Üniversite, mevcut teknoparkının yanısıra Türkiye’nin ilk tematik teknoparkı olan Finans Teknopark’ı ve Dudullu OSB içinde üçüncü teknoparkını 2015’te devreye almaya hazırlanıyor. Hedef nitelikli projelerde Türkiye lideri olmak. Bilim, araştırma ve yenilik... Bunlar akademik kavramlar olsa da her üçü birden başlı başına ekonomidir ve eğitim sektörü ile ilgilidir. Bu konuda Türk eğitim sektörünün öncü kurumlarının başında Boğaziçi Üniversitesi gelir. 150 yıllık köklü kuruluşu ve eğitim kalitesiyle dünyanın en iyi 200 üniversitesi arasında gösterilen Boğaziçi Üniversitesi, akademik alandaki iddiasını teknolojiye taşıyor. Bünyesinde barındırdığı Boğaziçi Teknopark’ta doluluk nedeniyle yeni firma kabul edemeyen Üniversite, önümüzdeki dönem Borsa İstanbul ortaklığıyla Türkiye’nin ilk tematik teknoparkı olan Finans Teknopark Projesi’ne start verecek. Aynı zamanda eş zamanlı olarak da Dudullu OSB içerisinde planlanan üçüncü teknopark projesini devreye alacak.
Hem üniversite hem teknopark projelerini konuşmak için biraraya geldiğimiz Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Yöneticisi Bülent Üner, “Belki Boğaziçi Üniversitesi teknopark gelirleriyle Türkiye’nin en zengin üniversitesi olmayacak ancak teknoparktan çıkan nitelikli projelerle bu alanda lider olacak” diyor.
Boğaziçi Üniversitesi eğitim, bilimsel yayın, araştırma, uluslararası yayın başarıları ile 2013-2014 sıralamasında dünyanın en iyi 200 üniversitesi arasında yeralıyor. Üniversite, araştırma-geliştirme-inovasyon ve mükemmeliyet merkezlerini ve büyük ölçekli, stratejik öneme sahip, çok disiplinli ve disiplinlerarası araştırmaları desteklemeyi, uluslararası etki yaratabilecek araştırma alanlarında kapasite geliştirmeyi hedefliyor. Bu hedeflerin ağırlıklı yerbulacağı alanı ise teknopark projeleri oluşturuyor.
Finansteknopark sektörün ekosistemini oluşturacak
Boğaziçi Üniversitesi ve Borsa İstanbul arasında çeşitli alanlarda işbirliği bulunuyor. Borsa İstanbul, Boğaziçi Üniversitesi’nin içerisinde ‘Finansal Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kurulmasında da işbirliği yapmış. Dolayısıyla İstinye’de 10 bin metrekare alan üzerinde kurulacak Finans Teknopark ile bir yandan tematik olarak teknopark imkanlarınnın sunulması, diğer yandan hem bu uygulama merkezinin finanse edilmesi, hem de İstanbul’un finans merkezi olma vizyonuna katkı sağlanması amaçlanıyor.
Bülent Üner, bu proje içerisinde kuluçka merkezine yer vereceklerini belirterek, “Öğrencilerin, girişimcilerin, araştırmacıların şirket kurup finansal konularda Ar-Ge yapmasını istedik. İlgili sanayiciyi de bölgeye getirerek bu alanda ciddi bir ekosistem yaratmak hedefindeyiz. Teknopark alanı kısıtlı olduğundan ölçeği ne kadar büyük olursa olsun firmalara maksimum 500 metrekare alan sunacağız. İsteyen küçük yatırımcılara ise 50 metrekare alan vereceğiz” diye konuşuyor.
Küçük şirketlere ciddi miktarda pay ayırdıklarını kaydeden Üner, bankalara bu anlamda ciddi sorumluluk düştüğünü ve girişimcilerin kendi küçük şirketlerini büyüteceği bir ekosistem yaratacağına inanıyor. Projenin protokol anlaşmasından sonra ciddi talep almaya başladıklarını aktaran Üner, şu an talepleri sıraya koyarak sektöre de fayda sağlayacak nitelikte bir seçim yapacaklarını duyuruyor.
Projenin sadece inşaat ve tesisat yatırımı için 22 milyon TL’lik bir yatırım öngördüklerini paylaşan Üner, projenin 2015’te devreye gireceğini belirtiyor. Üner; “Finans Teknopark’ın bin metrekaresi kuluçka merkezi olacak. 9 bin metrekareyi firmalara tahsis edeceğiz. Nasdaq gelirlerinin yaklaşık 3’te 2’si borsa dışından ve teknoloji ihracından geliyormuş. Dolayısıyla çok yapacak şey var. Bankacılık sektörünün teknolojik yeralmasını hedefliyoruz” diyor.
Boğaziçi Teknopark Dudullu’da açılacak
Boğaziçi Üniversitesi’nin sanayi alanındaki iddialı teknoparkını ise Dudullu OSB Yönetimi ile birlikte kuracakları ve OSB’nin içerisinde yeralacak Dudullu Teknopark Projesi oluşturuyor. Yeterli finansal büyüklüğü olmayan ancak Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyona önem veren işletmelere yerinden çözüm sağlamak adına projeyi geliştirdiklerini aktaran Üner, “Dudullu OSB içindeki teknopark bizi heyecanlandırıyor. Hem küçük hem orta hem de büyük işletmeler bölgede faaliyet yürütüyor. 3 tane Ar-Ge personeli olan firma, destek ve teşviklerden yararlanmak için kendisine 10 dakika uzaklıktaki bir teknoparkta yeralmak isteyecektir. Ayrıca Dudullu OSB’nin şehrin içinde bulunması teknopark yatırımımız için önemli bir etkendir. Bölgede en az 100 firmanın faaliyet yürütmesini ve 2 bin kişinin de istihdam edilmesini hedefliyoruz” bilgisini veriyor.
Boğaziçi’nin artısı girişimcilik
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yayınladığı ‘Girişimcilik Endeksi’ne göre Boğaziçi Üniversitesi, 2014 yılında Türkiye’de 3. sırada yeralıyor. Sayısal olarak büyük bir üniversite olmadıklarının altını çizen Üner, üniversitenin kuruluşundan bu yana girişimcilik vizyonuyla öğrencilerine eğitim verdiğini paylaşıyor. Girişimcilik kültürünün öğrenciye kazandırılmasında Boğaziçi’nin önemli bir başarısı olduğunun altını çizen Üner, şu bilgiyi veriyor: “Üniversitenin sanayi ile işbirliği yapması, girişimci olabilmesi için üniversite hocalarının mantalite olarak buna açık olması gerekir. Biz girişimci üniversite olacağız demekle olmuyor. Bu, yıllar alan bir süreçtir. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi’nin öğrencileri sınavda başarılı olmuş ilk yüzde 2.5’lik dilime girmeyi başarmış isimlerden oluşuyor. Boğaziçi mezunları kurumların stratejik noktalarında istihdam ediliyor.”
Boğaziçi TTO’nun 5 yıllık hedefi
Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde 2012’de kurulan Teknoloji Transfer Ofisi (Uluslararası Projeler Birimi, Ulusal Projeler Birimi, Patent Ofisi ve Kuluçka Merkezleri), Bilimsel Araştırma Projeleri İdari Koordinatörlüğü ve Döner Sermaye İşletmesi ile koordineli çalışarak araştırmacılara destek veriyor. TTO Yöneticisi olan Bülent Üner, TTO’nun buluşcular, yenilikçiler ve girişimcilere, fikir ve önerilerini fikirden uygulamaya geçirip ticarileştirilmesinde, bunun toplumun, ülke ekonomisinin ve üniversitenin faydasına dönüştürülmesi sürecinde yardımcı olduğunu belirtiyor. TTO’nun iş fikrine dönüşebilecek yeni buluşlar için düzenlediği “İşteBU” yarışması ile “HayalEt” ve “İnovita” adlı kuluçka merkezleri kapsamında bugüne dek 1400 proje başvurusu yapıldığını aktaran Üner, 400 kişiye eğitim verildiğini ayrıca toplamda 25 proje ekibi/girişimcinin destek aldığını hatırlatıyor. Bülent Üner, TTO’nun genel amacının; “Üniversite içerisinde ortaya çıkan yenilik ve buluşları üniversite dışındaki hayata kazandırmak ve buradan akademik camianın gelir elde etmesini sağlamak” olduğunu belirtiyor. Bir buluşu, projesi ya da fikri olan akademisyen, araştırmacı veya öğrencilerin TTO’dan çeşitli şekillerde yararlanmaları mümkün.
TTO son iki yıldır faaliyette olan iki kuluçka merkezinde toplam 20 girişimciye destek verdi. TTO’dan yazım ve yürütme desteği alan proje sayısı 80’e ulaştı. Kuruluşundan bu yana TTO’nun yaptığı patent başvurusu sayısı 25 olup bunlar içerisinden 9 tanesinin ticarileşmek üzere yol haritası çıkartıldı. Ulusal patent başvuruları kişiler adına yapılırken ticarileşme potansiyeli olan buluşların uluslararası patent başvuruları –buluşçunun da onayı ile– Boğaziçi Üniversitesi adına yapılıyor. TTO akademisyen ve araştırmacıların yürüttükleri projelerden, laboratuvarlarda yapılan çalışmalardan elinden geldiğince haberdar olmaya çalışıyor. Amaç bu çalışmaların sonuçlarını topluma ulaştırmak ve Boğaziçi Üniversitesi’ne daha fazla sanayi destekli proje gelmesini sağlamak.
TTO’nun kuruluşundan bu yana yürütülen sanayi destekli projelerin sayısı 50’yi, bunların toplam bütçesi ise 4.5 milyon TL’yi aşmış durumda.
TTO, sadece sanayi destekli projelere değil TÜBİTAK projeleri, AB projeleri gibi ulusal ve uluslararası kaynaklarca fonlanan projelere de yazım ve yönetim desteği sağlıyor.
Üniversitenin yüksek sayıda proje başvuruları bulunuyor
Boğaziçi Üniversitesi’nin teknoloji konusunda en büyük artılarından biri proje başvuru oranlarındaki yükseklik oluşturuyor. Üner, TÜBİTAK’a yaptıkları başvuruların yüzde 50’den fazla kabul edildiğini Türkiye’de bu oranın yüzde 20’ler civarında olduğunu aktarıyor. Boğaziçi TTO olarak ticarileşen ürünlerle ayakta kalma sürecinde kendilerine Amerika’da olduğu gibi 5 ile 7 yıl süre verdiklerini paylaşan Üner, hedeflerini şöyle anlatıyor: “Türkiye koşullarında 5 yıl içinde sürecini oturtmuş, yılda 1-2 tane fikri lisanslayarak ticarileştirmek istiyoruz. Bir iki yıl içerisinde ticarileştireceğimiz projeler var. Geçen yıl üniversite içerisinde ticarileşebilir ve patent başvurusu yapmış 9 projeyi seçtik ve ticarileşme için adımları attık. Bu yıl TTO tarafından destek verilen proje sayısını 80’den 100’e çıkarmak istiyoruz. Yıllık 2.5 milyon TL’lik sanayi projesi gelirini ise yılda 4 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca her yıl 5-10 firmayı kuluçkadan geçirmek istiyoruz.”
Boğaziçi Üniversitesi hakkında;
Tarihi olarak1863’te kurulan Robert Kolej’e dayana Boğaziçi Üniversitesi, 1971’de kamu üniversitesi statüsüne geçti. Boğaziçi Üniversitesi, dünya çapında akademik kadrosu, tanınmış lisans ve lisansüstü programları, parlak öğrenci kitlesinin yanısıra modern araştırma merkezleri, laboratuvarlarıyla Türkiye’nin önde gelen araştırma üniversiteleri arasında yeralıyor. Araştırma etkinliğini artırarak dünyanın sayılı araştırma üniversitesi arasında yeralmak Boğaziçi Üniversitesi’nin stratejik önceliği. Üniversite bu tercihinin gereği olarak; toplam 6 kampüsünde 4 fakülte, 2 yüksekokul, 6 enstitüsü ve 20 araştırma merkeziyle faaliyet gösteriyor. Üniversitede; 32 lisans, 54 yüksek lisans ve 31 doktora programı uygulanıyor. Tam zamanlı 422 öğretim üyesi, 94 öğretim görevlisi, 61 yabancı uyruklu öğretim elemanı, 264 araştırma görevlisinin yeraldığı üniversitede lisans ve lisans üstü olmak üzere toplam 14 bin 218 öğrenci eğitim görüyor. 53 bin mezunu bulunan üniversitenin, 559 anlaşma kapsamında yaklaşık 70 ülkeden 700 yabancı öğrencisi bulunuyor.
Boğaziçi Üniversitesi; Bilim, araştırma, yaratıcılık, yenilikçilikte 150 yıl
Boğaziçi Üniversitesi; Bilim, araştırma, yaratıcılık, yenilikçilikte 150 yıl
Eğitim, bilimsel yayın, araştırma, uluslararası yayın başarıları ile 2013-2014 sıralamasında dünyanın en iyi 200 üniversitesi arasında yeralan Boğaziçi Üniversitesi, farklılaşma stratejisine teknolojiyi de ekledi.