Gerek KOSGEB, gerekse kuruluş sürecine öncülük yapan TOSYÖV’de üstlendiğim görevlerimin gereği ve uzunca bir süre yönetim kurulunda görev yapmış bir kişi olarak Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) önemini bir kez daha anımsatmak ve çalışmalarına ilişkin bilgiler vermek istiyorum.
Kuruluşundan bugüne değin bunca zaman geçmesine rağmen bu önemli kuruluş, ülkemizdeki KOBİ’ler, kamu yöneticileri ve hatta ekonomi basını tarafından bile yeterince bilinmiyor.
KOBİlerin en temel sorunlarından biri finansmana erişim. Erişimin önündeki temel sorun da kefalet-teminat yetersizliği. Kefalet-teminat sorununun aşılmasında kullanılan en önemli enstrümanlardan biri KGF. 1994 yılından bugüne kadar 2015 yılı sonuna kadar yaklaşık 25 bin KOBİ’ye 14 milyar TL tutarında kredi kullandıran KGF, 2015 sonu toplam kredileri 2.4 milyar TL iken Ekim ayı sonu itibariyle yüzde 92’lik bir artış sağlayarak 4.6 milyar TL büyüklüğe ulaştı.
Aralık ayı içinde çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine Müsteşarlığı’ndan sağlanan 20 milyar TL’lik kaynağın 4.25 milyar TL’sini yani yüzde 22’sini bu projeye aktaracak. Ayrıca kullanılacak olan Portföy Garanti Sistemi ile kefalet talebini başvurunun yapıldığı gün sonuçlandıracak.
Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında KGF kefaletlerinde Hazine’nin rolünün artırılması, kefalet tutarlarının yükseltilmesi ve KOBİ dışındaki firmaların da sisteme dahil edilmesi de önemli. Ekonomi Koordinasyon Kurulu tarafından açıklanan son KGF desteğinin, ekonomimiz açısından bir kaldıraç etkisi yaratacağı bekleniliyor.
KGF Genel Müdürü İsmet Gergerli, İSO Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada; Türk bankacılık sektörünün 1.6 trilyonluk bir kredi büyüklüğüne sahip olduğunu, bunun 400 milyar TL’sinin KOBİ, 400 milyar TL’sinin bireysel krediler, kalan 800 milyar TL’nin ise KOBİ dışı olarak tanımladığı büyük işletmeler tarafından kullanıldığını, Türk bankacılık sektörünün 1.3 trilyon TL mevduata sahip olduğunu ve 1.6 trilyonu kredi olarak dağıttığı düşünüldüğünde mevduatın krediye dönüşme oranının yüzde 120 olduğunu ve bunun bankaların mevduattan başka borçlanma araçlarını kullanabildiğini gösterdiğini ifade etti: “KGF olarak hem siz sanayicileri hem de bankaları düşünüyoruz. Bankalar ne kadar güçlü olursa biz de o kadar gelişebiliriz. KGF olarak son dönemde yeni bir misyon üstlendik. 2015 sonunda toplam 2.4 milyar TL’lik krediye garanti vermişken bu yılın ilk 10 ayında 5.2 milyar TL’lik garantiye yükseldik. Yeni Bakanlar Kurulu ile bazı radikal değişikliklere gittik. ‘KOBİ dışı’ tanımını getirdik ve KOBİ’lere ek olarak büyük işletmelere de kredi garantisi vermeye başladık. KOBİ dışı firmalar için 50 milyon dolara kadar bir kredi garanti limiti açıldı.
Bu bağlamda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Kredi Garanti Fonu, Ziraat Bankası ve Denizbank’ın işbirliği ile hayata geçirilen ‘Nefes Kredisi’ projesi, KOBİ’lere yüzde 9.90 yıllık faiz oranı ve 12 ay vadeyle bu bankalardan kredi kullanmalarına imkan sağlıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği proje için 500 milyon TL’lik mevduatı Denizbank ve Ziraatbank’a aktaracak ve KOBİ’lerin bu miktarın 10 katı oranında yani 5 milyar TL kredi kullanmalarına imkân sağlıyor. KOBİ’ler, faaliyetlerini sürdürdükleri illere göre maksimum 50 bin, 100 bin ve 150 bin TL kredi kullanabilecekler ve bu krediyi aylık eşit taksitlerle 12 ayda geri ödeyecekler.
Gelecek vaad eden işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırarak, Türkiye’nin büyüme ve kalkınmasına stratejik destek sağlamak misyonuyla kurulan KGF ise bu proje kapsamında KOBİ’lere yüzde 85 oranında Hazine garantili kefalet sağlayacak. İki ayda 70 bin KOBİ’nin ‘Nefes Kredisi’ kullanması bekleniyor.”
KGF ile ilgili gelişmeler ile Genel Müdür İsmet Gergerli’nin verdiği güncel bilgiler özetle bunlar…
Yeni yılın dünyamıza ve ülkemize barış, dostluk getirmesini, iş dünyamıza da bereketli bir yıl olmasını diliyorum.