Uyarı karşısında her canlı, uyarıya karşı bir yanıt verir. Uyaranın şiddeti, yoğunluğu ve uyarı biçimi uyarıya verilen tepkinin de yönünü belli eder. Bu olaya etki-tepki ilkesi adı da verilir.
Fiziksel uyarılarda etki-tepki nesneye ve o nesneye uygulanan kuvvetle doğru orantılıdır. Örneğin bir topu bir duvara attığınızda attığınız hızla duvardan geri gelir. Tabii topun aynı hızla atılan yere gelmesi için duvarın düzeyinin düzgün ve pürüzsüz olması koşulu aranır.
İnsanlararası ilişkilerde bu karmaşıktır. Bir insana istenmeyen bir davranış yapalım; örneğin tokat attığımızı düşünelim. O insan kendisine atılan tokat karşısında ne yapabilir? Top örneğinden yola çıkarsak insanın bize karşı tokat atması beklenir ama bu seçenek olmayabilir. Tokat atılan kişinin kişiliği, içinde bulunduğu durum, tokadı atan kişinin fiziksek özellikleri, statüsü veya ortamı, tokat atılan kişinin kendi seçenekleri dolayısıyla tepkisi çok çeşitlilik gösterebilir. Dolayısıyla insan ilişkilerinde tepkiler çok seçmeli, karmaşıktır. Aynı zamanda süreklilik göstermeyebilir. Bugün size yapılan bir şeye başka zamanda farklı bir tepki veya tepkiler verebilirsiniz. Hatta tepkisiz kalarak da tepki vermek yine bir seçenektir.
Demek istediğim şu ki biz insanlar, her durumda “seçme hakları” olan varlıklarız. Bize yapılan şeylerden çok biz o şeylere nasıl tepki vereceğimizi seçebiliriz. Hayatın acımazsızlığına, krizlere, terk edilişlere, parasızlığa, itibarsızlaştırmaya, her türlü yenilen veya atılan kazıklara v.s. durumlarında her zaman seçme ve farklı davranma seçeneklerimiz var ve bu seçenekler de bizi zenginleştiren, ayakta tutan, farklı zaferlere götüren, nefes aldıran, onurlandıran olgulardır.
Önemli olan bize ne olduğu değil; bizim bu olanlar karşısında aldığımız tavır ve bu tavır sonrası ortaya koyduğumuz davranışlardır. Burada önemli olan da davranışlarımızın kalitesi, yüceliği ve eşsizliği; bizim bireysel kalitemizi ortaya koyacaktır.
“Daha da özetlersek asla “kurban değiliz.” Olaylar karşısında bazen seçeneksiz kalsak da farklı düşünme, davranma ve hatta reddetme seçeneklerimiz hep bulunmaktadır. Bizim o seçenekleri görmeyişimiz veya farkında olmayışımız onların yokolduğu anlamında değildir. Sadece o, ana kör noktalardadır veya düşüncemizin dışındadır. Bilgiyle, tecrübeyle, derin düşünceyle; farklı düşünme ve davranma yetileri kazanarak olaylara verdiğimiz tepkileri seçme ve belirleme yeteneği kazanabiliriz. Bu da bizim zorluklara karşı verdiğimiz savaşın bir ödülü olabilecektir.
Tepki veremeyen şey, varlık; canlı olmayan varlıktır. Tepki vermek bir “canlı olma” göstergesidir. Önemli olan kaliteli ve bol seçenekli tepkiler verebilme yetisi kazanabilmektir. Her insanoğlu da bu yetiye doğuştan sahiptir. İnsanlar başarılı olabilmek için her türlü yetiyle doğarlar veya o yetileri öğrenebilir; geliştirebilirler…