Ekonomist Tunç Şatıroğlu: “Eninde sonunda sıkı para politikası uygulanacak”
Piyasa Uzmanı, Ekonomist Tunç Şatıroğlu, enflasyonla mücadele için sıkı para politikasının uygulanmasının yanı sıra maliye politikalarının da buna destek olması gerektiğini ancak bu yönde bir çalışmanın olmadığını paylaştı. Şatıroğlu, hem bireysel hem şirket sahiplerinin yatırımlarını korumak için risklerini dağıtması gerektiğini söyledi.
Ulusal ve uluslararası piyasalarda olağanüstü konjonktürden geçiyoruz. Ekonomist Nouriel Roubini, ABD ekonomisinde sert bir iniş beklediğini, SP 500’ün yüzde 40 düşeceğini öngördü. Uzun yıllar yurtdışı tecrübesi bulunan Ekonomist Tunç Şatıroğlu ise Roubini’nden farklı düşündüğünü belirterek, “Aynı şekilde kriz beklemiyorum. Bana göre önümüzdeki dönemde ABD ve Dünya dezenflasyon sürecine girecektir. Enflasyonun düşmeye başladığı görüldükten sonra en erken Kasım ayında FED’in faiz artırımına ara vermesini bekliyorum. Bu aradan sonra ABD Borsası’nda değerli metallerde ciddi yükseliş gelmesini bekliyorum. Ciddi yükseliş bir iki ay devam edecektir” dedi. 2023’te yükselişlerin doygunluğa ulaşmasının ardından ise resesyon sürecinin başlayacağını öngören Şatıroğlu, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Tüm iyi haberlerin tüketilmesiyle birlikte ise gözle görülür şekilde resesyon süreci başlayacaktır. ABD ve gelişmiş ekonomilerde durgunluk sürecine girilecektir. Piyasalarda yüzde 60’a varan düşüşler olabilir. Değerli metaller gibi sektörlerde tüm kazanımlar geri verilebilir. 2009 krizine benzer veya daha güçlü bir kriz ABD ekonomisini etkileyecektir. Daha sonra ise şu andakinin tam tersi olarak FED’in faiz indirimine başlamasını, miktarsal genişlemeye geçeceğini düşünüyorum. Roubini’den farklı düşündüğüm nokta; piyasada bir bahar havasının yaşanmasıdır. Bahar havasına rağmen üretim ve ekonomide bozulma devam edecektir.”
ABD’de repoda 2 trilyon 200 milyon doların üzerinde para bulunduğunu hatırlatan Şatıroğlu, FED’in faiz artışını bırakmasıyla bu paranın piyasalarda tahvil, hisse senedi, değerli metaller ile bir miktar da kripto paralara girmeye başlayacağını söyledi.
“Enflasyonla mücadele için sıkı para politikası uygulanmalı”
Türkiye’de durumun ise çok farklı olduğunun altını çizen Şatıroğlu, enflasyonla mücadele için sıkı para politikasının uygulanmasının yanı sıra maliye politikalarının da buna destek olması gerektiğini ancak bu yönde bir çalışmanın olmadığını paylaştı.
Şatıroğlu ülkemizde olanları ise şöyle anlattı: “Bu konu tartışmaya açık bir konu değil; sıkı para politikasından kastımız faizlerin yükselmesidir. Sıkı para politikası uygulanarak enflasyonla mücadele edilir. Sıkı para politikası olmaz ise de enflasyonla mücadele edilmez. Ve bu Merkez Bankası’nın kurumsal görüşü olarak web sayfasında kamuoyuna açık bir şekilde paylaşılır. Enflasyonla mücadele Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanı olduğu dönem yapılıyordu. Enflasyon yüzde 15’lerde idi. Daha sonra görevden almalarla ve faizlerin indirilmesiyle enflasyon yüzde 80’lere çıktı. Bu kararın yıkımı büyük oldu.”
“Lübnan olmamak için politikalar değişmeli”
Sıkı para politikasını uygulayan kurumun Merkez Bankası olduğunu ve bunun için de banka yönetiminin bağımsız olması gerektiğinin altını çizen Şatıroğlu, “Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarı ise enflasyonla mücadeledir. Ülkemizde enflasyonla etkili mücadele edilmiyor. Bu da gelir dağılımını daha da bozuyor. Enflasyon artınca milli gelirden zenginler daha fazla pay alır. Ücretli ve emekli olanlar için ise enflasyon yıkım getirir” dedi.
Faizlerin yükselmesinin aynı zamanda yatırımların azalması, istihdamın azalması bazı kötü yönetimi olan şirketlerin, KOBİ’lerin kapanması anlamına geleceği için siyasiler tarafından tercih edilmediğini kaydeden Şatıroğlu, “Tüm Dünya’da siyasiler oy kaybetmek istemez. Ekonomide yanlış kararlar alınabilir. Bu yanlış kararların bedeli ağırlaşacak. Bedeli ödemeden de enflasyondan kurtulmak mümkün değil” açıklamasını yaptı.
Ülkenin bir Venezuela olma riski taşımadığını çünkü seçim sonrasının ekonomi politikalarında değişimi de beraberinde getireceğini dile getiren Şatıroğlu, seçimlere kadar ise ekonominin daha fazla zarar göreceğini ve fakirleşmenin artacağını öngördü. Mevcut iktidarın bile seçim sonrası uygulanan politikaları değiştirmesi gerektiğini yineleyen Şatıroğlu, görüşlerini şöyle aktardı: “Seçimler sonrası sıkı para politikasını uygulamak zorunda. Mevcut ekonomi politikasının başarıya ulaşma ihtimalini zayıf görüyorum. Ama bu konuda ısrar edilirse o zaman ekonomi toparlanamaz ve Venezuela olma riskinden korkarken Lübnan olma gerçeğiyle karşı karşıya kalırız.”
“Toparlanma için 100 milyar dolar gerekiyor”
Seçimler sonrası ülkemizi zorlu bir sürecin beklediğini kaydeden Tunç Şatıroğlu, uygulanması gereken politikaları ise şöyle anlattı: “Değişim yeni fonların ülkeye gelişini kolaylaştıracaktır. Yatırımların gelmesi faydalı olacaktır. Faizlerin artması ile işsizlik olacaktır ama bunun süreci sınırlı olur. Faizlerin artmasıyla dolar kuru düşmeye başlar. Risk primi azalan Türkiye’ye daha fazla para gelmeye başlar ve TL reel olarak değerlenir. Bu değerlenme ile hem maliyet hem talep enflasyonu düşer. Basiretli ekonomi yönetimi ilk iş olarak Merkez Bankası’nın rezervlerini artırmaya çalışır. -55 milyar doların artı 50 milyar dolara çıkması sağlanmalıdır. Dolayısıyla toparlanma için 100 milyar dolar Merkez Bankası’na yatırmak gerekiyor.”
“Dolar kuru yıl sonu 21-22 bandında olur”
Ekonomist Tunç Şatıroğlu’na göre dolar kuru yılı 21-22 bandında kapatacak. Şu ana kadar bulunan paralar ile yükselişi baskıladıklarını kaydeden Şatıroğlu, şu bilgileri verdi: “Dışarıdan kaynak bulmada sona yaklaşıldığını görüyoruz. Şirketlere ve bireyleler yeni uygulamalar bu paranın bittiğini gösteriyor. Süper bono açıklamalarının da gerçeği yansıtmadığını söylemiştim. Zira hem Kur Korumalı Mevduat Hesabı hem de Süper Bono gibi modeller ancak sıkı para politikasında uygulanabilecek modellerdir. Bu modeller süre kazandırır ve sınırlı bir sürede doları durdurmak için kullanılır. Ama olmadı, eldekileri yakarak ilerledik. Bunun bir eşiği var. Henüz geçmiş değiliz ama o eşik geçildikten sonra bu eşiğin öncesi ve sonrası arasında dağlar kadar fark olacaktır. Seçime kadar doların kontrolden çıkma riski halen daha devam ediyor.”
“Ev ve arsa alma dönemi geçti”
Piyasa Uzmanı Ekonomist Tunç Şatıroğlu’na göre hem bireysel hem şirket sahiplerinin yatırımlarını korumak için risklerini dağıtması gerektiğini söyledi. Şatıroğlu, önerilerini şöyle sundu: “Nasıl bir portföy derseniz; TL kısmında borsanın alternatifi yok. Döviz kısmında ise bir miktar ABD Borsası’nda bir miktar değerli metal olabilir. Euro-Bond tavsiye etmiyorum. Konut ve arsa alımında ise alım süreci Haziran itibariyle geride kaldı. Talep doygunluğa ulaştı. İnsanların geliri artmadığı için konut satışları da artmayacak. Politika değişikliğinde faizler artınca konut kredilerinin faizleri de artacak ve konutlar satılamayacak hale gelecek. Arsalar ise para etmeyecek.
Borsa konusunda ise 15 hisseden oluşan bir portföy oluşturulabilir. Al-satı tavsiye etmiyorum. Hisse yatırım fonu alınması daha uygun olacaktır. Altın ve gümüş de olabilir ama fiziki olarak önermiyorum. ABD’deki yükseliş bizim için altın ve borsamıza olumlu yansıyacaktır. Ancak bizim seçimlerimizde ABD’de krizin işaretleri gelmeye başlayınca borsadan ve altından çıkmak gerekir.”