Dijital Çağa Ne Kadar Hazırız?
TÜBİSAD olarak “Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksi Raporu’nu kamuoyuyla paylaştık. Dijitalleşme sürecinde başarılı olmamızı sağlayacak en kritik faktörün, kamunun en üst düzeyinde sahiplenilecek bir dijital dönüşüm vizyonu olduğunu düşünüyoruz. Dijital dönüşümde liderlik, dijital bir ekonomiyi tesis etmemizle doğrudan bağlantılı.
Ekonomimizin büyüme hızında bir süredir gözlemlenen yavaşlamaya ve konjonktürel açıdan belirsizliklerin egemen olduğu bir döneme rağmen, Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü 2019 yılında da Türk Lirası bazında büyümesini sürdürdü ve TL bazında yüzde 14’lük büyüme ile 2019 yılında 152.7 milyar TL’lik hacme ulaştı. Ancak dolar bazında değerlendirdiğimizde bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında daralarak 26.8 milyar dolar olduğunu görüyoruz.
Ülkemizde bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün büyüklüğüne ilişkin veriler, bizi, ülke olarak dijital çağa ne kadar hazırlıklı olduğu konusuna getiriyor. TÜBİSAD olarak, dijital dönüşümde liderlik açısından ülkemizin durumunu farklı boyutlarda masaya yatırmayı hedefledik ve 2019 yılında Türkiye ekonomisi ve toplumunun dijitalleşme durumunu inceleyen “Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksi Raporu”nu kamuoyuyla paylaştık.
Raporda, ülkemizin Dijital Dönüşüm Endeksi 2019’da 5 üzerinden 2.94, 2020’de ise 3.06 olarak hesaplanıyor. Bu da dijital dönüşüm açısından görünümümüzü “ortalama” olarak tanımlıyor. Her ne kadar 2019’dan 2020’ye bir iyileşme kaydetmiş olsak da, en önde giden ülkelerle aramızda epeyi mesafe olduğunu görüyoruz. Ayrıca, ülke içinde yeni teknolojilerden yararlanma kapasitemiz bölgelere, sektörlere ve firma tiplerine göre büyük farklılıklar gösteriyor.
Dijitalleşme sürecinde başarılı olmamızı sağlayacak en kritik faktörün, kamunun en üst düzeyinde sahiplenilecek bir dijital dönüşüm vizyonu olduğunu düşünüyoruz. Bu vizyon devletin en yukarısından tüm vatandaşları kucaklayacak şekilde tüm topluma mal olursa, ülkemizin kazananlar arasında olacağına tüm kalbimizle inanıyoruz.
Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgınının etkisini yitirmesinin ardından, dijital dönüşüm strateji ve programları en az makroekonomik programlar kadar önemli olacaktır. Zira salgın sonrası ekonomik düzen teknolojinin kullanımına eskisinden çok daha bağlı olacak.
Dijital dönüşümde liderlik ise dijital bir ekonomiyi tesis etmemizle doğrudan bağlantılı. Sürekli inovasyona uygun bir dijital ekosistemi oluşturmak için bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik vizyon ihtiyacını ülke çapında karşılamalı, güçlü bir girişimci ekosistemi geliştirmeli, fiber altyapılar başta olmak üzere dijital altyapıları iyileştirmeli, dijital ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü kaynağını sağlamalı ve KOBİ’lerin dijital dönüşümlerini desteklemeliyiz.
Bu alanda önemli örneklerden biri ise dijital teknolojilerde ve inovasyonda dünya lideri olma konusunda hızla ilerleyen ve stratejilerini çok bilinçli ve iyi bir şekilde uygulayan bir ülke olan Çin.
Çin’in Endüstriyel Dijital Endeksi’ne (EDE) göre Çin’in ABD’ye ve Avrupa Birliği’ne dijital inovasyon yatırımlarında ciddi bir yakınsama gösterdiği ve aradaki farkın kapandığı söylenebilir. Çin’de uygulanan politikalar ve stratejilerin yanı sıra dijital teknolojilere yönelik altyapı yatırımları dijital ekonominin gelişmesini destekler nitelikte. Yatırımlar bir yandan tüketici çıkarlarını korurken diğer yandan inovasyonu teşvik eden ama buna yönelik regülasyonlarını da pazarı gerçek anlamda büyütecek, rekabeti sağlıklı bir şekilde sağlayacak, tüketici haklarını da koruyabilecek şekilde yapılıyor. Bunun yanı sıra; işgücü piyasalarında ortaya çıkacak yıkıcı etkilere çözüm getirilmesi ile birlikte; siber güvenlik, dijital standartlar, fikri mülkiyet hakkı gibi dijital dünyanın yönetişimine ilişkin konular üzerine sürmekte olan yoğun küresel tartışmalara katkıda bulunmaya çalışıyor.
Dijital dönüşümde liderlik yarışında biz de var olmak ve zirveye oynamak istiyorsak Çin ve daha pek çok ülke örneğini akılcı bir bakış açısıyla incelemeliyiz.