yapacak karaktere hem sahibiz hem de her türlü zorluğa göğüs gerecek donanımlara sahibiz ulus olarak zira yokluklar ve zorluklar farkında olmadan bizleri aramaya ve değişime itiyor doğal olarak.
Zoru çalışarak ve üstüne giderek kolaylaştırmaya da ustalık denir; bizler de bunu başarabiliriz inanır ve gerekenleri yaparsak; başka da seçeneğimiz yok zaten...
Özetle girişimcilik için önce girişimci bir karakter ve tutum geliştirmeliyiz...
Bütün insanlar doğuştan yani 7-10 yaşına kadar muhteşem bir öğrenci ve girişimcilerdir; sonra, eğitim denen ve gerçekten yanlış anlaşılan ve anlatılan olgu yüzünden kayıplar vermeye başlanır ve çocukların yetenekleri ve girişimci enerjilerinin önü kesilir ve birden tembelleşmeye, işten kaçmaya, değersiz olduklarına inanmaya başlarlar ve çok az zararla yetişkinliğe adım atarlar. Bir örnek verecek olursak; “her yıl bir ülkenin nüfusunun yeni doğan çocuklarının yüzde 2’si üstün zekalı ve yetenekli olarak doğar” der bir araştırma. Bu çocuklara verecek eğitim olmadığı için doğru dürüst, heba olup gitmektedirler.
Siz normal zekalı doğan milyonlarca çocuğunuzu doğru dürüst eğitemiyorken -bir avuç özel azınlık hariç- üstün yetenek ve zekalı doğan binlerce çocuğunuza yeterli ortam ve koşullar sağlayamadığınızdan dolayı sıradanlaştırıp hayata salıyor ve sonra da mutsuzluklarını seyrediyoruz.
Aslında özel veya normal yetenekli olsun; bütün çocuklar birer “öğrenme şampiyonudur.” Önemli olan bunların evrensel ve güncel bilgilerle yeteneklerinin keşfedilip bu alanda doğru bir yönlendirme ile her açıdan donanımlı, sorun çözme yetisi ve duygusal zekası gelişmiş bireyler haline getirebilirseniz bu kuşak hem kendilerini hem de ülkelerini uçurur.
Girişimciliğe dönersek tekrar, girişken bir kişiliktir girişimciliğin temeli. Girişken bir kişinin hayalleri vardır, birşeylerden memnun değildir veya olan veya yapılanları beğenmiyordur, dolaysıyla onları değiştirmek için önce kendileriyle sonra çevresiyle bir çatışmaya girecektir.
Bu normaldir; gençlere ve dolayısıyla girişimcilere ortam sağlanması, onlara kendilerini gerçekleştirecek imkanlar sunulması onları geliştirecektir.
Girişimcilik, deli cesaretine sahip olmak ama deli olmamaktır; öngörüdür, benzersizliktir, inançlı olmak ve ne yapacağını bilmek kadar ne yapmayacağını da bilmektir. Sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak ve muhteşem bir odaklanma ve sebat gibi becerilere sahip olmak demektir aynı zamanda. İnanıyorum ki bunu yapacak karaktere hem sahibiz hem de her türlü zorluğa göğüs gerecek donanımlara sahibiz ulus olarak zira yokluklar ve zorluklar farkında olmadan bizleri aramaya ve değişime itiyor doğal olarak.
Zoru çalışarak ve üstüne giderek kolaylaştırmaya da ustalık denir; bizler de bunu başarabiliriz inanır ve gerekenleri yaparsak; başka da seçeneğimiz yok zaten...
Özetle girişimcilik için önce girişimci bir karakter ve tutum geliştirmeliyiz...