banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

Sağlıkta yeni nesil teknolojiler insanlığın hizmetine girdi; Sağlığımızı ‘teknoloji’ koruyor

Dijital dönüşümle gelişen teknolojiler, sağlık sektöründe tüm ekosistemi yeniden şekillendiriyor. Yapay zeka, sensörler, artırılmış gerçeklik ve nesnelerin interneti ile bir yandan önleyici tedaviler ağırlık kazanıp sağlık giderlerinin maliyeti azaltılırken bir yandan da uzun ve sağlıklı yaşamak isteyen insanoğlunun kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleriyle hastalıklarının tanı ve tedavi yöntemleri farklılaşıyor.

DOSYA 01.09.2022, 00:01 23.09.2022, 09:50
21468
Sağlıkta yeni nesil teknolojiler insanlığın hizmetine girdi; Sağlığımızı ‘teknoloji’ koruyor
banner625

Teknoloji gelişiyor, bilinç düzeyi artıyor, insanoğlu daha uzun, daha konforlu ve daha mutlu yaşamak istiyor. Sağlık sektörü tüm ekosistemiyle bu ihtiyaçlara uygun çözümler geliştiriyor. Tüm dünyada geleneksel sağlık sistemiyle bütünleşik evrensel bir dijital sağlık sisteminin altyapısı ise şimdiden oluşturuluyor. Burada birçok paydaşın farklı ihtiyaçlarının karşılanması sözkonusu.
Hükümetler tedavi edici sağlık hizmetlerinin yüksek maliyetlerini azaltmak için önleyici sağlık modellerine ağırlık verirken bireyler, bilinç düzeyinin artmasıyla kişisel tedavi modellerine daha fazla ağırlık veriyor. Gelecek öngörüleri kapsamında pek çok tıbbi cihaz ve ilaç endüstrisi şirketi, sağlık teknolojilerine yaptığı yatırım hacmini genişletiyor. Bu süreçte tele-tıp, mobil cihazlar, yapay zeka, giyilebilir teknolojiler ve bulut bilişim sistemleri ekosistemin önemli parçaları olarak sürekli yeni ürün ve hizmetlerin doğuşuna kaynaklık ediyor. Ancak ortak bir kanı da yapılan çalışmalarda tanımlanan dijital teknoloji yeniliklerinin sağlık hizmetlerinde kullanımının hala gelişme aşamasında olduğu, olgunluk çağına erişmediği yönünde. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda bu alanda daha fazla yeniliğe tanıklık edeceğimizi söyleyebiliriz.
Geleceğin sağlık ihtiyaçlarının öngörülebilirliği ve bu öngörüye uygun ekosistemin oluşturulması için şirketlerle birlikte hükümetler de bir dizi strateji hayata geçiriyor. Deloitte’nin ‘2022 Yaşam Bilimleri ve Sağlık Hizmetleri Öngörüleri’ raporuna göre dijital teknolojiler sağlık hizmetleri iş yapış biçimlerini uçtan uca değiştirdi, yeni oyuncuların da pazara girişi ile geleneksel hizmet modellerinde köklü bir değişiklik yaşandı. Rapor, önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleşmesi durumunda yaşam bilimleri ve sağlık hizmetlerini kökten değiştirebilecek öngörüleri bugünden ortaya koyuyor.
Rapor, şirketlere önlerindeki gelişim ve değişim olanaklarını işaret ederken, yaşam bilimleri ve sağlık hizmetleri ekosisteminin 2022 görünümüne dair 6 yeni tahmin sunuyor. Gelecekte bireyler genetik profillerini oluşturarak sahip oldukları veya gelişebilecek hastalıkları hakkında bilgi sahibi olmayı tercih ederken kişiselleştirilmiş tedavinin daha fazla ağırlık kazanacağı bekleniyor. Bu beklentinin teknolojik karşılığında ise giyilebilir cihazlar karşımıza çıkıyor.
Sağlık hizmetlerinde aynı zamanda kültürel değişim de yaşanıyor. Artık daha fazla insan, evde veya ayakta tedavi istiyor. Akıllı dijital cihazlarla hastanın uzaktan takibi mümkün olurken dijital hastane çözümlerinin yaygınlaşması bekleniyor. Yapay zeka, nesnelerin interneti aracılığıyla geliştirilen veri, sağlık sektörünün en önemli gelişim alanlarından birini oluşturuyor. Genomik, transkriptomik, proteomik, mikrobiyom ve epigenomik veriler ile hastanın dijital ayrıntılı portresi çıkarılıp daha çabuk sonuç alacağı tedavi modelleri geliştiriliyor. Önümüzdeki dönemin tedavi seçeneklerinde; immünoonkolojideki tedaviler, kanserler için kişiselleştirilmiş aşılar öne çıkıyor.

Kamu sağlıkta yol haritasını oluşturdu
Ülkemizde kamu ağırlıklı yürütülen çalışmalara göz attığımızda ise karşımıza en güncel olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘Sağlık ve Mobilite Teknolojilerinde Yol Haritası’ çıkıyor. Bu iki alanda Türkiye’yi 2030 yılına taşıyacak yol haritasını hazırlayan Bakanlık, sağlık ve mobilitede teknolojiyi odağına alan bir yaklaşımı hayata geçiriyor. Genelgeye göre küresel çapta büyük bir dönüşüme tanıklık eden sağlık sektöründe nüfusun artması ve kaynakların kısıtlı hale gelmesi yeni hizmet modellerinin geliştirilmesine imkan tanıyacak. Sektörün 2022-2030 yıllarını kapsayan ‘Akıllı Yaşam ve Sağlık Ürün ve Teknolojileri Yol Haritası’ kapsamında 9 stratejik hedef, 4 stratejik amaç, 28 politika ve eylem planı ile 5 kritik proje önerisi belirleniyor.
Yol haritası ile ülkemizin ilaç ve tıbbi cihaz sektöründe halihazırda sahip olduğu yetkinliklerinin daha da güçlendirilmesi için sağlık alanındaki girişim sayısının, ilaç ve tıbbi cihaz sektörlerinde ihracatın ithalatı karşılama oranının, ilaç sektöründe kutu ve değer bazında imal oranının, tıbbi cihaz pazarında yerli üreticilerin payının, tıbbi cihaz ve ilaç patent başvuru sayısının artırılması hedefleniyor.
Ayrıca COVID-19 Pandemisi’nden de çıkarılan derslerle birlikte; stratejik alanlarda yerli ve milli kabiliyetlerin artırılarak önleyici ve kişiselleştirilmiş sağlık teknolojileri ile sağlık harcamalarında tasarruf edilmesine katkı sağlanması, toplam ihracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin payının artırılması da hedefler arasında. Bu doğrultuda yol haritasında; ‘Kritik/Stratejik Biyoteknoloji Üretim Projesi’, ‘Ulusal Sağlık Teknolojileri Değerlendirme Kurumunun Kurulması’ ve ‘Ulusal Omiks Platformunun Oluşturulması’ gibi toplam 5 kritik proje bulunuyor.

Kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları ağırlık kazanıyor
TTGV’nin hazırladığı ‘2030’a Doğru Sağlık’ kitabında ise yeni teknolojilerin etkisiyle sağlık ekosisteminde dönüşümün hızlandığı öngörülüyor. Ayrıca yeni teknolojilerle birlikte ilaç sektörü ile cihaz sektörünün birbirine giderek yaklaştığı ifade ediliyor. Sağlık ekosisteminde 2030’a doğru giderken bu teknolojilerde hangi alanlarda yeniliklerin ticarileşeceği ve yayılacağı konuları ise özel olarak belirtiliyor. Buna göre sektörü yakından etkileyen teknoloji alanları; 3 boyutlu yazıcılar / katmanlı üretim, artırılmış gerçeklik (AR) / sanal gerçeklik (VR), biyoteknoloji, yapay zeka, blockchain, robotik, nanoteknoloji, mobil sağlık (mSağlık) teknolojileri ve nesnelerin interneti (IoT) şeklinde sıralanıyor. Yol haritası çerçevesi kapsamında ortaya konan temel hazırlık konuları beş başlık altında toplanıyor:
a) Regülasyon hazırlığı: Sağlık ekosisteminde yeniliklere ve yeni teknolojilere yönelik bir regülasyon çalışma grubunun oluşturulması
b) Veri toplama, analiz ve değerlendirme kapasitesinin artırılmasına yönelik işlevsel bir Büyük Veri Merkezi kurulması
c) Geleceğe dönük yeni teknolojili ürün ve hizmetler için farklılaştırılmış fiyat ve geri ödeme mekanizmalarının tasarlanması
d) Açık inovasyonun benimsenmesi, kamu politikaları ve destek programlarında yer bulması
e) Sağlık ekosistemindeki geleneksel aktörlere yönelik yeni teknolojilere odaklı eğitim programlarının tasarlanması ve teknik insan gücü yetiştirme odağının benimsenmesi.

Hem yazılım hem robotik gelişmeler belirleyici oluyor
Yazılım ağırlıklı teknolojik gelişmelerin yanı sıra robotik gelişmeler sektörü farklılaştırıyor. Gelişmiş görüntüleme sistemleri, DNA yapısının ortaya çıkarılması, damar içinde gezen küçük robotlar ile akıllı ilaç uygulaması gibi gelişmeler bir yandan insanların sağlığını korurken bir yandan da doktorların iş yükünü de hafifletmeye, daha iyi teşhis ve tedavi sunmasına fayda sağlıyor. Bugün ölümcül hastalıkların tedavisinde de faydalandığımız yapay zekanın 2028 yılında 127 milyar dolarlık bir pazara ulaşacağı öngörülüyor.

Peki sektörde hangi ürün ve hizmetler tercih ediliyor?
Bu alanda ülkemizin iyi bir noktada olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hastanelerimizde son teknoloji cihazlar yer alırken teknoparklarımızda ise bu alanda önemli  projeler yürütülüyor. Örneğin; Sabancı Holding’in Kurumsal Girişim Sermayesi Fonu olan Sabancı Ventures dijital sağlık alanında yapay zekâ tabanlı hastalık yönetimi ve telesağlık hizmeti platformu geliştiren Albert Health’in hissedarı oldu. Hastaların kronik hastalıklarını yönetmelerini sağlayan, sesli komut tabanlı, yapay zekaya dayalı dijital bir sağlık platformu olan Albert Health, küresel bir dijital hastalık yönetimi şirketi olma vizyonuyla çok uluslu ilaç şirketleriyle hastalık yönetimi ve telesağlık programları geliştiriyor.
Biyoteknoloji endüstrisinde onkoloji odaklı yapay zeka programına sahip tek şirket olan Massive Bio, dünyanın neresinde ve hangi ekonomik koşullarla yaşıyor olursa olsun kanser hastalarını klinik çalışmalarla buluşturuyor ve bunu da teknoloji, büyük veri ve servisi bir araya getirip saatler içinde gerçekleştiriyor. Kanser hastaları kendi bilgilerini sisteme girdiğinde Massive Bio’nun yapay zeka algoritmaları, hastanın verileri ile en uygun tedavi yöntemini ve en yakın klinik araştırma merkezini eşleştiriyor.
Hastanelerde kullanılan cihazlar arasında öne çıkanlar ise şöyle: Fibroscan, karaciğer hastalıklarında biyopsi yerine ultrason dalgalarıyla ölçüm yapıyor ve karaciğerin çok daha büyük bir alanını değerlendirebiliyor. CyberKnife M6, tümörü cerrahi yöntem kadar kesin bir sınırla ortadan kaldırırken, ışınların normal dokulara zarar vermesini de önlüyor. Intraoperatif Radyoterapi, meme kanserinde 6 haftalık radyoterapi süresini 30 dakikaya indiriyor. CTC, bir kan örneğinden yola çıkarak kanserli hücreler ve sayıları, hatta kanserin türünü dahi tespit edilebiliyor.

Yorumlar (0)