UPS: Üretim tesisleri müşterinin yanına taşınıyor
UPS adına IDC tarafından yapılan ‘5.UPS Tedarik Zinciri’nde (CITC) Küresel Değişim’ anketi açıklandı.
FİRMA TANITIM
01.10.2015, 08:45 01.10.2015, 13:34
5681
Avrupa, Kuzey Amerika, Asya-Pasifik ve Latin Amerika bölgelerinden toplam 516 ileri teknoloji yöneticisinin görüşlerine başvuruldu. Bu katılımcılar ileri teknoloji tedarik zinciri profesyonellerinden oluşuyor. Sonuçlar ise tedarik zincirlerinde hala devam etmekte olan ve şirketlerin sahip oldukları tesislerin konumlandırılması ile tedarikçilerin seçilmesi hususlarını etkileyen bir evrimi gözler önüne seriyor. UPS Avrupa, Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Scott Aubuchon, konu hakkında şunları söyledi: “Yerel üretim stratejileri ve tedarik zincirleri bakımından daha esnek yaklaşımlar sergilemeye başlamaları sonucu, ileri teknoloji şirketleri artık artan pazar dinamiklerine daha iyi cevap verebilir durumda. Avrupa’daki şirketler ürünlerin teslimi için harcanan zaman ile maliyeti değerlendirirken bütünsel bir yaklaşım sergiliyor. Şirketlerin hizmet seviyelerini geliştirmesi, ulaştırma maliyetlerini azaltması ve ürün kalitesi ile fikri mülkiyet hakları üzerinde daha etkin bir kontrole sahip olmayı talep etmesiyle birlikte üretim tesislerini müşterilerine daha yakın bir yere taşıma stratejisi daha çok popülarite kazanmaya devam ediyor.”
Bu yıl ki anket sonuçları 2013 yılındaki sonuçlarla karşılaştırıldığında yüzde 9 artışla Avrupa’da ileri teknoloji lojistiğinde karar vericilerin yüzde 35’inin yakın ülkelerde üretim sistemine ilişkin planlamalar yaptığı ortaya çıkıyor. Avrupa katılımcılarının yüzde 54’ü iki veya daha fazla yıl önce; yüzde 34’lük bir kesim ise bu sene üretim tesisini müşterilerine daha yakın bir yere taşıdığını belirtiyor. Ankete katılan şirket katılımcılarının yarısından çoğu (yüzde 56) hem kendi ülkesinde, hem yurtdışında üretim sistemini stratejilerinin bir parçası olarak görüyor. Zira bu sistem, üretim için kullanılan kaynak malzemeyi, depolama ve dağıtım arasındaki yakınlığı belirleyen bir dizi faktörü dengeliyor. Her ne kadar UPS hem yakın ülkelerde, hem de kendi ülkesinde ve yurtdışında üretim stratejisinde bir artış gözlemlese de üretim tesisini, işgücünün ucuz olduğu ülkelere taşıyan sistemin hala en yaygın kullanılan strateji olmaya devam ediyor. Avrupa’daki anket katılımcılarının yüzde 59’u bugün halihazırda üretim tesislerini farklı bir ülkeye taşıdıklarını belirtiyor.
Sektörde ihracat artarken yeni fırsatlarortaya çıkıyor
CITC anketi ileri teknoloji ihracatının Avrupa da dahil olmak üzere, küresel anlamda güçlü bir görünüme sahip olduğunu gösteriyor. Avrupalı katılımcıların yüzde 39’u gelecek iki yıl içerisinde ileri teknoloji sektörü ihracat hacmindeki küresel büyümede mevcut hızla artış yaşanacağını öngörürken yüzde 19’luk kesim ise daha hızlı bir büyüme beklediğini belirtiyor. İleri teknoloji şirketleri yeni ortaya çıkmakta olan pazarlara başarılı bir şekilde girmeyi başardı. Anket katılımcıları arasında, Avrupa katılımcılarından yüzde 66’sı halihazırda Çin’de, yüzde 41’i Hindistan’da, yüzde 31’i ise Brezilya’da ürünlerini sattıklarını beyan ediyor. Avrupa’daki ileri teknoloji şirketlerinin bu sene girmeyi planladığı ilk üç pazarı ise Brezilya, Hindistan ve Asya-Pasifik ülkeleri (Hindistan ve Çin hariç olmak üzere) oluşturuyor. Her ne kadar yeni pazarlara girme oranı yüksek olsa da bu genişlemenin önündeki engeller de bir yandan değişmeye devam ediyor. Küresel anlamda en büyük engeli yasal mevzuatı belirlemek oluşturuyor. Ancak Avrupa’da bu unsur, ilk faaliyetleri kurma, kültürel değişiklikler, mevzuat değişikliklerine ayak uydurma ve hangi pazarlara girileceğinin belirlenmesi gibi engellerin ardından sıralamada beşinci olarak yeralıyor. Avrupa’da mevzuat anlamında en çok endişe yaratan durum, katılımcıların yüzde 44’ünün de belirttiği üzere (küresel anlamdaki yüzde 31’lik orana kıyasla) küresel veya sınır ötesi takip edilebilirlik ve görünürlük.
Bu yıl ki anket sonuçları 2013 yılındaki sonuçlarla karşılaştırıldığında yüzde 9 artışla Avrupa’da ileri teknoloji lojistiğinde karar vericilerin yüzde 35’inin yakın ülkelerde üretim sistemine ilişkin planlamalar yaptığı ortaya çıkıyor. Avrupa katılımcılarının yüzde 54’ü iki veya daha fazla yıl önce; yüzde 34’lük bir kesim ise bu sene üretim tesisini müşterilerine daha yakın bir yere taşıdığını belirtiyor. Ankete katılan şirket katılımcılarının yarısından çoğu (yüzde 56) hem kendi ülkesinde, hem yurtdışında üretim sistemini stratejilerinin bir parçası olarak görüyor. Zira bu sistem, üretim için kullanılan kaynak malzemeyi, depolama ve dağıtım arasındaki yakınlığı belirleyen bir dizi faktörü dengeliyor. Her ne kadar UPS hem yakın ülkelerde, hem de kendi ülkesinde ve yurtdışında üretim stratejisinde bir artış gözlemlese de üretim tesisini, işgücünün ucuz olduğu ülkelere taşıyan sistemin hala en yaygın kullanılan strateji olmaya devam ediyor. Avrupa’daki anket katılımcılarının yüzde 59’u bugün halihazırda üretim tesislerini farklı bir ülkeye taşıdıklarını belirtiyor.
Sektörde ihracat artarken yeni fırsatlarortaya çıkıyor
CITC anketi ileri teknoloji ihracatının Avrupa da dahil olmak üzere, küresel anlamda güçlü bir görünüme sahip olduğunu gösteriyor. Avrupalı katılımcıların yüzde 39’u gelecek iki yıl içerisinde ileri teknoloji sektörü ihracat hacmindeki küresel büyümede mevcut hızla artış yaşanacağını öngörürken yüzde 19’luk kesim ise daha hızlı bir büyüme beklediğini belirtiyor. İleri teknoloji şirketleri yeni ortaya çıkmakta olan pazarlara başarılı bir şekilde girmeyi başardı. Anket katılımcıları arasında, Avrupa katılımcılarından yüzde 66’sı halihazırda Çin’de, yüzde 41’i Hindistan’da, yüzde 31’i ise Brezilya’da ürünlerini sattıklarını beyan ediyor. Avrupa’daki ileri teknoloji şirketlerinin bu sene girmeyi planladığı ilk üç pazarı ise Brezilya, Hindistan ve Asya-Pasifik ülkeleri (Hindistan ve Çin hariç olmak üzere) oluşturuyor. Her ne kadar yeni pazarlara girme oranı yüksek olsa da bu genişlemenin önündeki engeller de bir yandan değişmeye devam ediyor. Küresel anlamda en büyük engeli yasal mevzuatı belirlemek oluşturuyor. Ancak Avrupa’da bu unsur, ilk faaliyetleri kurma, kültürel değişiklikler, mevzuat değişikliklerine ayak uydurma ve hangi pazarlara girileceğinin belirlenmesi gibi engellerin ardından sıralamada beşinci olarak yeralıyor. Avrupa’da mevzuat anlamında en çok endişe yaratan durum, katılımcıların yüzde 44’ünün de belirttiği üzere (küresel anlamdaki yüzde 31’lik orana kıyasla) küresel veya sınır ötesi takip edilebilirlik ve görünürlük.