İnsan kafasına göre yaşayamaz. Yaşamda böyle bir kural yoktur. Kim olursak olalım kurallara uymak zorundayız; kuralları kollamak ve kuralların pekişmesi için çaba göstermeliyiz. Unvanı, makamı, ismi cismi olanlar kurallara daha dikkat etmek zorundadır. Bu kişiler toplumsal önderlerdir, toplum açısından örnek alınırlar ve değer görürler. Bu kişiler kurallara uymazsa kimse kuralları ciddiye almaz ve kargaşa yaşama hâkim olmaya başlar.
Bazı insanların aklına estiği gibi davrandığına şahit oluruz. Sanırsınız ki onlardan başka kimse yaşamıyor. Tek başlarına her şeyin sahibi gibi kuralsızca hareket ederler ve başkalarının ne düşündükleri, hissettikleri ve yaptıklarını önemsemezler. Varsa yoksa kendileri ve kendi istek ve arzularıdır. O istek ve arzular yolunda gittiği sürece sorun çıkarmazlar. Eleştiri duymak istemez; kazara birileri; “Kardeşim sen ne yapmaya çalışıyorsun?” diye sorduklarında birden öfkelenir ve son derece üst bir tonda, “Sana ne; sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye çıkışırlar. Kendilerini abartan, güç zehirlenmesi yaşayan bu kişiler etrafının kâbusu olurlar ve aklı başındaki insanlar da bunlara bulaşmaktan kaçarlar. Onlar da sanır ki; herkes kendilerinden korkuyor ve kaçıyor. Daha da azmaya başlarlar ta ki sert bir kayaya çarpana kadar.
Kurallar -yazılı veya yazılı olmayan- uygar bir toplumun temel yasalarıdır. Kimseyi ayırt etmeden herkes için geçerlidir. Uyumu, ahengi, birlikte yaşamayı, mutlu olmayı amaçlar ve temelinde başka canlara ve varlıklara saygı ve kabul yatar.
Kurallı olmak, kurallarının olması insanın değerlidir ama burada da ölçüyü fazla kaçırmadan. Çünkü ‘kuralcı olmak’ sıkıntı yaratabilir, ‘-cı’ eki bazı durumlarda kişiyi ve insan özgürlüklerini engelleyebilir. Kurallar değerlidir, önemlidir ama bazı kurallar bazen esnetilmelidir yerine göre. Katı olmak ve esnek olmamak yaşama uymaz. Esnetilecek kurallar kimseye zarar vermiyorsa değerlidir ve büyük oranda sorun çözebilir. Bazı kurallar vardır ki sıfır hoşgörü gösterilmelidir ve asla esnetilemez. Örneğin; her türlü şiddet, yaşamın kutsallığı ve insan haklarının gasp edilmesi, adalet, özgürlük vs. gibi kavramlar ve değerler esnetilemez. İnsanların bilerek veya bilmeyerek yaptıkları bazı hata, yanlış ve kuralsızlıklar affedilebilir, esnetilebilir veya görmezden gelinebilir ama bu çok kişiyi üzmez. Kişiye, çevreye, değerlere ve sisteme zarar veren kuralsızlık affedilemez ve yapılanın bir karşılığı olmak zorundadır. Örneğin; son günlerde bilerek yapıldığı düşünülen orman yangınları, çevreyi bilerek kirletme vs. gibi unsurlar kurallara sığmaz ve kural ötesidir. Bunlar hukukta suç olarak kabul edilir.
İnsan kafasına göre yaşayamaz. Yaşamda böyle bir kural yoktur. Kim olursak olalım kurallara uymak zorundayız; kuralları kollamak ve kuralların pekişmesi için çaba göstermeliyiz. Unvanı, makamı, ismi cismi olanlar kurallara daha dikkat etmek zorundadır. Bu kişiler toplumsal önderlerdir, toplum açısından örnek alınırlar ve değer görürler. Bu kişiler kurallara uymazsa kimse kuralları ciddiye almaz ve kargaşa yaşama hâkim olmaya başlar.
Yaz geldi ve tatile çıkacaklara ricam, özellikle çevreyi bilerek kirleten ve yaşanmaz hale getiren, kafasına göre müzik çalan, toplumsal yaşamayı önemsemeyen, komşularına saygısı olmayan, hayvanlara zarar veren kim olursa olsun onlara direnin ve gerekiyorsa ilgili birimlere bildirin. Bu tür olaylara duyarsız kalmak suça ortaklık gibidir. Şiddetten kaçınalım ama şiddet olmadan da daha başka çözümlere odaklanarak kurala ve saygıya dayalı bir toplumsal yaşam için de sorumluluk alalım.
Şimdiden iyi tatiller dilerim.
Kuralsızlık, Kural Değildir…
Paylaş