Ülkemiz için dijital dönüşümü zor şartlara rağmen hızlandırmak ve en büyük ekonomik güçler arasına girmek geleceğin garantisi olacaktır.
Bu güce ve cesarete sahip olduğumuza inanıyorum. Yeter ki işbirliği, güçbirliği ve eşgüdüm ilkelerine sıkıca sarılalım.
Dijital dönüşümün en büyük gerekliliği ve etkisi ekonomik gücün yükseltilmesi ile bağlantılıdır. Yapay zekâ, büyük veri ve ileri analitik, bulut bilişim ve otonom robotlar gibi yeni teknolojiler, dönüşümün gerçekleşmesinde önemli rol oynamaktadır.
Çağımızda küresel değer zincirleri yeniden düzenlenmekte ve yeni iş yapış biçimleri ortaya çıkmaktadır. Bu noktada yeniden organize olan değer zincirlerine adapte olarak dijital dönüşümün oluşturacağı katmadeğerden önemli bir pay almayı hedefleme zorunluluğumuz da buradan doğmaktadır. Sanayimizin dijital dönüşümünü gerçekleştirerek ülkemiz küresel bir dijital üretim merkezi olmayı amaçlamalıdır.
2019 Dünya Dijital Rekabet Gücü sıralaması kapsamında Türkiye’nin konumu son 3 yıldır hiç değişmedi. Türkiye’nin, IMD Dünya Dijital Rekabet Gücü araştırmasında 63 ülke arasında 52’nci sırada yer alması dijital dönüşüm hızımız açısından düşündürücüdür.
Dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmişlik, bir seferlik bir proje değil. Dijital dönüşümün hızla hem endüstriyel hem de toplumsal bir öncelik olarak tanımlanıp ulusal bir seferberliğe konu edilmesi ile sağlanabilecektir.
Üstelik şu an çok daha değişik bir süreç yaşanmakta: Covid-19 salgını kriziyle birlikte dünya büyük bir değişim yaşadı. Ekonomiden sosyal hayata, eğitimden sağlığa bildiğimiz tüm sistemlerin değiştiğini, dönüştüğünü görüyoruz.
Günümüzün en değerli kaynağı veri olmuş durumda. Dijital dönüşümün merkezinde, geleceğin mesleklerinin içinde olmak için bugünü iyi okumak ve hemen bugün değişimin merkezinde yer almak gerekiyor.
Oluşmuş işbirliği platformlarının ve STK çalışmalarının devamının sağlanması bu güne kadar sürmüş olan çalışmalardan verim ve sonuç alınmasını mümkün kılacaktır. Toplumun, özellikle rol modeli kişiler ve aydınların bilgilendirilmesi gerekmektedir.
TBD olarak biz de kendimizi yeni ulusal hedeflere daha fazla katkı verecek şekilde dönüştürme çabası içerisindeyiz. Yapımızı geliştirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Organizasyonumuza kattığımız TBD İcra Kurulu ve kapsamı genişletilen TBD Akademi, bu yönde çok önemli katkılar vermeye başlamıştır.
Salgın sonrası için önerilerimiz:
• Ulusal yatırımlarda artık dijital güçlenmenin her türlü diğer alandaki başarımız açısından çok çok önemli olacağının dikkate alınması.
• İnternet altyapısı ve siber güvenlik konularının acil olarak ele alınması.
• Telekomünikasyon hizmetinde kullanıcının ekonomik hizmet alabilmesi için hizmet sunumu sağlayan operatörlere serbest rekabet yolunun açılması, kendi fiber altyapılarını geliştirmelerine olanak sağlanması.
• Bilişim sektörünün bu dönemden ülkemiz adına başarıyla çıkabilmesi için bazı öncelikleri olması.
• Aynı zamanda maliyet de düşünülerek, yerli üretimin özel teşvikler alması ve ihtiyaç duyulan teknolojik ürünlerin ithalat ile değil yerli üreticiden temin edilmesi yönünde tedbirler geliştirilmesi.
• Özellikle yazılım alanında ihracat yapma çabasındaki üreticilere her türlü kolaylığın sağlanması ve süreçlerin basitleştirilmesi.
Ülkemiz için dijital dönüşümü zor şartlara rağmen hızlandırmak ve en büyük ekonomik güçler arasına girmek geleceğin garantisi olacaktır. Bu güce ve cesarete sahip olduğumuza inanıyorum. Yeter ki işbirliği, güçbirliği ve eşgüdüm ilkelerine sıkıca sarılalım.
Türkiye Bilişim Derneği olarak bahsettiğimiz bu önerilerin tümü için süregelen çalışmalarımızla her zaman olduğu gibi kendimize görev çıkarmak ve üzerimize düşeni yerine getirmek için daima hazırız.