Hepimiz görmeliyiz: Teknolojik dönüşümün ekonomiye katkısı ‘Sanayi 4.0’
Türkiye ekonomisi, büyüklü- küçüklü sayısız mal ve hizmet üreticisi işletmeden oluşuyor. Tümünü ilgilendiren ortak tek konu; ‘Teknolojik Dönüşüm’dür. Toplamına SANAYİ 4.0 deniyor. Sakın ıskalama!
Dünya teknolojik dönüşümün içindedir. Dönüşümün adı ‘Sanayi 4.0 Devrimi’dir. Türkiye treni kaçırmamıştır. En arka vagondadır. Ön vagonlara doğru ilerleyecek, 2023’te en önden 10. vagonda olacaktır. Bu çetin yol dönüşmeden yürünemez. En büyük dönüştürücü ‘Bilişim ve Teknoloji’dir (BT). Türkiye’de mal ve hizmet üreten, büyük küçük bütün işletmeler bu yürüyüşe ya katılacaklar ya da trenden düşeceklerdir. Bilim ve teknoloji önce üretim sistemlerini dönüştürüyor. Beraberinde sosyo-ekonomik yapıyı dönüştürüyor. Tüm ekonomiyi bilgi ekonomisi olarak dönüştürüyor. Bin kere söylenmiştir, gene söyleyelim; Dördüncü Sanayi Devrimi bilişime (information) ve bu alan teknolojilerine dayanıyor. Türkiye buna yabancı değil; elektronik mecrasında gerçekleşen bir olaydır.
Sanayi üretiminde dönüşüm hedeflenmeli
Verili duruma bakalım: Artık her evde bir bilgisayar var ve internet güncel hayatın temel iletişim ağlarından en önemlisi oldu. Hepimizin elinde “akıllı telefon” var. Bu, ‘hamur hazır’ anlamına gelir. Kalıyor, yoğurmak ve fırına sürmek. Üretim teknolojilerinde şu durumdayız:
Düşük Teknoloji
Tesis Sayısı: yüzde 61.4
Üretim Değeri: yüzde 39.4
Katmadeğer: yüzde 39.6
Düşük-Orta Teknoloji
Tesis Sayısı: yüzde 29.9
Üretim Değeri: yüzde 34.3
Katmadeğer: yüzde 30.9
Orta-Yüksek Teknoloji
Tesis Sayısı: yüzde 8.4
Üretim Değeri: yüzde 24.0
Katmadeğer: yüzde 26.2
İleri Teknoloji
Tesis Sayısı: yüzde 0.3
Üretim Değeri: yüzde 2.2
Katmadeğer: yüzde 3.3
O halde kısaca; “düşük” ve “düşük-orta” kategorilerin toplam katmadeğer payı yüzde 70.5, üretim payı yüzde 73.5. Fakat; “orta-yüksek” ve “yüksek” kategorilerin toplam katmadeğer payı yüzde 29.5, üretim payı ise yüzde 26.3. Bu veriler Türkiye ekonomisinin dışa bağımlılığını gösterir. Burada asla duramayız. Dönüşmeliyiz. Nicel büyüme yerine nitel büyümeyi hedeflemeliyiz.
Yüksek teknoloji ihracatımız
2015 yılına bakalım:
- Yüksek teknoloji içerikli sanayi ihracatının değeri sadece 4 milyar 902 milyon dolar.
- Düşük teknoloji içerikli sanayinin ihracat değeri ise 47 milyar 86 milyon dolar.
- Orta-düşük teknoloji ihracatı 39 milyar 706 milyon dolar.
- Orta-ileri teknoloji ihracatı ise 42 milyar 738 milyon dolar.
Teknoloji yoğunluğuna göre ihracata baktığımızda;
- Düşük teknolojilerin ihracat payı yüzde 35 oranında
- Yüksek teknolojilerin payı yüzde 3.6 oranında
- Orta-düşük teknolojilerin payı yüzde 29.5 oranında
- Orta-yüksek teknolojilerin payı yüzde 31.8 oranında.
(Kaynak ve Notlar: OECD, ISIC Rev.3 technology intensity definition ve TÜİK veri tabanı)
Dönüşüm avludan başlamalı
Sorun şudur: Dönüşümü gündemine al! Sanayi 4.0 için nitelikli eğitim şarttır. Kamudan bekleme, eğitim düzeneğini işletmende kur. Eğitim yalındır; bilgi edinmedir. Bilgini ürüne, üretim yöntemlerine, hizmetlere dönüştürmektir. Buna inovasyon (yaratıcılık) diyoruz. Bilgi inovasyon içindir.
Türkiye şu noktadadır: Türkiye inovasyon kapasitesine (CI) göre 114 ülke arasında 3.8 puan ile 83. sıradadır.
Araştıracaksın: Şirketlerin Ar-Ge harcamaları göstergesine (CSR&D) göre 79. sıradayız.
Üniversiteni bulacaksın: Ar-Ge’de sanayi-üniversite işbirliği (U-ICR&D) göstergesine göre 61. sıradayız.
‘Hükümetler beni fark etmiyor’, deme, kendini fark ettir: Yüksek teknoloji ürünlerinin Hükümet tarafından tedariki (GPATP) göstergesine göre 39. sıradayız.
Bu bir memleket meselesi ise: Bilim adamları ve mühendislerin uygunluğu göstergesine göre (ASE) 50. sıradayız.
Bu tablodan SANAYİ 4.0 çıkmaz deme. Kendin çıkaracaksın.
ERP’ye geçiş ‘fırsat’ olarak görülmeli
ERP’ye geçmeden önce yapılması gerekenler var. ERP projesinin şirketinizde gerçekleştireceği değişiklikler ve etkileri düşünüldüğünde, bu uygulamayı kesinlikle belirli bir stratejik plan dahilinde hayata geçirmelisiniz. Ve şunu unutmamalısınız ki: ERP projesi, yalnızca bilgi teknolojileri (BT) projesi değildir. ERP sistemine geçmeden önce; bu tür bir sisteme ihtiyacınızın olup olmadığına, kurum kültürü ve insan kaynağınızın böyle bir sistemi yaşatmak için uygun olup olmadığına karar vermelisiniz.
ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp, “Bazı kurumlarda bir ERP yazılımına ihtiyaç duyulmaması, bu sistemlerin gereksizliğinden kaynaklanmamaktadır, ERP’nin kavramsal olarak ne tür değişimleri içerdiğinin tam olarak anlaşılamamasındandır” diyor.
ERP sistemleri, şirketlerdeki geleneksel yapıların sınırlarını aşan sistemlerdir: ERP ile şirketinizdeki satın alma, üretim planlama, satış, muhasebe ve insan kaynakları fonksiyonlarının tümü departmanlar ve fonksiyonlar arası iş süreçlerinden oluşan bir iş akışında birleşiyor. Sarp, şu bilgileri veriyor: “Şirketlerde etkinliğin ve performansın artırılmasının yolu verimli bir tedarik zinciri kurulabilmesi ve ERP yazılımlarının başarılı bir biçimde uygulanabilmesinden geçmektedir. ERP sistemleri direkt olarak, çeviklik ve verimlilikte artış, sağlıklı ve etkin iletişim, çevrim zamanlarını ve işletme maliyetlerini düşürebilmenizi sağlar. ERP sistemlerinin işletmelere, stratejik avantajları sağlayabilmesi için öncelikle bir sistemin seçimi ve kurulumundan önce, mental hazırlık başta olmak üzere kurum olarak başarılı bir hazırlık dönemi geçirilmesi gerekmektedir.”
ERP’yi kullanmadan hazırlığını yap
ERP kullanmaya başlamadan çok önce, belirlenmiş bir yol haritanız olmalı. Ayrıca kağıt üstünde de olsa işleyen bir sisteme, kabul görmüş ve standart hale gelmiş iş yapma şekline sahip olmalısınız. Bunun yanında almanız gereken yönetimsel kararlar da var. Planlanan veya düşünülen reorganizasyonlar varsa projeye başlamadan önce mutlaka hızlıca tamamlanmalıdır ve tekrarlanan işler de merkezileştirilmelidir. Proje ekibinizi şirketinizde yaşayan süreçleri en iyi bilen ve tarifleyebilecek kişilerden seçmelisiniz. Her ne kadar ERP projeleri şirketlere özel uyarlanabilir ve de geliştirilebilir yazılım projeleri olarak kabul görse de başlangıçta gelişmeye açık ancak mutlaka sade ve yalın olarak tasarlamalı ve sistemin genel prensiplerinin dışına çıkılmamalıdır. Birinci dakikada, olmazsa olmazlar dışında ek geliştirmeler, uygulamalar ve hatta raporlar kapsama alınmamalı, gelecek planlarına, ilerleyen fazlara bırakılmalıdır. Unutmayın bu proje ile uzun süreli bir evliliğe adım atıyorsunuz, bundan sonra da küçük adımlarla ilerleyeceksiniz. Göker Sarp’a göre doğru yazılımı seçmek, başarılı bir ERP projesi için ilk adım. İkinci adım da etkili bir proje planı yapmak.
M. Göker Sarp, başarılı olmak için şu noktalara dikkat çekiyor: “Şirketinizde örgütsel değişimi iyi yönetir, bir A takımının kurulmasını sağlar, süreç, ihtiyaç ve beklentilerinizi doğru tanımlar ve hedeflerinizi küçük tutarsanız ve özelleştirmelerinizi mümkün olduğunca azaltıp, başarı kritelerlerinizi önceden belirleyerek projenize başlarsanız, başarılı olmamanız için hiç bir neden yoktur. Genellikle başarısızlığın temel nedeni, yeterince hazırlıklı olmamaktan geçer. Taleplerinizi içeren uygun şartname yapılmaması, farklı farklı sistemlerin doğru irdelenmemesi, profesyonel bir proje planı yapılmaması, projedeki rollerin iyi belirlenmemesi ve deneyimli proje yöneticisinin eksikliği başarısızlığı önceden hazırlayan faktörlerden bazılarıdır. En başta sabit ve ölçülebilir hedeflerin belirlenmesi, proje yöneticisinin çevik, güvenilir ve uzman bir kişi olarak seçilmesi ve proje süresince ve öncesinde daima yazılı iletişim de bulunulması gerekiyor.”
ERP yeniden yapılanma fırsatı sunuyor
Yeni bir sisteme geçiş sırasında, ilk dönemde bazı zorluklar olabilir ve pek çok idari sorunlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden müşterileriniz ve tedarikçileriniz için durumu açıklığa kavuşturmak önemli. Sarp, ERP projelerinin yeniden yapılanma için fırsat olarak görülmesini istiyor.
Sarp, görüşlerini şöyle aktarıyor: “ERP’ye geçmeden önce şirketinizdeki birimlerin ve çalışanların sorumlulukları net olarak tarif edilmelidir, yapınız büyüdükçe bu durum daha da karmaşıklaşabilir, aynı çatı altında farklı lokasyonlarda farklı süreçler uygulanabilir, bu farklılıklar da proje süresince ilerlerken karşınıza mutlaka çıkacaktır. Bu durumda süreçlerinizi masaya yatırıp, yeniden yapılandırmalısınız.
Ancak bu şekilde düşünmeyip farklı farklı süreçlerin yeni sistemde yaşamasını hedeflerseniz, oldukça maceralı bir ERP projesi süreci sizi bekliyor demektir. ERP şirketinizin esas işlerinden biri konumunda olmalıdır. Eğer projenizin sağlıklı yürümesini istiyor, proje süresinin uzamasını ve yanlış bir kurgu ile ilerlemesini istemiyorsanız tüm sorumluluğu danışmanlık veren ERP tedarikçisi şirketlere bırakmamalısınız. En baştan itibaren sorumluluğu siz de paylaşmalısınız.”
“ERP firmanın kalbidir”
Miren Danışmanlık Yönetici Ortağı Melike Ayköse, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için tasarlanmış bütünleşik ve esnek bir ERP çözümü olan SAP Business One ile şirketlere özel çözümler sunduklarını belirterek, “Geçen yıl yüzde 35 büyüyen Miren, 2017 yılında yüzde 40 büyümeyi ve buna paralel olarak istihdamını artırmayı hedefliyor. SAP Business One iş ortakları arasında en fazla satış ve proje yapan iş ortağı olan Miren, büyüme ivmesini 2018’de de sürdürecek” diyor.
Anadolu’da çeşitli bölgelerde, ilk etapta İzmir, Adana ve Gaziantep’te temsilcilik açmak için çalışmalara başladıklarını ve insan kaynaklarını artırmak için İstanbul Teknik Üniversitesi, Arel Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi ile görüşmelerini sürdürdüklerini kaydeden Melike Ayköse, “Yurtiçi ve yurtdışında büyük holdinglerin şirketlerinden uluslararası rekabette öne çıkmak veya yurtiçinde büyümek isteyen KOBİ’lere kadar birçok farklı ölçekte firmaya SAP Business One hizmeti sunuyoruz. Firmalara hem yerinde hem uzaktan destek hizmetleri vermeye devam ediyoruz” diye konuşuyor.
Melike Ayköse, büyümek isteyen firmalar için SAP’nin güvenilir bir marka ve prestij kaynağı olduğunu vurguluyor: “ERP’nin firmanın kalbi olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. SAP Business One, KOBİ’lerin ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmış uygun maliyetli bir ERP çözümü. Daha iyi iş kararları ve rekabetin önünde kalmak için firmaları güçlendirirken hızlı çalışma verimliliği de sağlıyor. Satış, satınalma, muhasebe, üretim, malzeme ihtiyaç planlama, satış sonrası hizmetler, CRM, stok yönetimi modülleri, esnek raporlama yetkinlikleri ve ücretsiz mobil çözümler ile iş süreçlerinizi entegre eden bir yapı. Ortalama 2-6 aylık kurulum süresi ve kullanıcı dostu arayüzleri ile hızlıca kullanmaya başlayabilirsiniz.”
Bulut üzerinde SAP Business One HANA çözümünü de sunduklarını aktaran Ayköse, bu sayede firmaların büyük altyapı ve donanım yatırımı yapmadan, ekonomik, kaliteli ve güvenli bir şekilde, her an her yerden iş süreçlerini yönetebildiklerini ifade ediyor.
Melike Ayköse, Miren’in firmalara özel çözümlerle farklılaştığına dikkat çekiyor: “SAP Business One’ı firmaların iş süreçleri ve organizasyon yapısına göre uyarlıyoruz. Organizasyonundan tedarik zincirine kadar bütün süreçleri firmanın ihtiyaçlarına uygun şekilde optimize ediyoruz. Bizim firmalara sunduğumuz en büyük katmadeğer; ERP çözümünü firmaları dönüştüren bir yaklaşımla ele almamız. Bizi farklılaştıran en önemli nokta budur.”
Melike Ayköse, teknolojik dönüşümün ekonomiye katkısını ise şöyle değerlendiriyor: “Globalleşen dünya, artan küresel rekabet ve düşen karlılık oranlarının ilacı hiçbir zaman ucuz işgücü olamaz. Gelişmiş ülkeler bu durumu farklılaşma ve yenilikle aşıyor, bu da yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanmasıyla mümkün. Yeni teknolojilerin geliştirilebilmesi için uygun zemin hazırlanmalı. Ülkenin Ar-Ge politikaları, bütçesi, açılan Ar-Ge merkezleri, vergilendirme ve sağlanan teşvikler bu noktada büyük önem taşıyor.
Yeni teknolojiler geliştirmek, katmadeğerli ürünler yaratmak, ekonominin itici gücüdür. Bunun için toplumun eğitim düzeyinin artması esastır. Araştırmalar, toplumların eğitim düzeyinin artmasıyla verimlilik arasında bağ kuruyor, bireyin yaşadığı topluma, aldığı eğitim ölçüsünde katkıda bulunduğuna işaret ediyor. Günümüzde toplumların ekonomik kalkınmasını belirleyen ve şekillendiren eğitim sonucunda meydana gelen, teknolojik gelişme ve bilimsel alandaki ilerlemedir. Bilgi çağında ise teknoloji alanındaki değişim çok hızlı. Dolayısıyla sadece teknoloji ithaliyle sanayileşmek ve kalkınmak mümkün değil. Bu nedenle bilimsel bilginin ve insan kaynaklarının üretildiği yerler olan üniversitelerin önemi her geçen gün daha fazla artıyor. Bir ülkenin gelişmişliği; o ülke insanlarının iyi ve sürekli bir eğitim almaları ve bununla kazandıkları bilgi, beceriyle ekonomik büyümeye yapabilecekleri katkıya bağlıdır.”
Dijital dönüşüm koşusunda IFS çözümleri fark yaratıyor
Dünyadaki en önemli gündem maddelerinden birisi dijitalleşme. Dünya ve Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez olan KOBİ’ler için de dijitalleşme uzak duramayacakları bir gerçek. IFS Türkiye Pazarlama Müdürü Öznur Tekiner Şirin, “Dijital dönüşüme işletmelerin tüm teknolojik imkanlardan azami düzeyde yararlanarak, işletme verimliliğini ve çalışan performansını arttırarak daha çok çıktı ve dolayısı ile daha çok gelir elde etmesi olarak bakabiliriz. IFS olarak büyümekte olan işletmelere daha verimli süreç yönetimi, önünü gören ve doğru karar alabilen bir yapı, anlık verilerle karar alabilme yeteneği, markalaşma ve yüksek müşteri memnuniyeti sağlıyoruz. Ancak tüm bunların yanında onların dijital dönüşüm farkındalığında, dünyadaki kabul görmüş iş yapış şekillerinden haberdar, değişime hazır ve açık olmalarını da sağlıyoruz. IFS olarak KOBİ’lerin tüm bu süreçlerinde yanlarında olarak onları bu dönüşüme hazırlıyor ve dönüşüm için önderlik ediyoruz” diyor.
IFS’ın teknolojik çağın getirilerini müşterileri için çok öncesinden analiz edip çözümüne dahil ettiğini aktaran Öznur Tekiner Şirin, dijital dönüşümde doğru veriyi toplamak kadar bu veriyi anlamlı hale getirerek bundan bilgi elde etmenin bir o kadar önemli olduğuna değiniyor: “Bu bilgileri değerlendirip sonuca ulaşmak için karar alabilmek de işletme için hayati öneme sahip. Yoğun insan gücüne ve manuel veri toplamaya dayalı sistemler ise rafa kaldırılıyor. Artık makinelerden anlık bilgi alabiliyor, makineler arası iletişimi sağlayabiliyoruz. 3D yazıcılar ile prototiplerimizi çok daha hızlı üretebiliyoruz. Kurumsal yazılımların mobil araçlarda da tam fonksiyonları ile kullanılması sayesinde daha hızlı ve doğru bilgi akışı sağlayabiliyoruz.”
Öznur Tekiner Şirin, IFS olarak bu kavramlar hayatımızda bu kadar yer almadan önce de bu konuda çalışmalarını yaptıklarını anlatıyor ve şu bilgileri veriyor: “2010 yılında çalışmalarını tamamladığımız ve kurumsal bir yazılım için kullanıcı deneyimini en üst düzeye taşıyan IFS Enterprise Explorer hayatımıza girdi. Kullanıcı tek bir telefon ile hayatın her alanına bağlanırken kurumsal yazılımından da bunu beklemesi çok normal. IFS olarak bu ihtiyacı çok önceden görüp bu konudaki çalışmalarımızı tamamlamıştık.
Geçtiğimiz Mayıs ayında 2.’sini gerçekleştirdiğimiz IFS Endüstri Günleri’nde müşterilerimize ve IFS’i daha yakından tanımak isteyen katılımcılarımıza IFS’in bu teknolojik dönüşümün neresinde olduğunu, bu dönüşümde onlara nasıl destek olacağımızı paylaştık. İlk ayağını Nisan ayında Bursa’da IFS’in ‘Otomotiv Sektörü’ çözümlerini anlattığımız etkinlik ile gerçekleştirdiğimiz IFS Endüstri Günleri’nin ikincisini Mayıs ayında ‘Farklı Üretim Metodları İçin ERP Stratejileri’ni anlattığımız etkinlik ile yaptık. Farklı endüstrilere ve farklı üretim modellerine sahip işletmelerin süreçlerini en verimli hale nasıl getirebileceklerini konuştuk.
IFS Endüstri Günleri’nin üçüncü ayağını ise Konya’da yapacağız. Türkiye’nin büyümekte olan sanayilerinden biri olan Konya sanayisi ile bir araya gelerek onlara bu süreçte nasıl destek olacağımızı, nasıl iş yapış şekillerini en verimli hale getireceğimizi konuşacağız.”
Bulut mimarisine uygun IFS Applications 9 ve IFS Lobby İş Zekası Çözümü
Dijital dönüşümün amacının en yeni iş yapış şekillerini işletmeye adapte etmek olduğunu vurgulayan Öznur Tekiner Şirin, işletmelere global pazardaki yeni iş yapış şekillerini ve bunu IFS Applications ile nasıl yönetebileceklerini anlattıklarını dile getiriyor: “IFS Applications 9’un yeni mimarisi, sektörlere özel tasarlanmış kullanıma-hazır çözümleri, görselliği en üst seviyeye taşıyan kişiselleştirilebilir arayüzleri, ilk kez bir ERP sistemi içinde görebileceğimiz kullanıma hazır İŞ ZEKÂSI ÇÖZÜMÜ (IFS Lobby), ‘cloud’a (buluta) uygun web mimarisi, ERP projelerinin bütçesini azaltan kolay alan ve form ekleme gibi pek çok yeni özelliği mevcut.
IFS Applications 9 ile birlikte müşteriye sunulan kullanıma hazır IFS Lobby İş Zekası çözümü ile IFS, ERP alanında bir ilke imza atıyor. Şirketlerde uzun süreçler alan, çok yüksek yatırım maliyeti gerektiren ve pek çok firmanın ayrı bir proje olarak değerlendirdiği BI-İş Zekası projelerini ve bununla birlikte yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıran IFS Applications 9 ile birlikte sunulan IFS Lobby İş Zekası çözümü, kullanıcı ve rol spesifik olarak kolaylıkla dizayn edilebilen ekranları, dashboardlar ve portalları ile yöneticilere büyük kolaylık sağlıyor. Son kullanıcılar için hiçbir kod bilgisine gerek kalmadan aynen bir gazete sayfası yapar gibi oluşturulabilen rapor ekranları ile maksimum görsellikte raporlar almak mümkün oluyor.”
Yeni ürün; IFS IoT Business Connector
Endüstri 4.0 ile hayatımıza giren en önemli kavramlardan birinin de Internet of Things-Nesnelerin İnterneti olduğuna dikkat çeken Öznur Tekiner Şirin, “IFS IoT Business Connector adlı yeni ürünümüz ile işletmeniz için önemli veya kritik olan tüm datayı anlık olarak toplayabilirsiniz. Uzakta olan cihaz ve araçlarınızdan anlık bilgi alabilir ve müdahale etmekte gecikmezsiniz. Bu da arızadan kaynaklanan büyük kayıpları önleyecektir” diye konuşuyor.
IFS hakkında
Büyüyen işletmelerin verimlilik sorunlarını çözmeye yardımcı ERP sistemleri geliştiren global yazılım firması IFS™, sunduğu ürün ve hizmetlerle işletmelerin kaynaklarını daha verimli kullanarak daha iyi bir işletme performansı, büyüme ve rekabet avantajı yakalamasını sağlıyor. İsveç’te, 1983 yılında kurulan ve dünya genelinde 60 ülkede 80 ofiste faaliyet gösteren IFS'in yeni nesil ürünü “IFS Applications 9” benzersiz kolay kullanım özellikleri, işletmenin uçtan uca tüm ihtiyaçları kapsayabilen fonksiyonalitesi ve esnek mimari altyapısıyla her ölçekteki işletmelerin ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanmış.
IFS Applications katmanlı mimarisi ve bileşen tabanlı yapısı işletmelere adım-adım kurulup devreye alınma imkanı veriyor. 2004 yılında kurulan IFS Türkiye Ofisi ise aralarında Durmazlar Makina, KVK Teknoloji, Hakan Plastik, Petlas, Aytaç Gıda, Samet Kalıp, Makel Elektrik, Bursa Beton & Çimento, Çemtaş, Noki, Teknorot Otomotiv, FNSS Savunma, SKT Otomotiv, Sinpaş İnşaat, Seranit, Müzekart, Dearsan Tersanesi gibi farklı sektörlerde 500’den fazla işletme ve 20 binin üzerinde kullanıcıya ulaşmış. Günümüzde aralarında BMW, Volvo, Saab, Emirates, Lockheed Martin, Amerikan Hava Kuvvetleri, Jotun gibi firmaların bulunduğu 3000’den fazla şirket 1 milyondan fazla kullanıcı işlerini IFS Applications ile yönetiyor. IFS Applications Türkçe dahil 23 dilde kullanılabiliyor, çoklu şirket, çoklu döviz ve uluslararası muhasebe sistemleri yapısına tam destek sağlıyor.