Söyleşi: Evrim İldem DEVELİ
Türkiye’nin en planlı sanayi alanları olan, ülkemizin üreten gücü OSB’lerin çatı kuruluşu OSBÜK’ün Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü ile Türkiye ekonomisinin önemli yapı taşlarından OSB’leri konuştuk.
OSBÜK (OSB Üst Kuruluşu) Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, bugün Türkiye’nin 80 şehrinde 327 Organize Sanayi Bölgesi bulunduğunu belirterek, “Bu OSB’lerin 235’i üretim aşamasında, 42’si alt yapı inşaat, 23’ü planlama, 21’i kamulaştırma, 6’sı da yer seçimi aşamasında. Şu anda üretimde olan OSB’lerimizde ise 50 binin üzerinde fabrika bir milyon 900 bine yakın insana doğrudan istihdam sağlıyor. OSB’lerimizin bölgelere göre dağılımına bakacak olursak, ülkemizde 90 OSB ile Marmara Bölgesi ilk sırada yer alıyor. Ardından 55 OSB ile Karadeniz Bölgesi, 53 OSB ile İç Anadolu Bölgesi, 49 OSB ile Ege Bölgesi, 29 OSB ile Akdeniz Bölgesi, 27 OSB ile Güney Doğu Anadolu Bölgesi, 24 OSB ile Doğu Anadolu Bölgesi geliyor. Ülkemizdeki 327 OSB’nin toplam yüzölçümü 1 milyar metrekare civarında. Bu miktarı toplam nüfusumuza göre değerlendirdiğimizde, ülkemizde kişi başına 12.67 metrekare OSB alanı, yani nitelikli sanayi alanı düşüyor” diyor.
Memiş Kütükcü, OSB’lerin yatırımcılar ve yabancı sermaye için cazibelerinden de söz ediyor: “Organize Sanayi Bölgesi uygulaması, ülkemizin en başarılı sanayi politikasıdır. 1961 yılında ilk OSB’mizin Bursa’da kurulmasıyla başlayan OSB serüvenimiz ve bu konuda ortaya koyduğumuz başarı artık dünyaya örnek hale geldi. Biz bugün OSB’lerimizin her biriyle gurur duyuyoruz. Ben her zaman şunu ifade ediyorum; ‘Türkiye’de nereye yatırım yapılır?’ sorusunun net cevabı, OSB’lerdir. Bu yerli sanayicilerimiz için de böyle, yabancı yatırımcılar için de böyle. Planlı sanayi alanı olmaları, bürokrasiden uzak olmaları, tek durak ofis hizmeti anlayışı, teşvik avantajları, modern sanayi alt yapıları gibi pek çok avantajı alt alta sıralayabiliriz.”
“Yerlileştirme ve milli sanayi konusunda alınacak yollarımız var”
Bugünkü ekonomik duruma bakmadan önce aslında kısaca bir geçmişe bakmak, dünü hatırlamak gerektiğini vurgulayan Memiş Kütükcü, Türkiye’nin, 1990’lı yılların başına kadar ekonomide devletin ağırlığının daha fazla olduğu, birkaç kuruluşun dışında özel sektör yatırımının neredeyse hiç olmadığı, sanayi üretiminden çok uzak bir ülke olduğunu söylüyor: “Bırakın ihracat yapmayı, kendi ihtiyacımızı üretemiyorduk. Oralardan sanayinin, organize sanayi bölgelerinin ülkenin dört bir yanına hızla yayıldığı, 150 milyar doların üzerinde ihracat yapan, dünyanın her yeriyle çalışan bir sanayi profiline ulaştık. Yani geçtiğimiz 25-30 yılda ekonomimiz ciddi bir kabuk değiştirdi. Bakın şu anda 80 şehrimizde 327 organize sanayi bölgemiz var. Bu bölgelerimizde 50 binin üzerinde fabrika üretim yapıyor. Yeterli mi, elbette değil. Daha yapacak çok işimiz var. Özellikle yerlileştirme ve milli sanayi konusunda üretimimizin ithalata bağımlılığını azaltma konusunda alınacak yollarımız var.”
“Bugünkü zor ekonomik şartları, doğru yerlileşme ve millileşme hamlesiyle fırsata çevirebiliriz”: Memiş Kütükcü, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Biz üretimi, kaliteyi, ticareti öğrendik. Ama bir şeyi yapamadık, üretime bilgi katmak konusunda, yüksek katmadeğer üretme konusunda, kendi teknolojimizi üretme konusunda maalesef istediğimiz yerde değiliz. 150 milyar doların üzerinde ihracat yapıyoruz ama ihracatımızın kilogram fiyatı halen 1.35 dolar. Gelişmiş ülkelerde bu oran 4 doların üzerine çıkıyor. Bu karşımızda önemli bir sorun olarak duruyor.
Öte yandan üretimimiz, dolayısıyla ihracatımız ithal ürünlere çok fazla bağlı. İşte içinde bulunduğumuz süreçte aslında sıkıntının kaynağı bu. Sanayi üretimimizi, ithal girdilerden olabildiğince kurtarmalıyız. Aksi halde dövizdeki her dalgalanmada sanayimiz, üreticimiz tedirgin olur. Sizinle birkaç rakam paylaşayım; 2017 yılında 233.8 milyar dolar ithalat yapmışız. Bu ithalatın yüzde 73.3’ü ara malı ithalatı. Yine geçtiğimiz yıl imalat sanayimiz 2 bin 768 ürün grubunda 104.8 milyar dolarlık ara malı ithal etti. İşte bizim hızla bu ara mallarını üretmemiz ve yerli sanayicimize sunmamız gerekiyor.
Yani biz bugünkü zor ekonomik şartları, doğru yerlileşme ve millileşme hamleleriyle ancak fırsata çevirebiliriz. Bunları yapabilirsek, yani yerli ve milli sanayileşme hamlelerimizi gerçekleştirebilirsek yani kendi sanayimizi güçlendirebilirsek hem 2019, hem de önümüzdeki yıllar çok daha güçlü bir Türkiye’yi hep beraber inşa edebiliriz. Tabii OSB’lerimiz de Türkiye’nin yerli sanayi hamlesine her zaman olduğu gibi, en güçlü katkıyı verecektir.”
OSB’lerin talepleri
Memiş Kütükcü, 2019 yılına ilişkin OSBÜK olarak taleplerini ise şöyle dile getiriyor: “OSB’lerimiz yatırım odaklı olduğu için öylesine dinamik, öylesine hareketli ki OSB’lerimizin her birisini, diğerinden farklı yapısı olan, dolayısıyla ihtiyaçları da farklı olan birer yaşayan organizma gibi düşünmek gerekiyor. Dolayısıyla OSBÜK olarak, camiamızla ilgili yapılan çalışmalara, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daha fazla katkı vermeyi hedefliyoruz.
- OSBÜK olarak taleplerimizden birisi, daha önce Bakanlığımıza da ilettim. OSB’lerimizde ruhsat alma süresinin 1 yıldan 2 yıla, inşaattan üretime geçme süresinin ise 2 yıldan 4 yıla çıkarılmasını istiyoruz. Böyle bir düzenleme, yatırımcılarımızı ve OSB’lerimizi son derece rahatlatacaktır.
- Yine taleplerimizden diğeri de OSB’ler içindeki emsalin 1.5’e çıkarılmasını istiyoruz. OSBÜK olarak bu ve bunun gibi pek çok talebimiz var. Bu konuların hepsinde, 15’ten fazla ihtisaslaşmış Teknik Çalışma Komisyonumuz ve 100’ün üzerinde farklı deneyimleri, tecrübeleri olan komisyon üyemizle kalıcı çözümler getiren, pozitif katkılar vermeye de her zaman hazırız.
- Ayrıca Türkiye’de mevcut teşvik sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini, artık acilen sektörel teşviklere odaklanmamız gerektiğini de ifade etmek isterim.”
Memiş Kütükcü, Resmi Gazete’de kapsamı genişletilerek yayımlanan OSB’lerde tamamen veya kısmen bedelsiz arsa tahsisi ile ilgili kararı ise şöyle değerlendiriyor: “OSB’lerde tamamen veya kısmen bedelsiz arsa tahsisini camia olarak memnuniyetle karşıladık. Ben de bu kararın son derece memnuniyet verici olduğunu düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’a teşekkür ediyorum. Bu yeni düzenleme, tüm bölgelerimizin kalkınmasına ciddi destek verecektir. Aynı zamanda yatırımcıları da motive edecek, cesaretlendirecek önemli bir adım. Ancak önümüzdeki dönemde kapsamın daha da genişletilerek alt yapısını bakanlık kredisi kullanmadan, kendi imkanlarıyla yapan OSB’lerimizin de aynı imkanlara kavuşturulması son derece olumlu olacaktır.”
Memiş Kütükcü kimdir?
Dünyaya 1957’de Konya’da “merhaba” diyen Memiş Kütükcü, Gümüşhane Öğretmen Lisesi’nde ortaöğrenimini, Konya Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi Makine Mühendisliği Bölümü’nde lisansını, ardından Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisansını tamamladı.
İş hayatına TÜMOSAN’ın kuruluşu ERNA Hava ve Isı Cihazları A.Ş.’de Şantiye Şefi olarak başladı, sonra TÜMOSAN bünyesinde Satın Alma Mühendisi oldu, ardından araç üstü vinç imalatı yapan bir firmada 4 yıl İşletme Müdürlüğü yaptı, 1993’te kendi işini kurdu. Şu anda araç üstü vinç üreten Hidrokon A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı.
2004-2013 yılları arasında Konya Karatay İlçesi Belediye Meclis Üyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olan Kütükcü, Konya Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekilliği görevini de yürüttü. 2013’te, 2009’dan bu yana Meclis Üyesi olduğu Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. 2013’ten bu yana Konya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürütüyor. TOBB’da bir dönem Yönetim Kurulu Üyesi oldu, şu anda da TOBB Genel İdare Kurulu Üyesi. OSBÜK’te 2013’te Yönetim Kurulu Üyesi, 2016’da OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. 2017’de yeniden OSBÜK Başkanı oldu. Kütükcü, “OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı olarak, tüm arkadaşlarımızla birlikte camiamıza hizmet üretmeye çalışıyoruz” diyor.
OSBDER (Organize Sanayi Bölgeleri Derneği) ve GOSB (Gebze Organize Sanayi Bölgesi) Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, “Dünya ve Türkiye açısından zorlu geçen bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2018 yılı pek çok olayın ve gelişmenin yaşandığı bir yıl oldu. Bu olaylar siyasi, ekonomik, sosyal açıdan pek çok temel yaşam alanımızı etkiledi” diyor.
Vahit Yıldırım, bu gelişmeleri Türkiye açısından ise şöyle değerlendiriyor: “Türkiye ekonomisinin içinde yaşadığı yüksek faiz, yüksek enflasyon, düşürülemeyen işsizlik, döviz kurlarındaki değişkenlik, kredi imkanlarının kısıtlı ve pahalı oluşu, kısa vadeli borçların yoğunluğu, borçların önemli bir oranının dövize endeksli olması, Türkiye’nin içinde yaşadığı jeopolitik konumun doğurduğu sorunların ülke ekonomisine etkileri, ithalata bağımlı üretim yapısının doğurduğu tedarik ve maliyet problemleri, iç pazarda yaşanan yavaşlama gibi konular, hiç şüphesiz ki hepimizin gündemi... Bu hususların yarattığı likidite sıkıntısı, tahsilat zorlukları, konkordato veya iflas ilan eden firma sayısının artışı gibi gelişmeler hepimizi ciddi anlamda düşündürüyor.
Türk sanayicisi ve yatırımcısı özellikle son dönemlerde ciddi şekilde sermaye erozyonuna uğradı. Özellikle faizlerin artması, döviz kurunun yükselmesi, ayrıca bu artışı sanayicinin ürettiği ürünün maliyetine yansıtamaması otomatikman banka borçlarını artırıyor. Bu durum mevcut sermayeyi eriterek, belli varlıkları satarak devam ediyor. Burada çok çabuk önlem alınmazsa bundan sonraki aşama yok olmaktır. Dünyada gelişmiş toplumlar ekonomik bağımsızlığını kazanmış ülkelerdir. Onlar da bunu üreterek yapmıştır. Geçmiş 10 yılda ‘Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulalım diye politikalar üretmeye çalışıyorduk. EYP’deki öngörülere göre dolar bazında kişi başına düşen GSYH’da, 2017’deki duruma ancak 2021’de dönebilecek gibiyiz. Yani orta gelir durumunda bir müddet daha kalıcıyız gibi görünüyor.”
Vahit Yıldırım, 2019 yılına ilişkin öngörülerini ve önerilerini şöyle dile getiriyor: “Yeni Ekonomi Programı’nın 2019’daki yüzde 2.3 ve 2020’deki yüzde 3.5’luk büyüme öngörüleri bizleri zorlu yılların beklediğini gösteriyor. Gelişmiş ülkelerin ortalama nüfus artışının üstünde bir artışa sahip olan bir ülke olarak Türkiye’nin bu büyüme rakamları; sıkılaşmanın artacağı, bu nedenle rekabetin çok güçleneceği, piyasa şartlarının zorlu olacağını da göstermektedir.
Enflasyonla mücadele konusunda başlatılan topyekün mücadele programını ve yansımasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadele konusunda başlatılan topyekün mücadele programı önemli. Özel sektörden fedakarlık beklendiği yerlerde, kamu kesiminin de elini taşın altına koyması beklenmektedir.
Geçmiş yılların seferberliği gibi. Ben hep o örneği veriyorum; seferberlik ilan ediliyor, kişi geliyor 4 altın veriyor, öbürü geliyor 1 altın veriyor. 4 tane veren, ‘niye o 1 tane veriyor’ demiyor, çünkü güven ortamı var. Biliyor ki, o altınlar doğru yere gidecek. Geldiğimiz noktada eğer bizler, bizi yönetenlerin tasarrufunu görürsek, gerçekten ödediğimiz verginin doğru yere gittiğini, ödediğimiz vergilerin özellikle Türk sanayisine ve Türk üretimine geri döndüğünü görürsek, herkes her fedakarlığı yapabilir. Bizler bu düşünceyi toplumumuzun tamamına aşılamak zorundayız. Eğer bu olmazsa sadece bireysel ya da bölgesel tasarruflar, aynı okyanusta damla gibi kaybolur.
İstihdam üzerindeki yükler dünya standartlarına göre düzenlenerek, istihdam sayısı arttırılabilir, kayıt dışı istihdam ile mücadele etkin hale getirilebilir.
Her şeye rağmen bizler, üretim yapmanın istihdam yaratmanın gurur ve zevkini yaşayacağız. Türkiye, GSYH içinde sanayinin payını yüzde 25 ve üstüne çıkarmaya odaklanmalıdır. Gerçek büyüme ve sosyal, ekonomik temelli problemlerin çözümü buradadır. 2019 yılının sorunlarımızın aşıldığı bir yıl olmasını diliyor, yeni yılda, ülkemiz ve bütün dünya için güzel gelişmeler yaşanmasını diliyorum.”
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) milyarlarca dolarlık üretim ve ihracat yapan, Türkiye’nin en başarılı şirketlerinin bulunduğu seçkin bir üretim üssü. Bölge, bünyesinde 41’i uluslararası yatırımcı olmak üzere 252 fabrikada yaklaşık 77.000 çalışanıyla üretime katkı sunuyor.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler, sanayicilerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, eğitimli ve tecrübeli personel, tüm hizmetlerin tek durak ofis mantığı ile karşılandığı modern ofisler, insana ve doğaya saygıyı ilke edinmiş profesyonel yönetim kadrosu ile hizmet ettiklerini söylüyor: “Trakya’nın en iyi altyapısına sahip itfaiye teşkilatımız, geniş araç parkımız, alt yapı ve üst yapı hizmetlerimiz ile kurulum ve gelişme aşamasındaki pek çok OSB’ye örnek oluyoruz. Avrupa ülkelerine yakınlığımız ihracatta firmalarımıza ekstra imkanlar sunuyor. İstanbul’a yakınlığımız ve geniş geniş kara, hava, deniz, demiryolu ulaşım ve lojistik olanaklarımızla İstanbul sanayisinin gelişme hinterlandı içindeyiz. Her yıl bölgemizden onlarca firmanın Türkiye’nin en büyük firmalarının içerisinde yer alması bölge olarak gücümüzü göstermektedir.”
Eyüp Sözdinler, “Kurumsallaşmanın bir gereği olarak, kaynakların etkin ve doğru kullanılması yanında, bölgesel ihtiyaçları doğru tespit ederek örnek ve öncü bir OSB olma yönünde ÇOSB 2018-2022 Stratejik Planı’nı hazırladık” diyor.
ÇOSB, örnek ve öncü OSB olma yolunda dijital dönüşüm ataklarını da hızla devam ettiriyor. Sözdinler, ÇOSB Müdürlüğü çalışanlarından müteşekkil kurdukları ‘Dijital Dönüşüm Atölyesi’nde oldukça önemli projeler çıktığını aktarıyor: “ÇOSB Bölge Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Müdürlüğü ekibi tarafından geliştirilen akıllı telefon uygulamasıyla kişiler, akıllı telefonlarından hizmetlerimize ulaşabilecekler.”
Eyüp Sözdinler, ÇOSB’un 2019 yılı projelerinden bazılarını ise şöyle özetliyor:
“l İnsan hayatının ve çevrenin korunması prensibini birincil önceliğimiz olarak tutmaya devam edeceğiz. Yer altı su rezervlerinin korunması amacıyla baraj kurma projemiz var. DSİ’den projesi çıktı. Bedeli ÇOSB tarafından karşılanacak. Kamulaştırmayı tamamladıktan sonra barajın temelini atacağız. ÇOSB’deki firmaların su ihtiyacını bu barajdan karşılayacağız.
- Ülkemiz açısından önemli bir örnek olacak şekilde zihinsel engellilerin istihdamına yönelik Zihinsel Engelliler Korumalı İşyeri Merkezi-ZEKİ projemizin hazırlıklarını sürdürmekteyiz.
- Bölgemizde bir Enstitü veya ÇOSB Meslek Yüksek Okulu kurmak istiyoruz.
- Tüm sanayicilerimizin verilerini güvenle depolayabileceği bir Datacenter Projemiz var.
- Özel ÇOSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemiz bünyesinde Endüstri 4.0 teknolojisi alanında bir laboratuvar kurma çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
- ÇOSB tarafından hayata geçirilen projemiz; Özel ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakımevi, çalışan anne ve babalara da büyük bir kolaylık sağlamanın yanı sıra kadın istihdamına da olumlu katkı sağlıyor.
- Çerkezköy OSB’yi farklı kılan ve ÇOSB yönetiminin farkındalık yaratan adımlarından diğerleri ise SCADA ve Kamera Takip Merkezi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi ile Atıksu Online Takip Sistemi kurulumudur. Altyapı çalışmalarına başladığımız Atıksu Online Takip Sistemi ile atıksuların kontrol işlemi 24 saat ve otomatik olarak yapılacak.ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi (EYS) belgesi alımı çalışmalarımız tamamlandı.
- ÇOSB olarak, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile ilgili olarak, veri koruma mevzuatına uyumluluk alanında çalışmalara da başladık.
- Sosyal sorumluluk anlayışıyla yürüttüğümüz projeler devam ediyor. Bunlardan Kapaklı ilçemizde 500 kişilik spor salonu inşaatı bitmek üzere, Çerkezköy ilçemizde 32 derslikli ortaokul inşaatımız ve Kapaklı’da 100 yataklı hastane çalışmalarımız sürüyor."
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı Türkiye’nin En Büyük 500 Kuruluşu’ndan 9’unun yer aldığı Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB), nitelikli işgücü istihdamı, lojistik avantajları, altyapı ve üstyapısıyla Marmara Bölgesi’nin iddialı OSB’lerinden. Sakarya 2. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Bodur, “Türkiye için örnek bir OSB olduğumuza inanıyoruz. Türkiye ekonomisine hizmet için varız” diyor.
Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB) Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu’ndan 9’una ev sahipliği yapıyor. Bu 9 firmanın 1’i ise Türkiye’nin ilk 100 Sanayi Kuruluşu arasında yer alıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan İSO 2017 Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesinde yer alan 9 firma ise şöyle: Köksan Pet ve Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. (96. sırada), Cargill Tarım ve Gıda San. Tic. A.Ş. (146. sırada), Çamsan Entegre Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. (228. sırada), Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş. (291. sırada), Küçükçalık Tekstil San. ve Tic. A.Ş. (431. sırada), Teknopanel Çatı ve Cephe Kap. Pan. Ür. San. ve Tic. A.Ş. (441. sırada), Akpa Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş. (446. sırada), Gizem Seramik Frit ve Glazür San. Tic. A.Ş. (499. sırada), Aydın Kuruyemiş San.Tic. A.Ş. Yabancı yatırımcılar açısından da cazibe merkezi olan Bölge’de Almanfoush Süt, Daikin Klima, Donghee Otomotiv, Ico Plastik, Lohr İstanbul, Sag Hidrolik, Zeman Yapı, Rizzo Alüminyum, Ziligen Kayış, Peri Sakarya İskele Kalıp ve Cargill Tarım olmak üzere 11 yabancı yatırımcı mevcut.
Sakarya 2. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Bodur, Sakarya 2. OSB’nin Sakarya’nın en büyük OSB’si olduğunu belirterek, sanayicilerinin ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlarına devam ettiklerini söylüyor. Şükrü Bodur, Sakarya 2. OSB’deki firmaların dünyanın 120 ülkesine toplam ihracat hacminin 2 milyar TL’ye ulaştığını aktarıyor: “Verdiğimiz hizmetler, sanayici arkadaşlarımızın anlayışı, görüşü, vizyonu, desteği ve elbirliğiyle gururlanacağımız, çalışkan, üretken, yaptığı ihracatla ülke ekonomisine ciddi katkı sağlayan Türkiye için örnek bir OSB olduğumuza inanıyoruz. Çevreciyiz. İddialıyız, Türkiye ekonomisine hizmet için varız. Hizmet kalitemizle yakın illerden yoğun talep gören bir OSB’yiz.”
Sundukları hizmet kalitesiyle yakın illerden yoğun talep gören bir OSB olduklarını vurgulayan Şükrü Bodur, “Bölgemiz, yüzde 100 dolu. Sakarya, İstanbul’a 1.5 saat mesafede. İstanbul-Ankara arasında olmamızdan ulaşım kolaylığı, nitelikli işgücü, hava ve deniz ulaşımındaki avantajlarımız nedeniyle sanayicilerin bölgemize yoğun ilgisi bulunmaktadır. Özellikle İstanbullu sanayicilerden yoğun talep alıyoruz. Sakarya’nın lojistik avantajlarıyla sanayinin yıldızı olacağına inanıyorum. Sakarya 2. OSB olarak bizler de şehrimize en iyi şekilde katkı sunmaya gayret ediyoruz” diyor.
Hedef: 20 bin kişilik istihdam: Sakarya 2. OSB’nin 1997 yılında Sakarya ili, Hendek ilçesi sınırları içerisinde İstanbul-Ankara D-100 Karayolu ile TEM Otoyolu arasında yer alan 352 hektarlık alanda kurulduğunu ifade eden Şükrü Bodur, “Karma OSB olarak faaliyet gösteren Bölgemiz’de 95 sanayi parseli bulunuyor. Bu parsellerin tamamı 78 sanayi kuruluşuna tahsis edildi. OSB uhdesinde boş sanayi parseli bulunmuyor. Artan talepler karşısında Genel Kurulumuz’ca Bölgemiz’in 197 hektar (1.970.000 m2) daha genişleme kararı alındı, Bilim ve Sanayi Bakanlığımız onayına sunuldu. Bölgemizdeki sanayi parsellerinin 78’i üretimde, 10’u üretim aşamasında, 5’i inşaat aşamasında, 2’si proje aşamasında. Bölgemizde toplam 8.873 kişi istihdam ediliyor. Bölgemiz tam kapasite ile faaliyete geçtiğinde 20.000 kişi istihdam edilecek” diye konuşuyor.
Sakarya 2. OSB’de 2018 yılında 3 yeni yabancı firmaya yer verildiğini aktaran Şükrü Bodur, bunlardan ikisinin üretime geçtiğini, birinin ise üretim aşamasında olduğunu ifade ediyor: “Çelik iskele ve kalıp üretimi yapan Peri Sakarya İskele Kalıp Üretim San. Ltd. Şti., 350 kişi istihdam ediyor. Cargill Tarım ve Gıda San. Tic. A.Ş., Bölgemiz’de kurulu bulunan Ufuk Kimya Fabrikası’nı satın alarak üretime geçti. Almanfoush Süt ve Süt Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti., krem peynir ve kaşar peynir üretimi yapacak ve fabrikada ilk etapta 65 kişi istihdam edilecek.”
Lojistik cazibesi: Şükrü Bodur, Sakarya 2. OSB’nin lojistik avantajlarından da söz ediyor: “Sakarya 2. OSB, İstanbul-Ankara D-100 Karayolu’na 1 km, TEM Otoyolu Akyazı Gişeleri’ne 13 km, TEM Otoyolu Hendek Gişeleri’ne 10 km, Sabiha Gökçen Havalimanı’na 140 km, Karasu Limanı’na 70 km, Derince Limanı’na 75 km, Arifiye Tren İstasyonu’na 28 km, Sakarya Gümrük Müdürlüğü’ne 23 km. Sakarya il merkezine 29 km, Hendek ilçe merkezine 10 km, İstanbul’a 170 km, Ankara’ya 285 km mesafede bulunuyor. İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyükşehirlere yakın, kavşak vazifesi gören bir bölgede yaşıyoruz. Sakarya, Türkiye’de merkezi bir yerde.”
Meslek Lisesi Projesi: Ar-Ge, inovasyon, sanayi-üniversite işbirliği ve eğitime büyük önem verdiklerini dile getiren Şükrü Bodur, önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladıkları eğitim projesi hakkında şu bilgileri veriyor: “Bölgemiz içerisinde bir meslek lisesi yatırımımız olacak. Buradaki sanayi tesislerimizin ihtiyaçları doğrultusunda kalifiye eleman yetiştirecek nitelikte bir meslek lisesini hayata geçirmek istiyoruz. Proje için Sakarya Üniversitesi’nden de destek alacağız. 5 bin metrekare bir araziyi bu projeye tahsis edeceğiz. Metal, gıda, orman ve orman ürünleri, iletişim gibi özellikle sanayicilerimizin ihtiyacı olan bölümlerin, küçük atölyeler ve işliklerin yer alacağı 300 öğrenci kapasiteli bir meslek lisesi açmayı düşünüyoruz. Henüz proje hazırlama aşamasındayız. Öğrencilerin sanayiyle iç içe eğitim görecekleri, sanayi kuruluşlarımızda okul dönemlerinde stajlarını yapabilecekleri, okullarını bitirdiklerinde iş bulabilecekleri bir yapılanmayı hedefliyoruz. Hedefimiz, meslek lisemizin açılışını 2020-2021 eğitim öğretim yılına yetiştirmek.”
Hıdır Erkoçak, sosyal tesisler ve sundukları hizmetlerden de söz ediyor: “Bölge’deki yangınlara daha hızlı müdahale için 2 adet itfaiye aracı alındı ve itfaiye binamız hizmete girdi. Ayrıca; 2700m2 kapalı alanda, idari birimleri, yönetim odaları, toplantı salonları ve 170 kişilik tam teşekküllü konferans salonuna sahip yeni yönetim binamızda sanayicilerimize hizmet veriyoruz. Bölge sanayicilerinin misafirlerinin ağırlanacağı, dinleneceği bir kafeterya, yürüyüş yolları ve botanik bahçesi ile birlikte hizmete girdi. Bölgemiz’de 500 m2 minibüs parkı ve 5.000 m2 tır parkı hizmet veriyor. Spor tesislerimizde sanayicilerimizin yurtiçi, yurtdışından gelecek misafirleri için helikopter pistimiz de mevcut. Bölgemiz içinde yapılan 14 dükkanlı ticaret merkezinde tedarikçi firmalar, sanayicilerimize hizmet veriyor. Bölgemizde 112 Acil Hizmet Merkezi ve Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) hizmeti bulunuyor. Ticaret Merkezi 1 nolu dükkanda PTTBank, Posta ve Kargo hizmeti verilmeye başlandı. Bölgemizde 750 kişilik cami inşaatına başlandı. Selçuklu mimarisi ile inşa edilen camimizin 2019 yılında hizmete geçmesini planlıyoruz.”
Oto yedek parçanın merkezi; YEDPA Ticaret Merkezi
YEDPA Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sami Atılgan, “2270 işyeri, sağlık birimleri, toplantı salonu ve sergi alanı, cami, kapalı ve açık otoparkı, geniş yeşil alanı, 7/24 güvenlik hizmetiyle YEDPA Ticaret Merkezi, İstanbul ve Anadolu’ya oto yedek parça tedariği konusunda Türkiye’nin en önemli ticaret merkezlerinden biri” diyor. Salih Sami Atılgan, YEDPA Yönetimi olarak, İmar Barışı ile 2019 yılında katılımcılarına kat mülkiyeti tapularını dağıtmayı hedeflediklerini açıklıyor.
“YEDPA, oto yedek parçanın merkezi” diyen YEDPA Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sami Atılgan, 2270 işyeri, sağlık birimleri, toplantı salonu ve sergi alanı, cami, toplam 920 araç kapasiteli kapalı ve açık otoparkı, geniş yeşil alanı, 7/24 güvenlik hizmetiyle YEDPA Ticaret Merkezi’nin İstanbul ve Anadolu’ya oto yedek parça tedariği konusunda Türkiye’nin en önemli ticaret merkezlerinden biri olduğunu söylüyor: “TEM Otoyolu ile İstanbul D100 (E5) Karayolu arasında bulunan YEDPA, lojistik avantajıyla da göz dolduruyor. Başlangıç yılları itibarı ile ulusal ölçekte bir proje olarak değerlendirilen YEDPA, sektörel kümelenmenin güzel bir örneği.”
Kent lojistiğine ciddi fayda sağladıklarını kaydeden Salih Sami Atılgan, şu bilgileri veriyor: “Yüzde 99 doluluk oranıyla faaliyet gösteren YEDPA’da, 25 metrekareden 600 metrekareye kadar farklı büyüklükte ve 150 farklı konsepte sahip farklı standartlarda dükkan bulunuyor. Dükkanların bir kısmı ise depo olarak kullanılıyor. 1500 ortağı bulunan, 2270 işyerinde 1300 aktif işletmenin yer aldığı YEDPA, İstanbul’da Ataşehir ilçesinin en büyük ticaret merkezidir. Monoblok sistem olarak, 310 bin metrekare kapalı alanda; 10 katlı, 8 cadde ve 2 pasaj katı üzerine kurulu YEDPA içindeki caddelerde kamyonların rahatlıkla her işyerine ulaşabildiği çift şeritli asfalt yollar bulunuyor. YEDPA ortak bir kullanım alanı. Dolayısıyla katılımcıların ortak giderleri de standart yerlere göre oldukça düşük. Benzer ticaret merkezlerine göre daha geniş, rahat, ekonomik ve güvenli bir merkez. Oldukça sağlam zemini ve yapısıyla YEDPA, depreme dayanıklı.”
Salih Sami Atılgan, anlatıyor: “YEDPA, Taksim, Aksaray ve Sirkeci’de bulunan oto yedek parçacıları tarafından 1987 yılında kuruldu. YEDPA Ticaret Merkezi’nin ana binasının yapımı 1999 yılında tamamlandı. 1995 yılından itibaren firmalarımız YEDPA’da faaliyetlerine devam ediyor. Ses, duman ve kirlilik üretmeyen bütün işletmelerin yer alabildiği YEDPA Ticaret Merkezi’nde ağırlıklı oto yedek parça olmak üzere medikal, kırtasiye, bilişim şirketleri, ticari işletmeler, üretici firmalar, üretici firmaların satış ofisleri, e-ticaret şirketleri yer alıyor.”
Bölgenin çarpık kentleşmesinin mağduriyetini yaşadıklarını ifade eden Salih Sami Atılgan, YEDPA Yönetimi olarak İmar Barışı ile yakın zamanda katılımcılarına kat mülkiyeti tapularını dağıtmayı hedeflediklerini açıklıyor: “YEDPA tapulu, ruhsatlı ve yasal mevzuata uygun bir bina. Nisan 2018’de kamuoyunda ‘İmar Barışı’ olarak nitelendirilen yasal düzenlemeler, tapusuz ve projesiz binaları kapsamakla beraber YEDPA’da ferdi mülkiyetlere geçişin önündeki engelleri de kaldıracak. YEDPA’nın tapu iskân ve arsa ile ilgi sorunlarının çözümü için Ataşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve önemli olduğuna inandığımız siyasi partiler, diğer kurum ve kuruluşların yöneticileriyle YEDPA içinde ve ilgili kurumlarda toplantı ve görüşmeler yapıldı. Sorunlarımızı çözüme kavuşturmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. ‘İmar Barışı’ önümüzü açacak olsa da bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi ile ilgili kurumlardan duyarlılık bekliyoruz. Kat mülkiyeti tapularının dağıtılması yönetim olarak ana hedefimizdir. Gerekli tüm çalışmaları yapma kararlılığındayız. İmar Barışı ile YEDPA içerisindeki 2270 işyerinin tapusu alınacak ve katılımcılarımıza dağıtılacak. Bu belli bir zaman alacaktır.”
2019 yılı hedefleri: Salih Sami Atılgan, YEDPA katılımcılarına kat mülkiyeti tapularının dağıtımlarının yapılmasının ardından 2019’da YEDPA’nın ikinci etapta yeni sosyal tesislerin yapımına odaklanacağını dile getiriyor: “İkinci etapta hastane, okul, otel ve rezidans yapmayı planlamıştık. Ancak bir sosyal sorumluluk projesi olarak öncelikli hedefimiz; kreş projemizi hayata geçirmek. Projemizi hazırladık. 2019 yılı hedeflerimizden bir diğeri de YEDPA’nın TEM Otoyolu’na direkt çıkışının sağlanması. Hızla büyüyen işletmelerimiz YEDPA dışına çıkmaya başladı. İkinci etapta önümüzdeki dönemde daha büyük dükkanlara ve depolara ihtiyaç duyan işletmelerimiz için bir lojistik merkez kurmayı düşünüyoruz.”
Sosyal tesisler: YEDPA Sergi Salonu ve Fuar alanında önemli aktiviteler yapıldığını da aktaran Salih Sami Atılgan, “115 acil servisi, sağlık ocağı, aşevi, cami, 800 kişi kapasiteli toplantı salonu ve sergi salonu ile YEDPA’da katılımcılarımızın ve istihdam edilen her çalışanın sosyal ihtiyaçlarının karşılandığı bir sosyal tesisler kompleksi oluşturduk.”
“Sektöre standart getirilmeli”: YEDPA’nın ticaret yapan işletmelere ciddi avantajlar sunduğunu vurgulayan Salih Sami Atılgan, sektöre ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Otomotiv sektörünün satış sonrasına hizmet sunan perakende ve toptan satış yapan oto yedek parça işletmeleri 2018 yılında kısmen etkilendi. İşler belli bir düzeyde azalmış olsa da satış sonrası hizmet devam ediyor. Bu dönemde yeni otomobil satışları kısmen düştü, birçok tüketici, araçlarına bakım yaptırmayı ve tamir etmeyi tercih ediyor, kısa vadede YEDPA’lı işletmeler bu durumdan pozitif etkilendi.
Ancak YEDPA’lı işletmeler genelde satışlarını vadeli yapıyor. Aldıkları çek ve senetlerin ödenmemesi ile ilgili sıkıntı yaşıyorlar. YEDPA’lı işletmelerin temel endişesi, sattıkları malların tahsilatlarıyla ilgili. Türkiye’de 2019 yılında özellikle finansal konularda durumun düzelmesi, faizlerin düşmesi ve kurların stabil olması bekleniyor. Beklenti; 2019 yılının ikinci yarısından sonra sürecin pozitif şekilde gelişeceği yönünde. Böyle bir kanaat söz konusu. Sabırla bekliyoruz.”
Aynı zamanda İTO (İstanbul Ticaret Odası) Yedek Parça Komitesi’nde Sektör Temsilcisi olduğunu belirten Salih Sami Atılgan, oto yedek parçası ile ilgili mesleki kriterlerin belirlenmesi konusunda çalıştıklarını ve sektöre bir standart getirilmesini talep ettiklerini söylüyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Türkiye'nin şu anda çok büyük bir gelişimin arifesinde olduğunu söyledi, "Gelen taleplere baktığımızda Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve Endüstri Bölgeleriyle büyük gelişimin arifesindeyiz” dedi.
'300 OSB'ye 300 okul' projesinden bahisle 37 OSB'de meslek liseleri bulunduğunu belirten Büyükdede, tüm OSB’lerde eğitimi yükselteceklerinin altını çizdi ve şöyle konuştu: “Buna ihtiyacımız var. OSB yapmak zor değil. Araziyi üretebiliyoruz. Ülkemiz geçmişteki gibi değil. Gerek sanayicimiz kendi içinde para toplayarak gerekse Bakanlığımız imkanları çerçevesinde kredilendirerek OSB'lerin altyapılarını yapabiliyoruz.
Diğer ülkeler durağan hale geldi. Türkiye, yukarı doğru gitmeye devam ediyor. Gitmek zorunda. Bir inceleme yapıyoruz; Türkiye'deki sanayi halen bebek safhasında. Gelişmişlik safhasına henüz erişmiş durumda değil. ‘Bunu nerden görüyoruz?’ Dünyada ilk 17'ye giren ülkeyiz ama ilk 10'a girmeye çabalıyoruz. Bu hedefi koyan ülke, bazı şeyleri başarabilirse ancak oraya gelebilir. Bunlardan bir tanesi Türkiye ortalamasına bakıyoruz; sanayi için ayırdığımız alan, toplam alanımızın hala binde 3'ü. Bu alan Fransa'da yüzde 2.5, Almanya'da yüzde 4.5, İtalya'da yüzde 2'ler civarında. Üretmemiz gereken alan miktarı, on misli olursa bugün İtalya'nın seviyesine gelmiş olacağız."
Organize sanayi alanları bollaşacak
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, "Yatırım Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakanlık, yürürlüğe giren yönetmelik sayesinde planlı sanayi alanlarının uzun süren yer seçimi sürelerinin daha hızlı bir şekilde tamamlanacağını, arazi temini maliyetlerini azaltacağını ve kamulaştırma çalışmalarına girmeden Hazine arazilerinin değerlendirilebileceğini belirtti.
Bakanlık şu değerlendirmede bulundu: “İlgili mevzuatlar kapsamında kurulacak planlı sanayi bölgeleri olan organize sanayi bölgesi (OSB), endüstri bölgesi (EB), teknoloji geliştirme bölgesi (TGB), serbest bölge (SB) ve sanayi siteleri (SS) için kuruluş sürecini hızlandırmak amacıyla önceden uygun alanları belirlemek ve bu alanlardan uygun görülenlerin altyapılarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla Bakanlık tarafından hazırlanan ‘Yatırım Alanların Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik’in 1 Aralık 2018 tarihli ve 30612 Sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girdi.”
Ankara-İvedik OSB Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gültekin yatırımcı-sanayici lehine geliştirdikleri arsa tahsis modelini paylaştı: "Özellikle yüksek teknolojili ürün üreten firmalardan arsa kirası almak yerine, bu firmalara arsa karşılığı ortak olma temeline dayalı bir model geliştirdik. Firmalardan kira talep edip onları sıkmak yerine, nakit para ödemek zorunda bırakmadan işlerini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz" dedi.
Hasan Gültekin, “Özellikle yüksek teknolojili ürün üreten firmalardan arsa kirası almak yerine, bu firmalara arsa karşılığı ortak olma temeline dayalı bir model geliştirdiklerini belirterek, "Firmalardan nakit kira bedeli istemeden, onların işlerini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz" dedi.
Arsayı ilgili firmaya satıp, kiraya vermiş gibi göstererek bölgeye büyük firmaları çekmek istediklerini ifade eden Gültekin, OSB'de yatırım yapmak isteyen firmaların, arsa kirası için nakit ödemede bulunmasının önüne geçecek ortaklık modelini anlattı. "Örneğin; firmaya metrekaresi 100 liradan 5 dönümlük yer verdiğiniz zaman, bunun aylık kirası 500 bin lira eder. Çok büyük bir meblağ. Bu modelde böyle bir kiraya verme durumu yok. OSB, firmaya ortak olacak."
Bu modeli Türkiye'de ilk kez kendilerinin deneyeceğine işaret eden Gültekin, savunma sanayisi alanında Ankaralı bir firmayla bu tip bir sözleşme imzalayacaklarını söyledi.
İMES OSB Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Küçükay, çeşitli yazılımlar, test cihazları, özellikli makinalar bulunan Mükemmelliyet Merkezi projesinin hızla devam ettiğini belirterek, “Ön protokolü imzalanan ve fizibilite çalışmasında sona gelinen Mükemmelliyet Merkezi Projemiz’in 2019 yılı içerisinde tamamlanacağı öngörülmektedir” açıklamasını yapıyor.
İMES OSB Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Küçükay, “Dilovası İMES OSB’mizde makine, makine yan sanayi, demir-çelik, otomotiv yan sanayi, plastik enjeksiyon, ısıl işlem, cam sanayi vb. alanlarda faaliyet gösteren 20’si yabancı sermayeli olmak üzere 183 firmamızda 7850 kişi istihdam edilmektedir” diyor.
Hedef strateji; nitelikli ve rekabetçi sanayi
İrfan Küçükay, Türkiye sanayisinin en önemli sorunu haline gelen nitelikli ara eleman ihtiyacını; çeşitli yazılımlar, test cihazları, özellikli makinalar bulunan Mükemmeliyet Merkezi Proje çalışmaları ile karşılayacaklarını açıklıyor: “Ön protokolü imzalanan ve fizibilite çalışmasında sona gelinen Mükemmeliyet Merkezi Projemiz’in 2019 yılı içerisinde tamamlanacağı öngörülmektedir. Üniversite-sanayi işbirliği alanında Gebze Teknik Üniversite’mizin yanı sıra Kocaeli Üniversite’mizle de başarılı projeler yürütülmektedir.
Üniversitelerle ‘enerji verimliliği’ konusunda çalışmalar yapıyoruz, bununla beraber ‘yerli ve milli üretim’ hamlesiyle başlayan süreci ve özellikle savunma sanayimizin çalışmalarını yakından takip ediyor ve firmaların bu süreçlere başarılı şekilde dahil edilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz.”
“Güçlü Sanayi, Güçlü Türkiye”
İrfan Küçükay, yeni bir endüstri çağının başlangıcında olduğumuza dikkat çekiyor ve 2019 yılına ilişkin vizyonlarını şöyle dile getiriyor: “Endüstri 4.0 sanayi dönüşümünün getireceği dijital dönüşüme adapte olmak ve bu dönüşümün bir parçası haline gelmek ülkemizi en başarılı şekilde kalkındırmamız için hayati önem arz etmektedir. 2019 yılında gelişimin ve dönüşümün uygulanabilir bir model haline gelmesi için özellikli, ölçülebilir, başarılabilir, gerçekçi ve zaman çizelgesi olan (SMART) hedefler oluşturuldu. Tarafımızca özel olarak hazırlanan bir platform üzerinden yapılarak dijitalleştirme sürecinin tamamlanması 2019 yılı çalışmalarımızın önceliklerindendir. Yeni dönem bölgemizin ve firmalarımızın bu dönüşüme adapte edileceği ve çeşitli kurgularla üretimden pazarlamaya destekleneceği bir süreç olacaktır.”
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası (ASO), ASO 1. OSB ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliği ile kurulan Türkiye’nin ilk Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi (Model Fabrika) açıldı. Açılışa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve UNDP Türkiye Direktörü Claudio Tomasi de katıldı. Uygulama OSB’ler temelinde yaygınlaşacağa benzemektedir.
Merkezin Türkiye sanayisine yeni bir bakış açısı getireceğini belirten Bakan Varank şu bilgileri paylaştı: “Yalın üretim ve sanayinin dijital dönüşümüne ilişkin duyduğumuz pek çok teorik kavram pratiğe dökülüyor. Sanayicilerimiz, yaparak ve uygulayarak öğrenme şansına sahip olacak; kendi fabrikalarına döndüklerinde burada edindikleri tecrübeleri iş süreçlerine yansıtabilecekler. Bu merkezde ASO 1. OSB’de bulunan meslek lisesi ve meslek yüksekokulunda okuyan öğrenciler de eğitim görecekler. Dolayısıyla öğrencilerimiz, staj yaptıkları ya da çalışmaya başlayacakları firmalara burada edindikleri tecrübeleri de yansıtacaklar.”
Dijital dönüşüm merkezlerinde sanayici şunları öğreniyor:
- Dijital teknolojinin çok daha fazla üretimde yer alması gerektiğini,
- Dijital teknolojiyi kullanabilecek yeni beşeri sermayenin iyi yetiştirilmesini,
- Sanayide verimliliği nasıl artıracağını.
Türkiye’nin sanayileşme geleceği enerji üretiminde yerlileştirme vizyonu ile kader birliği içindedir. Bunu gören OSB’ler kolları sıvadılar.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, OSB tarafından kurulan ve geçtiğimiz günlerde ek 4 MWp’lik tesisin devreye alınması ile 55 MWp kapasiteye ulaşan ve Türkiye’nin en büyük Güneş Enerji Santrali’nin (GES) 65 bin konutu aydınlatacak kapasiteye ulaştığını söyledi.
Nursaçan şu bilgiyi verdi: "Dünyada ve Türkiye’de bilim ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte enerji ihtiyacı gün geçtikçe artmaktadır. Ülke gereksinimlerini karşılamak için; enerji üretiminde alternatif arayışlar içinde olmak, teknik ve ekonomik gelişmeleri yakından izlemek, enerji alanındaki gelişmeleri sürdürebilmek ve yürütebilmek kaçınılmaz olmuştur. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında oldukça önemli bir yere sahip olan güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı gün geçtikçe artmakta ve bu alanda yapılan çalışmalar da giderek önem kazanmaktadır. Çevrenin zarar görmesini engellemek, küresel ısınmayla baş edebilmek ve doğadaki karbon salınımını azaltmak için ‘Yeşil Enerji’ hem ülkemizin hem de dünyanın en temel ihtiyacı haline gelmiştir.
Otomasyon Sistemimiz aktif olup bütün santrallerimize uzaktan müdahale edilebilecektir. GES tesislerimizde Scada sistemlerimizin izlenmesi, araç ve gereçlerin depolanması için yaptığımız GES yeni idari binamız faaliyete geçmiştir. Mevcut kapasite olarak Kayseri OSB’de faaliyet gösteren firmalarımızın gündüz elektrik ihtiyacının yüzde 21.5’ini karşılayacak durumdayız.”
Bu yıl 8.’cisi düzenlenen Antalya OSB 2017 Yılı En Başarılı Firmalar Ödül Töreni, Antalya protokolü ile iş dünyasının buluşma noktası oldu. Bölge Müdürlüğü İdari Hizmet Binası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleşen törende Antalya OSB firmalarına 13 dalda toplam 47 ödül verildi. Antalya OSB’de üretim yapan firmaların 2017’de elde ettiği başarıların ödüllendirildiği törene Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. İsmail Yüksek, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Döşemealtı Kaymakamı Cengiz Cantürk, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bahar, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Süleyman Özer, Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yetkilileri, sanayici-işadamları derneklerinin başkanları ve üyeleri ile iş dünyasının önemli isimleri katıldı.
Antalya OSB Başkanı Bahar, sanayicilerin motor gücünün umut olduğunu ve 2019 yılında oldukça umutlu olduklarını söyledi.
Ödül alan firmalar: 1.Onur/ Saygı Ödülü: Mehmet Nalbant-Nalbantoğlu Demir Saç 2.İstikbal Vaat Eden Firmalar: 1-Foraks İnş. 2-Seratek Sera Teknolojileri 3.En Yeşil Fabrika: 1-Antkem Gıda 2-Remim Reform Mimarlık 3-Altıntar Tarım 4.En Yüksek İstihdam Artışı Sağlayan Firmalar: 1-Antalya Mermer 2-Esli Endüstriyel Ürünler 3-Fasdat Sebze 5.En Yüksek Kadın İstihdam Sağlayan Firmalar: 1-Mavi Safir Çamaşırhane 2-Ekiciler 3-Özgörkey Otomotiv 4-Öğün Ekmek 5-Adopen 6.Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Firması: 1-Ankutsan 2-Ekiciler 7.En Yüksek İstihdam Sağlayan Firmalar: 1-Adopen 2-AGT Ağaç Sanayi 3-Antalya Mermer 4-Mavi Safir Çamaşırhane 5-Ekiciler 8.En Yüksek Yatırım Yapan Firmalar: 1-Karmersan Mermer 2-Adopen 3-Özgörkey Otomotiv 4-İstanbul Gübre Sanayii 5-Akal Ant Yapı 9.En Yüksek Kurumlar Vergisi Ödeyen Firmalar: 1-Doktor Tarsa Tarım 2-Karmersan Mermer 3-Adopen 4-Adalya Mermer 5-Antalya Mermer 10.En Yüksek Satış Hasılatı Yapan Firmalar: 1-AGT Ağaç Sanayi 2-Adopen 3-Yörükoğlu 4-Ankutsan 5-Ekiciler 11.En Fazla İhracat Yapan Firmalar: 1-AGT Ağaç Sanayi 2-Adopen 3-Kemal Balıkçılık 4-Antalya Mermer 5-Özgörkey Otomotiv 12.Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Firması: 1-AGT Ağaç Sanayi 2-Adopen 3-CW Enerji 4-Yörükoğlu 13.Duayen Sanayici Ödülü: 1-Mustafa Ekici- Ekiciler 2-Muharrem Akkaya-Akkaya Cam.
Başkent OSB’ye entegre geri dönüşüm
Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde, atık araç lastiklerinin tamamen ayrıştırılarak sanayinin kauçuk ihtiyacının karşılanması amacıyla Türkiye'nin bu alandaki en büyük entegre geri dönüşüm tesisi kurulacak. AKO Grup tarafından 30 milyon dolara yapılacak yatırım, 80 bin m2 açık, 21 bin m2 kapalı alana sahip olacak. Üretime 2020'de başlanması planlanan tesiste, Türkiye'de bir yılda ortaya çıkan yaklaşık 350 bin ton atık lastiğin 4'te 1'i nitelikli ham maddeye dönüştürülecek.
Tesis, atık lastiklerin doğaya zarar vermeden tamamen dönüştürülebileceği, Türkiye'nin en büyüğü, iş makinesi ve kamyon lastiklerinin dönüştürülebildiği ilk tesis olacak.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı (EBSO) Ender Yorgancılar, İzmir'de Geri Kazanım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulacağını açıkladı. Yorgancılar, geri kazanım sanayisinin düzenli ve modern bir şekilde sanayileşmesi için oluşturdukları "Geri Kazanım İhtisas OSB" projesinin Kemalpaşa ilçesinde hayata geçirileceğini belirtti.
Yorgancılar, sıfır atık projesi kapsamında toplanan atıkların en ekonomik, modern ve çevre duyarlılığı yüksek tesislerde geri kazanılmasını amaçladıklarını aktardı: “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar sonucunda 'Geri Kazanım İhtisas OSB’nin kurulması yönünde yasal bir engel olmadığı şeklinde görüş yazısı alındı. Yerelde de konunun paydaşlarıyla bir araya geliyoruz. Geleceğimiz ve çocuklarımız için bu projeye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz" dedi. Proje için yer tespiti de yapıldı.
Türkiye’nin üreten gücü; OSB’ler
Türkiye’nin üreten gücü; OSB’ler
Türkiye’de yaklaşık 1 milyar metrekare alan üzerine kurulu 327 Organize Sanayi Bölgesi’nde, 50 binin üzerinde fabrika, 1 milyon 900 bin kişiye istihdam sağlıyor. OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, “Bugünkü zor ekonomik şartları, doğru yerlileşme ve millileşme hamlesiyle fırsata çevirebiliriz” diyor.