Sanayide üretimde girdi maliyetlerinde yaşanan enflasyon ve dövizde yaşanan hareketler işletmelerin sağlıklı bütçe yapmasını engelliyor. Özellikle ithalata dayalı üretimde bu sorunlar giderek artıyor. Örneğin; ithalata dayalı üretime örnek sektörlerden plastik sektörümüz… Üretim kapasitesiyle Avrupa’da ikinci dünyada 6. sırada... İrili ufaklı 11 bin civarında firma, 320 bin civarında çalışan, yaklaşık 44 milyar dolarlık büyüklüğü ile Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden… PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Selçuk Gülsün ile plastik sektörünün güncel durumunu değerlendirdik.
Sanayide üretimde girdi maliyetlerinde yaşanan enflasyon ve dövizde yaşanan hareketler işletmelerin sağlıklı bütçe yapmasını engelliyor. Özellikle ithalata dayalı üretimde bu sorunlar giderek artıyor. Örneğin; ithalata dayalı üretime örnek sektörlerden plastik sektörümüz…
Üretim kapasitesiyle Avrupa’da ikinci dünyada 6. sırada... İrili ufaklı 11 bin civarında firma, 320 bin civarında çalışan, yaklaşık 44 milyar dolarlık büyüklüğü ile Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden…
1969 yılında kurulan PAGDER, plastik endüstrisi; plastik hammadde, plastik mamul ve plastik işleme makinaları alt gruplarıyla plastik sektörünün en etkin sivil toplum örgütlerinden… PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Selçuk Gülsün ile plastik sektörünün güncel durumunu değerlendirdik. Plastik sektörünün gerek ülkemizdeki gelişmelere gerek küresel gelişmelere bağlı olarak 2023 yılında yavaşladığını belirten Gülsün; “Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle daralan dış talep, yıkıcı deprem ve finansmana erişimde yaşanan sorunların etkisiyle plastik sektörünün 2023 yılının ilk yarısında performansının gerilediğini ve sektörün potansiyelini yakalamakta zorlandığını görüyoruz. Bilhassa finansa erişimde yaşanan sorunların kısa vadede aşılması sektörün performansının yukarı çıkmasını sağlayacak ve ihracat pazarlarımızda yaşanacak olası kayıpların önüne geçecektir” dedi.
Daralan iç pazarın etkisiyle bilhassa ihracat yapmayan işletmelerin çok zor günler geçirdiğinin altını çizen Gülsün; “Öte yandan, ana ihracat pazarlarımızdan Avrupa olmak üzere tüm dünyada talepte yaşanan yavaşlama, sektörün ihracatının da gerilemesine yol açmakta. Bu perspektifle bakıldığında ihracat kabiliyeti sahip işletmelerimiz açısından da bu sürecin zor geçtiğini söyleyebiliriz. TİM verileri üzerinden incelediğimizde geride kalan 7 aylık dönemde ihracatımızın miktar bazında %7.1 değer bazında ise %12.9 gerilediğini görüyoruz. Plastik sektörü gibi her yıl ihracatını arttıran bir endüstri açısından bu veriler tabii ki endişe verici. Son 20 yıllık süreçte ihracatımızın miktar bazında daraldığı sadece 3 yıl oldu, bu yıllarda ki gerileme de %2 civarındaydı. O sebeple bizler açısından %7 daralma alışılageldik bir durum değil. Değer bazında gerilemenin daha fazla olmasının sebebi ise hammadde fiyatlarında döviz bazında yaşanan düşüş olduğu için çok önemli bir veri sunmuyor. Tabii orta ve uzun vadede ihracat hedeflerimizin başında katmadeğerli ürün ihracatını arttırmak olması gerektiğini bize gösteren bir veri. Aksi halde ihracatımızda sıçrama yaşama ihtimalimiz olmadığının farkına varmak gerekiyor” dedi.
Son dönemde firmaların gerek yatırım sermayesi gerek işletme sermayesi için finansman bulmakta zorlandığını, bulsa dahi finansman maliyetlerinin çok yüksek ve vadelerinin çok kısa olduğunu dile getiren Gülsün; “Gerek ülkemizde gerek diğer ülkelerde özel sektör krediye erişimi ölçüsünde büyür ve sağlıklı olur. Son yıllarda ülkemizde yaşanan finansman darboğazı işletmelerin kar marjını düşürerek günü kurtarmak gibi bir stratejiyi benimsemesine neden oldu. Bu durumun uzun süre devam etmesinin ülke sanayisi açısından yıkıcı etkileri olabilir. Zira sanayimiz gelecekte ihracat pazarlarındaki varlığı korumak istiyorsa bunun yolu dijital ve yeşil dönüşümlere ayak uydurabilme kabiliyetinden geçiyor. İhracat pazarlarında varlığımızı güçlendirerek devam ettirmek istiyorsak, işletmelerimiz ürün bazlı karbon ayak izlerini düşürmeli ve üretim kalitesini üst düzeye çıkaracak otomasyon altyapısına yatırım yapmalı. Tüm bunlar için ise finansman maliyetlerinin düşürülmesi şart” dedi.
Son olarak sanayicilerin önünü görmekte zorlandığına değinen Gülsün; “Özellikle plastik sektörü gibi hammaddesini yurtdışından temin etmek zorunda kalan sektörler önünü görmekte zorlanıyor. Girdi maliyetlerinde yaşanan enflasyon ve dövizde yaşanan hareketler işletmelerin sağlıklı bütçe yapmasını engelliyor. Bu bağlamda son 2 aylık süreçte döviz hareketliliğinin azalmış olması bizler açısından sevindirici. Umarız maliyet enflasyonunu düşürecek adımlar da atılarak işletmelerin önünü daha rahat gördüğü ve daha sağlıklı fiyatlama yaptığı bir ortam hayata geçirilir” dedi. PAGDER’in değerli Başkanı Selçuk Gülsün’ün sektöre ilişkin değerlendirmeleri özetle bunlar…
Plastik Sektörü,” Yavaşlama Sürecini Yaşıyoruz…” Diyor
Paylaş