OTOMASYON

Endüstriyel Otomasyon









Otomasyon insan emeğini yükseltir!

Sanayi devriminin ardından başlayan otomasyon, bir işin insan ile makine arasında paylaşılması olarak tanımlanıyor. Toplam işin makine tarafındaki paylaşım yüzdesi otomasyonun düzeyini belirliyor. Otomasyonun faydaları;  hız, kalite ve kar olarak karşımıza çıkıyor. Çopur, otomasyon sürecinin olmazsa olmaz kavramı olarak “kalite”nin ön plana çıktığını hatırlatarak, “Kaliteli üretim ihtiyacı nedeniyle otomasyon daha önemli hale geldi. Çünkü insanla yapılanın yerine makineler ve robotlar çok daha az kalite problemlisini çok daha kısa sürede üretiyor” diyor. Üretimde makineleşme ile işsizliğin artacağı eleştirisine de katılmadığını dile getiren Çopur, insan emeğinin yok olmadığını aksine niteliğinin değiştiğini savunuyor. Çopur, şöyle konuşuyor: “Otomasyon insanın iş gücündeki değerini daha da yükseltecektir. Vasıfsız tarla işçileri yerine yüksek teknolojili sistemleri tasarlayan, programlayan ve sorunsuz çalışmasını sağlayan teknik insanlara ihtiyaç olacaktır. Şunu da unutmamak gerekiyor, otomasyon ancak seri üretim varsa gereklidir. Özel ve niş alanlarda üretim yapılıyorsa otomasyona gerek kalmayacaktır. Elle üretim yapılan bu tip sektörlerde üretilen ürünlerin çok yüksek fiyatlara satıldığını unutmamak gerekir. Ruhunu ve aklını yaptığı işe katabilen bilinçli, değerli ve kaliteli çalışanlar sistem içinde her zaman kalıcı olacaklardır.”



2023 hedefi için otomasyon kullanımıve teknoloji üretimi şart

Yavuz Çopur, Türkiye’de otomasyonun bulaştığı sektörlerdeki toplam iş potansiyelinin 4-6 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirterek, sektörün devlet tarafından diğer birçok sektöre yapıldığı gibi desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Türkiye’nin 2023 vizyonuna kurum olarak canı gönülden inandıklarını ve bu amaç için çalıştıklarını söyleyen Çopur, ancak söz konusu hedeflere otomasyon sektörünün katacağı değerle ulaşılabileceğini söylüyor: “2023’te 100 milyar dolar makine, 400 milyar dolar ürün ve hizmet ihracatı yapmak istiyorsak, ürettiğimiz makineleri ve bunları üreten tesislerimizi en son teknolojik imkanlarla donatmalı ve bu teknolojileri üretir, geliştirir hale gelmeliyiz.”

Otomasyonun gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yüksek seviyede kullanılması gerektiğini belirten Çopur, şu bilgileri veriyor: “Ülkemizde otomasyonun nerede ve hangi oranında kullanılacağına ilişkin bir karmaşa var. Aynı işi yapan çok sayıda küçük işletme ve parçalara bölünmüş üretim adetleri nedeniyle üretimde otomasyon kullanmak ve otomasyona yatırım yapmak bir türlü cazip hale gelmiyor. Bu kaos ortamı sektörü kendi haline bırakmakla çözülemez. Gelişmiş dünya ile rekabet edebilmek için otomasyon seviyesini arttırmak ve nüfus ettiği her sektörün otomasyondan nasıl faydalanacağını göstermek gerekiyor.”



KOBİ’ler birleşmeli

Yavuz Çopur, otomasyon sektöründe faydalanmak için ölçek ekonomisinin kullanılması gerektiğini ve KOBİ’ler arasında işbirliklerinin sağlanmasını istiyor. Özellikle Anadolu’da üreticilerin otomasyon konusunda bilinçli olmaması veya yatırım maliyetinin görece yüksek gözükmesi nedeniyle sektöre mesafeli yaklaştığını kaydeden Çopur, hem bilincin yükselmesi hem işbirlikleriyle otomasyon kullanımın artacağını ve işletmelerin hızlı bir gelişim sürecine gireceğini öngörüyor. “Türkiye’de KOBİ sayısı ekonominin mevcut ölçeğine göre fazla” diyen Çopur, devletin, şirketlerin güçlerini ve imkanlarını bir araya getirmek için gerektiğinde yaptırım uygulaması gerektiğini savunuyor.  Otomasyon sektörünün gelişimi ile KOBİ’lerin gelişiminin birbirine bağlı olduğunun unutulmamasını isteyen Çopur, bunun için şu öneride bulunuyor: “Çok sayıdaki küçük işletme kapasite kullanımı yetersizliği nedeniyle yaşam savaşı veriyor. Bu kadar KOBİ’nin olmasına gerek yok. KOBİ’lerin ortak noktalarda üretim yapıp, üretim konularını paylaşıp kapasitelerini artırması ve üretimde süreklilik ve kaliteyi de standart hale getirmesi gerekiyor.”



Otomasyon sürekli yatırımve yenilik ister

Otomasyon sektörünün Türkiye’deki tarihi gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sanayi devri dönemlerine rastlamıyor. Dolayısıyla sektörün büyüklüğü de üretimin gelişimiyle paralel ilerliyor. Özellikle son dönemlerde teknolojinin hızlı gelişimi bu açığı kapatmada önemli bir anahtar olarak karşımıza çıkıyor. Yavuz Çopur, “Otomasyon ileri teknoloji ile paralel gitmeli. Çünkü;  gelişen teknolojiyi otomasyonda kullanmazsanız mevcut otomasyon sisteminiz insanla üretim gibi yavaş ve sıradan hale geliyor ve eskiyor. Otomasyonu sürekli güncel ve yeni tutmak gerekiyor” diye konuşuyor. Teknolojiye yatırımı ancak kalifiye insan gücünün gerçekleştirebileceğini kaydeden Çopur, ancak günümüzde okullarda verilmeye çalışılan bilgilerin bu yüksek teknolojiyi kapsamadığını düşünüyor. Çopur, sektörün olmazsa olmazının standartlaşma olduğunu belirterek, bunun için ülkesel olarak fikir dönüşümünden geçmek gerektiğini, kurallar koyarak standartlar oluşturarak sektörün disiplin altına alınmasını istiyor.