Artı değer üreten başarıyı tercih ediyor
GTC Güneş Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Besen’in yaşam mottosu babasının bir sözüne dayanıyor: “Yaşadığın her anın kıymetini bil, keyfini çıkar çünkü bir daha yaşayamayacaksın.”
İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi mezunu iç mimar anne ile avukatlığının son yılında sigortacılığa başlayıp diplomasını almamış, opera aşığı babanın tek çocuğu olarak doğdu. Çiğdem Besen, “Çok şanslıydım; annem ve babam güzel insanlardı ve çevremizde olan tüm olumsuzluklara rağmen beni bir sevgi çemberinde büyüttüler, beni eğitmek, yetenek ve karakter kazandırmak için mümkün olan herşeyi yaptılar” diyor ve anlatıyor: “Şişli Terakki İlkokulu, Robert Kolej, bursla gittiğim ABD’deki MIT, İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi; hepsi iyi okullardı. Geniş bir deneyim, öğrenim ve ilişkiler zinciri kazandırdılar. Siyasal Bilim ve Nükleer Mühendislik lisanslarım, Plasma Fizik ve Kalkınma Ekonomisi lisansüstü derecelerim var. Ben de babama benzer şekilde; ekonomi doktoramın 3. yılında derslerimi bitirip tez yazmaya başladığım sırada ivedilikle Türkiye’ye dönüp anneme yardım etmek için iş hayatına atılmam gerektiğinden doktoramı bitiremedim.”
“Zor öğretir”
GTC Güneş Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Besen’in ilk iş deneyimi oldukça çetin: “Annem muazzam bir insandı. Yardımcısı olmadığından kumaş toplarını kendisi taşıyarak başlattığı işinde Türkiye’nin ilk konfeksiyon ihracatçılarındandı, 10 milyon doların üstünde ilk ihracat şampiyonlarındandı. Firmasını büyüttüğü sırada babam beyin kanaması geçirdi, 8 ay komada kaldı. Annem, ben İngiltere’de doktora derslerimi alırken tek başına yoğun bakımda bekleyerek işlerini ihmal etmek zorunda kaldı. 8 ay sonunda işe döndüğünde 2 milyon dolar artısı olan şirket, 5 milyon dolar eksiye geçmişti, toparlayamadı haliyle, konkordato ilan etti. Duyunca, aynı gün yurda döndüm. İlk iş deneyimim; tedarikçileri ve alıcılarıyla iş sahibi, tamamen neye uğradıklarını şaşırmış, çoğu işlerin kayıtsız ve sözel yürütüldüğü bir keşmekeşin içinde artı değer üretmeye çalışmaktı. Annemle işleri düzenleyip, borçları ödememiz 5 yılımızı aldı. Manevi ve maddi açıdan hiç kolay değildi. Tamamen olaya yabancı olmam, iş deneyimimin olmaması, özellikle maddi konulardaki saflığım, insanlara aşırı güvenim; anneme çok zorlu anlar yaşattı.”
Kasımpaşa’dan doktoralı: “Zor öğretir” diyen Besen, şunları dile getiriyor: “Annemin işyeri Kasımpaşa’daydı. Borçlu olduğumuz için çok hakarete de uğramıştık. Yemin ettim; ‘20 yıl aynı yerde duracağım ki birine borcumuz kaldıysa gelsin bizi bulabilsin.’ Sözümü tuttum, 20 yıl aynı yerde işin niteliği değişmesine rağmen çalıştım. Üretimi kapatmıştık. Borçları ödediğimiz ilk 5 yıldan sonra ABD’deki 2 büyük zincir mağazaya Türkiye’den çeşitli ürünler satan bir acente olarak çalıştık. İşe başladığımdan tam 10 yıl sonra artık ticarette bir doktora haketmiş duruma gelmiştim. O nedenle ‘Kasımpaşa doktoramı’, 10 yılın sonunda alabildim derim.”
“Yaşamda öncelikler değil, dengeler önemli”: 25 yıl tekstil ve konfeksiyon ağırlıklı ihracat, son 5 yılında boyahane ve üretici firma işletimi yaptıktan sonra 2013 yılında esas mesleğine; fiziğe yönelen Çiğdem Besen, ilk işinde kazandıklarını, yeni bir alana yatırarak, boyahaneyi kurup işlettiği Adıyaman’da güneş panel fabrikası kurarak enerji sektörüne giriş yapar. Ticaretin yanına ciddi anlamda Ar-Ge ve bilimi ekler. Besen, her sektör ve konunun farklı uzmanlıklar gerektirdiğini ve ister istemez algıları zenginleştirdiğini söylüyor: “30 yıllık çalışma sonunda kendi istediğim mesleğe dönebilmiş şanslı insanlardan biriyim. Bunların hepsi benim için içiçe. Yaşamda öncelikler değil, dengelerin daha önemli olduğunu düşünüyorum.”
‘Çok zor bir yönetici’: Kendisini ‘çok zor bir yönetici’ olarak niteleyen Besen, özeleştirisini yapıyor: “Beni anlamak zor. Stoic (acılara katlanan) bir yapım var ve herkesten kendim kadar çalışmasını bekliyorum, özveri olmadan karşılıkların alınamayacağını, alınsa dahi kalıcı olmadığını düşündüğümden ekibimden üstün başarı ve özveri bekliyorum. Bu da çalışan arkadaşlarımı üzebiliyor ama sanırım iyi niyetimi onlar da farkediyorlar.”
Çiğdem Besen’in yaşam mottosu babasının bir sözüne dayanıyor: “Yaşadığın her anın kıymetini bil, keyfini çıkar çünkü bir daha yaşayamayacaksın.” Uygulamak güç olsa da Besen, yaşamdan mümkün olduğu kadar tat almaya, bilincini her konuda üst düzeyde kullanmaya çalışıyor.
Artı değer üreten başarıyı tercih ediyor: Kendi liderliğinin hep uzun vadeye yönelik olduğunu vurgulayan Besen, kısa vadedeki kolay karlar yerine hep uzun vadedeki kalıcı, ciddi yapısal gelişim gerektiren zor hedeflere kilitlendiğini dile getiriyor: “Günümüzde formül basit: ‘Karlılığı düşünme, ciroyu arttır, halka açıl, zengin ol.’ Bu maalesef seçemediğim bir yol. Yaşamımda da hep böyleydi. Herkes en kısa ve düz yollarla başarı kazanırken; ben dağlarda, patikalardan tırmanmaya çalışıyordum. Artı değer üreten, ürettiği bu değerden çalışanlarına pay veren, yapısal ve bilimsel gücü gelişmiş, şirket kültürünü benimsemiş, ürününün kalitesini ve verimini sürekli geliştiren bir model benimkisi. Bu başarı mı olur, başarısızlık mı, yaşayıp göreceğiz. Ancak bugünkü dünyada moda olan model değil, ondan eminim.”
GTC, dünyada ilklere imza atıyor
GTC Güneş Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, 2013’te ilk kurulduğu günden bu yana Ar-Ge odaklı, teknolojisini kendisi üreten, geliştiren bir üst teknoloji şirketi olmayı hedeflediğini anlatan Besen, 8 yılda dünyadaki ilk çift ince camlı çift yüzlü kristal hücreli güneş modülünü ve bu alandaki ilk seri üretim hatlarından birini hayata geçirdiklerini açıklıyor: “Piyasanın bilincinin bu alanda çok önünde olduğumuz için epey zorluklar da çektik ama artık kendini ispatlamış, başarılı, pek çok kurulu santral verilerimizle rüştümüzü ispatladık. Güneş hücresi fabrikamızı da tamamladık. Yüzde 85 yerli katmadeğerli güneş panellerimiz, metrekarede üretilen elektrikte dünyanın en yüksek verilerinden birini veriyor. Fiyatlarımız pandemi sonrası artan maliyetlere rağmen son derece uygun. 2022’de hem panel hem hücre fabrikamızda tam kapasitevi, 2023’te de en az yüzde 50 ihracatı hedefliyoruz. 2028’de dünyada tanınmış Türkiye kaynaklı bir teknoloji markası olma hedefindeyiz.”
Pandemi sürecinde sağlık konusunu öne çıkardıklarını vurgulayan Besen, çalışanlarını sağlıkları açısından daha da bilinçlendirmeye gayret ettiklerini, şirketi zarara sokmadan ve çalışanların sağlığını tehlikeye atmadan bu dönemi geçirmeye çalıştıklarını, verimliliği arttırarak maliyetleri düşürmeye odaklandıklarını kaydediyor.
40 yıldır aralıksız haftada 20-30 km koşuyor: Üniversite yıllarından beri sürekli fizik ve ekonomi makaleleri, kitapları okuyan Çiğdem Besen, kendisini iyi bir müzik dinleyicisi olarak tanımlıyor; opera, klasik Batı müziği, caz, rock, klasik Türk müziği, şimdilerde rap bile dinlemeyi seviyor. 40 yıldır aralıksız haftada 20-30 km koşuyor. Doğa tutkunu, uçan ve yürüyen hiç bir hayvanı yemiyor, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermeye çalışıyor. Çiğdem Besen, Adıyaman’da yerleşik bir Ar-Ge merkezi olarak GTC Güneş Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu söylüyor. Tüm renkler, kültürlerin ve yaşamların görülmeye değer olduğunu düşünüyor, seyahatte özel bir tercihi yok. 14 yaşından beri TV izlemiyor, Radikal kapandıktan sonra düzenli gazete de okumuyor.