Sabancı Topluluğu, Sabancı Üniversitesi’nin kuruluş kararını 1994 yılında, Türkiye’nin en büyük aile vakfı olan Sabancı Vakfı önderliğinde aldı. Türkiye’de bir “dünya üniversitesi” kurma vizyonuyla, Ağustos 1995’te, 22 ülkeden, farklı disiplinlerde çalışan 50’nin üzerinde bilim insanı, araştırmacı, öğrenci ve iş insanı İstanbul’da düzenlenen arama konferansında bir araya geldi. Konferansta, İstanbul’da kurulacak üniversitenin felsefesi “Birlikte yaratmak ve geliştirmek” olarak belirlendi. Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici, “Arama konferansını, tasarım komitelerinin çalışmaları izledi ve bu çalışmalar sonucunda tek bir üniversiteyi model olarak seçmek ya da farklı örnek ve uygulamaları taklit etmek yerine, yeni ve özgün bir üniversite modeli yaratıldı” dedi. Sabancı Üniversitesi, Türkiye’de program seçme özgürlüğü sunan tek üniversite olarak Ekim 1999’da eğitim faaliyetlerine başladı. 2022-2023 Akademik yılı itibarıyla, üniversitede 4405 lisans ve 989 yüksek lisans olmak üzere 5394 öğrenci öğrenim görüyor. Akademik personel sayısı 437, idari personel sayısı ise 412. Üniversitede Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik, Mekatronik Mühendisliği, Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik; Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Ekonomi, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, Psikoloji, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde Yönetim Bilimleri olmak üzere toplam 11 lisans programı bulunuyor. Rektör Leblebici, “Tüm lisans programları arasında çift anadal yapmak mümkündür. Ayrıca 52 yüksek lisans, 17 doktora ve 12 yan dal programına sahibiz” bilgisini veriyor.
Araştirma ve geliştirmede dünya çapında iddialı
Sabancı Üniversitesi’nin dünya standartlarında yükseköğretim sunduğunu ve yetkinlikleriyle dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer aldıklarını söyleyen Leblebici, şunları söyledi: “Sadece Türkiye’de değil, dünyada da anılan ve takdir edilen bir araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) iş birliğinde açıklanan destek programı kapsamında Araştırma Üniversitesi olarak kabul edilen 3 vakıf üniversitesinden biriyiz. YÖK 2021 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’na göre yüzde 32.70’lik oran ile Ar-Ge’ye en çok pay ayıran vakıf üniversitesiyiz. Yapılan tüm bu çalışmalar gerek bilimsel yayın gerekse patent sayısı tarafında karşılığını buluyor.
Dolayısıyla hem yükseköğretimde hem de araştırma ve geliştirme çalışmalarında Türkiye’de önemli bir fark yarattığımıza inanıyoruz. Her iki alanda da hedeflerimizi büyüterek sürdüreceğiz.”
Üniversite-sanayi iş birlikleri alanında yoğun çalışmalar yürüten üniversitenin projelerini Rektör Leblebici şöyle anlattı: “Buna en güzel örneklerden biri 2016 yılında Kordsa ile birlikte kurduğumuz Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezimiz. Sanayi alanında öncü bir iş modeli olan bu merkezimizde otomotiv ve havacılık alanlarına yönelik kompozit malzemelerin pilot üretimi sağlanırken, ihtiyaç ve taleplere göre sürekli ürün geliştirme çalışmaları yürütülebiliyor. Geçtiğimiz aylarda, bu merkezimiz, dünyanın en büyük iki uçak üreticisinden biri olan Boeing ile bir iş birliği anlaşması imzaladı. Bu iş birliğiyle merkezimiz, Boeing için uzman olduğu alanlarda özel çözümler geliştirecek. Yine geçtiğimiz günlerde Kordsa ile birlikte üniversite bünyemizde RunIT adında, öğrencilerimizin yazılım alanında Kordsa’nın projelerinde bilfiil çalışacakları bir birim kurduk.”
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUNUM) bünyesinde yine bu yıl içinde TEMSA iş birliğiyle hayata geçirilen Yeni Enerji Teknolojileri Birimini örnek veren Lebleyici, “Burada batarya kimyası, yazılım ve donanımı, bataryalarda enerji verimliliği gibi konularda odaklı çalışmalar yapılması planlanıyor. Dahil olduğumuz TÜBİTAK projelerimizde de sanayi ile iş birliği içinde özel çalışmalara imza atıyoruz” dedi.
Disiplinlerarası eğitim sunuyor
Sabancı Üniversitesi, dar alanda uzmanlaşmayı sağlayan “bölüm” anlayışı yerine, disiplinlerarası geçişe izin veren ve çok yönlü eğitimi destekleyen “program” anlayışını benimsiyor. Üniversitemde eğitim, bölümler üzerine değil; öğrencilerin üniversiteye giriş yaptıktan sonra, ilk iki sene içinde kendi yönelimlerine göre seçebilecekleri diploma programları üzerine kurgulanmış durumda.
Yürüttükleri faaliyetleri Leblebici şöyle anlatıyor: “Her 3 fakültemizin de yapılanması, öğrencilerimizin diledikleri programı seçmeleri ve farklı programlardan da dersler alarak “çift ana dal” ya da “yan dal” diploması sahibi olmalarının önünü açıyor. Belirttiğim gibi, Türkiye’de tam anlamıyla program seçme özgürlüğü sunan ve uygulayan, disiplinlerarası geçişin mümkün olduğu ilk ve tek üniversiteyiz. Disiplinlerarası eğitimde tam bir özgürlük ortamı sunduğumuz için, her bir öğrencimiz aslında gerçekten ilgili olduğu alanda en güncel eğitimi alarak kendi geleceğini şekillendirebiliyor. Dolayısıyla her bir öğrencimiz kendi yenilikçi programını yaratmış oluyor. Türkiye’de disiplinlerarası eğitim almış daha fazla profesyonel elemana ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz. Tek alanda uzmanlaşma, bugün kurumların ve toplumların ihtiyaç ve beklentilerini karşılamakta ne yazık ki yetersiz kalıyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok yönlü düşünebilen profesyoneller iş dünyasını şekillendiriyor.”
Sabancı mezunlarının yüzde 94’ü bir yıl içinde işe giriyor
Sunulan program seçme özgürlüğü sayesinde eğitim alanını, üniversiteye geldikten sonra bilinçli olarak seçen öğrenci, aldıkları eğitim sayesinde mezun oldukları alana göre kariyerlerine yön verebiliyor. Sabancı Üniversitesi mezunlarının yüzde 94’ü diplomalarını aldıktan sonra bir yıl içinde diledikleri sektörde iş bulabiliyor veya akademide devam etmek istiyorlarsa diledikleri üniversitelerden kabul alabiliyor. İşverenlerin, işe aldıkları mezunlardan memnuniyet oranı da yüzde 94. Üniversitenin mezunlarının yüzde 22’sinden fazlası şu anda yurt dışında, farklı ülkelerde çalışıyor. Leblebici, “Dünyanın en değerli markaları olan Amazon, Google, Apple, Meta şirketlerinin Amerika ve Avrupa merkezlerinde çalışan mezunlarımızın sayısı 100’e yakın. Türkiye’nin en beğenilen şirketlerinde çalışan mezun sayımız ise çok daha yüksek” açıklamasını yapıyor. Disiplinlerarasılık üniversitenin hem eğitim hem de araştırmada en öne çıkardığı konuların başında geliyor. Leblebici, önümüzdeki dönemde bunu bir adım daha ileriye taşıyacak, 3 fakültenin de katkı sunacağı lisans ve lisansüstü program tasarımları üzerinde çalıştıklarını duyuruyor.
Sabancı Üniversitesi’nden disiplinlerarası eğitim; Öğrenci programını seçme özgürlüğüne sahip
Sabancı Üniversitesi’nden disiplinlerarası eğitim; Öğrenci programını seçme özgürlüğüne sahip
Türkiye’de bir “dünya üniversitesi” kurma vizyonuyla hayata geçirilen Sabancı Üniversitesi, eğitim stratejisiyle farklılaşıyor Sabanci Üniversitesi Rektörü Porf.Dr. Yusuf Leblebici, “Türkiye’de tam anlamıyla program seçme özgürlüğü sunan ve uygulayan, disiplinlerarası geçişin mümkün olduğu ilk ve tek üniversiteyiz. Disiplinlerarası eğitimde tam bir özgürlük ortamı sunduğumuz için, her bir öğrencimiz aslında gerçekten ilgili olduğu alanda en güncel eğitimi alarak kendi geleceğini şekillendirebiliyor” dedi.