Bünyamin Halaç, anlatıyor: “Firmamız Marmara Galvaniz Ltd. Şti. olarak 2003’te, İzmit’te kuruldu. Konjonktürel olarak yakaladığımız fırsatları çok iyi kullanarak hızla büyüdük. 2008’de Almanya’nın 100 yılı aşkın deneyimiyle en eski ve en büyük galvanizleme firmalarından biri olan Siegener Verzinkerei Holding GmbH ile ortaklık yaptık. Bu ortaklığın getirdiği sinerjiyle büyümeye devam ettik. Özellikle ülkemizin büyük ihtiyacı olan yapısal çelik sektörüne yönelik uzun havuz talebini ve ihtiyacını görerek Türkiye’nin en büyük galvanizleme tesisini Gebze’de, İMES OSB’de kurmaya karar verdik. Tesis, 2011’de faaliyete başladı. İkinci ve yeni tesisimiz 16 metre uzunluk, 1.8 metre genişlik ve 3.2 metre derinliğe sahip. İzmit’e kurulu ilk tesisimiz de faaliyetlerine devam ediyor. Bu tesisimiz ise 7.5 metre uzunluk, 1.5 metre genişlik ve 2.2 metre derinliğe sahip. İki tesisin verdiği yüksek kapasite gücüyle özellikle yapısal çelikciler için son derece önemli olan zaman ve termin konusunda büyük faydalar sunduk. Aynı duyarlılık ve müşteri memnuniyeti odaklı politikamızla çalışmaya devam ediyoruz.”
Firma olarak herhangi bir yapısal çelik imalatı ve ürünleri bulunmadığını ifade eden Bünyamin Halaç, bunun bir prensip kararı olduğunu aktarıyor: “Biz yapısal çelik firmalarına hizmet verirken onların işlerine ortak olmak istemiyoruz. Herkes kendi işini yapsın. Bu şekilde uzmanlaşmak da mümkün. Biz sadece galvanizleme yapıyoruz. Bu konuda da iddialıyız. Türkiye’nin sadece fason galvanizleme yapan en yüksek kapasiteye sahip firmasıyız. 2 tesisimizde yıllık toplam 100 bin ton kapasitemiz var.”
Bünyamin Halaç, sektöre ilişkin ise şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu yılın ilk ayları geçen yıla göre daha durgun geçiyor. Bu, sadece bizim sektörde değil, tüm sektörlerde gözlemleniyor. Avrupa’da ekonomik durgunluk 1-2 ülke dışında halen devam ediyor. Komşu ülkelerimizde maalesef insanlık dramına dönüşen tatsızlıklar yaşanıyor. Rusya ve Ukrayna’nın durumu malum. İç ekonomik göstergelerde zaman zaman siyasetin gölgesinden etkileniyor. Bu yılın sonuna kadar da bu durgunluk devam eder. Ama çok büyük kayıplar olmadan bu sıkıntıların aşılacağını tahmin ediyoruz. Geleceğe yönelik beklentilerimiz yüksek. Tabii bu istikrarlı, doğru ve kararlı bir iç ve dış siyasete bağlı tamamen.”
Yapısal çelik ve galvanizleme sektörünün en önemli sorununun fayda bilinirliğinin az olması olmasına dikkat çeken Halaç, “Çünkü ülkemiz bir deprem bölgesi. Çeliğin depreme karşı dayanıklılığı tartışılmaz. Bu konuda hala gelişmiş ülkelerin çok çok gerisindeyiz. Çeliğin ömrünü uzatma sihirbazı olan galvanizlemenin de müthiş bir farkındalık ve desteğe ihtiyacı var. Her iki sektörün dernekleri var. GALDER’in (Genel Galvanizciler Derneği) Yönetim Kurulu’ndayım. Dernek olarak elimizden geleni yapıyoruz ama bir yere kadar etkiliyiz. Asıl yerel ve genel yönetim otoritelerinin, yasa koyucuların bu iki sektörün önemi; ekonomik, yaşamsal, çevresel faydalarını bilmesi, öne çıkartması ve bu anlayışla da yeni çelik ve galvaniz kullanımının teşvikiyle ilgili yasalar çıkarması gerekiyor.”