banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

31.07.2016, 08:00 6766

Bilinen Bir KOBİ Senaryosu!

Bir KOBİ sahibi ve aynı zamanda yöneticisi iseniz ancak aşağıdaki senaryoda kendinizi bulamıyorsanız, bu yazı sizin için değildir:

“Şirketimi seneler önce kurdum. Kendim ‘çekirdekten yetişme’ olduğum için, ürünümüzün nasıl üretileceğini çok iyi bilirim. Gençliğimde, bu ürüne çok emek verdim ve şu anda tanınan isimler arasındayız. Şimdi kenara çekilmek ve işi tamamen çocuklarıma devretmek istiyorum. Onlar, ilk icraat olarak, daha önceki işyerinin bize yetmediğini düşündüklerinden, bu geniş tesislere taşındılar.
Ben ve çocuklarım ürünümüzün kalitesi ile iftihar ediyoruz ve onu dünya markası yapmak istiyoruz. Çocuklarımdan biri makine mühendisi olup üretimin, diğeri pazarlamanın başında ve gelinim de mali işleri kontrol ediyor. Organizasyon yapımız, ailemize göre şekillendi. Çocuklar içinde köklü bir işletme eğitimi alan yok ama onlar 1-2 günlük seminerleri fırsat buldukça takip ediyorlar ve öğrendiklerini uygulamaya çalışıyorlar.
Ürünümüz kaliteli ancak nedense son senelerde satışlarımız devamlı düşüyor. Sektörümüz ile ilgili istatistik veriler yok. Rakibimizin ürünü bizden kaliteli olmamasına rağmen bizden çok satıyor. Sektörümüzün dünyada nereye gittiğini, günlük işlerimizin çokluğundan veya nasıl takip edebileceğimizi bilmediğimizden takip edemiyoruz.
Sektörümüzün dünya devleri, Türk pazarını iyi bilmediğinden bizim pazara girmez, girse de başarılı olamaz. Müşterilerimiz beni çok iyi tanır ve sever, bu nedenle yabancı ürün yerine bizi tercih edeceklerini umuyorum. Çok ucuz Çin ürünlerinin pazarımıza girmesi bizi ciddi bir şekilde tehdit etmeye başladı.

Yönetim araçlarından hangilerini mi kullanıyoruz? Ne demek istediğinizi tam olarak anlayamadım ama Toplam Kalite Belgesi aldık ve duvara astık, ancak pek de faydası olmadı. İşe aldığımız stajyer çocuk bu konuları iyi biliyor ve o çalışmaları takip ediyor.”

Gözünüz aydın! ‘Eserinizin’ sonunu getirmek üzere, bütün aile el birliği ile çalışıyorsunuz ve şirketinizin yaşam çevriminin sonuna gelmek üzeresiniz. Kısaca, inanılmaz derecede ‘tehlikeli sularda’ dolaşıyorsunuz. Etrafta, üzerinde ‘Vizyonsuzluk’, ‘Yönetim eksikliği’, ‘Strateji eksikliği’, ‘Çin ürünleri’ yazan kayalıklar var ve suyun içi köpek balıkları dolu. Bu köpek balıklarının bazıları sizin tanıdıklarınız, bazıları ile henüz adını bile bilmediğiniz ama en acımasız cinsinden. Pazar payınızı paylaşmak için, iştahla, sizin kayalara çarpmanızı bekliyorlar.
Bu yazıdaki amacım, size tehlikenin varlığını haber vermek. Çünkü tehlikenin size ne kadar yakın olduğunu göremezseniz, çözüm için tedavi önermem size çok anlamlı gelmeyecektir. Ancak, kısaca şunu söyleyebilirim ki, size acilen içinde bulunduğunuz tehlikeli suları iyi bilen ve sizi, eğer şansınız varsa, emniyetli sulara ulaştıracak bir kılavuz kaptana ihtiyacınız var. Böyle bir kılavuz kaptan bulabilseniz dahi, kurtuluşunuz garanti olmayabilir. Tıpkı, ölümcül bir hastalığın son döneminde doktora gitmek gibi. Doktor ne kadar iyi olursa olsun, hasta iyileşemeyebilir. ‘İyi seçilmiş’ bir danışmanlık kurumuna veya profesyonel yöneticiye ödeyeceğiniz para bu nedenle, bir masraf değil, çok stratejik bir yatırım harcamasıdır. Şimdi de ‘kim benim sektörümü ve içinde bulunduğum durumu benden iyi bilir’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Sizin sorununuz üretim değil, stratejik yönetim sorunu ve yönetim araçları evrenseldir.
Unutmayın! ‘Rakipler sektörünüzü altüst ederken, sizin sadece operasyon becerinizi arttırmanız, Roma yanarken keman çalmaya benzer.’ Ne yazık ki, yerel ve küresel rakipler sektörünüzü altüst ediyor ve siz yok olma sürecinizi ‘keman çalarak’ geçiriyorsunuz. Yeni bir iş aramaya başlamanızın zamanıdır.

Yorumlar (0)