Mart 2020’den beri yaşadığımız bu krizin daha ne kadar süreceğini maalesef öngöremiyoruz. Bu derinliği, yaygınlığı ve süresi belirsiz bir kriz!
Genellikle yöneticiler olarak bizler kriz yönetimi konusunda daha çok kısa vadeli bakış açısına ve taktiksel seviyede aksiyonlara dayalı çalışırız. Ama bu sefer orta vadeli bakışa ve stratejik seviyede düşünmeye ihtiyacımız var. Bu dönemde şirketlerin durumu anlamak için Bilgi Yönetim Takımı oluşturmaları, tek yerden ve düzenli bir şekilde herkes ile bilgiyi paylaşmaları gerekmektedir. Ayrıca ortaya çıkan kuralları ve trendleri iş yapış biçimine, iş ortaklarına ve müşterilere etkilerine göre gruplamalı, ardından bu etkiler dolayısıyla işin sürekliliği ve finansal durum üzerinde ne gibi sonuçlar oluşacağı analiz edilmelidir.
Takımın sağlığını, güvenliğini ve motivasyonunu koruyabilmesi, zihinsel olarak aktif kalması ve çalışmaya devam edebilmesi için bir plan oluşturulmalıdır. Finansal dayanıklılık için gelir-gider dengesine odaklanılmalıdır. İşlerin sürekliliği için rehavete kapılmayıp müşterilerle düzenli temasta kalınmalıdır.
İş ortaklarının da durumuna hâkim olunmalı ve onlara planlarımız hakkında bilgi verilmelidir. Bu dönemde empati geliştirerek ve güven sağlayarak tüm işbirliklerini korumamız önemlidir. Böylesine uzun süren, derin ve tüm hayatımıza etki eden bir dönemin sonrasında her şeyin bir anda kaldığı yerden ve aynı şekilde başlamasını bekleyemeyiz.
Yapılabilecek aksiyonların başında geri dönüş planı hazırlamak olabilir. Hızla işlerimize eskisi gibi geri dönüş için senaryo bazlı dönüş planı hazırlanabilir. Bu plan için öncelikle ekonominin olası dönüş senaryoları bilinmelidir. 3 değişik dönüş senaryosu olabileceğini düşünebiliriz.
a) Hızlı Dönüş: Ekonomi sadece olağanüstü bir “donma” dönemine girdi, 3-4 aylık bir sağlık krizinden sonra eski haline hızla geri dönecek.
b) Rötarlı Dönüş: Bazı karantina politikalarına devam edilecek, dolayısıyla küresel ticaret çok az hareketlenecek ve yerel ekonomiye hareket gelecek.
c) Uzun Durgunluk: Sonbaharda virüs tekrar canlanacak, aşı bulunana kadar devamlı yeni dalgalarla uğraşılacak ve küresel ekonomi ciddi hasar alacak. Yerel ekonomi yavaş yavaş canlanmaya başlayacak.
İşte şirketler bu 3 senaryoya göre geri dönüşe hazırlanmalıdır.
Eğer gecikmeli dönüş senaryoları gerçekleşirse ilk senaryodan biraz daha farklı soruları cevaplamamız gerekir. Örneğin; “Fiziksel mesafeyi koruyarak çalışma ortamı nasıl yaratırız? Şirket için sağlık takibi nasıl yaparız? Seyahat politikalarını nasıl revize ederiz? Ne kadar büyük bir kadro ile devam etmeliyiz?” Tedarikçilerimizin hepsi iş ve finans açısından hala sağlıklı mı? Satış yaptığım tüm bölgelerin ekonomisi aynı ölçüde toparlandı mı?
Kriz her bölgede tamamen geçmemiş olabilir. Bu durumda satış yaptığım bölgeleri geri dönüş durumlarına göre kategorize ederek satış teşkilatımızı ona göre planlamalıyız. İhracat tarafında belki de bugüne kadar hedefimizde olmayan bölgeleri hedefimize almamız gerekir. Kriz her sektörü aynı şekilde etkilemediği için dönüş hızları da aynı olmayacaktır. Bugüne kadar düşük karlılığı nedeniyle odaklanmadığımız bazı sektörler belki de bizim ticarete dönmemiz için anlamlı olabilir. Çalışanlarımız işe dönmeye hazır mı? Çalışanlarımızı bu duruma adapte edebilmek için neler yapacağız? Boşalan pozisyonlar veya yeni ortaya çıkan ihtiyaçlar için alım yapmamız gerekiyor mu? Kamunun yeni kuralları bizi ne kadar etkiliyor? Bu dönemde ortaya çıkan düzenlemeler iş modelimizin aynı şekilde devam etmesini engelliyor mu? Tüm bu sorulara verilen cevaplar olarak yapacağımız hazırlıklarımız sayesinde en azından ticarete daha hızlı dönülebilir.