Şirketler çalışanlarına ekonomik faydalar, kariyer ve gelişim olanakları sunmanın haricinde aynı zamanda çalışanlarının sağlık ve zindeliklerinden de sorumlular. Sağlık deyince sadece bedensel değil, zihinsel ve ruhsal boyutları da önemlidir.
Normalleşme sürecinde işyerinde çalışanlar için iş sağlığı kuralları ve işyerindeki uygulamalarına uyum süreci en önemli konuların başında gelmektedir. Çalışanların sağlıkları ile ilgili endişelerinin artması, hatta bazılarında bunun paniğe dönüşmesi çalışanlarda demotivasyon yaratmakta ve kendilerinden endişe duymalarına yol açmaktadır.
Bu nedenle işyerlerindeki hijyenik koşullar, iş seyahatlerinin yoğun olduğu mesleklerde buna orantılı olarak artan riskler, salgın hastalık gibi durumlarda şirketlerin çalışanlarını koruma ve destekleme adına aldıkları önlemler ile aksiyonların yeterliliği bundan böyle çok daha fazla mercek altında olacak konular olarak yer almaktadır.
Çalışanların işyerlerinde çalışırken sosyal mesafeye uygun çalışmaları, ofis giriş ve çıkışlarda ateşlerinin ölçülmesi ve işyeri ortamının düzenli olarak dezenfekte edilmesi çalışanlar için önemlilik arz edecektir. Şirketler ulaşım konusunda servis veya araç imkânı yok ise toplu taşıma ile işyerine gidip gelmekte ayrıca çalışanların sokağa çıkmalarında tedirginlik yaratmaktadır.
Bu tür dönemlerde şirketlerin çalışanlarına nasıl ve ne kadar destek olabilecekleri; onların yaşayacakları deneyime ve motivasyonlarına bir hayli etki edecektir. Bu tarz olağanüstü durumlarda kurumlar çalışanlarının morallerini yüksek tutabilme, onlara psikolojik destek sunma ve onların deneyimlerini en iyi hale getirebilme konularında ellerinden gelenin en iyisini yapmalılardır. Çalışanlarına günümüzün “sosyal” şirketleri, bir işverenden öte bu destekleyici tutum ve kapsayıcı bakış açısı ile yaklaşmalıdırlar.
Yaşanılan her değişim sırası ile şok-reddetme-öfkelenme-depresyon-kabul etme ve entegrasyon şeklinde ilerler. Koronavirüs salgını dolayısıyla yaşanılan bu çalışma sistemi değişiminin çalışanlara etkisinin benzeri şekilde gelişeceğini düşünerek ilk dört basamağı en hızlı şekilde geçmeleri adına şirketler önlem almalı, iletişimlerini güçlendirmeli ve çalışanlarının yanında olduğunu hissettirmelidir.
Entegrasyon öncesi süreci en olumlu şekilde atlatabilen çalışanlara sahip şirketler belki de ayakta kalabilecek ve devamlılığını koruyabilecektir. Çalışanların motivasyonunun yüksek tutulabilmesi adına da ‘İnsan Kaynakları Birimleri’ne her zamankinden daha da büyük görev düşmektedir.
Çalışanlardan veya çalışanların temas halinde bulunduğu kişilerde testi pozitif çıkan kişiler olabilecektir. Bu gibi durumlarda insan kaynakları kurum içinde bu çalışanın izolasyonunu sağlamakla birlikte diğer çalışanların morallerini bozmayarak hastalık sürecini yönetmek gibi önemli bir rolü de üstlenecektir. Pozitif olan çalışanın bağlı olduğu bölümden başlayarak mevcut çalışanlara hastalık buluşma riskine karşı test yaptırmak önemli olacaktır. Aksiyonlar ve alınan önlemler şeffaf ve tüm çalışanları bilgilendirme yönünde olması istenilen iletişim şekli olmalıdır.
En kısa sürede normalleşme sürecine tam geçmek dileklerimle sağlıklı günler diliyorum
Pandemi Döneminde Çalışan İletişimi
Paylaş