KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi
2021-05-31 23:59:56

Ülkemiz Geri Dönüşüm Sektörü Fiilen Bitirilmiştir!

Hilmi Develi

31 Mayıs 2021, 23:59

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün ile konuştuk. Başkan Gülsün, “Daha önce de defaatle dile getirmiş olduğumuz gibi yasaklar değil denetim artmalı! Art arda atılan hatalı adımlar sektörü uçuruma sürüklüyor! Çözüm etkin denetimde!” dedi.

Plastik ve ‘Geri Dönüşüm’ sektörlerini zora sokan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan ‘Atık İthalat Genelgesi’ni Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün ile konuştuk.
Başkan Gülsün; “Yeni yayınlanan bu genelge ile ülkemiz geri dönüşüm sektörünün fiilen bitirilmesi anlamına gelmektedir. Sektörü çıkmaza sokan söz konusu genelgede yer alan yüzde 1 yabancı madde limiti ve diğer yasaklar kaldırılmalı ve kamu kurumlarımız asli görevleri olan denetleme faaliyetlerini yaygınlaştırarak sektörü regüle etme yolunu seçmelidir” diyor.

“Daha önce de defaatle dile getirmiş olduğumuz gibi yasaklar değil denetim artmalı!”
Küresel plastik sektöründe önemli bir paradigma yaşandığını ve geri dönüşüm ekonomisinin plastik sektörü içindeki payının hızla arttığının altını çizen Gülsün; “Önümüzdeki 30 yıl içerisinde geri dönüşüm sektörünün hızla büyüyeceği ve küresel plastik üretiminin yüzde 60’ının geri dönüşüm kaynaklı olacağı öngörülüyor. Bugüne kadar ülkemiz bu büyük değişimin bir parçası olmak yolunda önemli adımlar attı. Devletimiz tarafından verilen teşviklerin de katkılarıyla sanayicilerimiz plastik geri dönüşüm alanında önemli bir işleme kapasitesi oluşturdular. Mevcut durumda ülkemizde toplama ve ayrıştırma altyapısı yeterli olmadığı ve kaynağında ayrıştırma sistemi kurulmamış olduğu için bu işletmeler girdilerinin önemli bir kısmını ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalıyor. Ne yazık ki bu süreçte bazı kişilerin yasaların dışına çıkarak suç işlediklerini ve bakaya atıklarını bertarafa göndermek yerine yol kenarlarına döktüğünü de üzülerek izledik.

Bu gibi üzücü durumların önüne geçmek adına denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğini defaatle dile getirdik. Ne yazık ki kamu otoritelerimiz her defasında yasaklamalarla bu sorunun üzerine gitmeyi tercih etti. Nasıl ki devletimiz izinsiz hafriyat dökümlerine rağmen inşaat yapımını yasaklamıyor onun yerine yasanın dışına çıkanları cezalandırıyorsa atık ithalatında da benzer bir yol izlenmelidir. Aksi halde işini düzgün yapan ülkemiz için katmadeğer yaratan, ihracat yapan geri dönüşüm 1100 civarındaki tesislerimiz ya kapanacak ya yurtdışına taşınacak, en nihayetinde bu süreç bilhassa niteliksiz işgücü için önemli bir istihdam kaynağı olan ve çok büyük bir gelişim potansiyeli taşıyan bir sektörü daha kaybetmemiz ile sonuçlanacaktır” dedi.

Art arda atılan hatalı adımlar sektörü uçuruma sürüklüyor!
2020 yılı sonu itibariyle mühendislik plastiği hurdalarının ithalatının, geçtiğimiz günlerde ise polietilen ithalatının yasaklandığını, ardından yayınlanan genelge ile ise atık ithalatının imkansız hale getirildiğini belirten Gülsün; “Tüm dünyada otomotiv, beyaz eşya, elektrik-elektronik gibi yüksek katmadeğerli alanlarda kullanılması sebebiyle ithalatına sıcak bakılan mühendislik plastiği hurdalarının ithalatı da yasaklanmıştı. Poliamid, polikarbonat gibi ürünlerin hurdaları ülkemizde yeterince çıkmıyor. Bu ürünlerin hurdalarının ithalatının yasaklanmasının etkisini ise ne yazık ki ilgili kamu kurumları tam olarak anlayamamış durumda. Örneğin; otomotiv sektörü çevre politikaları çerçevesinde arabaların plastik parçalarında belirli oranlarda geri dönüştürülmüş hammadde kullanılmasını zorunlu tutuyor.

Ülkemizin mühendislik plastiği hurdası ithalatını durdurması demek orta vadede otomotiv sektörünün tedarik zincirinden de koparılması anlamına geliyor. Sonrasında atılan adımlar ise tüm atık ithalatını engeller nitelikte. Ülkemizde yeterli birincil plastik hammadde üretimi olmaması sebebiyle fiyatlar üzerinde bir çıpa vazifesi gören ve girdi maliyeti kaynaklı enflasyonu engelleyen geri dönüşüm sektörünün üretiminin durdurulması bir domino etkisi ile tüm sektörleri etkileyecek ve tüketici enflasyonuna sebep olacaktır. O sebeple bu düzenlemeler bir an önce gözden geçirilmeli ve yasaklama yerine sıkı denetim esaslı bir yönetim benimsenmeli” dedi.

Çözüm etkin denetimde!
Kamuoyunda artan çevresel kaygıları paylaştıklarını belirten PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün; “Şüphesiz ki ülkemizin doğasını korumak en önemli önceliklerimizden lakin bunun yolu etkin denetimden geçiyor. Daha önce ilgili kamu kurumları ile paylaşmış olduğumuz elektrik, su ve işgücü gibi üretim girdilerinin takibi, lisans öncesi altyapı yeterlilik analizi, bakaya atıkların gönderildiği bertaraf tesisinin bilgilerinin kontrolü ve yüksek miktarlı ithalatlarda yerinde tespit gibi denetim tedbirlerinin hayata geçirilmesi durumunda yasalarımızda suç kabul edilen fiilleri işleyenlerin tespiti çok daha kolay gerçekleştirilecek ve çevre sorunları ortadan kaldırılacaktır” diye konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.